19 Aralık 2018 Çarşamba

Ülkemizin Tarihi Zenginliği - 1


Ülkemizin Tarihi Zenginliği - 1


Kuzenim haber verdi...
Mısır kraliyet rahibinin 4.400 yıllık mezarı bulunmuş.
Her yeni buluntu, insanlık için atılmış yeni bir adım gibi...
Tıpkı Ay'da ilk adımı atan Neil Armstrong'un "Benim için küçük, insanlık için dev bir adım!" dediği türden.

****
The New York Times’in haberine göre, Mısır’da başkent Kahire’nin güneyindeki antik bir kent olan Saqqara’da Mısır kraliyet rahibinin iyi korunmuş mezarı bulundu.
Mısır'da beşinci hanedanlık döneminden kalma mezar, Milattan Önce 2.500 ila 2.350 yılları arasını kapsıyor. Aynı mekanda 45 adet heykel de bulunmuş.
Dikkatimi çeken ayrıntı; mezarın "iyi korunmuş" olduğudur.
İyi korunmuş olması ne anlama geliyor?
Şimdiye kadar ehil olmayan ellerden gizlenebilmiş...
Açığa çıkarılamadığı için tahrip görmemiş, talan ve yağmaya uğramamış!
Arkeologlar tarafından tespit edilerek, usulüne uygun bir biçimde açığa çıkarılmıştır.
Şüphesiz, uygun bir biçimde tasnifi ve teşhiri sağlanacaktır...
Önce bilim dünyasına, sonra da ziyaretçilere sunulacaktır.



****
Bu tür haberlerle karşılaşınca, ister istemez aklımıza ülkemizdeki arkaik mekanlar ve tarihi eserler geliyor.
Yıllar önce yeğenlerimden biri gezmek için Almanya'ya gidiyor....
Berlin'deki Bergama Müzesini ziyaret ettiğinde ülkemizden götürülen tonlarca tarihi eseri görüp şaşırıyor.
"Orada oturup az daha ağlayacaktım" diyor.

****
Bergama Müzesi (Pergamonmuseum), Berlin'deki Müzeler Adası'nda bulunan beş müzeden biri...
Müzenin ene önemli eseri Bergama Zeus Sunağı...
Bergama Zeus Sunağı ya da Zeus Altar'ı MÖ 2. yüzyılda, İzmir'in kuzeyinde bulunan antik Pergamon şehrinde Pergamon Krallığı'nı yöneten Attalos hanedanı tarafından yaptırılmış mermerden anıtsal dinsel yapıdır.
At nalı biçimdeki bu yapı Bergama Akropolü üzerinde bulunur.
35,64 m genişliğinde 33,4 m derinliğindedir.
Yapının ön tarafında bulunan merdivenler 20 metre genişliğindedir.
Dışında ve iç mekanlarında bulunan mermer kaplama üzerindeki freskler sanat tarihinin en önemli yapıtları arasında sayılır. Dış cephe freskleri antik Helen dünyasının Olympos tanrıları ile devler -Gigantlar- arasındaki savaşı, iç alandaki freskler Pergamon'un kuruluş söylencesi olan Telefos söylencesini anlatır.
Bu görkemli yapının kalıntıları 1870'li yıllarda Alman mühendisi Carl Humann tarafından, o zamanın Prusya'sına götürülmüştür.
(Özellikle Bergama ve Milet'ten alınan eserlerle oluşturulan koleksiyonun Almanya'ya yasal olarak getirilip getirilmediği konusu halen tartışılmaktadır.)



Türkiye'den götürülen eserler arsında; Bergama Zeus Sunağı, Milet'in Market Kapısı, İştar Kapısı ve Mshatta Alınlığı gibi yapılar ve bu yapılara ait eserler, gerçek yerlerinden ayrıntılı bir şekilde toplanarak bu müzede yeniden birleştirilmiş, Bergama Müzesi'nin adını dünya genelinde meşhur etmiştir. Sergilenen diğer eserlerin başlıcaları; Bergama Athena Tapınağının Girişi, Bergama'dan Athena Heykeli, Halep Odası'dır. Bunun yanı sıra, Türk Çinisi ve halılarından da örnekler mevcuttur.
Bergama Müzesi, Alfred Messel tarafından tasarlanmış ve Ludwig Hoffmann denetimindeki inşaatı 1910'da başlamıştır...
20 yıl sonra da, 1930'da tamamlanmıştır.
Müze yılda yaklaşık 850,000 insan tarafından ziyaret edilmektedir. 2007 yılında 1.135.000 kişi tarafından ziyaret edilmiş ve Almanya'nın en çok ziyaret edilen sanat müzesi olmuştur.

****
Değerli yeğenimin Berlin Müzesindeki duyarlığı boşuna değil.
O eserler Almanya'ya taşınmamış olsaydı, ne olurdu?
Aynı konu "Klasik Arkeolojiye Giriş" dersinde de karşımıza çıktı.
Hocamız, Zeus Sunağını kastederek "Bu eserler tümüyle yok olabilirlerdi!" diyor...
"Mermeri kireç taşına dönüştürmeyi sevdiğimizi" söylüyor ki, inanması zor...
Eserin "iyi korunmuş olması" bir anlamda daha iyi anlaşılıyor... 
Peki elimizde mevcut değerler hangi konumda?

Haftaya devam etmek umuduyla...

(Berlin'deki Bergama Müzesi'ne ait kaynak bilgi; söz konusu dersten ve Wikipedia'dandır.)


19.12.2018, Ünyekent