15 Eylül 2021 Çarşamba

TOPYANI Birinci Bölüm


TOPYANI

Birinci Bölüm

 

Ünye’nin Burunucu Mahallesi’ne adını veren çıkıntı (burun), Topyanı olarak bilinir. Böyle söylenmesinin nedeni , denize geniş açıyla bakan bu burunda bir top bataryası yuvasının yer almasıdır. Kentsel sit alanı dışında kalan, mülkiyeti maliye Hazinesine ait, 352 ada, 2 parselde bulunan ve 2012 yılında tescillenen yapının bir tabya parçası olduğu anlaşılmaktadır.

Denizden gelecek bir saldırıya karşı Ünye savunmasında kullanılmak üzere tahkim edilen bu tabyaların bir benzerinin kentin doğu kıyısında da olduğu tahmin edilmektedir.

19. yüzyılda yapıldığı düşünülen bu tabyalar aynı zamanda cephane deposu olarak da kullanılmıştır.  

Samsun Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 25,04.2012 tarih ve 540 sayılı kararına istinaden tescillenen alanda 2014 yılında Türk-Japon Dostluk Anıtı ve Ertuğrul Fırkateyni Anıtı dikilerek bugünkü duruma gelmiştir.

Ünye tarihini yansıtan bu alan, önemli noktalardan biri olarak ziyaretçi akınına uğramakta ve her geçen gün daha fazla ilgi odağı haline gelmektedir. Ordu Müze Müdürlüğünün ilgili raporu gereği bu alanda bir kazı yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir.

Kazı konusuna bilahare dönmek üzere, Topyanı’na biraz daha yakından bakalım.

 

Tabya nedir?

 

Tabya, bir bölgeyi savunmak için yapılan ve silahlarla güçlendirilen askeri yapıdır.[1]

Eski Çağın sonları ile Orta Çağ döneminde büyük kalelerin yakınlarında küçük savunma kuleleri ve mevzilerinin yapılması ile var olmaya başlayan tabyaların asıl gelişimi Yeni Çağ’da olmuştur. Ateşli silahların vurma gücü artarken, orduların kuşatma yapabilme sürelerini uzatmak için silah, cephane ve erzak ihtiyaçlarının kısa sürede tamamlanabilmesi, savunma yapılan şehirlerde daha büyük oranda tahkimat yapılması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. 11. yüzyıldan sonra yaygınlaşan tabyalar, özellikle I. Dünya Savaşı'nda sıklıkla kullanılmış ve II. Dünya Savaşı'nda önemini kaybetmişlerdir.

Savunma savaşlarında tabyalar askeri zaferlerin kazanılmasında önemli rol oynamıştır.[2] 20. yüzyılda hareketli savaşın ortaya çıkışıyla statik mevzilerin savunulması ve kuşatma savaşı önemini kaybetmiş, tabyalar ikinci plana düşmüştür.

Tabya sözcüğü, Arapça Ta’biye sözcüğünden türemiş ve donatma, hazırlık, yığmak veya ordu yığmak anlamlarına gelmektedir.

Tabyalar stratejik önem arz eden bir bölgenin, yerin, yolun veya şehrin güvenliğini ve savunmasını sağlamak üzere genellikle bölgeye hakim bir yerde yapılmış askeri tesislerdir.

Kurulum amaçları, düşmanı ileri savunma hattı oluşturarak engellemektir. Şehirlerin ileri karakolu vazifesindedir.

Tabyalar yapı itibarıyla mimari kaygılardan bağımsız olarak sadece sağlamlık ve güvenlik esas alınarak inşa edilmişlerdir. Ana binası ve ulaşım yolları genellikle toprak setlerle koruma altına alınmıştır. Yapıldıkları yerin durumuna göre planlandıklarından dolayı birbirlerine benzememekle birlikte genel olarak şekillerine istinaden yıldız tabya, toprak tabya, hilal tabya, yay tabya şeklinde sınıflandırılmışlardır.

 

Ünye Burunucu Topyanı Tabyası

 

Kıyı şeridinde bulunan 1649 metrekarelik alan üzerindeki Topyanı’nda 7 adet yükselti bulunmaktadır. Üzerleri tamamen toprakla kapalı bu yükseltilerin altında tabyalar olduğu biçiminde değerlendirilmektedir. Söz konusu alanda 3x2 metre ölçülerinde, yontulmuş taşlarla örülü kireçtaşı katkılı, dikdörtgen formlu yapı, bu tabyaların görünür durumdaki halidir. Semerdam çatıya sahip yapının girişi, batı yönünde 1,5 metre yüksekliğinde bir demir kapıyla örtülüdür.

Elimizde bu somut kalıntı dışında, alanın kuzeybatı yönünde, deniz kıyısına yakın bazı yapı kalıntılarına rastlanmaktadır. Çevre sakinlerinden edindiğimiz bilgiler, Topyanı mahallinin bir tabya yahut en azından askeri bir depo olduğunu doğrulamaktadır. Alanın yan tarafında ikamet eden Edip ve Metin Adalı kardeşlerin açıklamaları, burada  Osmanlı Ordusu tarafından kullanılan Alman-Krupp yapımı 10,5 cm FH 98/09 obüs  veya 10.5 cm Feldhaubitze 98/09 toplarından olduğunu göstermektedir. Alman yapımı Rheinmetall tarafından üretilen sabit geri tepme (geri tepme mekanizmasına sahip olmayan) bu toplardan, 18. Yüzyıldan itibaren Anadolu’nun pek çok müstahkem mevkisine konuşlandırılmıştır. Metin Adalı’nın ifadesine göre, Topyanı sahilinin doğu kesiminde, denizin altında çok sayıda top mermisi bulunmaktadır. Yıllar önce dalarak bunlardan çıkardıklarını söylemiştir.

Bu vesileyle geçtiğimiz hafta, 6 Eylül 2021’de vefat eden Metin Adalı’yı rahmetle anıyoruz.

 

 

Devam edecek: Gelecek bölüm Osmanlı Arşivleri Uzmanı ve Araştırmacı Sabri Bacacı’nın katkılarıyla Ünye Tabyalarından maaş alan Osmanlı Askerleri.

 

 

 

 

ÜNYE TARİH ARAŞTIRMA GRUBU

Ahmet Kabayel-Ahmet Derya Varilci

 

 

 

 

[1] TDK Sözlük.

[2] Çanakkale Savaşı’nın seyrini değiştiren Anadolu Hamidiye Tabyası bu konuda önemli bir örnektir. İstanbul’un güvenliğini sağlamak amacıyla başta Fatih Sultan Mehmet olmak üzere birçok Osmanlı padişahı Çanakkale’yi kaleler ve tabyalarla tahkim etti. Kalelerin haricinde boğazı koruyan çok sayıda tabya da inşa edildi. Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid dönemlerinde inşa edilen tabyalarla boğazın güvenliği artırılmaya çalışıldı. İnşa edilen bu kaleler ve tabyalarla 1915 yılında Çanakkale  geçilmez hale geldi. Anadolu ve Rumeli Hamidiye Tabyaları yanında Anadolu Mecidiye Tabyası, Değirmenburnu Tabyası, Domuzdere Tabyası, Ertuğrul Tabyası, Kayalık Tepe Tabyası ve Namazgah Tabyaları gibi daha bir çok tabya mevcuttu. 19'uncu yüzyılda, Rus ordularının istilasına karşı Kanlı Tabya ve Arap Tabya - Kars, Hıdırlık Tabyası – Edirne, Paşa Tabyaları – Sinop ve Aziziye Tabyası – Erzurum, adından çok söz ettiren tabyalardır.

 

 








 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder