ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ
Kırım
savaşı sonrası iyice daralmaya başlayan Osmanlı toprakları, üstün teknolojiyle
donatılmış Avrupa ulus – devletlerinin tehdidi altındadır.
Dört
bir yanda cepheler açılmakta, genel bir seferberlik havası içinde Mehmetçik
cepheden cepheye koşmaktadır.
Bu
cepheler; Çanakkale Cephesi, Kafkasya Cephesi (Sarıkamış), Kanal Cephesi
(Mısır), Filistin – Suriye Cephesi, Irak cephesi, Hicaz – Yemen Cephesi,
Galiçya Cephesi (Balkanlar) ve Makedonya Cephesi’dir.
Her
ilden, her köyden ve hemen her evden eli silah tutan kişi yahut kişiler “vatan
toprağı” için bu cephelere giderek savaşmıştır.
TC.
Kimliğine sahip bu toprakta yaşamakta olan her vatandaşın ecdadından birileri mutlaka
cepheye gitmiştir. Sadece resmi bayramlarda ve yıldönümlerinde anımsanan bu gerçek,
kitap aralarında, basın organlarında ve televizyonda soyut bir parodiye dönüşmektedir.
Tarihsel
geçmişimizi yağmalayan, önemsizleştiren bu ve benzeri uygulamalar aşılarak,
ecdadımızla organik bağların yeniden kurulması gerekir.
Yukarıda
andığımız cephelerin her birine Ünye’den kalkıp giden, savaşarak şehit düşen
atalarımızın kaydına rastlamak mümkündür.
Harp
Dairesi arşivlerinde, askerlik şubelerinde, nüfus müdürlüklerinin tozlu
raflarında ve şehitliklerde Ünye’ye ait isimler mevcuttur.
Sadece
Çanakkale Cephesi’nde kayıtlı Ünyeli
şehitlerin listesi:
Kaynak: Osman Doğan, Tarih Boyunca Ünye,
s.362 – 374
Ünyeli
şehit listesi şüphesiz bu kadar değil…
Diğer
cephelerden dönmeyen, şehit düşen Ünyelilerin adları bir hayli kabarık...
Listelerde
yer almayıp tesadüfen cephede tutulan günlüklerden, baba ocağına yazılan
mektuplardan ve şehitliklerden Ünye’ye ait isimlere rastlıyoruz.
ÜNYE’Lİ YARBAY ALİ KEMAL
Yolu
Çanakkale’ye düşenler, Soğanlıdere Şehitliği’ne uğrarsa, şehitlikteki mermer
mezar taşlarından birinde ay yıldız işlemesinin altında “Ünye Yarbay Ali Kemal”
ibaresini göreceklerdir. Tepeden bakıldığında ay yıldız şeklinde görünen
mezarlıkta, 600 mezar yer almaktadır. Burada şehit olduğu belirlenen askerlerin
isimleri tek tek mermerlere işlenmiş ve daha sonra bu taşlar asker başlığı
(miğfer) biçiminde sembolize edilmiştir.
Ünye Yarbay Ali Kemal - Çanakkale Soğanlıdere Şehitliği
- Fotoğraf: Ünye Kent Gazetesi Sahibi
Gazeteci Ali Öztürk
Soğanlıdere Şehitliği ve Gelibolu Yarımadası.
SEDDÜLBAHİR CEPHESİ’NDE
ÜNYELİ RIZA
1915
Haziran’ı sonunda 7.Tümen 21. Alay’a bir grup Karadenizli gönüllü gelir. En zor
görevlerde yer alan bu usta askerler, alay komutanı Saip Avcı’nın anı defterinde yer almaktadır.
Çanakkaleli
yazar Hasan Hüseyin Maltepe’nin değişik
kaynaklardan derlediği Kaybettikleri ile
Kazananlar adlı kitabında, Komutan
Saip Avcı’nın anılarında bahsi geçen Karadenizlilerden biri Ünyeli Rıza’dır. Yazar Maltepe kitabını
imzalayarak Avukat Turgay Hancı ve
Ünye’den Nisan 2004’te Çanakkale
Şehitlikleri’ne geziye giden bir grup arkadaşına vererek, gruba mihmandarlık
eder.
Kerevizdere
mahallinde keşif kollarına baskınla görevlendirilen üç Karadenizliden sadece
biri birliğine döner. Düşman mevzisini dağıtıp, ellerinden aldıkları ağır
makineliyi sırtlayıp gelen Ünyeli Rıza Çanakkale’deki görevini tamamlayarak
daha kaç cepheye gidip savaşmıştır, bilinmez…
ÇAVDAR KÖYÜ’NDEN OSMAN OĞLU
HÜSEYİN
Çanakkale
Savaşlarından iki yıl önce bölgeye gelerek konuşlanan Ünye Alayı 70. Redif
Taburu’ndan Osman oğlu Hüseyin, o
dönem Ünye’ye bağlı Akkuş Beldesi Çavdar Köyündeki babasına bir mektup yazar.
1913 Ağustos’unda yazılan mektup, Ünye’de bir binanın inşaatında duvara
gizlenir. Ancak 95 yıl sonra binanın yıkımı sırasında tesadüfen tuğla arasında
bulunan mektup, Ünye Tarih Araştırma Grubu tarafından değerlendirilir. Sayın İrfan Dağdelen’in transkripsiyonuyla deşifre
edilir ve mektup, yazarı er Hüseyin’in evine 95 yıl aradan sonra ulaştırılır.
Evde, mektubun yazıldığı tarihte üç yaşlarında olan ve mektupta bahsi geçen
“mahdumum” dediği oğlu Hasan’a
verilir.
O
tarihte 98 yaşında olan Hasan Uncu
ile ilgili yazımız Radikal Gazetesinde yayınlanmıştı. (Mayıs 2008)
1913
Tarihli, tuğla arasında bulunan Cephe’den yazılmış er mektubu Ünye Müze Evi
arşivinde korunmaktadır.
ŞEHİTLERE DOKUNMAK
Bir
asır önce Cephe’de yazılmış mektubu elimize aldığımızda, sadece mektubu yazan
er Osman oğlu Hüseyin’in değil, savaşın içindeki tüm şehit ve gazilerin
duygularının dile geldiğini hissettik. Adeta yanı başımızda durarak kendi
mektuplarını bizimle birlikte yeniden yazıyorlardı. Diriliş romanını yazan Turgut Özakman’ın omuz başında durarak,
yazdıklarını denetleyen bazı şehitler gibi, elimizdeki mektubu doğru okuyup
okumadığımızı denetleyenler olduğu hissine kapıldık.
Üç
cephede savaşan, çocuklarından birini kundakta, diğerini ana karnında bırakan
ve gittiği son cepheden geri dönmeyen Çavdar
köyünden Osman oğlu Hüseyin…
96
yıl önce yazdığın bu mektubu okurken, bir kez daha minnetle aziz hatıran önünde
eğiliyoruz.
ÜNYE
TARİH ARAŞTIRMA GRUBU
Ahmet
Derya Varilci - Ahmet Kabayel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder