İKİ ŞEHRİN HİKAYESİ
ÜNYE-FATSA
(2)
Ahmet Derya Varilci
Fatsa’dan Ünye’ye…
Ünye’ye bağlı köylerden Fatsa’ya doğru gelişen
nüfus hareketi bazen tersine bir rota izleyebiliyordu. Bir dönem Fatsa’dan
gelerek Ünye’de ikamet eden ve dört yıl sonra memleketi Fatsa’ya dönen
komşularımız gibi…
Yağmurlu bir bahar akşamıydı, ilkbahar yahut güz…
Uzun zaman önceydi, hatırlanması zor. Ablam ortaokul çağındaydı, bense henüz
ilkokulun üçüncü sınıfındaydım. Benden bir yaş büyük kız kardeşimle aynı
sınıfta okuyorduk. O dönemde Ünye Ortaçarşı’da ikamet ediyorduk. Bitişikteki
binaya yeni evli bir çift taşınmıştı. Babam, Fatsa’dan geldiklerini söyledi.
Annemin deyimiyle gelen genç bayan, ablama “oyun arkadaşı” olacak yaştaydı.
Taşındıkları akşam ablamın biriktirdiği artist resimlerine dalmışlardı.
Sivas’ın Yıldızeli’nden olan bayanın yolları nasıl olmuşsa Fatsa’dan bir
delikanlıyla kesişmişti. Aile dostluğumuz daha o saat başlamıştı. Bir yıl sonra
ilk çocukları dünyaya geldi. Adı gibi kendisi de zekiydi. Yıllar sonra Avukat
olacaktı.
Fatsa’dan gelen çiftin Ünye’de başka çocukları da
oldu, hepsinin başarılı birer insan olduklarını öğrendim.
Yaklaşık beş yıl sonra Fatsa’ya döndüler.
Neden Fatsa’dan Ünye’ye
gelmişlerdi?
Genç çiftin Fatsa’dan geliş sebebi, yaşadıkları bir
husumetten dolayıydı. Fatsa-Kabakdağlı olan bey, belaya bulaşmaktansa bir
miktar memleketinden uzak durmayı tercih etmişti. Taraflar yatıştıktan kısa bir
süre sonra yeniden Fatsa’ya dönmeyi planlıyorlardı ama olmadı.
Dönüş yıllar sürdü.
Ünye’de kurdukları hayat, edindikleri iş ve dost
çevresi bu ailenin Fatsa’ya dönüşünü geciktirdi.
Yazları Fatsa Kabakdağı’na fındık toplamaya
gitseler de, taşınmaları beş yıl aldı. Beş yıl sonra Fatsa’ya taşındılar.
Komşuluk ilişkimiz kesilse de dostluklarımız bitmedi. Bu vesileyle ben iki yaz
tatilini Fatsa’da ve köyleri Kabakdağı’nda geçirdim.
Beni bu aileye bağlayan esas etken; ailenin kayın
biraderi, çocukların dayısı Zekeriya Temizel idi… Aramızdaki adıyla Fikret
Ağabey.
Yaz tatillerinde Ünye’ye, ablasının yanına gelen
Temizel, Lise’nin bir kısmını Ünye’de okudu. Fatsa’ya taşınmazdan önce Lise’yi
bitirdi, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdi.
Zekeriya Temizel
Zekeriya Temizel, Kafkasya’dan Tokat’ın bir beldesine göçen Çerkez bir aileye
mensuptu. Oradan kalkıp Sivas’ın Yıldızeli’ne yerleşmişlerdi. Çocukluk dönemini
kaleme aldığı Çekerek Kıyılarında adlı otobiyografik eserde bu kısım
oldukça detaylı anlatır.
Benim nazarımda Zekeriya Temizel, Ünye ve Fatsa
demektir.
Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarımda birçok şeyi
ondan öğrendim. Ünye-Fatsa arasındaki benzerliği ve karşıtlığı da ilk ondan
öğrendim.
Küçük yaşımdan itibaren denizde yüzerdim ama yüzme
stilini ilk ondan öğrendim. İlk siyasi tartışmamı onunla yaşadım. İdeolojik
yapılanmamın ilk adımı, hayata ve dünyaya bakış açımın belirlenmesi orada oldu…
Ünye ile Fatsa arasında.
Ünye iskelesine benzeyen Fatsa iskelesinde ilk ve
belki de son kez onunla yüzdüm.
Kabakdağı’na birlikte fındığa gittik. Ünye’deki
fındıklıklardan farkı yoktu.
20 Temmuz 1969 tarihinde Fatsa’daydım. Apollo 11
ile aya giden Neil Armstrong’un aya ayak basışını radyodan birlikte
dinledik. Armstrong’un kendisi için küçük ama insanlık için nasıl büyük bir
adım olduğunun ilk yorumunu Temizel’den aldım.
Üniversite hayatının nasıl bir şey olduğunu ilk
ondan öğrendim. Bir yıl sonra Temizel, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi.
Türkiye, dünyada yükselişe geçen 1968 Hareketi’nin
yansımalarını tüm sıcaklığıyla yaşamaktaydı.
Ünye ve Fatsa 1972 yılının ilk aylarında sekiz
sütunluk manşete taşınmıştı. Akkuş-Tokat arasında Kızıldere’de noktalanan bu
süreci daha sonra ele almak üzere, yeniden Temizel’e dönelim.
Yollarımız onunla şimdiye kadar hiç kesişmedi.
1989-92 yılları arasında İstanbul Defterdarı ve
1992-93 arasında Gelirler Genel Müdürü oldu.
55. Hükümet’te (1997-99) ve 56. Hükümet’te (1999)
Maliye Bakanlığı yaptı.
Mart 2000’de Ecevit’in Başbakanlığı makamına
bağlanmak koşuluyla, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) başkanlığı
görevine talip oldu. Kemal Derviş’in gelişiyle birlikte görevinden istifa etti.
Bir dönem Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı
yapan Temizel, son yıllarda siyasi yaşamdan hayli uzak görünüyor.
Şimdilerde tarımsal ürünlerle iştigal ediyor.
Temizel’in tarımsal girişimleri…
Zekeriya Temizel Antalya’da ve Söke’de tıbbi ve
aromatik bitkiler üretiyor ve bunlardan doğal yağ elde ediyor. Kendisini tarım
işçisi ve sanayicisi olarak nitelyen Temizel, Türkiye’de soğuk hava
depoculuğunun da öncüsüdür.
Bazı eski arkadaşlarını yanına alarak Tarımsal
İklimleme ve Teknolojik Araştırmalar’ı (TİKTA) kuruyor. Türkiye dünyanın
beşinci büyük elma üreticisi olmasına rağmen depoculuk konusunda kimsenin bir
atılım yapmadığını görünce, bu konudaki ilk araştırmayı gerçekleştiriyorlar ve
ilk soğuk hava deposunu kuruyorlar.
Antalya’da kurdukları bir tesiste tohum ve
çekirdekten yüzde yüz saf yağ elde ediyorlar. Türk milletinin tarih boyunca
ekmek ve bulgur yiyerek sağlıklı kalmasını işte bu yağa bağlıyor Temizel…
Buğdayın özünde bulunan rüşeym yağının raf endişesi ve beyaz ekmek üretimi
nedeniyle terk edildiğini ve halkın nişasta ve şeker yemeğe başladığını ileri
sürüyor. Ciltteki lekeleri gideren bu yağ kozmetikte ve eczacılıkta
kullanılıyor. Doğal Destek Ürünleri AŞ. Başkanı Temizel, “tabia” adıyla
ürettikleri müstahzarları yakında ihraç edeceklerini söylüyor.
Çocukluk dönemini, o dönemde Türkiye’nin sosyo
ekonomik yapısını ve ailesinin öyküsünü “Çekerek Kıyıları”nda yazan eski
Maliye Bakanı ve BDDK Başkanı Temizel, BDDK günlerini yazacağını söylüyor. “Sır
saklama” yükümlülükleri dolayısıyla şimdilik beklediğini söyleyen eski BDDK
başkanı, Türkiye’nin 1994 ila 1999 yılları arasında bankacılık sektörünün
yasasız olarak idare edildiğini ileri sürüyor. “Kişisel çıkarlarını toplumsal
çıkar olarak göstermeye çalışanlarla” bir dönem muhatap olduklarını söyleyen
Temizel, belki de 28 Şubat sürecine ışık tutacak açıklamalarda bulunacaktır.
Ama asıl merak ettiğimiz “Çekerek Kıyıları”nda
anlattığı çocukluk döneminin ardından gelen ilk gençlik ve Üniversite yıllarıdır…
Yani Zekeriya Temizel’in Ünye ve
Fatsa arasında geçen yılları.
Ünyekent'te bir yazı dizisi... 18 Mayıs 2012
Ünye
Fatsa
Ünye Atatürk Parkı
Fatsa Parkı
Fatsa Kabakdağı Köy Evleri -
Foto. Gazetegerçek.com
Zekeriya Temizel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder