Monte Cristo Kontu
Aslında kont falan değildi.
Marsilyalı genç bir denizciydi.
“Kont” denilince, ilk aklımıza gelen kişi hep Monte Cristo
Kontu olmuştur.
Monte Kristo Kontu (Fransızca özgün adı: Le Comte de
Monte-Cristo), Fransız yazar Alexandre Dumas’ın 1844'te yazımını tamamladığı
romanın adıdır.
İlkgençlik yıllarımda hatta çocuk denilecek yaştayken
okumuştum.
Belleğimde öyle yer etmiş ki, aynı yazarın “Üç Silahşorlar”
romanıyla birlikte en sevilenler arasında yerini almıştı.
Bunda, her iki eserin defalarca sinemaya uyarlanmasının
etkisi de olmalı.
Monte Cristo Kontu’nun Konusu
Romanın baş kahramanı denizci Edmond Dantes sefer sırasında
ölen geminin kaptanının vasiyeti üzerine kaptanlık görevini üstlenir ve gemiyi başarılı
bir biçimde Marsilya’ya ulaştırır. Ancak bu başarısını çekemeyenler tarafından
iftiraya uğrar. Mahkum edilir. Yaşlı babası ve nişanlısı Mercedes’i geride
bırakarak on dört yıl süren zindan hayatı başlamıştır. Nişanlısını kurtarmak
için elinden geleni yapan Mercedes’in çabaları boşunadır. Edmon’a tezgah
kuranlar arasında olan kuzeni Fernand’la evlenmeye mecbur kalır.
Edmond Dantes’le zindanda birlikte yatan Abbe Farya bilge
bir kişidir, Dantes’e yapılan ihaneti fark eder ve O’nu uyarır. Zindan hayatı
boyunca onu eğitir ve Monte Cristo Adası’ndaki hazineyi bulmasını ister. Yaşlı
bilge ölünce cesedin koyulduğu çuvala Dantes girer ve denize atılmasını sağlar.
Bu şekilde esaretten kurtulur.
Monte Cristo adasına giderek bulduğu hazineyle birlikte yeni
hayatına kont olarak başlayan Dantès, Monte Cristo Kontu adını alır. Kendisine
tezgah kuran insanları yakından takip eder ve zaaflarına kadar bütün sırlarını
öğrenir. Monte Cristo Kontu hepsinin hayatına tek tek sızıp on dört yılın hesabını
sorar.
Neden Monte Cristo Kontu?
Klasik romanlar içinde önemli yeri vardır. Emily Bronte’nin
Uğultulu Tepeler’i bu eserden esintiler taşır. Konusu itibariyle asla
eskimemiştir. Bu nedenle “klasik” olmayı hak eden eserler arasında baş
sıradadır.
Monte Cristo Kontu ilk kez 1844 yılında Journal des Débats’da
tefrika edilmiştir. O yıllarda yazımı tamamlandığı yıl basılan ender eserler
arasındadır. Böylece Batılı kültür dünyası tarafından dünyaya tüketilmesi
imkânsız bir arketip armağan edilmiş olur.
Romanın yazıldığı ve tefrika edildiği dönem de ilginçtir.
1844 yılı Avrupa’da ve özellikle Fransa’da çalkantılı
yıllardır.
Üç yüzden fazla eser yazan Alexandre Dumas, daha çok on
altıncı ve on yedinci yüzyılın tarihi olaylarını konu etmiştir. Monte Cristo
Kontu ise, tarihsel olarak Fransa’da, Kral ve taraftarlarının Napoléon’un
dönmesinden endişelendiği Restorasyon Dönemi’nde yazılmış ve tefrika
edilmiştir.
Haliyle yayımlandığı dönemde de hayli ses getirmiştir.
Ülkemizde de defalarca baskısı yapılmış, Yeşilçam filmlerine
esin kaynağı olmuştur.
Eser 2019 tarihinde İş Bankası Yayınları tarafından iki cilt
halinde yeniden basıldı.
Daha önce okuduğumuz kısaltılmış baskılarına göre çok daha
ayrıntılı, akıcı ve anlaşılması kolay hale gelmiş.
Yeniden okunmasında sayısız fayda var.
(Monte Cristo Kontu
, Yazar: Alexandre Dumas, Orijinal Adı: Le Conte De Monte-Cristo, Çevirmen: Volkan
Yalçıntoklu, Yayın Tarihi: 24.05.2019, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Sayfa
Sayısı: 1.cilt 760, 2. Cilt 765,)
Niçin Gerekti?
Monte Cristo Kontu’nun Edmond Dantes’ini, Moby Dick’in Kaptan
Ahab’ını ve Jack London’ın Martin Eden’ini her düşündüğümde, karşıma uçsuz
bucaksız denizler çıkar. Geçtiğimiz gün kalbine yenik düşen sınıf arkadaşım,
sevgili dostum Neşet Özden’i de
uzayıp giden denizlerle birlikte anacağız. Seni çok özleyeceğiz Neşet. Işıklar
içinde uyu.
17.11.2011,
Ünyekent
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder