Malazgirt Ruhu
Son
günlerde atağa kalkan döviz fiyatı ve onu takip eden ekonomik krize karşın yeni
ufuklara yelken açmaya devam ediyoruz.
2023
Hedefinden bahsediyorduk örneğin...
Şimdi
çıtayı daha da yükselttik...
2071'den
söz ediyoruz...
"Malazgirt
ruhu" diyoruz buna!
****
Bakın
ne diyor Prof. Dr. Faruk Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) adlı kitabında (s.
124):
"Alp-Arslan Halep önüne kondu. Şehrin
hakimi Mirdas-oğlu Mahmud
korkusundan Sultan'ın huzuruna
gelemediği için Haleb bir müddet
muhasara edildi. Güç bir duruma düşen Mirdas-oğlu
en sonunda Oğuzlar gibi giyinerek
yani Oğuz kılığına girip Alp-Arslan'ın katına geldi; affa nail olup, Haleb yine
kendisine verildi. Alp-Arslan
buradan Dimaşk'a (Şam) doğru hareket
etmiş ve bir günlük yol gitmiş idi ki, Bizans imparatoru Romanos Diogenes'in muazzam bir ordu ile sefere çıktığı haberi
geldi. Bunun üzerine Alp-Arslan
imparatoru karşılamak için sür'atle geri döndü. İki hükümdar 26 Ağustos 1071'de Malatgird'te Rahva ovasında karşılaştılar. Bizans ordusunun sayısı
Türk ordusundan çok fazla idi. Alp-Arslan
Türk savaş usullerinden birini tatbik ederek Bizans ordusunu görülmemiş bir
yenilgiye uğrattı. Savaş esnasında Bizans ordusunda bulunan Peçenekler'in ve Oğuzlar'ın (Uz-Guzz), bir kısmı veya hepsi soydaşlarının tarafına
geçtiler. Bu geçmede, daha önce de belirtildiği gibi milliyet duygusunun amil
olduğu şüphesizdir."
****
Prof.
Dr. Sümer'in de üzerinde durduğu gibi bu savaşla birlikte Anadolu Türk yurdu
olmaya başlamıştır. Ancak Türkler Anadolu'ya bu tarihten çok daha önce gelmiş,
Bizans ordusunda profesyonel asker olacak kadar bu topraklarda yerlerini
almışlardır.
İslamiyet'in
Anadolu'ya girişi ve yerleşmesi ise Alpaslan'dan 400- 450 yıl öncesine
rastlamaktadır. Bizans-Arap savaşları sırasında Güney ve Doğu Anadolu'nun bir
kısmında Bizans denetimi kırılmış, İslami topluluklar boy göstermeye
başlamıştır. Hatta bu dönemde Doğu Anadolu'dan bir grup Ermeni Güney'e inerek
Anavarza bölgesinde Ermeni krallığı kurmuştur.
Malazgirt
sonrası Türklerin Anadolu'da yurt kurması sanıldığı kadar kolay olmamıştır.
1096 yılında Avrupa üzerinden gelen Haçlı Seferleri nedeniyle Anadolu'da birçok
mevzii Türkler tarafından terk edilmek durumunda kalmıştır. Selçuklu sultanı I. Kılıçarslan döneminde püskürtülen
Haçlı orduları, durumu Türkler lehine çevirmişse de, Sultan'ın erken ölümü ve
Türk beylikleri arasında siyasi birliğin oluşturulamaması gibi nedenlerle süreç
sancılı seyretmiştir. Bir başka olumsuz etken de Doğu'dan gelen Moğol akınlarıdır.
Anadolu'daki
sancılı süreç ancak Osmanlı döneminde sona ermiştir. Yıldırım Bayezid döneminde kısa bir duraksamaya uğramışsa da (Timur
yenilgisi ve Fetret devri), Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethi
ve Anadolu'da siyasi birliği sağlamasıyla Anadolu tam anlamıyla Türk Yurdu haline gelmiştir.
****
Anadolu'nun
Türk Yurdu olması, Anadolu'daki Türk ve Türkmen boyları için çok da olumlu bir
durum yaratmadı. Bu unsurlar, Osmanlı devlet yapılanmasıyla arzuladıkları
barışı göremediler. Aynı biçimde, Selçuklu yönetimi altındaki Türkler de sorunlu
bir hayat yaşadı. (Babai İsyanları, Baba İlyas, Baba İshak olayları vb.)
****
Milliyet
duygusu, savaş alanında ortak düşmana karşı işe yararken, yönetim alanında ne
yazık ki işe yaramıyor.
Osmanlı
yönetiminde devletin bekası, daha çok devşirme unsurların elindeydi.
Ne
zaman ki ülke toprakları işgale uğradı, Osmanlı mülkü darmadağın edildi...
İşte
o anda milli şuur gündeme geldi.
Savaş
meydanları "milli" unsurlara açıldı.
26
Ağustos 1071'de Türkler Anadolu'yu yurt edindi...
26
Ağustos 1922 ise Türklerin Anadolu'dan sürülüp atılamayacağı tescillendi...
947
Yıl sonra Malazgirt'in milli şuuruna nail olabiliyorsak, 96 yıl öncesinin Kurtuluş Savaşı sayesindedir.
29.08.2018
ÜNYEKENT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder