30 Eylül 2020 Çarşamba

Kurul Kalesi Buluntuları III [Sikkeler]


Kurul Kalesi Buluntuları III

[Sikkeler]

 

{Bu yazı Ünyekent Gazetesi’nin web sayfasında tek bölüm, gazetede iki bölüm halinde yayınlanacaktır.}

 

Kurul Kalesi’nde 2010 yılından itibaren yürütülmekte olan kazı çalışmalarında çok sayıda buluntu ele geçmiştir. Bu buluntularda tarihlendirme açısından en önemli grubu sikkeler oluşturur. Kurul Kalesi’nde bugüne kadar ele geçen sikkelerin beşi dışında tüm örnekler, VI. Mithradates Eupator dönemine aittir.

 

Sikke Nedir?

 

Klasik tanımıyla sikke, tarihte değişim aracı olarak kullanılan madeni paradır.

Ticaret ve günlük alışverişlerde, ödeme aracı olarak kullanılan, ağırlığı ve içindeki değerli maden miktarı onu basan devlet tarafından üzerine konan resim ve yazı ile garanti altına alınmış, küçük madeni bir para/parçadır. 

Paranın atası olan sikke, Anadolu topraklarında ortaya çıkmıştır. İlk sikke M.Ö. 7. yüzyılda Lydialılar tarafından icat edilmiştir.  Altın gümüş karışımı (%40 altın, %60 gümüş) bir maden olan ve “beyaz altın” denilen elektrondan yapılmışlardır. Daha sonra altın ve gümüş sikkeler de basılmıştır.

 

Sikkenin İcadı

 

Sikkenin icadına ilişkin iki veri mevcuttur:

1 – Antik kaynaklar

2 – Arkeolojik veriler

Sikkenin icadı ile ilgili bilgi veren antik kaynaklardan ikisi son derece önemlidir. Bunlar Ksenophanes ve Herodot’tur.

Herodot’ta “ …. Bizim bildiklerimiz içinde ilk olarak altın ve gümüş sikke basan ve kullanan ve ilk olarak ufak tefek ticaret işlerine girişenler onlardır”(Lydialılar) Bu metinden anlaşıldığına göre de Herodot’ta tıpkı Ksenophanes gibi sikkenin icadı ile ilgili olarak Lydialıları işaret etmektedir. Her iki antik yazarın yaşadığı dönem dikkate alındığında verdikleri bilgiler sikkenin icadı konusunda dikkate alınmalıdır.

 

Paranın kökeni olarak sikkeye ait ilk arkeolojik veriler

 

1904 – 1905 yıllarında British Museum adına D.G.Hogarth başkanlığında Efes Artemis Tapınağı’nda yapılan arkeolojik kazılarda çeşitli keramik ve mücevher parçalarıyla birlikte 93 adet elektron ( = λενκόδ χρμσός) sikke ele geçmiştir. Bu sikkelerin çoğu tapınağın temelleri altındaki altyapı altında ve çevresinde bulunmuştur. Bunlardan başka Artemis Tapınağı’nın temelleri arasında sikke öncesi kullanılmış oldukları sanılan ve üzerlerinde hiçbir işaret bulunmayan gümüş ve elektrondan parçalar ele geçmiştir. Kazılar sırasında bulunan 93 adet elektron sikkeden 91’i Lydia – Milet, 2’si ise, Phokaia (= Foça) ağırlık sisteminde basılmıştır.

Efes Artemis Tapınağı kazılarında gerçekleştirilen kazılarda ele geçen bu elektron sikkeler, sikkenin icadı konusunda bir takım tartışmaları da beraberinde getirmiştir. B.V.Head, bu elektron sikkeler ve Ksenophanes’in sözlerinden, sikkenin Lydialılar tarafından icat edildiğini belirtirken, S.Karwiese ve O. Tekin sikkelerin Lydia bölgesinde bol miktarda doğal halde bulunan elektrondan basılmaları ve daha da önemlisi üzerlerinde Lydia devletinin arması olan aslan protomlarının yer alması, ayrıca “FALFET” ve “RKALIM” gibi lydia kralları Kroisos ve Alyattes’in isimleri olabileceği söylenen yazıların bulunmasını kanıt göstererek, sikkenin bir Lydia icadı olduğunu söylemektedirler.

J.M.Kraay ve C.Howgego gibi numizmatlar ise, bu konuda biraz daha ihtiyatlı davranarak, meselenin sikke ile ilgili en erken arkeolojik tabakadaki Lydia sikkelerinin çokluğu ve Lydia’nın en eski sikkelerinin basıldığı elektron madeninin Lydia’da bol olduğunun düşünülmesi ile ilgili olduğunu söylerlerken; sikke ile ilgili en erken arkeolojik tabakanın Lydia topraklarında değil, bir Hellen kenti olan Ephesos’ta bulunmuş olmasının da üzerinde önemle durulması gereken bir durum olduğunu belirmektedirler. Her iki numizmat, ayrıca sikkenin bir Hellen icadı olması gerektiğine bir başka kanıt olarak, sikkenin Hellen dünyasında çok çabuk yayılmasını, buna karşın diğer yerlerde yayılmanın daha yavaş gerçekleşmiş olduğunu – Sikke Pers imparatorluğunda ancak M.Ö.6.yy.da ve Hellenize olmuş bölgelerde basılmış, Fenikeliler M.Ö.5.yy.a kadar sikke basmamışlar, Etrüskler ise, M.Ö.5 – 4. özellikle 3.yy.da sikke basmışlardır – gösterirler.

John Boardman ise, sikkenin bir Hellen icadı olduğunu ileri sürerek, siyasal gücüne rağmen Lydia’nın Hellen kültürü etkisi altında olmasını; buna kanıt olarak da, Lydia’nın başkenti Sard’da bir agoranın bulunmasını gösterir.

Tüm açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla bazı araştırmacılar sikkenin Lydia, kimileri de Hellen icadı olduğunu söylemektedirler. Sikke, ister Lydia, ister bir Hellen icadı olsun, söylenmesi gereken tek şey elektron sikkelerin bulunduğu tabakanın, inşasına Lydia kralı Kroisos’un maddi katkıda bulunduğu M.Ö. 560 tarihli yapının altında olduğunu ve M.Ö.560 tarihini bir terminius ante quem olarak ele almak; yada E.S.G.Robinson’un bu sikkeleri yeniden inceleyerek sikkelerin M.Ö. 640 – 30 dan daha önceye ait olamayacağını söylemesi ve buna dayanarak bu gün için yaygın bir görüş olan, M.Ö.650 – 600 gibi bir tarihi sikkenin icadı olarak kabul etmektir.

 

Para Neden Anadolu’da İcat Edildi?

 

Metaların değişim aracı olan paranın ilk kez Anadolu topraklarında MÖ. 7. Yüzyılda ortaya çıkması bir tesadüf değildir. Bu tarihten binlerce yıl önce Ön Asya’da, Mezopotamya’da medeniyetler ortaya çıkmış, kentleşme ve ticari hayat başlamış, yazı icat edilmiş olmasına rağmen, tarihte parayı ilk kullananlar Lidyalılardır.  

Asurluların MÖ. 2. Bin yılda Anadolu’ya geldiklerini, Kayseri’de (Kültepe-Kaniş)  koloni kurduklarını ve Anadolu’ya yazıyı getirdiklerini biliyoruz. Ancak o dönemde para bilinmiyordu. Bu tarihten 1400 yıl sonra Lidya’da ilk sikke basıldı ve para tedavüle girdi. Başta Anadolu’da olmak üzere tüm topluluklara yayıldı.

Ege uygarlıklarının yükselişe geçtiği bu süreçte, Anadolu’nun Doğu ile Batı arasında köprü olması, paranın bu topraklarda ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Sikkeden önce tahıl ürünleri, aletler, üç ayaklı kazanlar, sığır ve ingot (öküz derisi şeklindeki büyük bakır külçeler) vb. para yerine kullanılmaktaydı. Takas usulü ise, bir ürünü başkasıyla değiş tokuş etme esasına dayanan yöntemdi. Malı malla değiştirme anlamına gelen ayni sistemde, değerleri eşitlemek her zaman problem yaratmaktaydı. Bu nedenle elektron, altın ve gümüş gibi değerli madenlerin eşdeğer= sikke olarak kullanılmasında öne çıkan olgu ağırlıktır. Sikkenin değeri kullanılan madenin ağırlığına bağlıdır.

Antik çağda, belli bir sikkenin ağırlığı, bu sikkeyi basan şehirlere göre değişiklik gösterebilmektedir. Aynı birim her şehir tarafından farklı ağırlıklarda basılabilmekteydi. Ancak ortak ağırlık sistemini benimsemiş şehirler de vardı.

Büyük birimler daha çok ticari, küçük birimler ise daha çok günlük alışverişlerde kullanılmıştır.

 

İktidar Gücü Olarak Sikke

 

Sikke, ticari işlevi yanında iktidarın (devletin) bir güç simgesiydi.  Nümismatik terminolojisinde tip olarak isimlendirilen sikke üzerindeki resim, sikkeyi basan kişi, şehir ya da devletin tanınmasını sağlar. Örneğin Lydia sikkelerinin ön yüzlerinde aslan figürü, Atina kentinin sikkelerinin ön yüzünde şehrin koruyucu Tanrıçası Athena’nm başı, arka yüzünde de tanrıçanın kutsal kuşu baykuş yer almaktadır.

Sikke üzerinde yer alan yazıya lejand denmektedir. Sikkeyi bastıran hükümdarın ismini, sikkenin basımından sorumlu, yüksek dereceli memurun (magistratus) ismini, sikke tipinin açıklamasını, sikke kalıpçısının ismini, Hellenistik dönemden itibaren tarihini ve birimini de vermektedir. Bir sikkenin üzerinde, sikkeyi basmış olan halkın ismini belirten yazıya ethnikon denmekteydi.

Sikkelerin ele geçtikleri alanlar ve miktarları, diğer devletlerle olan ticareti, politik ve ekonomik ilişkileri açıklar.

 

Kurul Kalesi Sikkeleri

 

Tarihlendirme açısından en öne çıkan buluntular çeşitli tiplerdeki bronz sikkelerdir. Kurul Kalesi’nde 2010-2015 yılları arasındaki kazılarda toplam 270 adet sikke ele geçmiştir. Bunlar içerisinde beş örnek dışında geriye kalanların tamamı VI. Mithradates Dönemi sikkeleridir. Pontos Krallığı’nın siyasi ve askeri yönden en hareketli yılları olan VI. Mithradates döneminde, Roma ile yapılan çok sayıdaki savaş sebebiyle askeri harcamaların arttığı ve bu sebeple ödemeler için çok sayıda sikke basıldığı düşünülmektedir.

VI. Mithradates döneminde Pontos Krallığı’ndaki birçok kentte bronz sikke basılmıştır. Bu kentler arasında en yoğun sikke darbı gerçekleştiren kent Amisos (Samsun) olmuştur. Kurul Kalesi’nde bulunan sikkelerin basıldığı darphaneler içerisinde de Amisos başı çekmektedir. Ayrıca Amastris (Amasra), Khabakta (Ünye-Kaleköy), Komana (Tokat), Pharnakia (Giresun) ve Sinope (Sinop) darphanesine ait sikkeler de ele geçmiştir. Kurul Kalesi, VI. Mithradates Dönemi sikkeleri sekiz tip içermektedir. 1. Tip’teki sikkelerin ön yüzünde Tanrıça Artemis’in başı sağa dönüktür ve başında stephane vardır. Ayrıca omuzunda sadak ile betimlenmiştir. Arka yüzde ise tripod bulunmaktadır. Bu tip Amisos darbı ile temsil edilmektedir29. Artemis-Tripod tipi Imhoof-Blumer tarafından ikinci grup içinde gösterilip, MÖ 120-111 yıllarına tarihlendirilirken30, SNG BM Black Sea bandında MÖ 125-100 yılları aralığına verilmiştir31. Callataÿ32 ise bu sikke tipini MÖ 110-100 yılları aralığına tarihlendirmektedir. 2. Tip sikkelerde, ön yüzde Perseus’un başı sağa dönüktür ve başlığı kanatlıdır. Perseus bu tipte genç olarak betimlenmiştir. Arka yüzde, iki pileus arasında cornucopia yer almaktadır ve pileusların üzerinde birer tane yıldız bulunmaktadır. Dikhalkos33 biriminde darp edilen sikkeye Sinope darbı örnek oluşturmaktadır34. Imhoof-Blumer’de, bu tipler birinci grup içinde gösterilmiş ve MÖ 120-111 yılları arasına tarihlendirilmiştir. SNG BM Black Sea bandında MÖ 120-100 tarih aralığına verilmiş olup35, Callataÿ36 bu tipi MÖ 110-100 yılları aralığına tarihlendirmektedir. 3. Tipteki sikkelerin ön yüzünde, başında sarmaşık çelengi ile sağa bakan Genç Dionysos, VI. Mithradates gibi betimlenmiştir. Arka yüzde cista mystica, panter postu ve thrysos yer almaktadır. Tetrakhalkos biriminde darp edilen sikkeler Amisos kenti ile temsil edilmektedir37. Imhoof- Blumer’a göre beşinci grup içinde gösterilmiş ve MÖ 90-80 yılları arasına tarihlendirilmiş, SNG BM Black Sea bandında MÖ 85-65 yılları arasına, Callataÿ38 da ise MÖ 100-95 yılları aralığına tarihlendirilmiştir39. 4. Tipi oluşturan sikkelerin ön yüzünde, başında grifon sorguçlu miğferi ile sağ profilden Perseus başı, arka yüzde ise Pegasos ayakta, sola dönük şekilde, ön ayaklarından biri havada ve su içerken betimlenmiştir.

Tetrakhalkos birimindeki tip Amisos darbına örnektir. Imhoof-Blumer’a göre altıncı grup içinde gösterilmiş olup MÖ 80-70 yılları arasına, SNG BM Black Sea bandında MÖ 85-65 yılları aralığına, Callataÿ41 tarafından ise MÖ 100-95 yılları aralığına tarihlendirilmiştir. 5. Tip altında değerlendirilen sikkelerin ön yüzündeki Ares’in başı sağa dönüktür ve sorguçlu miğferi ile genç olarak tasvir edilmiştir. Arka yüzde kını içerisinde kılıç vardır. Tetrakhalkos biriminde darp edilen beşinci tip ile temsil edilen kentler Amisos43 ve Sinope44’dir. Imhoof-Blumer’a göre dördüncü grup içinde gösterilmiş ve MÖ 105-90 yılları arasına, SNG BM Black Sea bandında MÖ 100-85 yılları arasına, Callataÿ tarafından ise MÖ 95-90 yıllarına tarihlendirilmiştir.

6. Tip içerisindeki örneklerin ön yüzünde Zeus’un başı sağa dönüktür ve başında defne çelengi bulunmaktadır. Arka yüzde ise tanrının sembolü olan kartal, kanatları açık, başı sağa dönük olarak, şimşek demetinin üstünde durmaktadır. Zeus-kartal tipi, biri 25 mm’lik (obolos), diğeri 15 mm’lik (tetrakhalkos) iki birimde kullanılmıştır47. Kazı sikkeleri içindeki örnekler Amisos48, Pharnakeia49 ve Sinope50darpları olup, tetrakhalkos biriminde basılmışlardır. Imhoof-Blumer obolos birimindeki sikkeleri üçüncü grup içinde göstermiş ve MÖ 111-105 yılları arasına tarihlendirilmiştir.

Tetrakhalkos birimindeki sikkeleri ise yedinci grup içinde göstererek MÖ 80-70 yılları arasına tarihlemiştir. SNG BM Black Sea bandında ise obolos birimindekiler MÖ 100-85 arasına, tetrakhalkos birimindekiler ise MÖ 85-65 yılları arasına tarihlendirilmiştir51. Callataÿ’da ise her iki birim MÖ 95-90 yılları aralığına önerilmiştir52.

7. Tip’deki sikkelerin ön yüzlerinde, başında Attika miğferi ile sağa bakan Athena Parthenos (Pallas) başı vardır. Miğferi bitkisel bezeme, pegasos ve dört at protomu ile süslüdür. Sikkenin arka yüzünde Medusa’nın başını kesmiş, ayakta, cepheden betimlenmiş, kısa khitonlu ve başında sivri külahı ile Perseus vardır. Sağ elinde harpa, sol elinde Medusa’nın kesik başını tutmaktadır. Ayaklarının dibinde ise Medusa’nın cansız bedeni uzanmaktadır. Her zaman 25 mm.’lik büyük birimde (obolos) basılan Athena- Perseus tipine, Amisos54, Komana55 ve Sinope56 darpları örnek teşkil etmektedir. Imhoof-Blumer’a göre dördüncü grup içinde gösterilmiş olup MÖ 105-90 yılları arasına, SNG BM Black Sea bandında57 MÖ 85-65 yılları arasına, Callataÿ58 ise MÖ 90-85 yılları aralığına tarihlendirilmektedir.

8. Tipi oluşturan sikkelerin ön yüzünde, ortasında Medusa başının bulunduğu bir Aigis vardır. Medusa bazen cepheden, bazen de ¾ profilden betimlenmiştir. Başı çevresinde çatı kiremidi sistemi ile yerleştirilmiş iki ya da üç sıra yaprak biçimli pul vardır ve köşeleri fiyonklu sekizgen bir şerit bordürle çevrelenmiştir. Arka yüzde, ayakta, sağa doğru ilerleyen ve omzunda palmiye dalı taşıyan Nike vardır. Aigis-Nike tipi yalnızca 15 mm’lik birimde (tetrakhalkos) basılmıştır59. Pontus ve Paphlagonia kentleri tarafından yoğun olarak basılan bu tip Amastris60, Amisos61, Khabakta62, Komana63 ve Sinope64 kentlerini temsil etmektedir. Imhoof-Blumer tarafından dördüncü grup içinde gösterilmiş ve MÖ 105-90 yılları arasına tarihlenmiştir. SNG BM Black Sea bandında MÖ 85-65 arasına tarihlendirilirken65, Callataÿ66 bu tipi MÖ 90-85 yılları aralığına tarihlendirmektedir.

 

 

Yararlanılan Kaynaklar:

Prof. Dr. S. Yücel Şenyurt – Doç. Dr. Atakan Akçay-Kurul Kalesi (Ordu) VI. Mithradates Dönemi Yerleşimi Üzerine Ön Değerlendirmeler / Seleucia | Sayı 6 | Mayıs 2016

Cécile Morrison - Antik Sikkeler bilimi Nümismatik, İstanbul 2002, Arkeoloji ve Sanat Yayınları

Prof. Dr. Vedat Keleş, Roma Sikkeleri, Arkeoloji ve Sanat Yayınları

John Boardman, The Greeks in Asia (2015), Thames & Hudson Yay.

Christopher H. Roosevelt, Lydia Arkeolojisi, İst. 2017, Koç Üniv. Yay.

 

 

 

30.09.2020, Ünyekent

http://www.unyekent.com/k41-canik-dergisi/h15815-kurul-kalesi-buluntulari-iii-sikkeler.html

 











 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder