İşte Yine Sonbahar
-Değerli büyüğüm Yaşar Karaduman’a-
“Sonbahar sanattır” demiş Cemal
Süreya…
Diğerleri mevsim!
Sonbaharı sanat yapan neydi?
Galiba terkedilişiydi.
Eylül’dü adlı şiirinde bunun ipuçlarını bulmak
mümkün.
Vefasızlıktan dem vuruyor örneğin.
Sanki anlaşılmamış gibi…
Yahut karşısındakini yanlış anlamış…
İşte şiirinden bir bölüm:
Eylül’dü……
Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Dedim ya… Eylül’dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.
Dört Yıl Önce Yine Bir
Sonbahar Gününde…
2019’un Eylül ayında yazmıştım o makaleyi: “Nihayet aylardan Eylül'ü de gördük. Yaz bitti. ‘Bu yıl yazdan bi şey anlamadık!’ diyenler, yağmurdan selden şikâyet edenler çoğunlukta...” demiştim. [04.09.2019, Ünyekent, http://www.unyekent.com/yazi/1159-eylul.html]
Dört yıl sonra bugün değişen fazla bir şey yok!
Bir farkla ki, sen o yıllarda sahilde sonbaharın fotoğrafını
çekiyordun.
Sonra…
2022’nin ilk günlerinde, soğuk bir Ünye akşamında yitirdik
seni. (7 Ocak 2022)
Eylül’ün hüznü yansımıştı sahilde bir bankta izlerken denizi…
“Hüzün ki, en yakışanıdır
bize” diyen Hilmi Yavuz gibi.
Hüzünden beslenen tüm şairler gibi...
Bunlardan biri de Özdemir
Asaf:
"En sevdiğim mevsime geldik.
Yapraklar sararacak.
Sonbahar, hüzündür;
Hüzün ise, ben demektir."
diyor,
"Yalnızın
Durumları"nda ise:
"Sen her şeyi süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin."
diyor, Asaf.
Yani “Uğraşma boşuna, hüznün çözümü yok!” demeye getirmiş...
XVI. Yüzyıl Divan Edebiyatı şairleri gibi:
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır
Hiç mi Olumlu Yanı Yok Sonbaharın?
“Eylül'ü sevmek için birçok
nedenimiz var aslında. Bağ bozumu, hasat mevsimi, üzüm toplayan eller ve incir
yiyenleriyle birlikte gelir Eylül... Bolluk ayıdır bir yanıyla.”
Ama hüzünlenmek için en uygun aydır Eylül...
Çünkü hüzündür bize en çok yakışanı!
Yaz bitti, günler kısaldı.
Yağmur iniyor üstümüze gün be gün.
Kuşlar da göçüp gitti.
Yapraklar sararıp düşüyor.
Doğada bir ölüm sessizliği...
Bes ki hicranındadır hasiyyet-i kat'-i hayat
Ol hayat ehline hayranem ki hicranındadır
Mitolojide Sonbahar
Sonbahar ölüm tanrısı Hades'in güzel Persephone'u kaçırarak yeraltı dünyasına hapsettiği aydır. Yunan Mitolojisinde mevsim döngüsü olarak bilinen bu metaforda yeraltı tanrısı Hades, bir gün yeryüzüne çıkar ve Demeter ile Zeus’un kızları Persephone’yi kaçırarak yeraltı ülkesine götürür. Kızını kaybeden tanrıça, tanrılara ve insanlara küserek yeryüzünden bereketini çeker. Çiçekler açmaz, toprak ekin vermez... Bunun üzerine Zeus, Hades’ten Persephone'yi geri vermesini ister; ancak Hades eşi olarak seçtiği Persephone’yi temelli geri vermeyecektir. Aralarında yaptıkları anlaşmaya göre Persephone yılın yalnızca üçte ikisini yeryüzünde annesinin yanında, kalan üçte birini ise yeraltında Hades’in ölüler ülkesinde geçirecektir. Persephone’nin yeryüzüne çıktığı dönem bahar ve yaz aylarını, ölüler ülkesine döndüğü dönem ise kış mevsimini simgeler.
Persephone’nin kaçırıldığı dönem sonbahardır yani güzdür.
Çoğunlukla sonbahar yerine güz demeyi yeğleriz. Çünkü bahar canlılığı, hayatı ifade
eder. Sonbahar ise, canlılığın son demidir. Ötesi yok; mutlak bir sona eriştir,
can çekişmedir.
Sonuç olarak hepimizin içinde engellenemez bir sonbahar
vardır. Bu yüzdendir Eylül'e düşkünlüğümüz.
Ünye’de Mevsimler
Dört mevsimin dördünün de en güzel yaşandığı yerlerden biridir Ünye.
Yazı yaz gibi, baharı bahar, alabildiğine çılgın…
Kışı oldukça yoğun…
Aşkların, ayrılıkların yaşandığı yöredir Ünye…
Bazen bir yalnızlıktır, diyesim geliyor.
Onca kalabalığa karşın…
Bir bakarsın tek başınasın.
(Senin ardından daha yoğun hissetmeye başladım mevsimleri...
Sonbahar yaprakları gibiyiz, demiştin.
Ağaçta birlikte dursak da, güz gelince tek tek dökülürüz.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder