Kurul Kalesi Buluntuları II
[Unguentariumlar ve Kalıp yapımı Kabartmalı
Kâseler]
Kurul Kalesi Kybele Heykeli’nin bulunmasından birkaç gün
sonra, 2016’nın Kasım ayında Yücel
Şenyurt hocayı ve ekibini Ünye Belediyesi aracılığıyla Tozkoparan’a davet etmiştik. Ünye Tozkoparan Kaya mezarında yaptığımız
istişareler sırasında, Kurul’da ele geçirilen Kybele buluntusunun Ordu tanıtımı
için muhteşem bir argüman olacağını söylemiştik. Ekipten Atakan
Akçay hoca, Kurul’da başka önemli buluntuların da ele geçirildiğini söyleyerek,
Karadeniz Arkeolojisi’nin önünün açıldığını ifade etmişti.
Nitekim Kurul’da ele geçen diğer Kybele, Dionysos ve Apollon
heykelcikleri yanında çok sayıda çömlek, sikke ve savaş aleti ele geçirilmişti.
Önceki yazılarımızda bu buluntulardan söz etmiştik.
2010 yılından itibaren yürütülmekte olan kazı çalışmalarında
çok sayıda buluntu ele geçmiştir. Buluntular içerisindeki en yoğun grup çanak çömlek
buluntularıdır. Bunların arasında ise özellikle depo küpleri ve amphoralar
yoğunluktadır. Testi, tabak, çanak gibi genel formların yanı sıra, kandil,
unguentarium ve kalıp yapımı kâseler (megara kâseleri) de ele geçmektedir.
Şüphesiz, tarihlendirme açısından en önemli grubu sikkeler oluşturur. Kurul
Kalesi’nde bugüne kadar ele geçen sikkelerin beşi dışında tüm örnekler, VI.
Mithradates Eupator Dionysos dönemine aittir.
Kurul’da ele geçirilen diğer buluntular ise, unguentariumlar ve kalıp yapımı kabartmalı kâselerdir.
Kurul Kalesi Pişmiş Toprak Unguentariumları
İlk örnekleri Erken Hellenistik Dönem’de karşımıza çıkan unguentariumlar özellikle mezar hediyesi olarak ya da kültle
bağlantılı mekânlarda adak eşyası
veya libasyon amaçlı kullanılmış kaplar olarak tanınmaktadır.
Kurul Kalesi’nde şimdiye dek yürütülen kazı çalışmalarında,
kalede zirve kısmından kapı alanına kadar olan “İç Kale” kısmı ile “Kuzey
Teras” kısmını kapsayan iki ana sektörde gelişen bir yerleşimin varlığı tespit
edilmiştir. (Şenyurt ve Akçay, 2016, s. 226)
Kuzey Yamaçtaki Kybele Kült Alanı, Kapatılmış/Terkedilmiş
Kült Alanı (Taş Yığma) ve Dionysos Kült Alanı özellikle unguentarium, rhyton ve
kandil gibi kültsel uygulamalarla bağlantılı seramiklerin en yoğun ele geçtiği
yerlerdir. Bu mekânlar dışında kaledeki tahribatla bağlantılı olarak yerleşim içerisinde
dağınık halde ele geçen çok sayıda kırık unguentarium parçası bulunmuştur.
Kalede şimdiye dek 23 adet tüm veya tüme yakın unguentarium, 32 adet
unguentarium ağız-boyun, gövde veya dip parçası ele geçmiştir.
Kurul Kalesi’nin iki ana kazı sektöründen ilkini oluşturan
İç Kale, kalenin zirvede en güney noktasından başlayarak, kuzeybatıya doğru
uzanan kesimini kapsamaktadır. Kaya rezervuarının açıldığı ana kayaya doğru bir
kapı aralığı şeklinde daralarak uzanan İç Kale sur duvarları, Basamaklı Tünel,
Rezervuar ve Sunak Kayası olarak adlandırdığımız zirve noktasını da içine
alarak, Kurul Kalesi yerleşiminin en yüksek kesimini oluşturmaktadır. İç
kalenin güneybatı kesiminde yer alan Sunak Kayası, deniz seviyesinden 571 metre
yüksekliği ile Kurul Kalesi'nin en yüksek zirvesini oluşturmaktadır.
İç Kale ile Kuzey Teras arasında bağlantıyı sağlayan koridor
alanı unguentarium örneklerinin ele geçtiği bir diğer alandır. ‘Kapı Koridor
Alanı’ olarak adlandırdığımız bu alan ana kayanın kuzeye doğru alçalarak yönlenmesini
takip eden, her iki tarafında mekânların sıralandığı bir geçiş koridoru
şeklindedir.
Kaleye yamaçtan erişimin sağlandığı ana giriş kapısındaki,
monolith eşikten geçildikten sonra Kybele heykelinin bulunduğu alana
girilmektedir. Bu mekân içerisinden Kybele nişinden bağımsız olarak mekân içine
dağılmış biri tüme yakın 7 adet unguentarium ele geçmiştir.
Kalede unguentarium örneklerinin ele geçtiği son alan,
kalenin anıtsal giriş kapısı ve mermer Kybele heykelinin bulunduğu alanın
doğusunda, Kapatılmış/Terkedilmiş Kült Alanı’nın hemen kuzeydoğu bitişiğinde
yer alan Dionysos Kült Alanı’dır. (6 adet)
Unguentarium örneklerinin tamamı, kalenin MÖ 2. yüzyıl sonu
ile 1. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilen yerleşim tabakası ile uyumlu
olarak daha çok Geç Hellenistik
Dönem iğ formlu, ince uzun gövdeli formlardan oluşmaktadır. Söz konusu zaman
aralığında bu kapların form özelliklerinde keskin farklılıklar bulunmamaktadır.
Ancak bazı durumlarda (Dionysos Kült Alanı’ndan ele geçen örneklerde olduğu
gibi) kullanım amaçlarına bağlı olarak kalite ve işçilikleri değişebilmektedir.
Yükseklikleri 17,2 cm ile 26,5 cm arasında değişen bu
unguentariumların kil yapıları tümüyle aynıdır ve görülebilir katkı malzemeleri
arasında yalnızca siyah kum ve kireç tanecikleri seçilebilmektedir. İyi
fırınlanmış örneklerde astar ve perdah oldukça iyi korunmuştur. Bu örnekler,
muhtemelen Doğu Karadeniz Bölge’sindeki yerel bir atölyede üretilmiş olmalıdır.
MÖ 2. yüzyılın sonu ile MÖ 1. yüzyılın başlarına tarihlendirilmektir.
Kalıp Yapımı Kabartmalı Kâseler
MÖ 2. yüzyılın sonu ile MÖ 1. yüzyılın ikinci yarısına
uzanan oldukça kısa bir zaman aralığına tarihlendirilir. Yalnızca VI.
Mithradates Dönemi ile sınırlı olan bu tarihler Kurul Kalesi’nde ele geçen
diğer arkeolojik veriler ile de desteklenmektedir.
Kalıp yapımı kâseler genel olarak Ephesos, Pergamon ve Kyme
gibi Batı Anadolu’nun önemli imalat merkezlerinden ihraç edilen örnekler
şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Kurul Kalesi kazılarında ele geçmiş örnekler
de, kil ve yüzey özellikleri göz önüne alınarak Batı Anadolu kökenli ithal
kaplar olarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda 2010-2019 yılları arasında Kurul
Kalesi’nde yürütülen kazı çalışmalarında ele geçmiş toplam 72 parça kalıp yapımı
kâsenin 60’a yakını İonia-Ephesos üretimi olan Gri kaplarla ilişkilidir. Geriye
kalan az sayıdaki parça ise diğer bir üretim atölyesi olan Pergamon’a ait
örneklerden oluşmaktadır.
Buluntulardan da anlaşılacağı üzere MÖ 2. yüzyılın
başlarında bir açık hava tapınım alanı olarak kullanıldığı anlaşılan Kurul
Kayalıklarının zirve kısmının, Sunak Kayası kutsal alanını da içine katarak bir
kaleye dönüşümü ise VI. Mithradates Dönemi (MÖ 120-63) içinde gerçekleşmiştir. Söz
konusu dönemin sonlarında Roma istilası ile büyük bir yıkım geçirmiş olan
kalede, 2010 yılından itibaren sürdürülen arkeolojik kazılarda elde edilen veriler,
kaledeki yerleşimin MÖ 65/64 yıllarına denk geldiği düşünülen bu istila ile
sonlandığını4 ve sonrasında herhangi bir yerleşim izine rastlanmadığını ortaya
koymuştur. (Şenyurt – Akçay 2017, s. 182)
Hellenistik Dönem içki kapları arasında en yaygın ve popüler
formlardan biri olan kalıp yapımı kabartmalı kâseler Akdeniz ve Karadeniz
bölgelerindeki Hellenistik Dönem yerleşimlerinin hemen hepsinde ele geçen özgün
bir kap formudur. Genel form itibariyle yarım küre biçimli içki kabı olarak
tanımlanan bu kaplar, kulpsuz ve kaidesiz olup, dış yüzlerinde oldukça zengin
motif ve figürler taşımaktadır.
Yararlanılan
kaynaklar, resimler:
Prof. Dr. S. Yücel Şenyurt, Dr. Leyla
Yorulmaz, Kurul Kalesi
Pişmiş Toprak Unguentariumları, Gaziantep
University Journal of Social Sciences 2020
Prof. Dr. S. Yücel Şenyurt, Dr. Leyla
Yorulmaz, Kurul Kalesi
Kazılarında Ele Geçen Kalıp Yapımı Kabartmalı Kâseler, Seleucia | Sayı 10 |
Mayıs 2020
12.08.2020,
Ünyekent
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder