Canikler'den Batı
Toroslar'a Bir Bahar Yolculuğu
Baharın
gelişiyle birlikte başlıyor yolculuklar, bu defa Batı Torosları aşarak
Antalya'ya gidiyorum...
Batı
Toros dağ kuşağı, "genç dağlar" diye bilinen oluşumlardır, yörenin
jeolojik yapısı genellikle kalker ve serpantin kayaçlarından meydana gelir. Akdeniz
Bölgesi'nin bütün ekolojik şartlarına sahip olan bu sahada yol alarak, Burdur
üzerinden Antalya'ya yöneliyorum... Yüksek dağların sedir ağaçları artık
gözükmüyor, kızılçam, karaçam ağaçlarını da geride bırakıyorum... Burada bitki
örtüsü deniz kıyısından itibaren fıstık çamları ile başlıyor... Otomobilin
havalandırmasından gelen yoğun çam kokusu bana Ünye Çamlığını hatırlatıyor.
Yola
Ünye'den çıkıyorum. Antik adıyla söylersek, Halibya'dan... Antik Çağ'da Ünye ve çevresinde Halibler denilen bir dolayı Ünye yoprağına Halibya demek yanlış
olmaz. Canikleri aşarak Anadolu'yu çaprazlamasına geçmiş, Batı Toroslar'a
varmıştık. Boydan boya Likya topraklarındayız şimdi. Antik Çağ'ın en
önemli yerleşim yerleri bu yörede kurulmuş. MÖ VII. yüzyılda Rodos Kolonosi
olarak kurulan Phaselis (Tekirova) ve Olympos şehirleri bunlardan sadece
ikisi... Likya'dan günümüze epey antik kalıntı ve belge kalmasına karşın,
Haliplerle ilgili bilgilerimiz oldukça sınırlı. Yunan gezgin ve asker Ksenofon'un (MÖ. 430-355) Anabasis isimli eseri olmasa,
bölgemizde Halipler diye bir topluluktan haberdar olamayacaktık.
Antalya'da Bahar
"Bahar"
yerine "erken gelen yaz etkinliği" demeliydim... Antalya'yı kuşatan
dağların zirvesinde henüz kar kalkmamıştı. 30 Dereceyi aşan sıcağı fırsat
bildik... Soluğu denizde aldık.
Ünye'nin
Haziran denizi kıvamında bir Antalya deniziydi bizi karşılayan. 2018'in deniz
sezonunu, tatlı bir Akdeniz ürpertisiyle açtık... Konyaaltı Plajları "düzenleme" nedeniyle kapatılmıştı,
biz de Küçük Çaltıcak koyunda kulaç
attık.
Konyaaltı Plajları
Yıllar
önce bu sütunlarda Konyaaltı Plajlarını örnek göstererek, Ünye için aynı
işletme modelini önermiştim. Lara Plajlarıyla birlikte Konyaaltı Plajları Antalya'nın
neredeyse tüm sahil kesimini temsil ediyor ve kentin kıyısında yer alan dünyanın
en büyük plajlarından. Benzeri ABD'de Miami ve Los Angeles'te var. Brezilya'da
ise Rio Pajları (Kopakapana) en yakın örneklerdir.
Konyaaltı'nda
sahil boyunca uzanan plajların temizliği, duş ve giyinme kabinleri, şezlong ve
şemsiye hizmetleri tamamen ücretsiz olarak belediye tarafından sağlanmaktaydı.
Dileyen, ücretini ödeyerek, araya serpiştirilen özel işletmelerden hizmet alabiliyordu.
Başkan Menderes Türel'in ikinci
döneminde yeni bir düzenlemeye gidildi.
Kilometrelerce
uzunluktaki Konyaaltı Plajları tümüyle kapatıldı. Bu yılın başında özel hizmete
verilmek üzere ihale açıldı.
İhaleye
tek firma olarak Alkoçlar Turizm Seyahat
Acentesi iş ortaklığı katıldı. Hülya
Koçyiğit'in damadı Ender Alkoçlar'ın şirketi, ilk adımı 8.5 milyon TL + KDV
karşılığında Konyaaltı Sahil Projesini gerçekleştirecek ve 8 yıl işletecek.
Böylece
bizim Ünye için önerdiğimiz örnek "Halk Plajı" modeli güme gitti.
Bu
yaz Antalya'da denize girmek isteyenlere kötü haber; tüm sahil şantiye, denize
ulaşım yok!
Hadrian Kapısı ve
Gazi'nin Kaldığı Ev
Antalya
ziyaretimde bu defa Hadrian Kapısı'nı
ıskalamadım. 14. Roma İmparatoru Hadrianus'un
(MÖ. 117-138) yaptırdığı kale kapısı, şehrin giriş çıkışları için önemli bir
kontrol noktasıymış. Kendisi hümanist bir entelektüel, sanatı seven ve himaye
eden bir devlet yöneticisi... Sıkı bir Helen hayranı olduğu bu tarihi kapının
mimarisinden de belli.
Atatürk'ün Antalya'yı ziyareti sırasında kaldığı ev müzeye
dönüştürülmüş... Üç kez gelip kaldığı bu mekanda kullandığı bazı eşyalar,
fotoğraflar ve o dönemi anlatan gazete haberleri kupürüyle donatılan binayı
ziyaret ettik.
Antalya'nın
falezleri, marinası derken kısa bir kent gezisi yaptık. Nisan ayı Antalya'da dolaşmak
için en ideal mevsim. Tek tük yabancı ziyaretçiler görüyorum, Uzak Doğu'dan,
Orta Doğu'dan... Batılı ayrımı yapmak uzaktan zor, konuşmalarını duymak
gerekiyor. Yakın Doğu'da süren savaşa karşın Antalya yeni bir turizm sezonuna
hazırlanıyor.
(Yahut
"hazırlanıyor olması gerekir" diyeceğim ama görünür bir ekinlik yok!
15 Nisan'da başlayan Turizm Haftası'na zannettiğimden de sönük girdik!!!)
Dönüş Yolundayım...
Fıstık
Çamı kokulu Batı Torosları geride bıraktım. Henüz yolculuğum bitmedi. Nisan
ortasında açığımız denize girme sezonunu Karadeniz'de devam ettireceğim ama kaç
zaman sonra...
Umarım
Karadeniz'in hırçın dalgaları ve denizanalarıyla buluşmamız fazla zaman almaz.
18 Nisan 2018 Ünyekent:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder