24
Haziran'ın Ardından
Türkiye’de
yaşayan bir İsviçreliye sormuşlar:
-
Ülkenizde yüksek refah seviyesi dururken neden Türkiye’ye yerleştiniz?
-
İsviçre’de 5 yıl sonra ne olacağını bilirsiniz, Türkiye’de ise yarın sabah ne
olacağını kimse bilmez, burada yaşamak bana heyecan veriyor.
Bu
ifadeler, 40 yıl öncesinin “Muz Cumhuriyetleri”nde görülen bir manzarayı işaret
etmektedir. Sabah erken kalkanın iktidara sahip olduğu bir Latin Amerika ülkesi
veya bir Afrika devleti artık yeryüzünde mevcut değil.
Kaldı
ki Türkiye, neden yarın sabah ne olacağının bilinemediği istikrarsız bir ülke
olsun?
****
Bu
tür endişeler ülkemizde yeni değil...
“Bu
kış komünizm gelecek!”
Rahmetli
Celal Bayar’ın 1960 ihtilalinden
itibaren dillendirdiği bu kabusu unutmak mümkün mü?
Rahmetli
“yaşayan tarih” sayılırdı.
Sevr
Antlaşması’ndan Lozan’a, Cumhuriyet ilanından 1960 İnkılabı’na…
12
Mart 1971 Muhtırası’ndan, 12 Eylül 1980 Darbesi’ne kadar, her olağanüstü
durumda aynı kabusu dile getirdi.
****
12
Eylül 1980 Darbesi’nin Cunta lideri Kenan
Evren darbenin ilk bildirisinde:
“Biz bugün bu kürsüde olmasaydık, bu
kürsüde konuşan onlar olacaktı.”
Dememiş
miydi netekim!
"Onlar!"
dediği, sol kesim, komünistler...
****
Korku
hep aynı.
“Az
daha onlar geliyordu!” derken, "Komünizm"in kalesi saydıkları
Sovyetler Birliği bir gecede yıkıldı.
Alnı
akıtmalı lider sayesinde Glastnost
ve Perestroyka gibi, ne olduğu pek
belli olmayan alametlerle göçtü gitti…
****
Bir
süre önce laik ve sosyal demokrat kesim (zaten Türkiye’de laik olmayan sosyal
demokrat yoktur ama bu vurgu hep yapılır, eksik bırakmayalım dedik) kılık
kıyafete takmıştı. Karşılıklı atışmalar, varsa yoksa türban! Şimdilerde
taraflar daha sakin. Türbancı kesimin iktidar olmasıyla, devlet olmanın erdemi
birleşerek bu tartışmalar hafifledi. Bu defa “İran rejimine doğru mu
gidiyoruz?” endişesi başlamıştı.
Şimdi,
“Türkiye’nin ekseni kayıyor mu?”
sorusundayız.
****
Endişeye
mahal yok…
Devlet
erkanı açıkladı: Türkiye’nin ekseninde bir kayma yok. Avrupa Birliği yolunda
kararlılıkla ilerliyoruz. (Bakınız: Devlet Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçek.)
AKP
Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat
Mercan, Başbakan Başdanışmanı İbrahim Kalın ve bazı milletvekilleri,
Türkiye'nin dış politika konusundaki görüşlerini anlatmak üzere ABD'ye gitti.
Herkes
rahat uyusun.
****
Bu
yazıyı 16 Haziran 2010'da "Eksen
Kayması" başlığıyla yazmışız, sekiz yıl önce...
Sekiz yılda neler oldu?
"Demokratik
Açılım"dan Sur ve Suruç harekatına geçtik.
Parlamenter
sistemi terk ettik, yerine iki aşamada başkanlık sistemi getirdik...
Ergenekon,
Balyoz davalarımız vardı...
Terörist
diye yargılanan genel kurmay başkanlarımız oldu...
Kenan
Evren'i de "darbe" yapmaktan dolayı mahkûm ettik!
Bir
de beraber yürüdüklerimiz vardı ki...
Bazıları
terörist çıktı...
FETÖ
dediğimiz haşhaşilerdi bunlar.
İki
yıl önce, 15 Temmuz 2016'da bunların darbe girişimine maruz kaldık...
Geçtiğimiz
yıl komşu bir ülkeden gelen tehdidi bertaraf ettik, Afrin'e girdik.
Şimdi
bir başka komşu ülkede, Kandil dolaylarındayız.
Ve
üç gün önce...
Başkanlık
Sistemi'nin ilk seçilmiş başkanını...
İlk
turda seçtik!
Türkiye'ye
yerleşmiş İsviçreli vatandaşımıza yaşattığımız heyecan için mutluyuz!
Her
şey kontrol altında!
Herkes
rahat uyusun!
http://www.unyekent.com/yazi/304-24-haziranin-ardindan.html