24 Haziran 2015 Çarşamba

HİROŞİMA


HİROŞİMA

"22 Yıl aradan sonra, 
yeniden Kıbrıs'ı gördüm, 
neredeyse iki aya yakın kaldım. 
Ünye'ye döndüğüm gün 
Gazete'ye uğrayıp adıma bırakılan emaneti aldım:
Evrenin Felaketi - Hiroşima"


ÜNYEKENT'TE BİR KÖŞE YAZISI...



17 Haziran 2015 Çarşamba

ANILARDA YAŞAMAK


Anılarda Yaşamak

 

Sevgili Murat,

 

Geçen yıl bu zamanda sana geçmişte yaşamaktan yorgun düştüğümü yazmıştım...

Önümüzde gelecek varken, geçmişe takılıp kalmamalıydık.

Ama geleceği de yeni bir "eski geçmiş" yaratmak için yaşamayacak; onu şekillendirecek ve geçmişin tekrarından kurtulacaktık...

(Bkz. 11 Haziran 2014, Ünyekent, "Yine Haziran ve yine hüzün…"

http://www.unyekent.com/koseyazi/5138/yine-haziran-ve-yine-huzun)

 

****

Sekiz yılın ardından adını telefon rehberimden silmeye elim varmamıştı. Şimdi dokuz yıl geçti aradan, hala silemedim adını. 

Zamanla özlemlerin azalmadığını öğrendim...

Geçtiğimiz yaz , seni yitirmenin hüznüne yeni bir hüzün daha eklendi:

Yarı yanım gitti demiştim seninle, diğer yarısını da Racih götürdü...

"Anılar, köpükler gibidir uçtu uçacak." diyen Oktay Akbal'a inat, şimdi daha fazla yaşıyoruz anılarda.

 

****

Örneğin köye gidiyoruz, Cevizdere kıyısını takip ederek... Düşler, düşlemler içinde ilerliyoruz. Köye o zamanlar vesait yok, asfalttan sonrasını yaya gidiyoruz. Okuduğumuz çizgi romanları, izlediğimiz filmleri yeniden kurguluyoruz yolculuk sırasında. Ne kurgulaması, adeta yeniden yaşıyoruz onları bir başka biçimde.

Yıllar sonra birer yetişkin olarak daha ağırbaşlı konulara giriyoruz...

Örneğin memleket meseleleri...

Ekonomi, siyaset ve sanat...

Ve tabiatıyla edebiyat...

Üçümüzün de sevdiği bir şairin şiiri takılıyor belleğime, Edip Cansever'in YERÇEKİMLİ  KARANFİL'i... Hemen şuracığa aktarıveriyorum:

 

Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde 

Oysaki seninle güzel olmak var 

Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi 

Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda 

Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor. 

 

Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte 

Sen de bir başkasına  veriyorsun daha güzel 

O başkası yok mu bir yanındakine veriyor 

Derken karanfil elden ele. 

 

Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle 

Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil 

Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk 

Birleşiyoruz sessizce. 

 

****

Anılar "Eleştiri kabul etmez" diyor yazar... "Elle dokunamazsın, üstünde durup düşünemezsin, kızamazsın, karşı çıkamazsın." (Oktay Akbal, Anı Değil Yaşam, Cumhuriyet Kitapları, s. 9)

Gerçekten de öyle...

Anıların; başka bir deyişle acıların daha başka biçimde yaşanmaları mümkün mü? Belki...

 Türlü olasılığa rağmen, yalnızca bir biçimde gerçekleşiyor hayat.

Gerçekleşmesi gerektiği biçimde...

Acıları yahut mutluluğu bize bahşeden hayat, her geçen gün umudu çıkarıyor karşımıza, her zamankinden daha güçlü...

Bir umut ki, her şeye rağmen yaşamamızı sağlayan mucize...

Aksi halde hayatın bir anlamı kalmazdı.

Ne yaşadıklarımızın bir önemi olurdu, ne de yaşayacaklarımızın!

 

Belki de o yüzden sevgili Murat, anılar bizi hiç bırakmayacak. Ta ki, beynimiz bize ihanet edene kadar...

Yüreğimiz durana kadar.

 

                                                                                   13 Haziran 2015 Girne - Kıbrıs


ÜNYEKENT'TE BİR KÖŞE YAZISI..

10 Haziran 2015 Çarşamba

YENİ TÜRKİYE


YENİ TÜRKİYE

"'Ak Parti' bitti mi, 
neden bu defa seçmen AKP'ye 
tek başına iktidar olma şansı tanımadı?
Çünkü; "Yeni Türkiye" dedikleri şeyi bu halk sevmedi."

http://www.unyekent.com/koseyazi/5858/yeni-turkiye

ÜNYEKENT'TE BİR KÖŞE YAZISI...

3 Haziran 2015 Çarşamba

7 HAZİRAN SEÇİMLERİNE DAİR SON YAZI


7 HAZİRAN SEÇİMLERİNE DAİR SON YAZI

"...seçimler her şey demek değil.
Yine de tavsiyemizdir:
Gidin vatandaş olarak görevinizi yapın.
Kime kullanırsanız kullanın, oyunuzu verin!"

ÜNYEKENT'TE BİR KÖŞE YAZISI...