TOPYANI
(Üçüncü-Son- Bölüm)
Karadeniz Tabyaları ve Ünye
Karadeniz’de tabyalar daha çok 19. Yüzyılda görülür. Osmanlı-Rus
savaşları sırasında denizden gelebilecek tehlikelere karşı yapılmışlardır. Bu
tarihe kadar Osmanlı’nın Karadeniz’de mutlak üstünlüğü söz konusudur. 1460'da
Candaroğulları Beyliği'ne son veren Fatih Sultan Mehmet, 1461'de Trabzon'u,
1475'de de Kırım'ı fethederek Karadeniz’i bir Türk gölü haline getirdi. Bu
sayede Karadeniz'deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi ve İpekyolu'nun tüm denetimi
Osmanlı Devleti'ne geçti.
Çarlık Rusya’sının 1739’da Azak’ı ele geçirmesiyle birlikte
Karadeniz’de Osmanlı hakimiyeti sona erdi. 1768 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında
imzalanan 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla Rusya Karadeniz’de Osmanlıyla eşit
konuma geldi. Rusya’nın bu imtiyazlı durumu 1784’te Avusturya’nın, 1802’de İngiltere, Fransa ve
diğer Avrupa ülkelerinin katılımıyla genişledi. Karadeniz’de rekabet ve
savaşların önü açılmıştı. Karadeniz’deki Osmanlı limanlarının ve kentlerinin
hiç biri güvende değildi.
Sinop Yarımadası’nın güneydoğusunda olan Paşa Tabyaları denizden
gelebilecek tehlikelere karşı tersanenin emniyetini sağlamak ve limanda bulunan
gemileri korumak amacıyla yapılmıştı. Yarı ay şeklinde olan tabyalar 11 top
yatağı, cephanelik ve mahzenlerden oluşmaktadır.
1912’de Balkan Savaşı’nda yenilen Osmanlı’ya “Hasta adam”
gözüyle bakılıyordu.
Alman savaş gemileri Boğazlardan girip Karadeniz’de Ruslara
saldırınca, Rusya 2 Kasım 1914’te Osmanlı Devleti’ne savaş ilan eti. Bolşevik
Devrimi’nin yapıldığı Ekim 1917’ye kadar Karadeniz’in kıyı kasabaları Rus
saldırılarına maruz kaldı.
Almanya’nın yanında I. Dünya Savaşı’na giren Osmanlı,
Çanakkale’de zafer kazansa da yenik ilan edildi.
Müttefikler, Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra,
aralarına Yunanistan ve İtalya da katılmış olarak İstanbul’a girip, Boğazları
kontrollerine aldılar. Bu durumda Osmanlı ve hatta Rusya topraklarını
istedikleri gibi paylaşabileceklerdi. Bu paylaşımın gerçekleşebilmesi için
önlerinde yapmaları gereken bazı işler vardı. Öncelikle stratejik bölgeler
olmak üzere hemen işgallere başladılar. Bu işgaller kendi aralarında ki tarihi
rekabetin uzantısıydı ve yarış da sessiz bir şekilde sürüyordu.[4]
Karadeniz’e sökün eden İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan
donanmalarına “gözlemci” statüsüyle ABD de katıldı. Mayıs 1919’da Anadolu’ya
giren Yunan ordusu, sadece Ege’de değil, Karadeniz’deki saldırıların da merkezi
durumundaydı.
Düşmanın 1922 yazında Karadeniz’deki gücü şöyleydi: Averoff
Zırhlısı, Kılkış Zırhlısı, Limni Zırhlısı, Elli Kruvazörü, Panter sınıfı dört
muhrip, Niki sınıfı dört muhrip ve en az iki yardımcı kruvazör.[5]
Karadeniz kıyıları baştan beri İtilaf Devletlerinin
kontrolündeydi ve bazı önemli noktalar işgal edilmiş durumdaydı. Türk kurtuluş
Savaşı için de en önemli deniz Karadeniz’di. Sovyet yardımı İstanbul’dan ve
Almanya’dan getirilen malzeme buradan Anadolu’ya giriyordu. Kurtuluş Savaşı
ağırlığını hissettirdikçe İtilaf kontrolü adeta yerini mYunan savaş gemilerine
bırakıyor ve onlara zaman zaman yardımcı oluyordu. Yunanistan, İnönü
Zaferi’nden sonra bu ablukayı resmileştirdi. Yakalanan subay ve erlere korsan
muamelesi yapılacağı, savaş malzemelerine el konulacağını, Türk gemilerini
batıracağını ilan ett. Yunan donanması nakliyat yapan Türk gemilerini
yakalayamayınca, çareyi limanları bombalamakta buldu ve sahneye Kılkış çıktı.
Samsun, Trabzon, İnebolu, Sinop gibi limanları abluka altına aldı, bazen küçük ve
bazen de büyük çapta bombardıman yaptı.[6]
Kıyıdaki önemli kentlerin bombalanmasıyla yerli Rumlara
moral, Türklere ise gözdağı verilmek isteniyordu.
2 Haziran 1921’de bir Yunan muhribi İnebolu açıklarında
kayıkları aradıktan sonra batıya gitmiş, Ereğli’de bir Yunan muhribinin şehri
bombalamak istemesi üzerine kısa bir topçu düellosu olmuştu. Daha sonra Cide,
Bartın, Ünye önlerinde Yunan muhripleri tarafından arama ve kontroller
yapılmış, Amasra önlerinde Yunan torpidosu tarafından bir kayık tahrip
edilmişti.[7]
1 Eylül 1921’de Terme bombardıman edildi ve üç kotra
batırıldı.
7 Haziran 1922’de Samsun bombardıman edildi.
22 Temmuz ve 26 Temmuz’da Sinop, 30 Temmuz’da ise İnebolu ve
Trabzon bombalandı.
Bombalanan yerler
buraya kadar anlattıklarımızla sınırlı değil. Rize’den Zonguldak’a, Giresun,
Gerze, Vona (Perşembe) ve daha bir çok yer bombardımana tabi tutulmuş,
aralarında kadın ve çocukların olduğu bir çok vatandaşımız can vermişti.
Buna karşılık olarak, Karadeniz’deki mal sevkiyatının tahsis
ve tanzimi, düşmanın işgal ve saldırılarına karşı daha önceden bir çok önlem alınmış; Umur-u
Bahriye Müdürlüğü adıyla bir kuruluş teşkil edilmiştir.
Karadeniz kıyıları ikiye ayrılmış ve birinci bölge Samsun Liman
Reisliği’ne bağlanmıştır. Samsun Merkez Liman Reisliği’ne bağlı liman
reislikleri şunlardı: Hopa, Pazar, Çayeli, Rize, Of, Sürmene, Araklı, Trabzon, Polathane,
Büyük Liman, Görele, Trebolu, Giresun, Ordu, Vona, Fatsa, Ünye, Terme, Gebze,
Sinop. Zonguldak ise ikinci bölgeye merkez yapılarak adı da Zonguldak Merkez Liman Reisliği’ne
dönüştürülmüştür. Bu reisliğe bağlı liman reislikleri de şunlardı: Cide,
Kurucaşık, Amasra, Bartın, Filyos, Kilimli, Kozlu, Ereğli, Arpalı ve Akçakoca
ve Büyüktuğrul.
Asayişi sağlamak ve savunma gücü oluşturmak amacıyla
muhtemelen Ünye’deki tabyaların yenilenmesi ve asker konuşlandırılması da
bulunmaktaydı. III. Kolordu Kumandanı Selahattin Bey, Heyet-i Temsiliye’den gelen
talimat doğrultusunda Samsun’da 15. Fırka Kumandanlığı’na gönderdiği telgrafta alınacak
tedbirleri sıralıyor: “Ünye, Çarşamba ve Bafra mıntıkalarının Fırka ile suret-i
muhaberesinin şimdiden tanzim ve kendilerine tefhimi lazımdır.” diyordu.[8]
Bu tedbirler sebebiyle olsa gerek, 1919-1922 arası Karadeniz
kıyı bombardımanı kayıtlarında Ünye kentinin adına fazla rastlanmıyor.[9]
Ancak 1915-1917 arası yani Bolşevik Devrimi öncesi Rus
Donanması’nın bombardımanlarından Ünye fazlasıyla nasibini almıştır.
Rus Donanmasının Ünye Bombardımanı
Birinci Dünya Savaşımım çıkması ile Karadeniz sahilindeki
Osmanlı kentleri Rus harp gemilerinin bombardımanlarına hedef olmaya başladı.
Rus filosunun mayınlama ve kıyı bombardımanlarıyla hedefi, Karadeniz'deki
Osmanlı ticaretini ve bu sırada Trabzon üzerinden III. Orduya yapılan askerî
nakliyatı durdurmaktı. Bunun için de bazen tek gemi ve bazen de filo halinde
hareket etmişlerdir. Mayınlama ve bombalama hareketlerinin hedefi Türk
donanmasının çıkışına engel olmak, Karadeniz sahilinde kömür nakliyatım sekteye
uğratmak ve Kafkas cephesinin ikmalini aksatmaktı.[10]
Rus harp gemileri 10 Haziran 1915’te Samsun’u bombalamaya
gelirken Ünye açıklarında bulunan yük gemilerine de saldırdılar. Ünye liman
dairesinin 23 Haziran 1915 tarihli hasar tespit raporuna göre altı tane yüklü
gemi bombardımana maruz kalmış bulunuyordu. Saldırıya uğrayan gemilerin dört
tanesi sandal iki tanesi de Kotra türü gemiydi. Bunların tamamı Ünyeli
gemicilere aitti. Gemilere yönelik yapılan bombardımanda insan kaybı olmazken,
hasarın maliyeti toplam 33860 kuruş değerinde tespit edildi. Ünye şehir
merkezine ise herhangi bir saldırı olmadı.[11]
Ruslar, yük gemilerine yönelik bu saldırıdan sonra Temmuz
ayında Ünye’yi daha kapsamlı olarak bombardımana tuttular. Bu defa Ünye
açıklarındaki deniz hedeflerinden başka şehir merkezini de topa tuttular. Şehir
merkezinde Belediye caddesi ile Köprübaşı caddesi bombardımandan isabet alan
noktalardı. Fakat bombardıman hafif zayiatlarla atlatıldı ve insan kaybı
olmadı. Belediye caddesinde dört tane mağaza ve iki dükkan duvarı yıkılırken,
Köprübaşı caddesinde de bir ev ve bir tane de mağaza hafif bir şekilde hasara
uğradı. Yine belediyeye ait yük iskelesi de hasara uğrayan yerler arasındaydı.
Saldırıya uğrayan dokuz hedeften iki tanesi Ünyeli Rumfara ait mağazalardı.
Belediyenin 26 Temmuz tarihli raporuna göre şehir merkezindeki hasarın toplamı
6700 kuruş değerindeydi.[12]
Şehir merkezinin bombardımanı günü, Ruslar en büyük zayiatı
Ünye açıklarında çeşitli noktalarda seyir halinde veya beklemekte olan yük
gemilerine saldırarak yaptılar. Toplam 29 gemi bombardımana maruz kaldı.
Bunlardan 22 tanesi karada çekili bir vaziyette dururken, dört tanesi sahilde
demirli, bir tanesi Ceviz deresi, bir tanesi Polathane ve bir tanesi de
Akçakale’de saldırıya uğradı.
Sonuç
1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşının başlaması, Karadeniz’deki
dengeleri değiştirdi. Osmanlı deniz gücünün zayıflaması, Karadeniz’de Rus
donanmasının hakim güç olmasıyla,
Karadeniz kıyı kentlerinin güvenliği sorununu gündeme getirmiştir.
Ünye tabyasının oluşumu ve askeri yapının tahsis edilmesi bu
döneme denk gelmektedir. Ünye ve tevâbi‘i kazâlarında mevcûd olan topçu
neferâtlarının defter kayıtları da muhtemelen bu aşamada tutulmaya
başlanmıştır. Osmanlı Arşivi’nden elde edilen 12 Nisan 1841 tarihli maaş kaydı,
Ünye tabyalarının mevcudiyetini doğrular niteliktedir.
Samsun Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 25,04.2012
tarih ve 540 sayılı kararına istinaden tescillenen Ünye Burunucu mevkiinde yer
alan bu alandaki tabyaların toprak altında kalan kısımlarının tespiti,
yapıların plan ve mimarisinin açığa çıkarılması gereklidir.
Koruma Bölge Kurulu’nun 25 Mart 2021 tarihli toplantısında
görüşüldüğü gibi, Ordu Müzesi yahut bir başka akademik kuruluşça söz konusu
alanda bir kazı çalışması yapılması gündemdedir.
Süreci hızlandıracak rapor ve belgelerin hazırlanarak, ivedilikle Koruma Bölge
Müdürlüğüne iletilmiş olması temennimizdir.
ÜNYE TARİH ARAŞTIRMA GRUBU
Ahmet Kabayel-Ahmet Derya
Varilci
[4] Rahmi Doğanay, Milli
Mücadele’de Karadeniz (1919-1922), Atatürk Araştırma Merkezi, S. 306, Ankara
2001
[5] Mithat Işın,
İstiklal Harbi Cephesi, TC. Deniz Basımevi, S. 110, 1946
[6] Afif Büyüktuğrul,
“Anadolu’ya Sevkiyat” Yakın Tarihimiz,
C. II, Sayı 26, Sayfa 411, 1962,
[7] ATASE Arşivi,
Kls. 1125, D. 24, F. 3
[8] Mehmet Okur, “Karadeniz
Bölgesi’nde Milli Mücadele’nin Örgütlenmesi: Sivil ve Askeri Teşkilatlanmalar”,
Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 6/10, (Millî Mücadele’den Milli
Egemenliğe Karadeniz Özel Sayısı)2020, s. 202
[9] Bu dönemde Ünye’nin bombalanmamasını, kentteki Rum
nüfusuna yoranlar bulunmaktadır. Ünye’nin bombalanması halinde, kentteki Rum
ahalinin hedefe konulacağından bahisle “dokunulmazlık” elde edilmiştir.
[10] Osman Köse,
Rusların Samsun’u Bombardımanı, (1915), Ondokıız Mayıs Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, Sayı 11
[11] BOA.
DH.İ.UM. E/37-74-4, Hasar tespit defteri. 10 Haziran 1331 ( 23 Haziran 1915).
[12] BOA.
DH.İ.UM. E/37-74-12, Hasar tespit defteri. 25 Temmuz 1331 ( 7 Ağustos 1915).
29.09.2021, Ünyekent
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder