Kargalı Ahşap Camii – Çaybaşı
14 yıl önce bölgemizdeki ahşap camileri araştırırken yolumuz
Kargalı Ahşap Camii’ne düştü. Mezarlık içinde yer alan caminin kuzey cenahına
betonarme bir cami inşaatı başlamıştı. Henüz tamamlanamasa da günlük ibadetler bu
yeni camide yapıldığı için ahşap cami terk edilmişti. Kuzeybatı ’da yer alan
ahşap mektep binası da aynı şekilde kullanılmamaktaydı. Görevlilerden aldığımız
bilgi, her iki ahşap yapının da kereste olarak değerlendirileceği ve yeni cami
inşaatında kullanılacağı biçimindeydi.
Kültür varlığı olan ahşap caminin tarihi değerini
vurguladık, görevlileri uyardık.
Kargalı Ahşap Camii ve Mektebi koruma altına alındı.
Ne yazık ki, 14 yıl aradan sonra yeterince korunduklarını
söylemek mümkün değildi.
2009 yılında bölgemizdeki ahşap camileri yazarken. “Canik’in Ahşap Camileri” başlığı
altında ilk değindiğimiz yapı Kargalı
Ahşap Camii idi.
25 Temmuz 2023’te (20 gün önce) gerçekleşen Çaybaşı Tarih ve Kültür Sohbetleri
buluşmasında bize düşen sohbet konusu Çaybaşı
Ahşap Camileri oldu.
Bu vesileyle Kargalı Ahşap Camii’ni yeniden ziyaret etme
fırsatı bulduk.
Yıllar sonra gördük ki, camiyi ve mektebi yeniden ele almak ve bilgilerimizi güncellemek gerekiyor.
Kargalı Ahşap Cami
Çaybaşı ilçesine bağlı Kargalı Mahallesi’nde yer alan ahşap cami ile onun kuzeybatı tarafındaki küçük mektep, halen metruk durumda olsa da orijinal yapısını büyük oranda muhafaza edilebilmektedir.
Ordu Büyükşehir’e bağlı Çaybaşı İlçesinin Kargalı Mahallesi nüfusu 2022 yılı itibariyle toplam 161 tır. Bu nüfusun 79'si Erkek, 82'si Kadındır.
Kargalı Cami ve mektebin, ne zaman ve kim tarafından yaptırıldıkları kesin olarak bilinmemektedir. Duvarda yer alan tarihler, onarım ve genişletilmeye ait oldukları anlaşılmaktadır. Plan düzeni ve harimde kadınlar mahfilinde yer alan süslemeler dolayısıyla cami, XIX. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilebilir. 1985 yılında harimin kuzey duvarı kaldırılarak kuzey revak, iç mekâna dâhil edilmiştir. Ancak kapı söveleri hala ayaktadır. Batı revakta tahtalardan birisine kazınmış şekilde“ 9- 9-1323” tarihine yer verilmiştir. Bu da 1905 yılında camide bir tadilatın yapıldığını akla getiriyor. (Prof. Dr. A. Ali Bayhan)
Biz ise son ziyaretimizde iki tarih tespit ettik:
Rumî ۱۲٨۱ (1281),
miladi 1865 yılına tekabül eder.
Rumî ۱۲۳۲ (1232), miladi 1817 yılı. Cami’nin
batı duvarına kazınan tarihlerden bu ikincisi, soldan üçüncü rakamıyla tartışmalıdır.
Açık kısmı sağa dönük “V” simgesine benzeyen bu rakam (?), Arapça’da yahut
Osmanlıca’da olmayan bir simgeye işaret etmektedir. (Bakınız Resim 7 ve 8) Biz
bu tarihi 1232 olarak tahmini yazdık.
Söz konusu tarihler,
caminin batı yönünde genişletildiği ve bir göz daha eklendiği zamanı
göstermektedir. Aynı eklenti ikinci katta, kadınlar mahfilinde de yapılmıştır.
Böylece cami derinlemesine
dikdörtgen formda bir mekana dönüşmüştür.
1985 yılında yapıldığı yazılan, kuzey duvarının kaldırılması
ve kuzey revakın iç mekâna dâhil edildiği uygulama ise (Resim 9), zamanla cami
cematinin çoğaldığını göstermektedir. Camideki ahşap işçiliği, daha çok
kaldırılan duvarın kenarlıklarında ve kapı sövelerinde yoğunlaşmaktadır. Ortada
yer alan kapı da aynı şekilde ahşap işlemeleriyle donatılmış vaziyettedir. Ne
yazık ki bu kapı yerinden sökülmüş ve camiye ait bir yerde muhafaza edilmemiştir.
Bu gün kayıp olan bu kapının emekli okul müdürü Mehmet Yurt beyefendiden edindiğimiz bilgi uyarınca, özel ellerde
saklandığını yahut kullanılmakta olduğunu tahmin ediyoruz.
Buradan çağrı yapıyoruz.
Lütfen duyarlık göstererek, tarih ve kültür varlığı olan Kargalı Ahşap
Camii’nin iç kapısını ait olduğu mekâna iade ediniz.
Mimari Yapı
Temeli oluşturan çatma üzerine yassı hatılların kurtboğazı tekniğinde birbirine
geçirilmesi yanında, karaboğaz
denilen yöntemle kalaslar “geçme” tekniğiyle üst üste konarak birbirine
bağlanmaktadır. (Prof. Dr. Necati Demir,
Tarihi Süreç İçinde Karadeniz Bölgesi, Etnik Yapı, Dil, Kültür, Altınordu
Yay. 2018)
Üzeri dört yöne meyilli kiremit çatıyla örtülen ve dıştan
dışa 9.60 X 9.47 m. Boyutlarındaki caminin iki katlı bir görünüme sahip
cephelerinden kuzeyde, ikinci kat şebekelerle dışarı açılmakta, batıda üstte küçük
dikdörtgen şekilli bir pencere ile dikdörtgen biçimli bir kapı yer almakta,
doğuda altta üç adet dikdörtgen, üstte bir kare pencere bulunmakta ve güney
yönde ise altta bir dikdörtgen, üstte biri dikdörtgen üçü yuvarlak olmak üzere
toplam dört pencere mevcuttur.
Kuzeybatı uçtaki kapıdan caminin kuzey ve batı kenarlarında
uzanan ‘L’ şekilli revaka girilmektedir. Her iki revakın kesiştiği kuzeybatı
köşede 3.16 X 3.40 m. ebatlarında kare şekilli bir giriş holü meydana
getirilmiştir. Holün güneydoğu köşesindeki kapıdan 3.10 X 6.20 m. ebatlarında,
bugün kapalı vaziyette olan batı revaka girilmektedir. Holün kuzeydoğu
köşesindeki kapıdan da sonradan harime dâhil edilmiş olan, iki kat halinde
düzenlenmiş 3.40 X 6.50 m. boyutlarındaki kuzey revaka geçilmektedir. Giriş
holünün içerisindeki bir merdivenle de üst kata ulaşılmaktadır. 90 cm.
genişliğindeki harim kapısının söveleri hala ayakta olup, üzerlerinde kare
çerçeveler içerisinde sekiz yapraklı gülbezekler ile bunların aralarında büyük
madalyonlar içerisinde altı yapraklı gülbezeklerden oluşan bir süsleme vardır.
6.20 X 6.50 m. ölçülerinde kare planlı harimde kare kaide üzerine silindirik
şekilli dört ahşap direk tarafından desteklenen ‘U’ biçiminde bir kadınlar
mahfili yer almaktadır. Alttan ve üstten boğumlu korkulukların hemen altında
bir sıra mukarnas dizisi ile kare çerçeveli sekiz yapraklı gülbezekler ve diş
sıralarından oluşan kuşaklar mevcuttur. 30 cm. kadar öne doğru taşırılmış olan
mihrap, derinliği fazla olmayan bir nişten ibarettir ve üst kısmında güneş
ışını motifi bulunmaktadır. Yedi basamaklı ahşap minber oldukça sade bir yapı
sergilemektedir. (Prof. Dr. A. Ali
Bayhan, Ordu’dan Bazı Tarihi Ahşap (Çantı) Camiler, Uluslararası Sosyal Araştırmalar
Dergisi, Sayı 2/7, s. 65-66, 2009)
Medrese/Sıbyan Mektebi
Caminin doğusunda, bugünkü betonarme yeni caminin yanında
bulunan (Resim 5-6) Medrese/Sıbyan Mektebi, günümüzde kullanılmayan diğer ahşap
yapıdır. Köylüler burasını medrese olarak isimlendirseler de, mekânın 1,5
odalık bir yer olması nedeniyle, burasının sıbyan mektebi olarak yapıldığını
gösterir.
Osmanlı-Türk toplumunda Sıbyan mektepleri, İstanbul’un
fethinden, tevhidi tedrisat kanunun yürürlüğe girdiği 1924 yılına kadar, eğitim
alanında ilk kademede hizmet veren okuma ve dini bilgi alma yerleridir.
“Mekteb-i sıbyan”, “darü’s-sıbyan”, “mektephane” veya “mahalle mektebi” olarak
da isimlendirilirler. Osmanlının şehir ve kasabalarında en yaygın eğitim öğretin
kurumları olan bu okulların en gelişmiş modelleri İstanbul’da bulunur. Bunlardan
en eskileri fatih Külliyesi ile Bayezid külliyelerindedir. Sonraki dönemlerde
daha çok vakıflar eliyle açılan sıbyan mekteplerinde genellikle erkek çocuklar
okurdu. (Necdet Sakaoğlu: “Sıbyan
Mektepleri”, mad., DBİA, Cilt 6, İstanbul 1994, s. 546, 547.)
Bölgelere göre yapısal değişiklikler gösteren bu yapı
türlerinin Doğu Karadeniz bölgesinde, özellikle cami yanlarında ve geleneksel
mimari anlayışla yapılmış, küçük boyutlu, tek veya iki katlı mektep (sıbyan
mektebi) ve medrese yapıları bulunurdu.
Sonuç ve İstem
14 yıl sonra gördüğümüz haliyle Kargalı Ahşap Camii orijinal haliyle ayakta gibi görünse de, taşıyıcı kolonlar ve kirişler tarihi yapının günlerinin sayılı olduğunu göstermektedir. Karadeniz ikliminin nemli ortamına daha ne kadar direnebilir, tahmin etmek güçtür. Derhal çürüyen ve dökülen kısımlar yenilenmeli, ahşap güçlendiricilerle tüm yapı koruma altına alınmalıdır.
Kargalı Ahşap Camii ibadet amaçlı yahut kültürel faaliyetler
için yeniden kullanıma açılmalıdır.
Bu nedenle Çaybaşı İlçe merkezi gibi uygun bir yere taşınmalı
ve restore edilmelidir.
İç mekâna ait kapı camiye iade edilmelidir.
ÜNYE TARİH ARAŞTIRMA GRUBU
Ahmet Kabayel-Ahmet Derya Varilci
16.08.2023,
Ünyekent
https://www.unyekent.com/kose-yazilari/kargali_ahsap_camii_caybasi-4122.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder