Rus Bombardımanında Ünye
Bölüm II
Tarih tekerrür ediyor, demiştik. Rus Çarı I. Nikolay St. Petersburg'da 9 Ocak 1853 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’nu “Hasta adam” olarak niteliyordu. Art arda gelen savaşlar nedeniyle toprak kaybeden ve Avrupa'nın mali kontrolüne giren Osmanlı çareyi Almanya’nın yanında Dünya Savaşı’na girmekte bulmuştu. 107 yıl önce Çarlık Rusyası’na karşı başlatılan deniz savaşının gereği Rus harp gemileri, Karedeniz kıyılarını Hopa’dan başlayarak Şile’ye kadar bombalamış, deniz araçlarını batırmış ve Ünye dâhil bir çok kenti top atışına tutmuşlardı. Akabinde Trabzon’a kadar olan kıyı şeridini işgal etmişlerdi.
[Ayrıntılı bilgi: “Birinci
Dünya Harbinde Türk Harbi”, Genel Kurmay Harp Dairesi Başkanlığı Resmi
Yayınları, Ankara 1970, cilt VIII, s. 138]
Tarihin cilvesine bakın ki, Osmanlı’yı “Hasta adam” olarak
niteleyen Çarlık Rusyası Osmanlı’dan önce yıkıldı. (Ekim 1917 Bolşevik
Devrimi).
3 Mart 1918 yılında imzalanan Brest Litovsk Antlaşması’yla Bolşevikler, Çarlık Rusyası’nın işgal
ettiği Anadolu topraklarından koşulsuz çekildiler. Troçki’nin imzasıyla terk
edilen Doğu Karadeniz kıyılarına yeniden, bu defa tersi bir göç hareketi
başlamıştır.
Osmanlı devleti ise bu tarihte fiilen tükenmiş, toprakları
İtilaf devletleri tarafından işgal edilme aşamasına gelmiştir. (Ekim 1918
Mondros Mütarekesi).
Mondros Mütarekesi’nden yaklaşık bir yıl sonra Osmanlı’nın
Anadolu’ya sıkışan toprakları da İtilaf devletleri tarafından işgal edilmiş ve Sevr Antlaşması’yla bu durum dikte
edilmeye çalışılmıştır.
Savaş ve Acılar
Ukrayna’da bombalanan kentleri; açlık, hastalık ve ölüm haberlerini izliyoruz, tıpkı Körfez Savaşı’ndaki gibi…
Mustafa Kemal Atatürk’ün
“Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir.” sözünü
hatırlıyoruz bir kez daha…
Savaş yeniden kapımızda. 107 yıl sonra savaş gemileri
Karadeniz’de yeniden boy göstermeye başladı.
Rusya yeniden savaş meydanlarında.
Çarlık düzenini yıkan Bolşeviklerin kurduğu Sovyetler
Birliği 30 yıl önce çöktü.
Artık Batı’ya entegre olmaya çalışan, ancak rakip bir güç
olarak ortaya çıkan bir Rusya var. Arka bahçesi Ukrayna’yı Batılılara yedirmek
istemiyor. Bir saldırı başlattı, 2014’te deki Kırım işgaline benzer bir
tavırla... Ukrayna’ya lojistik destek sağlayan Batılı ülkeler, Rusya’ya karşı
ekonomik ambargo uyguluyor. Ukrayna ile Rusya arasındaki kapışmada “tarafsız”
kalmaya çalışan Türkiye ise, bu savaşın “en” mağdurları arasında. Her iki
ülkeden de tarım ürünleri alan Türkiye savaşın sıkıntılarını yakından
hissediyor. İthal tarım ürünlerimiz hızla tükenirken fiyatlar yükseliyor ve
enerji bağımlılığımız endişe yaratıyor.
Korkmalı mıyız?
Günü kurtarmak yerine daha köklü çözümlere mi yönelmek
gerekiyor?
Dünü hatırlamak bu açıdan önemli…
Tarih tekerrür etmemeli!
İstiklâl Marşı şairimiz Mehmet Akif’in dediği gibi:
“Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar.
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi!”
Aralık 1915 Tarihli Hasar Defteri’nde Ünye
Osmanlı kayıtlarında “Hasar Defteri” olarak bildirilen ilk saldırıların kıyı şeridi, kara kısmına ait hasarlardır. Deniz araçlarına yapılan saldırı ve zararı ilk yazımızda vermiştik.
Ünye’de tespit edilen bombardımana maruz kalmış 8 bina kaydı
şu şekildedir: Bir iş yeri, bir ev, 5 tane dükkan duvarı ve bir adet de
belediyeye ait iskeledir. Hasar gören yerlerden dördünün sahibi
Gayrimüslim’dir.
Hasar Kaydı’nda adı geçen Ünye Kaymakamı Halil Rıfat, Belediye Reisi Osman Fehmi Efendi’dir. Osman Fehmi
Efendi’nin torunu, emekli Ünye eşrafı Osman
Bayraktar ile görüştük. Rus Bombardımanına ilişkin büyüklerinden kendilerine
intikal eden bir ayrıntı olmadığını, ancak Kurtuluş Savaşı başlangıcında
(muhtemelen Amasya Tamimi sonrası) bizzat Mustafa
Kemal’in imzasıyla gönderilmiş, bölgede silah ve lojistik durumunun
bildirilmesine ilişkin bir telgraftan söz edilmektedir. Ayrıca savaş yıllarında
ilçedeki onarım ve yol yapımı için ahalinin seferber edildiği ve daha ziyade Gayrimüslim
kesimin bu işlerde görev aldığı bilgisi verilmiştir.
Hasar gören işyerlerinden biri Ulemazâde Hacı Hüseyin Efendi‘ye attir. Hasar Defteri’nde bu iş yeri için 3000 kuruşluk bir zarar kayıtlıdır. Hüseyin Efendi’nin torunu, Ünye’de halen manifatura mağazası sahibi Ünal Ayalp’tir. Ünal beyin oğlu Cüneyt Ayalp, o günlere bazı ayrıntıları babaannesinden anlattıklarından nakletti. Açıkta Rus savaş gemilerini gördüklerinde, bohçalarına sardıkları azıklarla Kiraztepe’ye çıkar, tepenin arka kuytularına gizlenerek bombardımanın bitmesini beklerlermiş.
Benzer bir durumu Seyit
Bilal Özalp da babaannesinden dinlermiş. Öyle ki, çok önceden hazırladıkları
bohçaları kaptıkları gibi Kiraztepe’ye koşarlarmış. Günler önceden dellallar
dolaşır, sokak sokak tehlikeyi tüm ahaliye anons edermiş.
Babaannesi Huriye Gürkan’dan Rus Bombardımanını dinleyen bir
hemşehrimiz de Ünye Esnaf Odalar Sekreterlerinden İbrahim Gürkan’dır. Köprübaşı mevkiindeki evlerinin yakınına düşen
bir bombadan dolayı hasar gördüklerini anlatmıştır. Söz konusu konut, Aralık
1915 tarihli Hasar Defteri’nde 7. Sırada kayıtlı İrâni Rıza Efendi’ye ait “hâne”dir. Ünyeli araştırmacı Sabri Bacacı’nın Osmanlı Arşivlerinden
transkribe ettiği belgede, Rıza Efendi’nin hanesinde 500 kuruşluk bir zarar
tespiti yapılmıştır.
Ocak 1916 Tarihli Hasar Defteri
Ünye’de 13 noktada hasar tespit edilmiştir. Beş tanesi Belediye’ye ait rıhtım, köprü ve iskelelerdir. 5 mağaza, bir dükkan duvarı, bir kireç fırını ve bir de emtia (malların bulunduğu yer) bombardımandan hasar görmüştür. Biri çömlekçi mağazası olmak üzere iki mağaza Gayrimüslimlere aittir.
13. sırada kayıtlı Lazzâde
Ruşen Efendi‘nin kireç fırınında 6500 kuruşluk hasar görülmektedir. Lazzâde
Ruşen Efendi’nin torunu Ruşen Aksoy’la
Rus Bombardımanını görüştük. Hasar gören kireç fırını hakkında bir bilgisi
olmadığını ama dedesine ait iki yük gemisinin (çektiri yahut çapar) İnebolu
açıklarında Ruslar tarafından batırıldığını söylemektedir.
Rus Bombardımanına ilişkin bir başka ayrıntı, 1991 yazında
Ünye Yalı mevkiinde Rüştü Akın’a ait
eski binanın yıkımı sonrası, temel kazımı sırasında bulunan top güllesine
aittir. Yalı Kahvesi sakinlerinden Muharrem
Kılıçaslan’ın bulduğu ve himaye ettiği bu gülle şayet 1915 yılı Rus
Bombardımanı’na aitse, büyüklerimizin anlattıkları ve kayıtlı belgeler yanında
günümüze ulaşan en somut buluntudur.
Bir sonraki yazımızda bulunan güllenin ayrıntısına gireceğiz.
Savaş acıları bombardımanla sınırlı değildir; çocuk, yaşlı
demeden savaşın önüne kattığı, yerinden yurdundan ettiği insanlara değineceğiz.
Göç yollarına düşmüş, açlık ve hastalıkla baş etmeye çalışan insanlar ki,
ölülerini yol kenarında denk geldiği mezarlıklara gömen, takatlerinin tükendiği
yerde Ünye’yi yurt edinen insanlar…
Yolumuza onların aramızda yaşayan torunlarıyla devam
edeceğiz.
ÜNYE TARİH ARAŞTIRMA GRUBU
AHMET KABAYEL – AHMET DERYA VARİLCİ
23.03.2022, Ünyekent
http://www.unyekent.com/yazi/3085-rus-bombardimaninda-unye-bolum-ii.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder