2 Temmuz 2025 Çarşamba

Kılıç Kökten’in İzinde II

 


Kılıç Kökten’in İzinde II

  

Cüri Deresi Kanyonu ve akarsu havzası boyunca yaptığımız yüzey araştırması ve doğa gezisinin ardından, Kılıç Kökten hocamızın işaret ettiği önemli bir Paleolitik mağara olduğunu tahmin ettiğimiz Ünye kadılar Mahallesi İnönü Mağaralarına bir gezi gerçekleştirdik.

Ünye Tarih Kültür ve Doğal Varlıkları Araştırma Derneği olarak geçtiğimiz hafta bir davet nedeniyle gerçekleştirdiğimiz gezi, önemli bir destinasyon olan Ünye kadılar Mahallesi’ne idi. Dernek yönetiminden Tarihçi-Yazar Mehmet Karayalman tarafından düzenlenen davete, Ordu Valisi Muammer Erol, Ünye Kaymakamı Ayhan Işık, Ünye Belediye Başkanvekili Orhan Gürel, Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürü Uğur Toparlak, Ordu Müzesi Müdürü Mustafa Seyfullah Kolağasıoğlu ve Ünye İlçe Müftüsü Ali Fuat Baycan katıldılar ve Kadılar Mahallesi’nde incelemelerde bulundular.

 Vatandaşların imece usulüyle onardığı ve tekrar ibadete açtığı Abdulhalimağa Camisi ve Külliyesi ile Mevlevi Tekkesi, Tarihi Mezarlık gezildi, İnönü Mağaraları hakkında bilgi alındı. Mahallenin halen çalışır vaziyetteki su değirmeni ziyaret edildi. İlgili yerlerin onarımı, tescili ve koruma altına alınması için harekete geçildi.

Geçtiğimiz hafta; 25 Haziran 2025’te gerçekleşen geziyi, derneğimiz yöneticilerinden Mehmet Karayalman düzenledi. Karayalman’a Başkan Ahmet Soylu ve Arkeologlar; Ali Rıza Nal ile Ahmet Derya Varilci eşlik ettiler. 1960’lı yıllarda memleketi Ünye’ye gelerek çalışmalarda bulunan İ. Kılıç Kökten’in notlarında yer alan İnönü Mağaralarında araştırmalar yapıldı.

 




Abdulhalimağa Camisi ve Külliyesi

 

Cami’nin ilk inşasının 1455 yıllarına kadar gittiği rivayet edilir. İlk hali ahşaptır ve kaba kütükten yapılmıştır. Köylerin ortak noktasında Cuma Camisi olarak inşa edilen cami, 1915-16 yıllarında (Sultan Reşat Dönemi), “zindan” tekniği ile çivisiz ahşap camiye dönüştürülmüştür.[1]

Cami 1963’te yıkılarak aynı yere kesme taştan yeniden inşa ediliyor..

Günümüze kadar bu haliyle gelen caminin inşaatında Sarıhalil, Ağudere ve Kadılar Köyü ahalisi bizzat çalışmıştır.

Köylerinde kendi camilerini inşa etmelerinden dolayı caminin cemaati azalmış ve 1986 yılında ibadete kapanmıştır. Atıl durumdaki cami mahalle halkının isteğiyle ve imece usulüyle yeniden onarılmış ve Mayıs 2025’te ibadete açılmıştır. Külliyesindeki sibyan mektebi ise henüz onarıma alınmamıştır.

Cami’nin karşısında, ulu bir ağacın altında Evliya Baba Kümbeti bulunmaktadır.

 

Tarihi Mezarlık

 

Osmanlı Arşiv belgelerinde 16.yüzyıla kadar giden Kadılar Köy Mezarlığı, çoğu tahrip görse de sahip olduğu mezar taşlarıyla bölgede ilk Türk yerleşimini gerçekleştiren Danişmentlere ait olduğu izlenimini vermektedir. Örneklerine Tekkiraz Yaycı Mahallesi Kabadirek Camisi çevresinde rastladığımız, boyları 2 metreyi aşan mezar taşları, eski Türk balbal geleneğinin halen etkisini sürdüğü dönemi yansıtmaktadır.[2]


Kadılar ismi, bu yerleşimin bilinen eski adıdır ve 1642 tarihli Osmanlı avarız defteri ile 1928 tarihli Osmanlıca köy listesinde geçmektedir.[3]

Kadılar köyü, 1642 tarihli Osmanlı avarız defterine göre Ünye kazasına tabi Çöreği kazasının dokuz köyünden biriydi. Defter kayıtlarında Akkilise adının değiştirilerek kadılarıyla ünlü köyün Kadılar yahut Kadılı Köyü adını aldığı bilinmektedir.[4]

Osmanlı’da kadıların asıl görevi insanlar arasında meydana gelen hukukî ihtilâfları sonuçlandırmak, hukuka aykırı davranışların cezasını hükme bağlamak, verdikleri hüküm ve cezaları icra ve infaz etmektir. Ancak İslâm tarihinde kadılara dinî (imam-hatiplik gibi), malî, idarî, eğitim öğretim vb. kazâî olmayan görevlerin tevdi edildiği de olmuştur.[5]


1834 tarihli Osmanlı nüfus defterinde de Kadılar Köyü aynı idari konuma sahipti. 1928 tarihli Osmanlıca köy listesine göre Ünye kazasının merkez nahiyesine bağlıydı. Bu tarihte Ünye kazası Merkez ve Karakuş nahiyelerinden oluşuyordu. 1935 genel nüfus sayımında aynı idari konuma sahip olan köyün nüfusu 422 kişiden oluşuyordu. 1965 genel nüfus sayımında Kadılar köyünün nüfusu 694 kişiye çıkmıştı ve bu nüfus içinde 128 kişi okuma yazma biliyordu.[6]


 

İn-önü Mağaraları ve Çağlayanı

 

Kadılar mahallinden geçen Çöreği Deresi kıyısında irili ufaklı üç adet mağara yer almaktadır. İn-önü Mağaraları adı verilen doğal oluşumlardan ikisini inceleme fırsatı bulduk. Karstik mağara niteliği taşıyan bu mağaraların suya yakınlığı nedeniyle Paleolitik Dönemin insanları tarafından kullanılmış olabileceğini düşündük. 1960’lı yıllarda Ünyeli Etnograf-Arkeolog İsmail Kılıç Kökten’in tespit ettiği Paleolitik barınaklardan biri olması kuvvetle muhtemeldi.

 


Karstik mağaralar kireç taşı, dolomit, mermer, jips, tuz, kalsit, çimentolu konglomera ve kum taşı gibi erimeye uygun karbonatlı ve sülfatlı kayaların, yeraltı suları tarafından eritilerek aşındırılmasıyla meydana gelen mağaralardır.

İn-önü Mağaralarından biri oldukça derindi. Araştırmamız sırasında Karayalman ve Ünye Müftüsü Baycan, mağaranın gidilebilen son noktasına kadar ulaşmaya çalışmışlardır. İçinden su akmakta olan mağaranın bir başka kolunda, kışın oldukça gür akan bir çağlayan oluşturduğu gözlemlenmiştir.

 

Kılıç Kökten ve İn-önü Mağaraları

 

1963 yılı Mayıs ve Haziran aylarında Samsun’da yapılan toplantı sonrası Kökten, Samsun -Ordu arasında bir kıyı gezisine başlıyor.  

“Samsun -Ordu arası kıyı gezisinde arkadaşlarımdan ayrıldım. Memleketim olan Ünye'de Cevizderesi boyunda ve bu derenin doğusundaki sekiler (Taraçalar) üzerinde Tarihöncesi (Prehistorya) araştırmaları yaptım.” [7]

Ünye’de öğretmenlik ve İlköğretim Müfettişliği yapan Orhan Bora’nın araştırma süresince Kılıç Kökten’e mihmandarlık yaptığını yazdığı Yeşil Ünye Rehberi adlı kitaptan biliyoruz.

Yüceler Köyü ve Cevizdere başta olmak üzere Ünye’nin birçok yerinde yüzey araştırmaları sondaj ve kısmi kazılar yapan Kökten, Paleolitik döneme ait çok önemli ipuçları elde ediyor. Bu araştırmalarını “Ünye'de Eskitaş Devri'ne Ait Yeni Buluntular” başlığıyla raporlayan Kökten, bölgede yaptığı araştırmaların ancak bir bölümünü raporlayabilmiştir.

Kökten hocanın raporlayamadığı ancak araştırmalarında özel bir yer tutan Ünye ve çevresindeki Paleolitik yerleşim noktaları ki, bunlar çoğunlukla mağaradır, O’na yardımcı olan Orhan Bora tarafından Yeşil Ünye Rehberi’nde not edilmektedir.

“Çalışmaları genellikle Yüceler Köyü ile Cevizdere yöresini kaplayan tabii mağaralar da (Abrie sure roche), Tozkoparan, Koytak kaya, Tilki mağaraları, Halpaç mağara, İn-önü mağaraları ve Kale civarlarında olmuştur. Bütün bu mağaralardan çıkarılmış olan Paleolitik, Mezolitik ve Prehistorik endüstrisine ait buluntular, Ankara Üniversitesi Dil - Tarih Coğrafya Fakültesi'nin reyonlarından teşhir ediliyor.”[8]

Kadılar Mahallesi gezisiyle tespit ettiğimiz İn-önü Mağaraları ve daha önce ulaştığımız Cüri Deresi Halpaç Mağara’dan sonra, Kökten Hocamızın diğer tespiti bir mağaraya geliyor sıra; Tilki mağaraları

Doğal olarak kökten Hoca’nın izinden giderek tespit ettiğimiz bu mağaraların yerini bulmakla mesele bitmiyor, aksine araştırmalara Hoca’nın bıraktığı yerden başlamak gerekiyor.  Her birinde bilimsel bir kazı yapılması zorunlu hale geliyor.

 

Kaynaklar:

 

Kökten, İ. Kılıç. 1964, Ünye'de Eskitaş Devrinde (Paleolitik) ait Yeni Buluntular.

Bora, Orhan. 1969, "Turistik Yeşil Ünye Rehberi”

Doğan, Osman. 2003, Tarih Boyunca Ünye, Ünye Belediyesi Yay.

Topçu, Tuğba, 2023, 19. Yüzyılın İlk Yarısında Ünye Kazasının Nüfusu, Yüksek Lisans Tezi

 

02.07.2025, Ünye Kent


Dipnot:

[1] Kaynak olarak “Diyanet İşleri Şahsiyet Defteri” gösterilmektedir. İsminin Abdulhalimağa Camisi olması ise, 1461 Trabzon’un fethinden sonra bölgenin Osmanlı yönetimine bağlanması sonrası, Kızılca Kilise (Kızılcakese), Gölceğiz Yılancılı ve Ak Kilise (Kadılar) köylerindeki camilerin banisi, arşiv kayıtlarında Abdulhalim Ağa olarak gösterilmesindendir.

[2] Anadolu’da yurt tutan ilk Türk-İslam boylarının mezar kültürünü en iyi yansıtan örneği, Doğu Anadolu’daki Ahlat Mezarlığı’dır. Ahlat Selçuklu Mezarlığı, Bitlis'in Ahlat ilçesinde bulunan ve Orta Çağ dönemine ait dünyanın en büyük Türk-İslam mezarlığıdır. Mezarlık bugün bir açık hava müzesi durumundadır.

[3] Topçu, 2023; s. 11

[4] 1642 Arşiv kayıtlarında Kadılar Köyü’nün Satılmış mı, Ünye Kazasına tabi Çöreği kazasına mı bağlı olduğu kaynaklarda farklı ele alınmaktadır.

[5] İslam Ansiklopedisi, 24. Cilt, s. 69

[6] 1965 Genel Nüfus Sayımı, Ankara, 1968, s. 519.

[7] Kökten. 1964, Ünye'de Eskitaş Devrinde (Paleolitik) ait Yeni Buluntular.

[8] Orhan Bora, 1969, "Turistik Yeşil Ünye Rehberi”