Mutad Bir Tatil Sabahı Gezisi
Uzun bir aradan sonra eşimle yeniden sabah yürüyüşüne
başladık. Alışık olduğumuz üzere (bize göre erken sayılan bir saatte) Çamlık’a
doğru yürüyüşe geçtik. Güz mevsiminin belki de son sıcak günlerini yaşıyorduk. Pastırma
yazı boyunca ne yazık ki sabah yürüyüşlerimizi ihmal etmiştik. Çamlığa girince
iklimin değiştiğine yeniden tanık olduk. Nefes alma biçimimiz değişmişti.
Ciğerlerimize dolan oksijeni daha derinden hissetmeye başladık.
Çamlık’ta bir başka şey daha dikkatimizi çekti.
Bunca bakımsızlığa, terk edilmişliğe rağmen ağaçlık alandaki
masaların çoğu doluydu. Kimi aile, çoluk-çocuk, gençler gelip burada piknik
yapıyorlardı.
Eskiden kent dışındaydı, şimdi Ünye’nin orta yerinde kaldı
ÇAMLIK.
Adeta kentin akciğeri
gibi...
****
Çamlık’ta dikkatimizi çeken diğer şey, doğal olarak bir gece
yarısı betonu dökülen ve alelacele inşaatına başlanan yapı oldu.
Kimilerinin “kır kahvesi” olarak nitelediği ve çevreyi
bozmadığı için BŞB Başkanına şükranlarını ilettiği kafeydi bu…
(Böylece inşaat 100 metrekare mi olacak, 400 metrekare mi ikilemi
giderilmiş oldu!)
Kimi arkadaşlar ise, başlanan inşaatı “Sarı İnek” öyküsüne benzetti.
Malum öyküdür; aslanın biri çıkıp “bana sarı ineği verin,
yoksa hepinizi yerim” dediği öykü…
İlk kez, üç gün önce aramızdan ayrılan gazeteci-yazar Bekir Coşkun’dan okumuştum, mekânı
cennet olsun. Nur içinde yatsın!
Ve aslan sarı ineği yedikten sonra her gün bir inek ister.
Tüm inekleri yiyinceye kadar asla durmaz.
Sıra öküze gelince, o ünlü söz söylenir:
“Sarı ineği vermeyecektik!”
****
Aslında bu öyküyü hatırlatan arkadaşımız ziraatçıydı.
Hayvanlar âlemini de biliyor olmalı…
Korkarım ki haklı çıkacak!
Lakin aslanı aslan yapan biziz, geldiği gibi göndermesini de
biliriz.
Analojiyle başladık madem, benim de durumu açıklayan bir
benzetmem var.
“Çamlık Ünye’nin
akciğeridir” deriz ya…
O kafe şimdilik bir tümör gibi duruyor.
Kötü huylu mu (habis mi?), kansere çevirir mi bilmiyoruz.
Akciğer kanserinin belirtileri sırasıyla; nefes darlığı, balgamda
kan gelmesi, kronik öksürük şeklinin değişmesi, göğüs ağrısı, zayıflama, yorgunluk,
iştah kaybı, ses kısıklığı ve yutma güçlüğü gibi semptomlardır.
Akciğer kanseri genel olarak 4 evreden oluşur:
1. evre tümörün boyutları (çapı) ve yerleştiği yerle alakalıdır.
2. evrede lenf bezlerine yayılıp yayılmadığına bakılır.
3. evrede başka organlara doğru bir ilerleme yani tıp
dilinde metastaz oldu mu kontrol edilir.
4. Aşama ise kanserin en ileri aşamasıdır, artık bu aşamada
kanserin diğer doku ve organlara sıçraması söz konusudur.
Geç kalınmamışsa bu hastalığın tedavisi mümkün görünüyor!
(Ee, biz de bunca yıl sağlık bilimlerinde boşa dirsek
çürütmedik!)
Son Söz
Biz Ünyeliler için Çamlık, vazgeçilmez mekânlardan sayılır.
Bir nevi mutad meskendir.
Uluslararası özel hukukta Mutad Mesken kavramı, genel olarak kişinin gerçek hayat
ilişkilerinin sürdüğü, kişinin fiilen oturduğu ve oturmak isteği ve iradesinde
olduğu yer olarak tanımlanmaktadır.
21.10.2020,
Ünyekent
http://www.unyekent.com/yazi/1994-mutad-bir-tatil-sabahi-gezisi.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder