Salgın Günlüğü
Günler ağır,
Günler ölüm haberleriyle geliyor…
Ölüyor insanlarımız, ne kadar çok!
Geçtiğimiz hafta, değerli arkadaşımız Ufuk Mistepe’yi kaybettik.
Kaygılarımız arttı, endişelerimiz büyüdü…
Sadece Pandemi; Covid 19 Salgınıyla değil, çeşitli
nedenlerle kaybediyoruz insanlarımızı…
Hastanelerde normal muayene neredeyse ortadan kalktı, çoğu
hastanede boş yatak yok.
Covid 19 testi pozitif çıkan hastalar bile evinde tedaviye
alınıyor.
Salgın yeniden tırmanışa geçti.
Okullar “uzaktan eğitim” yöntemiyle açılacak yine…
Tıpkı geçen eğitim yılının ikinci dönemindeki gibi.
Vaka durumuna göre, bir sonraki adım için karar verilecek.
21 Eylül’de –biraz da özel okulların istemi gereği- yüz yüze
eğitime geçilebileceği “karar” altına alınırken, Milli Eğitim Bakanlığı kesin
bir tablo çizmekten kaçınıyor.
****
Salgın yeniden tırmanışa geçti.
65 Yaş üstüne 14 ilde yeniden tedbir getiriliyor.
Bu iller arasında Ordu şimdilik yok.
Birçok ilde pozitif hastaların kontrolü devlette çalışan diş
hekimleri tarafından sağlanıyor. Diş hekimlerinin görev yerleri salgın
hastalıkların yayılımı için çok uygun alanlardır.
Neden herkes asli görevini yapmıyor?
İşler bu şekilde daha ne kadar devam edecek?
En kötüsü de sokakta ölü bulunan pozitif hasta vakaları
olacaktır ki, benzer haberler medyada yer almaya başladı. Bu tablo bize tanıdık
geliyor. Orta çağda vebadan ölenlerin cesetleri caddelerde toplanıp, topluca
yakıldıkları kayıtlara geçmiştir.
Ciddi önlemler alınmazsa, dünya oraya doğru gidebilir.
****
17 Ağustos tarihli Sağlık Bakanlığı verileri ve son durum
değerlendirmesi şu şekildedir:
11 Marttan bu yana, tanı konmuş toplam hasta sayımız 250
bini geçti. Hastalığı yayma potansiyeline sahip, izole edilmiş Aktif Hasta
sayısı 12.575. Yeni hastaların büyük kısmı kolay iyileşebiliyor. Fakat yayılım,
tedavisi zor Ağır Hasta sayısını artıyor. http://covid19.saglik.gov.tr
Artışı bu şekilde vurgulayan bizim resmi çevreler, dünyanın
çeşitli ülkelerine (buna ABD dâhil) yardım malzemesi göndermekle övünüyor. Oysa
sağlık hizmetlerinin daha rasyonel ele almaları gerekir. Tedbirleri daha akıllıca
olmalı.
Örneğin 65 yaş üstünü zapturapt altına aldığını zannetmekle
hiçbir yere varılamayacağını bilmeleri gerekir.
Çünkü bu insanlar evlerinde tek başına yaşamıyor.
Büyüklerimizi, yaşlılarımızı, kronik hastalıkları olan
bireyleri düşünerek tedbirlerden hiçbir şekilde taviz vermeyeceksek, onlarla
temasa geçebilecek her birey için de bu tedbirleri ciddiyetle uygulamamız
gerekir.
Aynı evin içerisinde, sokakta ve çarşıda, birlikte vakit
geçirilen her yerde, herkes için olmalı bu tedbirler…
Son olarak, Samsun’la ilgili bir habere değinmek istiyorum:
“Samsun'da koronavirüs alarmı! Yoğun bakım üniteleri doldu.”
Samsun, Ordu ve çevre illerde tespit edilen vakaların
toplandığı bir merkez konumundaydı…
Ne var ki Samsun’da hasta sayısı çok olduğu için hastaneler
yetersiz kalıyor.
Sağlık emekçileri istifayı ve emekliliği düşünüyor!
Haber bu şekilde…
Türk Sağlık-Sen Samsun Şube Başkanı, kentte yoğun bakım
ünitelerinin yüzde 100 doluluk oranına ulaşmasıyla koronavirüs hastalarının
diğer illere sevk edildiğini söylüyor.
Durum sanıldığından da vahim!
Ünyekent, 19.08.2020
http://www.unyekent.com/yazi/1869-salgin-gunlugu.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder