Arkeolojik Emperyalizm II
Arkeoloji nedir?
Arkeoloji, kısaca kazı bilimidir.
Arkeoloji, geçmiş uygarlıkları, yazılı belgelerle birlikte,
anıtlara ve maddi kalıntılara bakarak inceleyen bilim dalıdır.
Bir bilim dalıdır, bizim bildiğimiz....
Ama, fakat, ne yazık ki...
Emperyalizm sözcüğüyle birlikte anılmaktadır.
“Arkeolojik emperyalizm, bu topraklardan İslâm’ın izlerini
siliyor" gibi safsatalarla hem sapı samana karıştırıyorlar, hem de
"malı götürme" operasyonlarını gizlemeye çalışıyorlar.
Şimdi bu safsata yayıcıları bir kenara bırakıp, terimlerin
(kavramların) ne olup olmadığına bakalım.
Emperyalizm nedir?
Bu sözcüğün maalesef herkesçe kabul edilen bir tanımı yok...
Bu kavram daha çok yayılmacılık (ekspansiyonizm) olarak ele alınır.
Bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde
uyguladığı tahakküm biçiminde açıklanır.
Çağdaş emperyalizm kavramını ise, Bolşevik Devrimi'nin önder
ismi Lenin tanımlamıştır.
(İster beğenin, ister beğenmeyin; elle tutulur emperyalizm
tanımlaması bu kişiye aittir. Tıpkı “kapitalizm” dendiğinde akla Karl Marx gelirse, emperyalizm
dendiğinde de anılacak isim Vladimir
İlyiç Lenin’dir.)
Lenin'e göre kapitalizmin ulaştığı en yüksek aşama
emperyalizmdir.
Kapitalizmin bu aşamaya ulaşabilmesi için:
1. Üretim ve sermayenin yoğunlaşması, ekonomik yaşamda
belirleyici rolü oynayan tekelleri yaratacak kadar yüksek bir gelişme aşamasına
ulaşmış olması.
2. Banka sermayesiyle sanayi sermayesinin iç içe geçip
kaynaşması ve bu “mali sermaye” temelinde bir mali oligarşinin oluşması.
3. Meta ihracından farklı olarak sermaye ihracının özellikle
büyük bir anlam kazanması.
4. Dünyayı kendi aralarında paylaşan uluslararası tekelci
kapitalist birliklerin oluşması.
5. Yeryüzü topraklarının kapitalist büyük güçler arasında
paylaşılmasının tamamlanması gerekir.
****
Emperyalizm kavramını herkes kendi meşrebince açıklasa da
olayın özü budur.
Ekonomik açıdan bu sürecin en temel özelliği, kapitalist
serbest rekabetin yerini, kapitalist tekellerin almasıdır. Serbest rekabet,
kapitalizmin ve genel anlamda meta üretiminin temel özelliğidir. Tekel ise
serbest rekabetin karşıtıdır ve serbest rekabet tekele dönüşmeye başlamıştır.
Büyük ölçekli işletmeler ortaya çıkmış, küçük ölçeklileri yutmuştur. Üretim ve
sermayenin yoğunlaşmasıyla tekeller doğmuştur...
Karteller, işveren birlikleri, tröstler ve onlarla iç içe
geçmiş, milyarları çekip çeviren bir düzine banka...
Emperyalizm bu şekilde oluşmuştur, özü itibariyle
ekonomiktir ancak sonuçları itibariyle
sosyal-kültürel yapı üzerinde etkilidir. Ulusal duyguları ve dini
yapıları kullanması çıkarları gereğidir.
Bu nedenle kavramlar çarpıtılır...
Mistifikasyon ve dezenformasyon gündeme gelir.
"Paradigmaları yıkıyoruz" söylemiyle yaparlar
bunu.
****
Emperyalist tahakküm sadece arkeoloji bilimini yahut
arkeologları kullanarak yapılmaz.
Tarih bilimini, sosyolojiyi, felsefeyi, teknolojiyi vb. kullanarak
yahut çarpıtarak da yapılabilir.
Biz konumuz gereği arkeoloji alanında emperyalist tahakkümün
nasıl oluştuğuna odaklanalım:
Thomas Edward Lawrence (1885-1935)..
Yani Arabistanlı Lawrence. Aslında bir arkeolog olan Thomas
Edward daha sonra Büyük Britanya İstihbarat Servisi'ne bağlı olarak casusluk
faaliyetlerine başlamış ve Arapları Osmanlı'ya karşı kışkırtmıştı. Lawrence,
Osmanlı topraklarına ilk girdiğinde arkeolog sıfatıyla Anadolu’da arkeolojik
kazılar yapmış, Suriye ve Filistin’de araştırmalarda bulunmuştur. Kargamış
kazısına 1912-1914 yılları arasında katılmış, Zeugma’da kaçak kazılar yapmış,
sonrasında Arabistan’a geçmiştir. Arapların her yönüyle kendisine güvenmesini
sağlayan Lawrence daha sonra Arapların Osmanlı'ya karşı İngilizlerin yanında
yer almasını sağlamıştır.
(Devam Edecek.)
Ünyekent,
14.07.2021
http://www.unyekent.com/yazi/2511-arkeolojik-emperyalizm-ii.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder