Kurul Kalesi Buluntuları III
[Sikkeler]
{Bu yazı Ünyekent
Gazetesi’nin web sayfasında tek bölüm, gazetede iki bölüm halinde
yayınlanacaktır.}
Kurul Kalesi’nde 2010 yılından itibaren yürütülmekte olan
kazı çalışmalarında çok sayıda buluntu ele geçmiştir. Bu buluntularda tarihlendirme açısından en önemli grubu
sikkeler oluşturur. Kurul Kalesi’nde bugüne kadar ele geçen sikkelerin beşi
dışında tüm örnekler, VI. Mithradates
Eupator dönemine aittir.
Sikke Nedir?
Klasik tanımıyla sikke, tarihte değişim aracı olarak
kullanılan madeni paradır.
Ticaret ve günlük alışverişlerde, ödeme aracı olarak
kullanılan, ağırlığı ve içindeki değerli maden miktarı onu basan devlet
tarafından üzerine konan resim ve yazı ile garanti altına alınmış, küçük madeni
bir para/parçadır.
Paranın atası olan sikke, Anadolu topraklarında ortaya çıkmıştır. İlk sikke M.Ö. 7. yüzyılda Lydialılar tarafından icat
edilmiştir. Altın gümüş karışımı (%40
altın, %60 gümüş) bir maden olan ve “beyaz altın” denilen elektrondan
yapılmışlardır. Daha sonra altın ve gümüş sikkeler de basılmıştır.
Sikkenin İcadı
Sikkenin icadına ilişkin iki veri mevcuttur:
1 – Antik kaynaklar
2 – Arkeolojik veriler
Sikkenin icadı ile ilgili bilgi veren antik kaynaklardan
ikisi son derece önemlidir. Bunlar Ksenophanes
ve Herodot’tur.
Herodot’ta “ …. Bizim bildiklerimiz içinde ilk
olarak altın ve gümüş sikke basan ve kullanan ve ilk olarak ufak tefek ticaret
işlerine girişenler onlardır”(Lydialılar) Bu metinden anlaşıldığına göre de
Herodot’ta tıpkı Ksenophanes gibi sikkenin icadı ile ilgili olarak Lydialıları
işaret etmektedir. Her iki antik yazarın yaşadığı dönem dikkate alındığında
verdikleri bilgiler sikkenin icadı konusunda dikkate alınmalıdır.
Paranın kökeni olarak sikkeye ait ilk
arkeolojik veriler
1904 – 1905 yıllarında British Museum adına D.G.Hogarth
başkanlığında Efes Artemis Tapınağı’nda yapılan arkeolojik kazılarda çeşitli
keramik ve mücevher parçalarıyla birlikte 93 adet elektron ( = λενκόδ χρμσός)
sikke ele geçmiştir. Bu sikkelerin çoğu tapınağın temelleri altındaki altyapı
altında ve çevresinde bulunmuştur. Bunlardan başka Artemis Tapınağı’nın
temelleri arasında sikke öncesi kullanılmış oldukları sanılan ve üzerlerinde
hiçbir işaret bulunmayan gümüş ve elektrondan parçalar ele geçmiştir. Kazılar
sırasında bulunan 93 adet elektron sikkeden 91’i Lydia – Milet, 2’si ise,
Phokaia (= Foça) ağırlık sisteminde basılmıştır.
Efes Artemis Tapınağı kazılarında gerçekleştirilen kazılarda
ele geçen bu elektron sikkeler, sikkenin icadı konusunda bir takım tartışmaları
da beraberinde getirmiştir. B.V.Head,
bu elektron sikkeler ve Ksenophanes’in sözlerinden, sikkenin Lydialılar
tarafından icat edildiğini belirtirken, S.Karwiese
ve O. Tekin sikkelerin Lydia
bölgesinde bol miktarda doğal halde bulunan elektrondan basılmaları ve daha da
önemlisi üzerlerinde Lydia devletinin arması olan aslan protomlarının yer
alması, ayrıca “FALFET” ve “RKALIM” gibi lydia kralları Kroisos ve Alyattes’in
isimleri olabileceği söylenen yazıların bulunmasını kanıt göstererek, sikkenin
bir Lydia icadı olduğunu söylemektedirler.
J.M.Kraay ve C.Howgego gibi numizmatlar ise, bu konuda biraz daha ihtiyatlı
davranarak, meselenin sikke ile ilgili en erken arkeolojik tabakadaki Lydia
sikkelerinin çokluğu ve Lydia’nın en eski sikkelerinin basıldığı elektron
madeninin Lydia’da bol olduğunun düşünülmesi ile ilgili olduğunu söylerlerken;
sikke ile ilgili en erken arkeolojik tabakanın Lydia topraklarında değil, bir
Hellen kenti olan Ephesos’ta bulunmuş olmasının da üzerinde önemle durulması
gereken bir durum olduğunu belirmektedirler. Her iki numizmat, ayrıca sikkenin
bir Hellen icadı olması gerektiğine bir başka kanıt olarak, sikkenin Hellen
dünyasında çok çabuk yayılmasını, buna karşın diğer yerlerde yayılmanın daha
yavaş gerçekleşmiş olduğunu – Sikke Pers imparatorluğunda ancak M.Ö.6.yy.da ve
Hellenize olmuş bölgelerde basılmış, Fenikeliler M.Ö.5.yy.a kadar sikke
basmamışlar, Etrüskler ise, M.Ö.5 – 4. özellikle 3.yy.da sikke basmışlardır –
gösterirler.
John Boardman ise, sikkenin bir Hellen icadı olduğunu
ileri sürerek, siyasal gücüne rağmen Lydia’nın Hellen kültürü etkisi altında
olmasını; buna kanıt olarak da, Lydia’nın başkenti Sard’da bir agoranın
bulunmasını gösterir.
Tüm açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla bazı araştırmacılar
sikkenin Lydia, kimileri de Hellen icadı olduğunu söylemektedirler. Sikke,
ister Lydia, ister bir Hellen icadı olsun, söylenmesi gereken tek şey elektron
sikkelerin bulunduğu tabakanın, inşasına Lydia kralı Kroisos’un maddi katkıda
bulunduğu M.Ö. 560 tarihli yapının altında olduğunu ve M.Ö.560 tarihini bir terminius ante quem olarak ele almak;
yada E.S.G.Robinson’un bu sikkeleri
yeniden inceleyerek sikkelerin M.Ö. 640 – 30 dan daha önceye ait olamayacağını
söylemesi ve buna dayanarak bu gün için yaygın bir görüş olan, M.Ö.650 – 600
gibi bir tarihi sikkenin icadı olarak kabul etmektir.
Para Neden Anadolu’da İcat Edildi?
Metaların değişim aracı olan paranın ilk kez Anadolu
topraklarında MÖ. 7. Yüzyılda ortaya çıkması bir tesadüf değildir. Bu tarihten
binlerce yıl önce Ön Asya’da, Mezopotamya’da medeniyetler ortaya çıkmış,
kentleşme ve ticari hayat başlamış, yazı icat edilmiş olmasına rağmen, tarihte
parayı ilk kullananlar Lidyalılardır.
Asurluların MÖ. 2. Bin yılda Anadolu’ya geldiklerini, Kayseri’de
(Kültepe-Kaniş) koloni kurduklarını ve
Anadolu’ya yazıyı getirdiklerini biliyoruz. Ancak o dönemde para bilinmiyordu. Bu tarihten 1400 yıl
sonra Lidya’da ilk sikke basıldı ve para tedavüle girdi. Başta Anadolu’da olmak
üzere tüm topluluklara yayıldı.
Ege uygarlıklarının yükselişe geçtiği bu süreçte,
Anadolu’nun Doğu ile Batı arasında köprü olması, paranın bu topraklarda ortaya
çıkmasını sağlamıştır.
Sikkeden önce tahıl ürünleri, aletler, üç ayaklı kazanlar,
sığır ve ingot (öküz derisi şeklindeki büyük bakır külçeler) vb. para yerine
kullanılmaktaydı. Takas usulü ise, bir ürünü başkasıyla değiş tokuş etme
esasına dayanan yöntemdi. Malı malla değiştirme anlamına gelen ayni sistemde, değerleri
eşitlemek her zaman problem yaratmaktaydı. Bu nedenle elektron, altın ve gümüş
gibi değerli madenlerin eşdeğer= sikke olarak kullanılmasında öne çıkan olgu ağırlıktır.
Sikkenin değeri kullanılan madenin ağırlığına bağlıdır.
Antik çağda, belli bir sikkenin ağırlığı, bu sikkeyi basan
şehirlere göre değişiklik gösterebilmektedir. Aynı birim her şehir tarafından
farklı ağırlıklarda basılabilmekteydi. Ancak ortak ağırlık sistemini benimsemiş
şehirler de vardı.
Büyük birimler daha çok ticari, küçük birimler ise daha çok
günlük alışverişlerde kullanılmıştır.
İktidar Gücü Olarak Sikke
Sikke, ticari işlevi yanında iktidarın (devletin) bir güç simgesiydi. Nümismatik
terminolojisinde tip olarak isimlendirilen sikke üzerindeki resim, sikkeyi
basan kişi, şehir ya da devletin tanınmasını sağlar. Örneğin Lydia sikkelerinin
ön yüzlerinde aslan figürü, Atina kentinin sikkelerinin ön yüzünde şehrin
koruyucu Tanrıçası Athena’nm başı, arka yüzünde de tanrıçanın kutsal kuşu
baykuş yer almaktadır.
Sikke üzerinde yer alan yazıya lejand denmektedir. Sikkeyi bastıran hükümdarın ismini, sikkenin
basımından sorumlu, yüksek dereceli memurun (magistratus) ismini, sikke tipinin
açıklamasını, sikke kalıpçısının ismini, Hellenistik dönemden itibaren tarihini
ve birimini de vermektedir. Bir sikkenin üzerinde, sikkeyi basmış olan halkın
ismini belirten yazıya ethnikon
denmekteydi.
Sikkelerin ele geçtikleri alanlar ve miktarları, diğer
devletlerle olan ticareti, politik ve ekonomik ilişkileri açıklar.
Kurul Kalesi Sikkeleri
Tarihlendirme açısından en öne çıkan buluntular çeşitli
tiplerdeki bronz sikkelerdir. Kurul Kalesi’nde 2010-2015 yılları arasındaki
kazılarda toplam 270 adet sikke ele geçmiştir. Bunlar içerisinde beş örnek
dışında geriye kalanların tamamı VI.
Mithradates Dönemi sikkeleridir. Pontos Krallığı’nın siyasi ve askeri
yönden en hareketli yılları olan VI. Mithradates döneminde, Roma ile yapılan
çok sayıdaki savaş sebebiyle askeri harcamaların arttığı ve bu sebeple ödemeler
için çok sayıda sikke basıldığı düşünülmektedir.
VI. Mithradates döneminde Pontos Krallığı’ndaki birçok
kentte bronz sikke basılmıştır. Bu kentler arasında en yoğun sikke darbı
gerçekleştiren kent Amisos (Samsun) olmuştur. Kurul Kalesi’nde bulunan sikkelerin
basıldığı darphaneler içerisinde de Amisos başı çekmektedir. Ayrıca Amastris (Amasra),
Khabakta (Ünye-Kaleköy), Komana (Tokat), Pharnakia (Giresun) ve Sinope (Sinop)
darphanesine ait sikkeler de ele geçmiştir. Kurul Kalesi, VI. Mithradates
Dönemi sikkeleri sekiz tip içermektedir. 1. Tip’teki sikkelerin ön yüzünde
Tanrıça Artemis’in başı sağa dönüktür ve başında stephane vardır. Ayrıca
omuzunda sadak ile betimlenmiştir. Arka yüzde ise tripod bulunmaktadır. Bu tip
Amisos darbı ile temsil edilmektedir29. Artemis-Tripod tipi Imhoof-Blumer
tarafından ikinci grup içinde gösterilip, MÖ 120-111 yıllarına
tarihlendirilirken30, SNG BM Black Sea bandında MÖ 125-100 yılları aralığına
verilmiştir31. Callataÿ32 ise bu sikke tipini MÖ 110-100 yılları aralığına
tarihlendirmektedir. 2. Tip sikkelerde, ön yüzde Perseus’un başı sağa dönüktür
ve başlığı kanatlıdır. Perseus bu tipte genç olarak betimlenmiştir. Arka yüzde,
iki pileus arasında cornucopia yer almaktadır ve pileusların üzerinde birer
tane yıldız bulunmaktadır. Dikhalkos33 biriminde darp edilen sikkeye Sinope darbı
örnek oluşturmaktadır34. Imhoof-Blumer’de, bu tipler birinci grup içinde
gösterilmiş ve MÖ 120-111 yılları arasına tarihlendirilmiştir. SNG BM Black Sea
bandında MÖ 120-100 tarih aralığına verilmiş olup35, Callataÿ36 bu tipi MÖ
110-100 yılları aralığına tarihlendirmektedir. 3. Tipteki sikkelerin ön
yüzünde, başında sarmaşık çelengi ile sağa bakan Genç Dionysos, VI. Mithradates
gibi betimlenmiştir. Arka yüzde cista mystica, panter postu ve thrysos yer
almaktadır. Tetrakhalkos biriminde darp edilen sikkeler Amisos kenti ile temsil
edilmektedir37. Imhoof- Blumer’a göre beşinci grup içinde gösterilmiş ve MÖ
90-80 yılları arasına tarihlendirilmiş, SNG BM Black Sea bandında MÖ 85-65
yılları arasına, Callataÿ38 da ise MÖ 100-95 yılları aralığına
tarihlendirilmiştir39. 4. Tipi oluşturan sikkelerin ön yüzünde, başında grifon
sorguçlu miğferi ile sağ profilden Perseus başı, arka yüzde ise Pegasos ayakta,
sola dönük şekilde, ön ayaklarından biri havada ve su içerken betimlenmiştir.
Tetrakhalkos birimindeki tip Amisos darbına örnektir.
Imhoof-Blumer’a göre altıncı grup içinde gösterilmiş olup MÖ 80-70 yılları
arasına, SNG BM Black Sea bandında MÖ 85-65 yılları aralığına, Callataÿ41
tarafından ise MÖ 100-95 yılları aralığına tarihlendirilmiştir. 5. Tip altında
değerlendirilen sikkelerin ön yüzündeki Ares’in başı sağa dönüktür ve sorguçlu
miğferi ile genç olarak tasvir edilmiştir. Arka yüzde kını içerisinde kılıç
vardır. Tetrakhalkos biriminde darp edilen beşinci tip ile temsil edilen
kentler Amisos43 ve Sinope44’dir. Imhoof-Blumer’a göre dördüncü grup içinde
gösterilmiş ve MÖ 105-90 yılları arasına, SNG BM Black Sea bandında MÖ 100-85
yılları arasına, Callataÿ tarafından ise MÖ 95-90 yıllarına tarihlendirilmiştir.
6. Tip içerisindeki örneklerin ön yüzünde Zeus’un başı sağa
dönüktür ve başında defne çelengi bulunmaktadır. Arka yüzde ise tanrının
sembolü olan kartal, kanatları açık, başı sağa dönük olarak, şimşek demetinin üstünde
durmaktadır. Zeus-kartal tipi, biri 25 mm’lik (obolos), diğeri 15 mm’lik
(tetrakhalkos) iki birimde kullanılmıştır47. Kazı sikkeleri içindeki örnekler
Amisos48, Pharnakeia49 ve Sinope50darpları olup, tetrakhalkos biriminde
basılmışlardır. Imhoof-Blumer obolos birimindeki sikkeleri üçüncü grup içinde
göstermiş ve MÖ 111-105 yılları arasına tarihlendirilmiştir.
Tetrakhalkos birimindeki sikkeleri ise yedinci grup içinde
göstererek MÖ 80-70 yılları arasına tarihlemiştir. SNG BM Black Sea bandında ise
obolos birimindekiler MÖ 100-85 arasına, tetrakhalkos birimindekiler ise MÖ
85-65 yılları arasına tarihlendirilmiştir51. Callataÿ’da ise her iki birim MÖ
95-90 yılları aralığına önerilmiştir52.
7. Tip’deki sikkelerin ön yüzlerinde, başında Attika miğferi
ile sağa bakan Athena Parthenos (Pallas) başı vardır. Miğferi bitkisel bezeme, pegasos
ve dört at protomu ile süslüdür. Sikkenin arka yüzünde Medusa’nın başını
kesmiş, ayakta, cepheden betimlenmiş, kısa khitonlu ve başında sivri külahı ile
Perseus vardır. Sağ elinde harpa, sol elinde Medusa’nın kesik başını
tutmaktadır. Ayaklarının dibinde ise Medusa’nın cansız bedeni uzanmaktadır. Her
zaman 25 mm.’lik büyük birimde (obolos) basılan Athena- Perseus tipine,
Amisos54, Komana55 ve Sinope56 darpları örnek teşkil etmektedir.
Imhoof-Blumer’a göre dördüncü grup içinde gösterilmiş olup MÖ 105-90 yılları
arasına, SNG BM Black Sea bandında57 MÖ 85-65 yılları arasına, Callataÿ58 ise
MÖ 90-85 yılları aralığına tarihlendirilmektedir.
8. Tipi oluşturan sikkelerin ön yüzünde, ortasında Medusa
başının bulunduğu bir Aigis vardır. Medusa bazen cepheden, bazen de ¾ profilden
betimlenmiştir. Başı çevresinde çatı kiremidi sistemi ile yerleştirilmiş iki ya
da üç sıra yaprak biçimli pul vardır ve köşeleri fiyonklu sekizgen bir şerit
bordürle çevrelenmiştir. Arka yüzde, ayakta, sağa doğru ilerleyen ve omzunda
palmiye dalı taşıyan Nike vardır. Aigis-Nike tipi yalnızca 15 mm’lik birimde
(tetrakhalkos) basılmıştır59. Pontus ve Paphlagonia kentleri tarafından yoğun
olarak basılan bu tip Amastris60, Amisos61, Khabakta62, Komana63 ve Sinope64
kentlerini temsil etmektedir. Imhoof-Blumer tarafından dördüncü grup içinde
gösterilmiş ve MÖ 105-90 yılları arasına tarihlenmiştir. SNG BM Black Sea
bandında MÖ 85-65 arasına tarihlendirilirken65, Callataÿ66 bu tipi MÖ 90-85
yılları aralığına tarihlendirmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar:
Prof. Dr. S. Yücel Şenyurt –
Doç. Dr. Atakan Akçay-Kurul
Kalesi (Ordu) VI. Mithradates Dönemi Yerleşimi Üzerine Ön Değerlendirmeler / Seleucia
| Sayı 6 | Mayıs 2016
Cécile Morrison - Antik Sikkeler bilimi Nümismatik, İstanbul 2002, Arkeoloji ve
Sanat Yayınları
Prof. Dr. Vedat Keleş, Roma Sikkeleri, Arkeoloji ve Sanat
Yayınları
John Boardman, The Greeks in Asia (2015), Thames &
Hudson Yay.
Christopher H. Roosevelt, Lydia Arkeolojisi, İst. 2017, Koç Üniv.
Yay.
30.09.2020,
Ünyekent
http://www.unyekent.com/k41-canik-dergisi/h15815-kurul-kalesi-buluntulari-iii-sikkeler.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder