2040 Yılında Ünye
“Hayallerinizin peşinden
gidin” diyor Albert Einstein…
Eski milletvekilimiz Sayın Mustafa Hasan Öz’ün “2040 Kar Tanelerinden Gökkuşağına Yeni Bir
Dünya” adlı kitabını elime alınca ünlü bilim insanının bu sözlerini anımsadım.
"Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir
meraklıyım" demektedir Einstein…
“Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin ön
izlemesi gibidir. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Zekanın gerçek göstergesi
hayal gücüdür, bilgi değil…”
Einstein’dan sonra aklıma gelen ikinci isim Thomas More oldu…
Roman tarzında yazdığı "Utopia" adlı eserinde More
ütopik (hayali) bir toplum tasarımı ortaya koyar. Bu toplulukta “özel mülkiyet” yasaklanmıştır. Herkes toplum
adına üretir. Para geçerli değildir. Üretilenlerden herkes ihtiyacı kadar alır.
Topluluğun üyeleri günde altı saat çalışır, geri kalan zamanlarını ise sanat ve
bilimle uğraşarak geçirirler. Aslında More bu modeli Platon’dan esinlenerek
geliştirmiştir. Yöneticiler, Platon’un ideal devletindeki gibi sıkı bir eğitimden
geçmiştirler. İngiliz Lordlar Kamarasının varlıklı bir üyesi olan More, romanında
yazdığı bu hayali toplum modelini gerçekleştireceği bir ada oluşturur.
Tüm bu olayların geçtiği dönem, Fatih Sultan Mehmet’in
İstanbul’u fethinden yaklaşık 60 yıl sonraya rastlar.
Benzer bir toplum modelinden İslam Bilgini Farabi 500 yıl önce bahsetmiştir: “El-Medinetü'l
Fazıla” yani Erdemli Toplum adını
verdiği kitapta erdemli yöneticilerle tasarlanan adaletli bir toplumdan söz
edilmektedir. O toplumda zorbalık ve ihtişam (gösteriş) yerine tüm topluluğun
mutluluğu esas alınmıştır.
İnanan Başarır
Sayın Öz, 2040
adlı kitapta içindeki cevheri keşfeden insanın hedefini belirleyip plan ortaya
koymasını ve inanıp gereğini yaptığı takdirde başarıya ulaşacağını söylüyor.
Bunun için Ünye’de olan bitenleri, şimdiye kadar yapılanları
rehber gösteriyor.
Aslında More’un Ütopyasındaki gibi hayali bir Ünye resmi
çizmiyor.
Gözünüzü 2040 yılında açtığınızda Ünye’de bunları göreceksiniz
demiyor.
Var olanları ve olması gerekenleri irdeliyor sadece…
Ve bunu siyah-beyaz demeden, şuncu-buncu ayırımı yapmadan
tüm Ünyeli vatandaşların katılımıyla gerçeklik kazanabileceğini vurguluyor.
Ünye’den verdiği örnekler “kar taneleri gibi birbirine zarar
vermeden yol alan, gökkuşağı gibi bütün renklerin bir araya geldiği”
Ünyelilerden oluşuyor.
Kitabın içinde Ünye’ye dair ne arasanız –hemen hemen hepsi-
var.
Eksik kalan yerler mutlaka olacaktır.
Onu da benzer eserlerin mevcudiyetiyle ve benzer çabalarla
tamamlamak gerekecek.
Ünye’nin ortak katılımı, ortaklaşa bir ruh anlayışının
mevcudiyetinden söz edilmiş kitapta.
Bu nedenle Mustafa Hasan Öz, büyük emek verdiği eserine kendi
adını koymamış.
“Ünyeliler Yazdı” demiş.
Israrlara rağmen, tanıtımını yaptığı gün kitaba imzasını
atarak vermekten imtina etti…
“Atacaksa bütün Ünyeliler bu kitabın kapağına imza atmalı”
dedi.
Gerçekten de yıllardır bu çalışmanın içindeydi.
“Başarıların Romanı” alt başlığıyla verdiği böyle bir
kitabın ortaya çıkacağından haberdardık. Tam içeriğini bilmesek de, içinde
barındırdığı konuların nasıl toplandığından, bir araya getirildiğinden haberimiz
olmuştu.
Nasıl olmasın? Ünye’ye ilişkin her ne yapıldıysa, yapılması
planlandıysa Sayın Öz’ün 2040 adlı çalışmasında gördük.
Umarız bu çalışma yeni yeni faaliyetlerin, projelerin,
hamlelerin habercisi olur.
Kalınan yerden Ünye’yi 2040’lara taşımaya devam ederiz.
23.06.2021, Ünyekent
http://www.unyekent.com/yazi/2466-2040-yilinda-unye.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder