Kurul Kalesi Yerleşkesi
Ordu il merkezine 13 km. mesafede, Melet
Irmağı kenarında ve Bayadı Köyü sınırlarında bulunur. Sivri bir kaya üzerine
kurulmuş, 1. derece arkeolojik ve Doğal Sit alanı olup, antik bir yerleşmedir.
Kurul kalesi Karadeniz Bölgesinde İlk arkeolojik kazı alanıdır.[1]
2010 yılında başlayan kazı çalışmaları 2011 – 2016 yılları arasında devam
etmiştir. Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü başkanı Prof. Dr. S. Yücel Şenyurt’un bilimsel başkanlığında bir ekip, Ordu
Müzesi ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izinleri ve Ordu Büyükşehir
Belediyesi’nin maddi destekleri ile kazı çalışmalarını yürütüyor.
Kazı esnasında bulunan pişmiş toprak çatı kiremitleri,
duvar örgüsü, seramik parçaları incelenmiş ve M.Ö. II. ve I. Yüzyılda
yerleşim yapıldığı tespit edilmiştir.
Ordu’daki Kurul Kalesi’nde devam
eden kazı çalışmalarında arkeoloji dünyası için çok önemli sonuçlara ulaşıldı.
Melet Irmağı havzası, Mesudiye, Fatsa ve Ünye antikitesinin açığa
çıkarılmasında önemli bir başlangıç kabul edilmelidir.
Ordu Kurul Kalesi
Kurul Kalesi, Karadeniz sahilinin
yaklaşık 9 km. güneyinde konumlanmaktadır. Doğu ve Orta Karadeniz bölümlerini
birbirinden ayıran Melet Irmağı
(Melanthios) Kurul Kalesi’nin doğu eteğinden geçerek Karadeniz’e ulaşmaktadır.
Yoğun bir bitki örtüsü tarafından kaplanmış olan kayalığın zirvesi tüm çevreye
hakim manzarası nedeniyle daha önceki yıllarda mesire alanı olarak
kullanılmıştır. Arkeolojik kazılar, 2010 yılından beri Ordu Müzesi başkanlığı
ve Prof. Dr. S. Yücel Şenyurt’un
bilimsel sorumluluğundaki bir ekiple yürütülmektedir.[2]
Üzerinde bulunduğu kayalığın doğal
yapısıyla uyumlu bir biçimde gelişim gösteren yerleşim dokusuna sahip Kurul
Kalesi, kazı verilerine göre VI. Mithradates dönemi Phrourion’larından birisidir.[3]
Şimdiye kadarki en erken veriler MÖ. 4. yy’a kadar gitse de bu tarihlere ait
bir mimari tabaka henüz tespit edilememiştir. Kazılarda ele geçen sikkeler arasında
tanımlaması yapılabilen 278 adet VI. Mithradates dönemi sikkesi, kaledeki en yoğun
yerleşimin bu kralın dönemine ait olduğunu göstermektedir.
Ordu Kurul yerleşimi, Pontus
bölgesinin kıyı kale yerleşimleri sınıfına giren Ünye Kalesi ve Fatsa Cıngırt
Kayası gibi askeri ve kültsel açıdan önemli merkezlerden biridir. Kazılarda
ele geçen iki Dionysos büstü, bronz Apollon heykelciği, 2016 yılında bulunmuş
olan mermer Kybele heykeli ve diğer pişmiş toprak Kybele heykelcikleri,
yerleşimin kültsel özelliğini açığı çıkarır. Kalenin güneyinde yer alan Sunak
kayası, bu durumu destekleyen diğer veridir.
Kurul Kalesi’nin Bölümleri
Kale yerleşimi
iki ana sektöre ayrılmaktadır. Zirvenin güneybatı noktasından Kapı Alanı’na
kadar olan bölge İç Kale, bu kısmın
kuzeydoğusundaki geniş alan Kuzeydoğu
Teras Alanı olarak adlandırılmaktadır.
İç Kale’nin en
güneyinde Dilek Kayası (sunak) ve
onun kuzeyinde ise bir kaya rezervuarı yer almaktadır. Kaya rezervuarının 20
km. kadar kuzeydoğusunda ise basamaklı
bir tünel bulunmaktadır.
İç Kale ve Kuzeydoğu Teras Alanı
Zirveye doğru kademeli biçimde
yükselen kayalığın üst kısmında, 75x250 m.lik bir genişlik yapan bir bölüm
bulunur. Burada İç Kale ve Kuzeydoğu Teras Alanı olarak adlandırılan iki
yerleşim sektörü yer alır. Ana kayanın formuna uygun biçimde, İç Kale’ye doğru
yükselen bir sur sistemi ile çevrelenen bu bölge, taban döşemeleriyle öne
çıkar. Kalenin ana giriş kapısı ön cephesi ve bu alandaki taban döşemeleri ve
ikincil kapı geçişlerinin ön cephelerinde daha kolay işlenebilir nitelikteki
kum taşları bosajlanarak
kullanılmıştır.[4]
İç Kale Kazı Alanı’nda; basamaklı tünel, kaya rezervuarı, Dilek
Kayası’nı çevreleyen sur duvarları
ve bu sura içeriden eklenmiş mekanlarla bir bütünlük oluşturur. Doğu ve batı
teraslarında depolama amaçlı odalar bulunmaktadır. Aynı duvar aksları üzerinde
devam eden mekân içi dolgularda yanmış kerpiç parçaları ve ahşap akşamlara ait
karbonlaşmış kalıntılar, buradaki son yerleşim evresinin büyük bir yangınla son
bulduğunu göstermektedir.
Kuzeydoğu Teras Alanı’nda 1.90 m.
genişlikteki dış duvarlara içeriden eklenmiş odalar bulunmaktadır.[5]
2016 yılı kazı çalışmalarında ayrıca
kalenin ana giriş kapısı da gün yüzüne çıkarılmıştır. Ön cephesi bosajlanmış kum taşı bloklardan oluşan
kapı girişinden doğuya doğru uzanan koridor, kaledeki diğer alanlara geçişin
sağlandığı ana arter niteliğindedir.
Kalenin giriş kapısının kuzeyindeki
iki odada pişmiş toprak Dionysos büstü,
üç adet Kybele heykelciği ve çok
sayıda savaş aleti ele
geçirilmiştir.
Savaş aletleri yanında, İç Kale’deki
basamaklı tünel, giriş kapısına
entegre duvar içinde bir niş içerisinde mermerden yapılmış Ana Tanrıça Kybele heykeli in
situ halde açığa çıkarılmıştır.[6]
Kalenin muhtelif yerlerinde ele
geçirilen sikkeler, kazıda tarihleme konusunu açığa çıkaran en önemli
etkenlerdendir. Kurul Kalesi oldukça zengin bir sikke koleksiyonuna sahiptir.
[Bu yazımızda yararlanılan başlıca
kaynak ve kullanılan görseller, S. Yücel Şenyurt ve ekibine ait Ordu Kurul Kalesi, Türk Eskiçağ
Bilimleri Enstitüsü Haberler, Sayı 43, 2017 adlı çalışmadan alınmıştır.]
01,07.2020, Ünyekent
[1] Ordu İl
Kültür ve Turizm Müdürlüğü bülteninde yer alan bu ifade yanlıştır. İlk kez 2010
yılında başlayan Kurul Kalesi kazıları Doğu
Karadeniz’in ilk bilimsel arkeolojik kazı çalışmasıdır, biçiminde
olmalıydı. Çünkü Orta Karadeniz’de Samsun Bafra İkiztepe kazıları ve Batı
Karadeniz’de Heraclea Pontika ( Kdz. Ereğlisi) kazıları çok daha önce yapılmış
kazılardır.
[2] S. Yücel
Şenyurt, Atakan Akçay, A. Emirhan Bulut, Umut Zoroğlu, S. Okan Akgönül, Ordu Kurul Kalesi, Türk Eskiçağ
Bilimleri Enstitüsü Haberler, Sayı 43, s. 3, 2017
[3] 2017,
s.3; Phrourion, “kale” karşılığı olarak kullanılan bir terimdir. Askeri
garnizonu bulunan, tahkim edilmiş korunaklı yerleşimler olması yanında, kaleden
daha küçük ve genellikle sınır bölgelerini korumak amacıyla inşa edilen
yapılardır.
[4] 2017,
s.4. Bosaj (Bossage), antik duvar
örgüsünde dikdörtgenler prizması biçiminde yontulmuş taş blokların dışa gelen öz
yüzlerinin hafif dışbükey ve pürüzlü olarak bırakılması tekniğidir. Bu teknik,
daha çok yapıların zemine yakın dış cephelerinde uygulanmıştır. Bosaj
tekniğinin, taşın kenarlar boyunca düz ve ince bir şerit bırakılması ya da
taşın ön yüzünün tamamının dışbükey olarak işlenmesi gibi yöntemleri vardır. (Arkeoloji
Sözlüğü, T. Tekçam, Alfa Yay.)
[5] 2016
yılında Kurul’u Ünyekent’ten bir grup olarak ziyarete gittiğimizde tam da bu
alan açığa çıkarılıyordu. Odalardan birinde ele geçirilen çömlek kalıntıları
üzerinde çalışıyorlardı.
[6] 2017, s.
5, In situ, bir kültür varlığının
kazı sırasında, toprak ya da herhangi başka bir malzemeyle örtülmeden önceki
özgün durumu. Buluntunun ait olduğu yerde ve orijinal haliyle bulunmasıdır.
(Arkeoloji Sözlüğü, T. Tekçam, Alfa
Yay.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder