26 Mayıs 2012 Cumartesi

Günlerle Gelen


İKİ ŞEHRİN HİKAYESİ
ÜNYE-FATSA
(2) 
Ahmet Derya Varilci

Fatsa’dan Ünye’ye…

Ünye’ye bağlı köylerden Fatsa’ya doğru gelişen nüfus hareketi bazen tersine bir rota izleyebiliyordu. Bir dönem Fatsa’dan gelerek Ünye’de ikamet eden ve dört yıl sonra memleketi Fatsa’ya dönen komşularımız gibi…
Yağmurlu bir bahar akşamıydı, ilkbahar yahut güz… Uzun zaman önceydi, hatırlanması zor. Ablam ortaokul çağındaydı, bense henüz ilkokulun üçüncü sınıfındaydım. Benden bir yaş büyük kız kardeşimle aynı sınıfta okuyorduk. O dönemde Ünye Ortaçarşı’da ikamet ediyorduk. Bitişikteki binaya yeni evli bir çift taşınmıştı. Babam, Fatsa’dan geldiklerini söyledi. Annemin deyimiyle gelen genç bayan, ablama “oyun arkadaşı” olacak yaştaydı. Taşındıkları akşam ablamın biriktirdiği artist resimlerine dalmışlardı. Sivas’ın Yıldızeli’nden olan bayanın yolları nasıl olmuşsa Fatsa’dan bir delikanlıyla kesişmişti. Aile dostluğumuz daha o saat başlamıştı. Bir yıl sonra ilk çocukları dünyaya geldi. Adı gibi kendisi de zekiydi. Yıllar sonra Avukat olacaktı.
Fatsa’dan gelen çiftin Ünye’de başka çocukları da oldu, hepsinin başarılı birer insan olduklarını öğrendim.
Yaklaşık beş yıl sonra Fatsa’ya döndüler.

Neden Fatsa’dan Ünye’ye gelmişlerdi?

Genç çiftin Fatsa’dan geliş sebebi, yaşadıkları bir husumetten dolayıydı. Fatsa-Kabakdağlı olan bey, belaya bulaşmaktansa bir miktar memleketinden uzak durmayı tercih etmişti. Taraflar yatıştıktan kısa bir süre sonra yeniden Fatsa’ya dönmeyi planlıyorlardı ama olmadı.
Dönüş yıllar sürdü.
Ünye’de kurdukları hayat, edindikleri iş ve dost çevresi bu ailenin Fatsa’ya dönüşünü geciktirdi.
Yazları Fatsa Kabakdağı’na fındık toplamaya gitseler de, taşınmaları beş yıl aldı. Beş yıl sonra Fatsa’ya taşındılar. Komşuluk ilişkimiz kesilse de dostluklarımız bitmedi. Bu vesileyle ben iki yaz tatilini Fatsa’da ve köyleri Kabakdağı’nda geçirdim.
Beni bu aileye bağlayan esas etken; ailenin kayın biraderi, çocukların dayısı Zekeriya Temizel idi… Aramızdaki adıyla Fikret Ağabey.
Yaz tatillerinde Ünye’ye, ablasının yanına gelen Temizel, Lise’nin bir kısmını Ünye’de okudu. Fatsa’ya taşınmazdan önce Lise’yi bitirdi, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdi.

Zekeriya Temizel

Zekeriya Temizel, Kafkasya’dan Tokat’ın bir beldesine göçen Çerkez bir aileye mensuptu. Oradan kalkıp Sivas’ın Yıldızeli’ne yerleşmişlerdi. Çocukluk dönemini kaleme aldığı Çekerek Kıyılarında adlı otobiyografik eserde bu kısım oldukça detaylı anlatır.
Benim nazarımda Zekeriya Temizel, Ünye ve Fatsa demektir.
Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarımda birçok şeyi ondan öğrendim. Ünye-Fatsa arasındaki benzerliği ve karşıtlığı da ilk ondan öğrendim.
Küçük yaşımdan itibaren denizde yüzerdim ama yüzme stilini ilk ondan öğrendim. İlk siyasi tartışmamı onunla yaşadım. İdeolojik yapılanmamın ilk adımı, hayata ve dünyaya bakış açımın belirlenmesi orada oldu… Ünye ile Fatsa arasında.
Ünye iskelesine benzeyen Fatsa iskelesinde ilk ve belki de son kez onunla yüzdüm.
Kabakdağı’na birlikte fındığa gittik. Ünye’deki fındıklıklardan farkı yoktu.
20 Temmuz 1969 tarihinde Fatsa’daydım. Apollo 11 ile aya giden Neil Armstrong’un aya ayak basışını radyodan birlikte dinledik. Armstrong’un kendisi için küçük ama insanlık için nasıl büyük bir adım olduğunun ilk yorumunu Temizel’den aldım.
Üniversite hayatının nasıl bir şey olduğunu ilk ondan öğrendim. Bir yıl sonra Temizel, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi.
Türkiye, dünyada yükselişe geçen 1968 Hareketi’nin yansımalarını tüm sıcaklığıyla yaşamaktaydı.
Ünye ve Fatsa 1972 yılının ilk aylarında sekiz sütunluk manşete taşınmıştı. Akkuş-Tokat arasında Kızıldere’de noktalanan bu süreci daha sonra ele almak üzere, yeniden Temizel’e dönelim.
Yollarımız onunla şimdiye kadar hiç kesişmedi.
1989-92 yılları arasında İstanbul Defterdarı ve 1992-93 arasında Gelirler Genel Müdürü oldu.
55. Hükümet’te (1997-99) ve 56. Hükümet’te (1999) Maliye Bakanlığı yaptı.
Mart 2000’de Ecevit’in Başbakanlığı makamına bağlanmak koşuluyla, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) başkanlığı görevine talip oldu. Kemal Derviş’in gelişiyle birlikte görevinden istifa etti.
Bir dönem Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapan Temizel, son yıllarda siyasi yaşamdan hayli uzak görünüyor.
Şimdilerde tarımsal ürünlerle iştigal ediyor.

Temizel’in tarımsal girişimleri…
Zekeriya Temizel Antalya’da ve Söke’de tıbbi ve aromatik bitkiler üretiyor ve bunlardan doğal yağ elde ediyor. Kendisini tarım işçisi ve sanayicisi olarak nitelyen Temizel, Türkiye’de soğuk hava depoculuğunun da öncüsüdür.
Bazı eski arkadaşlarını yanına alarak Tarımsal İklimleme ve Teknolojik Araştırmalar’ı (TİKTA) kuruyor. Türkiye dünyanın beşinci büyük elma üreticisi olmasına rağmen depoculuk konusunda kimsenin bir atılım yapmadığını görünce, bu konudaki ilk araştırmayı gerçekleştiriyorlar ve ilk soğuk hava deposunu kuruyorlar.
Antalya’da kurdukları bir tesiste tohum ve çekirdekten yüzde yüz saf yağ elde ediyorlar. Türk milletinin tarih boyunca ekmek ve bulgur yiyerek sağlıklı kalmasını işte bu yağa bağlıyor Temizel… Buğdayın özünde bulunan rüşeym yağının raf endişesi ve beyaz ekmek üretimi nedeniyle terk edildiğini ve halkın nişasta ve şeker yemeğe başladığını ileri sürüyor. Ciltteki lekeleri gideren bu yağ kozmetikte ve eczacılıkta kullanılıyor. Doğal Destek Ürünleri AŞ. Başkanı Temizel, “tabia” adıyla ürettikleri müstahzarları yakında ihraç edeceklerini söylüyor.
Çocukluk dönemini, o dönemde Türkiye’nin sosyo ekonomik yapısını ve ailesinin öyküsünü “Çekerek Kıyıları”nda yazan eski Maliye Bakanı ve BDDK Başkanı Temizel, BDDK günlerini yazacağını söylüyor. “Sır saklama” yükümlülükleri dolayısıyla şimdilik beklediğini söyleyen eski BDDK başkanı, Türkiye’nin 1994 ila 1999 yılları arasında bankacılık sektörünün yasasız olarak idare edildiğini ileri sürüyor. “Kişisel çıkarlarını toplumsal çıkar olarak göstermeye çalışanlarla” bir dönem muhatap olduklarını söyleyen Temizel, belki de 28 Şubat sürecine ışık tutacak açıklamalarda bulunacaktır.
Ama asıl merak ettiğimiz “Çekerek Kıyıları”nda anlattığı çocukluk döneminin ardından gelen ilk gençlik ve Üniversite yıllarıdır…

Yani Zekeriya Temizel’in Ünye ve Fatsa arasında geçen yılları. 
 
Ünyekent'te bir yazı dizisi...   18 Mayıs 2012

 
Ünye

Fatsa

Ünye Atatürk Parkı

 
Fatsa Parkı

Fatsa Kabakdağı Köy Evleri -
Foto. Gazetegerçek.com

 Zekeriya Temizel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder