Karadeniz Arkeolojisi – Kaşkalar
Kaşkalar, Karadeniz’in
bilinen en eski insan topluluğudur. Orta Karadeniz’in dağlık kesiminde yaşayan
bu insanlar, Hitit metinlerinde Gašga,
Kašga, Kaška adıyla anılır ve
Kuzey’den gelen yağmacı, istilacı kavimler olarak kaydedilmiştir.
Hitit tabletlerinin bulunması ve deşifre edilmesi
sayesinde varlığından haberdar olduğumuz bu kavme ait yeterli arkeolojik
bulguya rastlamak mümkün olmamıştır.
Kaşkalardan II. Ramses yazıtlarında Kškš, Asur kaynaklarında māt Kašku diye söz edilir. Ugarit dilinde ise ktk
olarak geçer.
Kuzey’in “Barbar” Kavmi
Bronz Çağı’nda “barbar” olarak nitelendirilen
halklardan Kaškalar, Hatti ülkesine yaptığı saldırılarla ve tarım alanlarını
yağmalarıyla tanınır. Aslında bu yağma hareketleri bulundukları coğrafyanın
yapısı ile doğrudan ilişkilidir. Öyle ki Kaška ülkesinde tarım alanları azdır.
Mevcut tarım alanları da çekirge istilalarına uğramaktadır. Bu sebepten dolayı
Kaškalar, Hattuša’nın kuzeyinde bulunan verimli tarım arazilerini yağmalayarak,
ihtiyaç duydukları gıda maddelerine kolay bir şekilde ulaşmak isterler. Bununla
birlikte yaylacı bir yaşam tarzına sahip olan Kaškalar için tarımdan ziyade
hayvancılık daha önemlidir. Ayrıca Kaškalar için madencilik de önemli bir yere
sahiptir. Kaška ülkesi maden kaynakları açısından zengindir ancak ticari faaliyetleri
Hititler tarafından sınırlandırılmıştır.
Başlıca uğraşları çobanlık, dokumacılık ve
profesyonel askerlik olan Kaškaların dağınık bir kabileler topluğu olduğu, merkezi
bir otoriteye bağlı olmadıkları ve Hitit ordusunda görev yapan Kaška askerlerinden
söz edildiği bilinmektedir.
Kaškalar hakkında verilen bilgilerin kaynağı
Hitit tabletleridir. Spekülasyona açıktır, Hititlerin sübjektif
değerlendirmelerine dayanır. Objektif bakış açısıyla değerlendirirsek, Kaškalar
da yaşadıkları topraklara sefer düzenleyen Hititleri “barbar” olarak nitelemiş
olabilirler.
Hitit Metinlerinde Kaškalar
Kaška ismine eski krallık devrine ait belgelerde
rastlanılmaz, bunun yanında III. Hattuşili ve IV. Tuthaliya dönemine ait
belgelerde Kaşkaların Hitit İmparatorluğu'nun daha eski dönemlerindeki
varlığından bahsedilir. Kaškalardan söz eden çiviyazılı belgelerin çoğu Hattuša
(Boğazköy), Tapigga (Maşathöyük) ve Šapinuva’da (Ortaköy) bulunmuştur.
Kaškalar İlk
Tunç Çağı’ndan Demir Çağı’na, bir başka deyişle Assur Kolonileri Dönemi’nden
Grek Kolonileri Dönemi’ne kadar Karadeniz’de varlığından söz edilen bir
kavimdir. Hiti tabletlerinde ve Mısır kaynaklarında yer alan bilgilere göre, Kaškaların
Hitit topraklarına ilk kez, I. Hantili (MÖ 1590-1560) döneminde saldırdıkları ve
bu saldırıların Hitit devleti yıkılıncaya kadar devam ettiği anlaşılmaktadır.
Kaşkaların Kökeni
Kaškaların Anadolu’nun yerli halkı olup olmadıkları ya da ne
zaman, nereden geldikleri ve neden Orta Karadeniz’e yerleştikleri bilinmemektedir.
Bu kavmin kendileri hakkında ne dediği, kendilerini nasıl tanımladıkları belli
değildir.
Kaškaların etnik kökeni hakkında iki görüş ileri sürülür; biri
Hatti kökenli oldukları yahut onlarla akraba oldukları biçimindedir. Bu görüşün
en önemli dayanağı, Kaška tanrı isimlerinin Hatti tanrılarına olan yakınlığıdır.
Bu durumda Kaškaların Hititlerle savaşını, dışarıdan gelen işgalci güçlere
karşı bir direniş hareketi olarak görmek gerekir.
Diğer görüş, Kaškaların, Anadolu’ya dışarıdan geldikleridir.
Kaskaların konuştuğu dil bilinmemektedir. Sadece kişi ve yer
adları bilinen bu kavmin kökenleri de çözülememiştir. Kaškaların dili üzerine bilinen
sınırlı malzemenin Hititçe kişi ve yer adlarıyla benzeşmesine karşın, Kaška
dilinin kökenini ve Hititçe ile akrabalık ilişkilerini açıklayacak yeterli veri
bulunmamaktadır.
Öte yandan Kaškaların Batı Kafkasyalı oldukları varsayımı ileri
sürülmüşse yeterli kanıt bulunamadığından kabul görmemiştir.
Lokalizasyon
(Yerleşim)
Kaška aşiretlerinin MÖ 2. binyılda Hatti ülkesinin kuzey kesiminde
yaşadıkları bilinmektedir. Ancak Kaška ülkesinin lokalizasyonu kesinlik
kazanmış değildir. Genel kabul edilen görüşe göre Kaška ülkesi, hemen hemen
günümüzün Orta Karadeniz bölgesine
tekabül etmektedir. (Leyla Murat, 1998, s. 443.)
Kaška ülkesinde bulunan Kuzey Anadolu Dağları, yalnızca birkaç
dar kıyı ovası bırakarak dik bir şekilde Karadeniz’den yükselir. Orta plato
ırmakları, birkaç yerde Kuzey Anadolu Dağları arasından geçerek, büyük ölçekli
tarımın mümkün olduğu geniş alüvyon yelpazeleri yaratmıştır. Bunların arasında
en önemlileri, bugünkü Samsun yakınlarındaki Çarşamba ve Bafra’dır. Çarşamba ve
Bafra ovaları yörenin yiyecek depolarıdır. Diğer taraftan Kuzey Anadolu
Dağları’nı geçmek bugün bile zordur. Kıyıyı hinterlanda bağlayan çok az sayıda
yol vardır ki bu yapı kuşkusuz geçmişte daha belirgindi. Bölgenin bu coğrafi
yapısı Kaškaların yaşam tarzını şekillendirmiştir. (Harmankaya, 2002: 20)
Anadolu’nun özellikle dağlık bölgelerinde yaşayan tüm
toplumlarında olduğu gibi Kaškalar da belirli aylarda yaylacılık faaliyetlerinde bulunuyorlardı. Kaškaların neredeyse hiç
arkeolojik materyal bırakmamalarının sebebi de onların yaylacı yaşam tarzı ve
bu kültüre sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. (Yakar, 2008: 821)
Kaškaların Yaşam Tarzı
Kaškalar yarı göçebe topluluklardır ve yaylacı yaşam tarzını
benimseyen dağınık aşiretlerden oluşurlar. Onlar için Hititler, barbar anlamına dampupi ifadesi üretmişlerdir. Bu barbarlık “göçebelikten” ziyade “teşkilatsızlık”
ya da “devletsizlik” gibi bir anlam taşır.
Hititlerin Kaška tarım arazilerini yaktıkları bilindiğine
göre, Kaškaların da tarım yaptığı anlaşılmaktadır. Ancak tarım alanları
sınırlıdır ve çekirge istilalarına uğramaktadır. Yaylacılık yaşam tarzı gereği
tarımdan çok hayvancılıkla uğraşmaktadırlar. Bir Maşathöyük mektubunda: “..daha ekinler olgunlaşmadı. Kaška’da
çekirgeler ekini yedi. Onlar da (Kaškalar) Gašipura’da senin ekinlerine
saldırıyorlar” denilmektedir.
Kaškaların yaşadığı coğrafya maden kaynakları bakımından
oldukça zengindir. Küre bakır kaynaklarına; Ünye ile Fatsa arasındaki bölge, kurşun ve gümüş kaynaklarına;
Gümüşhacıköy de önemli gümüş kaynağına sahiptir. (Bkz. Jak Yakar, 2008: 821.) Maden endüstrisindeki yetenekleri, savaşçı
bir topluluk oldukları ve ürettikleri silahlarla kendini açığa çıkarmaktadır.
Üretimin diğer kollarında ve ticari alanda oldukça geri
konumdadırlar. Bunun en büyük nedeni Hitit ambargosudur.
Hitit metinlerine göre Kaškalar, yeme içme ve eğlenceye düşkün
bir halktı. Hititler onların yemek yeme alışkanlıklarından şikâyetçidir. (Ünal,
2003: 49.) Şarap onlar için vaz geçilmek içeceklerdendir. Eğlenceye düşkün olmaları
Hitit devletinin askerlere sunduğu eğlence olanakları nedeniyle Kaškaların
Hitit ordusunda görev yapmayı kabul etmelerinde etkili olmuştur.
Kaška yerleşimleri
ahşap mimariye dayanır. İkiztepe kazılarıyla kesinleşen mimari olguya göre,
Karadeniz halkları bölgede rahatlıkla elde ettikleri kalın ve ince tomrukları
üst üste yerleştirip çantı tekniği
ile birbirlerine çatarak evlerinin duvarlarını oluşturmuşlardır. Bu nedenle
yaşam alanlarına ilişkin arkeolojik verilere ulaşmak oldukça zordur.
Dini inançları bölgedeki diğer kavimlerle paralellik
göstermektedir. Kaškalarda da Hititler ve Luvilerde olduğu gibi Fırtına tanrısı
baş tanrıdır. Çiviyazılı metinlerde Fırtına tanrısı, Hititçe Tarḫunna-; Hititçe veya Luvice Tarḫu-, Tarḫun-; Luvice Tarḫunda-;
Hurrice Teššub olarak geçmektedir. Ancak Kaškaların bu tanrıya ne dedikleri bilinmiyor.
Kaškalarda, “mimari tapınak” anlayışının bulunmaz. Kuzey
Anadolu Dağları tapınak vazifesi görmekteydi. Su kaynakları da onlar için
kutsaldı.
Kaška Hitit İlişkileri
II. / III. Tuthaliya zamanında Hatti topraklarının büyük bir
kısmının düşman saldırısına maruz kaldığını ve Kaškaların Kızılırmak’ı geçip Kutsal Nerik Kentini kendine sınır
yaptığını öğrenmekteyiz. Nerik kentinin ele geçirilişi ve Başkent Hattuşa’ya
yapılan saldırılar sonrası Hitit krallığı başkentini Šamuha adlı bir kente taşınmıştır. Bu saldırılarından nasibini alan
bir kentin de Çorum il sınırları içinde yer alan Eskiyapar olduğu anlaşılmaktadır. Eskiyapar’ın Orta Hitit Çağında
Kaškaların saldırılarından dolayı yangınla tahrip olduğu düşünülmektedir.
I. Şuppiluliuma döneminde ise Šamuha bölgesinin yakınlarındaki Kaška gruplarına karşı harekât
düzenlenerek geri püskürtülmüş ve yağmalanmışlardır. I. Şuppiluliuma dönemi yoğun
Kaška isyanları ve onların egemenlik altına alınmasıyla sürmüştür.
II. Murşili döneminde Hitit saldırıları artmış, Kaškalara
ağır kayıplar verdirilmiştir.
Muwatalli döneminde Kaška saldırıları III.
Hattuşili’nin ve Muwatalli’nin ortak çabaları sonucunda geri püskürtülmüştür.
III. Hattuşili döneminde Kaşkalara ağır kayıplar
verdirilmiş ve karşılıklı barış sağlanmıştır. IV. Tuthalya döneminde de süren barış Batı Anadolu’daki Arzava ve
Viluşa kentlerinde çıkan isyanlar nedeniyle bozulmuş ve yeniden Kaška
saldırıları başlamıştır.
III. Arnuwanda’dan sonra Hitit imparatorluğunun son kralı
II. Şuppiluliuma tahta geçti. Kaška
saldırılarının yanı sıra yaşanan şiddetli Ege
göçleri, kuraklık ve kıtlık, insan gücü eksikliği, Hitit imparatorluğunun
yıkılmasında büyük bir etkiye sahip olmuştur Ahmet Ünal’a göre Hititler ağır
vergi yükü ve askeri baskı altında kalan yerli Anadolu halkının önderlik ettiği
bir isyan sonucu dağılmıştır.
İç Anadolu Demir Çağı’nın ilk dönemi önceleri “Karanlık Çağ”
olarak adlandırılıyordu, çünkü Hitit İmparatorluğu’nun yıkılışından sonda
yaklaşık 300 yıl devam bu dönemde hiçbir yerleşme görülmüyordu. Şimdi bu döneme
tarihlenen çeşitli yerler saptanmıştır. Hattuşa’nın kuzeydoğusundaki Büyükkaya yerleşmesi de bunlardan
biridir. Yerleşmede Hititlerden bildiğimiz pek çok özelliğin eksik olduğu
görülür. Örneğin seramik kapların üretiminde büyük ölçüde çömlekçi çarkı seri
üretim aracı olarak kullanılmıştı. İlkel barınaklarının Hitit Mimarlığı ile
ortak hiçbir yanı yoktu ve yazı kullanmıyorlardı.
Hitit İmparatorluğu çöktükten sonra yerli (kuzey) Anadolu
boyları, Eski Hitit çekirdek bölgesine sızarak ülkeyi ele geçirmişlerdir. Bu
insanların sözü edilen Kaškalar olma olasılığı vardır.
Sonuç
Hattilerin Ay tanrısı, Kašku
adını taşımaktadır. Kaška isminin Ay tanrısından türemiş olduğu
varsayılmaktadır. Hitit metinlerinde, Kaškaların ayın gökyüzünde yer aldığı
gecelerde baskın yaptığından bahsedilmesi, Hititlerin korkulu rüyasının Kaškalar
olduğunu göstermektedir. Hitit imparatorluğunun dağılmasının ardından Kaška
topluluklarının Asur sınırlarına kadar ilerlediği ve çevre krallıklarla
birlikler kurdukları, en sonunda Asur baskınları
ve Kimmer istilası sonucunda tarih
sahnesinden silinmişlerdir.
Kaynaklar:
Ahmet
Ünal, 2002. Hitit Devrinde Anadolu I, Arkeoloji ve Sanat
Yayınları, İstanbul.
Ahmet
Ünal, 2003. Hitit Devrinde Anadolu II, Arkeoloji ve
Sanat Yayınları, İstanbul.
F.
Gülden Ekmen, Hamza Ekmen, S. Fidan, Hititlerin Batı
Karadeniz Bölgesinde Yaşayan Komşuları hakkında Yeni Bulgular, Anadolu
Arşivleri, 2021, S. 59 – 96
Kürşat
Bardakcı, Eski Anadolu’nun Barbar Halkı Kaşkalar, Doktora Tezi, Oannes Dergisi
Leyla Murat, 1998. “Hitit Dünyasında Gašgaların Yeri”, IX. Uluslararası Hititoloji
Kongresi, Eylül 1996, Çorum
Leyla Murat, (2016). Anadolu’da Kaškalar. Ankara: Hel Yayınları
Jak Yakar, 2008, “The Archaeology of
the Kaška”, 6.Congresso Internazionale di Ittitologia, SMEA 50.
Savaş Harmankaya, 2002. “Türkiye’nin İlk Tunç Çağı Araştırmaları Üzerine
Bir Değerlendirme”, TAY 4,
Sedat Alp, Hititler Devrinde Anadolu, TÜBİTAK Popüler Bilim
Yayınları, İstanbul 2002.
Ahmet Ünal, Hititler Devrinde
Anadolu I.-II. İstanbul, 2003, Arkeoloji ve Sanat Yayınları
Marc Desti, Anadolu Uygarlıkları, 4. Baskı, 2019,
Dost Kitapevi
Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları,
2. Baskı, 2017, Phoenix Yay.
Ekrem Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi,
2. Baskı, 2019, Phoenix Yay.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder