TOPYANI
Birinci Bölüm
Ünye’nin Burunucu Mahallesi’ne adını veren çıkıntı (burun),
Topyanı olarak bilinir. Böyle söylenmesinin nedeni , denize geniş açıyla bakan
bu burunda bir top bataryası yuvasının yer almasıdır. Kentsel sit alanı dışında
kalan, mülkiyeti maliye Hazinesine ait, 352 ada, 2 parselde bulunan ve 2012
yılında tescillenen yapının bir tabya parçası olduğu anlaşılmaktadır.
Denizden gelecek bir saldırıya karşı Ünye savunmasında
kullanılmak üzere tahkim edilen bu tabyaların bir benzerinin kentin doğu
kıyısında da olduğu tahmin edilmektedir.
19. yüzyılda yapıldığı düşünülen bu tabyalar aynı zamanda
cephane deposu olarak da kullanılmıştır.
Samsun Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 25,04.2012
tarih ve 540 sayılı kararına istinaden tescillenen alanda 2014 yılında
Türk-Japon Dostluk Anıtı ve Ertuğrul Fırkateyni Anıtı dikilerek bugünkü duruma
gelmiştir.
Ünye tarihini yansıtan bu alan, önemli noktalardan biri
olarak ziyaretçi akınına uğramakta ve her geçen gün daha fazla ilgi odağı
haline gelmektedir. Ordu Müze Müdürlüğünün ilgili raporu gereği bu alanda bir
kazı yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir.
Kazı konusuna bilahare dönmek üzere, Topyanı’na biraz daha
yakından bakalım.
Tabya nedir?
Tabya, bir bölgeyi savunmak için yapılan ve silahlarla
güçlendirilen askeri yapıdır.[1]
Eski Çağın sonları ile Orta Çağ döneminde büyük kalelerin
yakınlarında küçük savunma kuleleri ve mevzilerinin yapılması ile var olmaya
başlayan tabyaların asıl gelişimi Yeni Çağ’da olmuştur. Ateşli silahların vurma
gücü artarken, orduların kuşatma yapabilme sürelerini uzatmak için silah,
cephane ve erzak ihtiyaçlarının kısa sürede tamamlanabilmesi, savunma yapılan
şehirlerde daha büyük oranda tahkimat yapılması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. 11.
yüzyıldan sonra yaygınlaşan tabyalar, özellikle I. Dünya Savaşı'nda sıklıkla
kullanılmış ve II. Dünya Savaşı'nda önemini kaybetmişlerdir.
Savunma savaşlarında tabyalar askeri zaferlerin
kazanılmasında önemli rol oynamıştır.[2] 20. yüzyılda hareketli savaşın ortaya
çıkışıyla statik mevzilerin savunulması ve kuşatma savaşı önemini kaybetmiş,
tabyalar ikinci plana düşmüştür.
Tabya sözcüğü, Arapça Ta’biye sözcüğünden türemiş ve
donatma, hazırlık, yığmak veya ordu yığmak anlamlarına gelmektedir.
Tabyalar stratejik önem arz eden bir bölgenin, yerin, yolun
veya şehrin güvenliğini ve savunmasını sağlamak üzere genellikle bölgeye hakim
bir yerde yapılmış askeri tesislerdir.
Kurulum amaçları, düşmanı ileri savunma hattı oluşturarak
engellemektir. Şehirlerin ileri karakolu vazifesindedir.
Tabyalar yapı itibarıyla mimari kaygılardan bağımsız olarak
sadece sağlamlık ve güvenlik esas alınarak inşa edilmişlerdir. Ana binası ve
ulaşım yolları genellikle toprak setlerle koruma altına alınmıştır.
Yapıldıkları yerin durumuna göre planlandıklarından dolayı birbirlerine
benzememekle birlikte genel olarak şekillerine istinaden yıldız tabya, toprak
tabya, hilal tabya, yay tabya şeklinde sınıflandırılmışlardır.
Ünye Burunucu Topyanı
Tabyası
Kıyı şeridinde bulunan 1649 metrekarelik alan üzerindeki
Topyanı’nda 7 adet yükselti bulunmaktadır. Üzerleri tamamen toprakla kapalı bu
yükseltilerin altında tabyalar olduğu biçiminde değerlendirilmektedir. Söz
konusu alanda 3x2 metre ölçülerinde, yontulmuş taşlarla örülü kireçtaşı
katkılı, dikdörtgen formlu yapı, bu tabyaların görünür durumdaki halidir.
Semerdam çatıya sahip yapının girişi, batı yönünde 1,5 metre yüksekliğinde bir
demir kapıyla örtülüdür.
Elimizde bu somut kalıntı dışında, alanın kuzeybatı yönünde,
deniz kıyısına yakın bazı yapı kalıntılarına rastlanmaktadır. Çevre
sakinlerinden edindiğimiz bilgiler, Topyanı mahallinin bir tabya yahut en
azından askeri bir depo olduğunu doğrulamaktadır. Alanın yan tarafında ikamet
eden Edip ve Metin Adalı kardeşlerin açıklamaları, burada Osmanlı Ordusu tarafından kullanılan Alman-Krupp
yapımı 10,5 cm FH 98/09 obüs veya 10.5
cm Feldhaubitze 98/09 toplarından olduğunu göstermektedir. Alman yapımı Rheinmetall
tarafından üretilen sabit geri tepme (geri tepme mekanizmasına sahip olmayan)
bu toplardan, 18. Yüzyıldan itibaren Anadolu’nun pek çok müstahkem mevkisine
konuşlandırılmıştır. Metin Adalı’nın ifadesine göre, Topyanı sahilinin doğu
kesiminde, denizin altında çok sayıda top mermisi bulunmaktadır. Yıllar önce
dalarak bunlardan çıkardıklarını söylemiştir.
Bu vesileyle geçtiğimiz hafta, 6 Eylül 2021’de vefat eden
Metin Adalı’yı rahmetle anıyoruz.
Devam edecek: Gelecek bölüm Osmanlı Arşivleri Uzmanı ve
Araştırmacı Sabri Bacacı’nın
katkılarıyla Ünye Tabyalarından maaş alan Osmanlı Askerleri.
ÜNYE TARİH ARAŞTIRMA GRUBU
Ahmet Kabayel-Ahmet Derya
Varilci
[1] TDK Sözlük.
[2] Çanakkale Savaşı’nın seyrini değiştiren Anadolu Hamidiye Tabyası bu konuda
önemli bir örnektir. İstanbul’un güvenliğini sağlamak amacıyla başta Fatih
Sultan Mehmet olmak üzere birçok Osmanlı padişahı Çanakkale’yi kaleler ve
tabyalarla tahkim etti. Kalelerin haricinde boğazı koruyan çok sayıda tabya da
inşa edildi. Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid dönemlerinde
inşa edilen tabyalarla boğazın güvenliği artırılmaya çalışıldı. İnşa edilen bu
kaleler ve tabyalarla 1915 yılında Çanakkale
geçilmez hale geldi. Anadolu ve Rumeli Hamidiye Tabyaları yanında Anadolu
Mecidiye Tabyası, Değirmenburnu Tabyası, Domuzdere Tabyası, Ertuğrul Tabyası, Kayalık
Tepe Tabyası ve Namazgah Tabyaları gibi daha bir çok tabya mevcuttu. 19'uncu
yüzyılda, Rus ordularının istilasına karşı Kanlı Tabya ve Arap Tabya - Kars, Hıdırlık
Tabyası – Edirne, Paşa Tabyaları – Sinop ve Aziziye Tabyası – Erzurum, adından
çok söz ettiren tabyalardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder