Rus Bombardımanı ve Ünye’de Bulunan Gülle
18. yüzyılın son çeyreğinde ve 19. yüzyılın ilk yarısında
gerçekleşen teknolojik devrim, yaşamın bütün alanlarında olduğu gibi, askeri endüstri
üzerinde de büyük etkileri oldu. Bu etkilerin yarattığı sürecin temel özelliği,
silah üretiminin makineleşmesi ve silah fabrikalarının kurulmasıydı. Silahlar
artık başka herhangi bir tüketim nesnesi gibi kitlesel olarak üretilmeye
başlamıştı.
I. Dünya Savaşı’na giden süreçte Osmanlı devleti, Akdeniz’de
yitirdiği deniz üstünlüğünü takiben Karadeniz’de de savaş gücünü kaybetmişti.
Yeniden toparlanma hamlesine girişen Osmanlı Devleti, Almanya yanında yer aldı.
Osmanlı donanmasının 28-29 Ekim 1914 gecesi Rusya’nın Sivastopol ve Odesa
limanlarını bombalaması ile fiilen I. Dünya Savaşı’na girmişti. Bu hadiseyi
gerçekleştiren, Amiral Souchon komutasındaki Yavuz ve Midilli adı
verilerek Osmanlı donanmasına katılan iki Alman zırhlısı, Karadeniz’deki kuvvet
dengesini Osmanlı Devleti’nin lehine çevirememekle birlikte önemli bir psikolojik
etki yaratmış ve 1853-1856 Kırım Savaşı’ndan sonra Rusya’ya yeniden saldırma
cesaretini güdülemişti. Bu olay üzerine Rusya 2 Kasım’da, İngiltere ve Fransa 5
Kasım’da Osmanlı Devleti’ne savaş ilan ettiler. Osmanlı Devleti de bunlara 12
Kasım1914’te karşılık verdi.
Ocak 1916’da Lazistan Sancağı kıyılarında başlayan Rus bombardımanı
ve ardından yaşanan işgal, 18 Nisan’da Trabzon Vilayeti’nin merkez sancağı olan
Trabzon şehrinin işgaliyle sonuçlanmıştır. Karadeniz kıyısında Rus
bombardımanlarına hedef olan kentlerin başında Samsun ve Trabzon gelmekteydi.
Tirebolu, Ünye ve Fatsa bu dönemde çeşitli defalar saldırıya maruz kalmıştı.[1]
Savaşın Teknolojik Boyutu
ve Gemilerin Rolü
Rusya-Ukrayna Savaşı’nda geçtiğimiz hafta “saf dışı” kalan Rus Amiral Gemisi’ne ilişkin tartışmalar halen sürmektedir. Konu önemli çünkü İngiltere-Arjantin arasında cereyan eden Falkland Savaşı’nda Arjantin Amiral Gemisi vurulmuş ve Arjantin savaştan çekilmek zorunda kalmıştı.
20. yüzyılın başlarında, düşmanın savunma hatlarının yarılmasında en etkili yol hala ağır topçu ateşiydi. Bu nedenle ağır topların üretimi ve teknik kapasitelerinin ve tahrip güçlerinin geliştirilmesi çabaları devam ediyordu. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce 38 kalibreliğe kadar top üretilmişti. Ancak hareket kabiliyeti yüksek sahra topu, savaş öncesine kadar hala topçuluğun belkemiğini oluşturuyordu. Fransızlar 1897’de 7.5 santimetrelik ünlü sahra toplarını üretmişlerdi.
19. yüzyılın ikinci yarısı, Avrupalı silah sanayileri için
oldukça önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Silah teknolojisinde hızlı
bir biçimde ortaya çıkan ilerlemeler ve seri üretim, bu silahlara pazar bulma
sorununu da ortaya çıkarmıştır. Özellikle Çin, Güney Afrika, Türkiye,
Balkanlar, Uzakdoğu ve Güney Amerika gibi ülkeler ve çevrelerinde ortaya çıkan
kriz ve çatışmalar, silahlanmayı zorunlu hale getirince, Avrupalı silah
firmaları bu alanlarda Pazar kapma yarışına girdiler. Bu silah firmaları, daha
sonra “silahlı barış” kavramını siyasî ve askerî literatüre sokarak, ilgili ülkelere
silah satışını kolaylaştırmanın yollarını aramaya başladılar.[2]
İçten yanmalı motorların kullanımı, Birinci Dünya Savaşı’nda
gittikçe gelişen büyük bir rol oynamıştır. Orduların her geçen gün daha fazla
motorlu taşıt kullanmaya başlamalarına karşın, savaşın sonunda bile ata dayalı
ulaşım hala ağırlıktaydı. 20. yüzyılın başında birçok Avrupa ülkesi, silahlı ve
zırhlı birçok prototip motorlu taşıt üretti ve savaşta kullandı.
Uçakların henüz yaterince etkinleştirilemediği süreçte en
etkili güç her dönem olduğu gibi yine deniz kuvvetleriydi.
Birinci Dünya Savaşı’nda deniz savaşlarında etkili olan en
önemli iki silah, mayın ve torpil olmuştur. Torpiller ise Birinci Dünya
Savaşı’nda etkin bir araç olarak kullanılan denizaltıların en önemli ve sonuç
alıcı silahıydı. Yönlerini kontrol etmek amacıyla jiroskopun uyarlanmasıyla
torpiller daha etkili hale getirildi.
Birinci Dünya Savaşı, sadece askerler arasında değil,
savaşan tarafların bilimsel ve teknolojik birikimleri, becerileri,
perspektifleri, yaratıcılıkları, ekonomik güçleri vb. arasında da süren çok
yönlü bir savaş olmuştur.
Rus Donanması ve Rostislav Zırhlısı
Rus İmparatorluk Donanması'nın küçük bir kıyı savunma gemisi olarak tasarlanan Rostislav gemisi, sonradan 1.600 ton eklentiyle boyutları ve donanımı genişletilerek açık deniz savaş gemisi haline getirildi. Rostislav , kömür yerine akaryakıt yakan dünyanın ilk savaş gemilerinden biri oldu. Savaş kabiliyeti, fiili Rus standardı olan 12 inç (305 mm) yerine 10 inçlik (254 mm) ana topların kullanılmasıyla daha esnek ve saldırıya yönelik hale getirildi.
İmparatorluk Donanması'nın Saray üyeleri tarafından komuta
edilen bu geminin ana silahı, ön ve kıçta Fransız tarzı, orta eksenli ikiz
taretlere monte edilmiş iki çift 10 inç (254 mm) 45 kalibrelik Model 1891
topundan oluşuyordu. 91,4 lb (41,46 kg) ağırlığında ve 2,600 ft/s (792 m/s)
namlu çıkış hızına sahip mermiler ateşlemekteydiler. Her biri +20° yükseklikte
ateşlendiğinde maksimum 12.602 yarda (11.523 m) menzile sahiptiler.[3]
Gemiden ateşlenen mermi namlu içinde gittikçe hızlanarak yol
almakta ve maksimum hıza ulaşarak namlu ağzından dışarı fırlamaktaydı. Merminin
ateşlenmesi sırasında açığa çıkan basınçlı gazların topu geri doğru itmesi bir
geri tepme düzeneği aracılığıyla önlenmekteydi. Yivli toplardan fırlatılan
mermi, havada kendi ekseni çevresinde hızla dönerek yol aldığından, dengesini
kendi kendine düzenliyor, mermi hedefe çarptığında patlıyor ve şiddetli basınç
dalgaları gaz ya da çeşitli parçacıklar saçarak hedefi tahrip ediyordu. 240/35’lik
toplar, dakikada 2 mermi atabilir duruma gelmişti. 240/35’lik topun bu
mermileri arasında özellikle tahrip
danesi, dip tapalı tahrip danesi
ve külahlı zırh danesi
kullanılıyordu.
Tahrip Danesi, malzemelere ve insanlara karşı kullanılan,
içinde paralanma hakkı olarak, yüksek süratli bir infilak maddesi bulunan
mermidir.
Rostislav Zırhlısı 4 Kasım 1914'te Karadeniz Filosuyla
birlikte savaşın ilk muharebe harekatı için yola çıktı: Zonguldak'ın
bombardımanı. Operasyon, Sivastopol'a yönelik Türk-Alman saldırısına misilleme
olarak tasarlandı.
Daha sonra Kafkas Ordusu'nun kara operasyonlarını
desteklemekle görevli Batum Grubu'nun amiral gemisi oldu. İlk ortak eylemleri 5
Şubat 1916'da Arhavi yakınlarında başladı. Sadece ilk gün gemi Türklere 400 top
mermisi ateşledi. Rize ve Trabzon’un işgalinde amfibik çıkarma desteğinde bulundu.
1916 Temmuz'unda Sinop’a kadar olan kıyı şeridinin
bombalanmasında ve açıktaki gemilerin vurulmasında görev aldı.
1916’nın Ağustos ayında Köstence Grubu'nun amiral gemisi olarak
Romanya kıyılarına transfer edildi.
Muhtemelen Ünye’yi bombalayan Rus gemilerinden biri Rostislav
gemisiydi.
Ünye’de Bulunan Top Güllesi
1991 yılı yazında Ünye Yalı Mevkii’nde bir gülle bulundu. Rahmetli Rüştü Akın’a ait eski bir evin (muhtemelen Rum evi) yıkımı ve yeni binanın temel kazımı sırasında bulunmuştu. Muharrem Kılıçaslan tarafından iş makinesinin kazısı sırasında bulunan ve “delikli gülle” tabir edilen mermi o tarihten itibaren ilgili şahsın muhafazası altındadır. Gülleyle ilgili olarak, Birinci Dünya Savaşı’nda maruz kalınan Rus Bombardımanına ait olduğu yorumları yapılmaktadır.
Kanımızca bu güllenin Birinci Dünya Savaşı bombardımanıyla
alakası yoktur.
Delikli güllelerin kayda geçmiş olan ilk kullanımları
(patlayıcı mermi olarak), Kanuni Sultan
Süleyman'ın 1522 Rodos seferidir.
Rodos, Osmanlı imparatorluğu tarafından fethedilmişti fakat patlayıcı
mermilerin/top mermisinin fazla bir etkisi olmamıştı. Bu mermiler infilak
ettiği zaman muazzam gürültü çıkarıyor, ama duvarları yıkmakta o kadar başarılı
olamıyordu. Derme çatma evleri yıkabiliyor ve düştükleri yere yakın olma
talihsizliğinde bulunan kimseleri darbe sonucu öldürebiliyordu. Ama çoğunlukla,
savunmacıları dehşete düşürmeye yarıyordu. O dönemde patlayıcı mermilerin bir
gün kara savaşında en ölümcül araç ve deniz savaşlarının başlıca silahı
olacağının hiçbir emaresi yoktu.
Yalı’da bulunan top güllesinin benzerleri, Ünye’de Topyanı Burnu’nda da ele geçmişti.[4] Bugün Japon Anıtı’nın bulunduğu
burnun doğu kıyısında, denizin içinden top gülleri çıkardıklarını beyan eden
mahalle sakinleri, şu an bu güllelerin nerede olduğunu bilmediklerini
söylemişlerdir.
ÜNYE TARİH ARAŞTIRMA GRUBU
AHMET KABAYEL – AHMET DERYA VARİLCİ
20.04.2022,
Ünyekent
http://www.unyekent.com/yazi/3159-rus-bombardimani-ve-unye-de-bulunan-gulle.html
[1] Hikmet
ÖKSÜZ-Veysel USTA, Türkiyat Mecmuası, C. 24/Bahar, 2014
[2] Mehmt
BEŞİRLİ, I. Dünya Savaşı Öncesinde Türk Ordusu, Berlin, 1999
[3] Adam Smigielski
(1979). "İmparatorluk Rus Donanması Kruvazörü Varyag". Roberts'ta
John (ed.). Savaş gemisi III . Londra: Conway Denizcilik Basını. ISBN'si
0-85177-204-8., s. 160
[4] Kıyı
sakinlerinden Edip Adalı ve kardeşi rahmetli Metin Adalı’dan aldığımız
bilgidir. Muhtemelen Ünye’deki bu ve benzeri top gülleleri Osmanlı’nın daha
önceki dönemlerinden, kullanım dışı kalmış mermilerdir.