Karadeniz Arkeolojisi – Kimmerler
MÖ.
birinci binyılda atlı göçebe kavimlerden Kimmerler
ve İskitler’in Karadeniz’de ve
Anadolu’nun iç kesimlerinde önemli bir yere sahip olduklarını biliyoruz. Aynı
coğrafyada yaşayan ve kültürel kalıntıları birbirine benzeyen bu atlı göçebe
toplulukları birbirinden ayırt etmek oldukça güçtür. Her iki kavim de Karadeniz’in
kuzeyinden hareketle birbirlerini takip ederek Anadolu’ya girmişlerdir. Karadeniz’in
kıyı kesiminde ve dağlık bölgelerde yaşayan topluluklarla kaynaşmış, karşılaştıkları
birçok kavimle savaş yapmışlardır. Bıraktıkları izler ve mücadele ettikleri
kavimlerin yazılı belgeleri bize onların varlıkları hakkında bilgiler
vermektedir.
Kimmer Toplumu
Urartulular,
Asurlular, Geç Hitit Şehir devletlerinden en başta Tabal Krallığı olmak üzere
Melitene ve Que Krallıkları, Frigler ve Lidyalıların bıraktığı yazılı ve
arkeolojik veriler Kimmerler hakkında çeşitli deliller sunmaktadır. Kendilerine
ait yazılı belgeler bırakmamış olmalarına rağmen Arkeolojik kalıntılar yanında
ilişkilerde bulundukları kavimlerin yazılı belgelerinde adlarına rastlıyoruz. Kimmerler
adı ile bilinen atlı göçebe bozkır kavminin Kapadokya bölgesini de içine alan
Orta Anadolu’da teşkilatlı bir yapı oluşturarak hâkimiyet kurduklarını gösteren
deliller mevcuttur.
Elde
edilen bulgulara rağmen Kimmerlerin kökeni hakkında bilim çevreleri net bir
saptama yapamamaktadır. Hint-Avrupa
kökenli oldukları varsayılan bu topluluğun yaşam tarzına ve bıraktığı delillere
bakarak Türki topluluklardan olduğu
veya Orta Asya topraklarına ait bir
topluluk olduklarını ileri sürenler bulunmaktadır.
Kimmerler Türk müydü?
M.Ö.
IX. yüzyılda İskitler'in baskısıyla yerlerinden oynayan bir Kimmer kolu, daha
sonraki yıllarda Güney Karadeniz kıyılarına yerleşmişlerdir. Prof. Dr. M. Taner Tarhan, Kimmerler ve İskitler
hakkında yazdığı bir makalesine şöyle bir girişle başlıyor. "Kimmerler ve
İskitler Eskiçağdaki "Türk Kültür Tarihi"nin, daha genel bir deyişle
de "Millî Tarihimizin” ilk temsilcileridir.
Kökenleri
hakkında detaylı ve kesin bilgiler olmamakla birlikte, Hint-Avrupa halklarının
Yakın Doğu kökenli olduğu varsayımına dayanan en son araştırmaya göre; Kimmer
kabilelerinin atalarının muhtemelen Ummān-manda
adlı kabileler olduğu varsayılmaktadır.
Ummān-manda MÖ 3. binyıl'ın sonlarından MÖ 1.
binyıl'ın ortalarına kadar, Mezopotamya'da bölgenin kuzey ve kuzeydoğusunda
yaşayan Sami ve Sümer olmayan halklara atıfta bulunmak için kullanılan kolektif
bir terimdi ve Eski Yakın Doğu'da farklı bağlamlarda Kimmerler olarak da
adlandırıldılar.
Kimmerler
arkeolojik olarak Orta Asya ve Sibirya'nın doğusundan (bilhassa özel olarak
Karasuk, Arjaan ve Altay kültürlerinden) ve gelişimine katkıda bulunmuş olan
Kafkasya'nın Kuban kültüründen kaynaklı güçlü etkileri içeren, Batı Avrasya
bozkırlarının Erken Demir Çağı Çernogorovka-Novoçerkassk
kültürleri ile ilişkilendirilirler. Diğer bir başka görüş ise Kimmerlerin
maddî olarak erken (Kelermes-Evresi) İskit
kültürüne ait oldukları yönündedir.
Buradan
hareketle Kimmerler’i İskitlerle aynı soydan gelen kabileler topluluğu olarak
görmek gerekir.
Kitab-ı
Mukaddes'te gecenin yarısı uzak (kuzey) dünyanın uçlarından gelen bir halk olan
Gomer'den bahsedilir. Kimmerler’e
atfedilen bu tabir genelde
Kimmerler ile eş tutulur. Gomer'in çocukları arasında Rifat ve Tōgarmā'nın yanı
sıra İskitler/Aşguzai) ile eş
tutulan Aškənāz'da vardır.
Yazılı
belge bırakmayan Kimmerlerin ve İskitlerin yazılı kaynaklardaki ve arkeolojik
verilerdeki kültürel yakınlıkları göz önüne alındığında, genel olarak
dillerinin İranî dil grubunun (Doğu
İran dilleri) bir parçası olduğu kabul edilir. Kimmerler dilini Trak ve İran
dilleri arasında "kayıp bir halka" olarak kabul edenler vardır. Öte
yandan bu dili apayrı bir Hint-Avrupa dil grubundan olduğunu da varsayarlar.
Kimmer Tarihi
MÖ.
8. yüzyılın ilk yarısına kadar Kimmerya olarak da tabir edilen İdil Nehri'inden
Karadeniz'in kuzeyine doğru uzanan geniş bir alanda yaşadıkları bilinmektedir. Kılıç
kullanmada, ok atmada ve balta kullanmada usta olan bu kavim, atlı göçebe ve
savaşçı bir topluluktu.
Homeros Kimmerlerin ıssız dünyanın sisli ve
karanlık ülkesinde yaşadıklarını yazar. Herodot
Kimmerlerin Kuzey Pontus bölgesinden geldiğini söyler. Kimmerya, MÖ 8. yüzyılın
ortalarında İskitlerin eline geçince yerlerinden olan Kimmerler büyük kafileler
halinde güneye inerek Kafkaslardaki Demir Kapı ve Derbent geçitlerini aşarak
Urartuların yaşadığı Doğu Anadolu'ya girdiler.
Yurtları
İskitler tarafından ele geçirilen Kimmerler ilk defa MÖ. 709 yılında Anadolu’ya
gelerek Kapadokya’ya yerleşmişler ve ülkeye büyük zarar vermişlerdir. Kimmerler
İç Anadolu’nun siyasi tablosunu baştan aşağı değiştirmişlerdir. [Mehmet
Mandaloğlu, Doğu-Batı Kültürel etkileşiminde Orta Asya’dan Göçler (M.S.VI.yüzyıla
Kadar),Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi,
Ankara 2011, S.155.]
Frigler’le yaptıkları mücadelelerde yıkıcı
etkilerini gösteren Kimmerler’in ana göç koluna mensup olan boylar bu dönemden
sonra Kapadokya’ya yerleşerek burada bir devlet kurmuşlar ve bu devletin
varlığından dolayı Ermeni kaynaklarında Kapadokya bölgesine Gomer veya Gamirg
adı verilmiştir. [M. Taner Tarhan”
Eski Anadolu Tarihinde Kimmerler”, İstanbul 1984, s.114, “Eski Çağ’da Kimmerler
Problemi”, VIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara 1976, s.366.]
Kimmerler’in
İskitler’in baskısı sonucu Kafkaslar’dan Anadolu’ya girerek buradaki
Urartulular ve Asurlularla karşılaştıkları ve mücadelelerde bulundukları,
oradan da daha Batıya doğru Anadolu içlerine hareket ettikleri ve Orta ve Batı
Anadolu’ya kadar gelip buralarda etkili oldukları anlaşılmaktadır. [İ. Durmuş, İskitler (Sakalar),Türk
Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1993, s. 64.]
Kafkas
Dağları’nı aşıp Anadolu’ya geçen Kimmerler için Urartulular’ın toprakları bir
geçiş bölgesi durumundaydı. Urartulular kralı II. Argişti aldığı yenilgiler üzerine ülkesinin topraklarını ve
krallığını korumak amacıyla Kimmerler’in kendi ülkesinden geçerek batıya doğru
ilerlemelerine izin vermiştir. [A.
Çilingiroğlu, Urartu Tarihi, Ege Üni. Edebiyat Fakültesi Yayınları,
Bornova-İzmir 1994, s. 99]
Anadolu’da Kimmerler
MÖ.
8. Yüzyıl Anadolu konjonktüründe Kimmerler tarihin akışını değiştirecek ölçüde
önemli bir faktördü. Asur kralı II. Sargon ile Frig kralı Midas (Mita) M.Ö.709
yılında Kimmer tehlikesi yüzünden yakınlaşmaya başlamışlardır. Bu yakınlaşma ve
işbirliğine rağmen M.Ö. 705 yılında II. Sargon Kimmerler tarafından Tabal memleketinde öldürülmüştür.
Kimmerler’in
varlığı bu devletler için hem bir fırsat hem de tehlike arz etmiştir. [Selim Pullu, Tabal Bölgesi Tarihi
İstanbul Üniv. Sos. Bil. Enst. Doktora Tezi, İstanbul 2006, s.52.]
Kimmer
tehlikesine karşı Asur kralı II. Sargon
ile Muşki kralı Mita arasındaki
antlaşma Kimmerler’i durdurmaya yetmedi. Asur Devleti ile müttefiklerinden
oluşan ordunun Kimmerler’e yenilgisi ve Asur kralı II. Sargon’un hayatını
kaybetmesi üzerine Kimmerler bölgeyi talan etti. Ardından batıya doğru ilerlediler.
Friglerle mücadele ettiler ve tarih sahnesinden silinmelerine neden oldular.
Kimmerler,
Frigler’in başkenti Gordion’u yakıp
yıktıktan sonra Giges yönetimindeki Lidyalılarla
savaştı. Özellikle M.Ö. VII. Yüzyılda Lidya Devleti’nin dış siyasetine
Kimmerler yön verdi. Ancak dördüncü Lidya kralı Alyattes Kimmer tehlikesine son vererek sınırlarını doğuda
Kızılırmak’a kadar genişletebildi. [E. Schwertheim,
Antik Çağda Anadolu, Çev. Nuran Batu, Kitap Yayınevi,1.basım, İstanbul 2009,
s.27.]
Kimmerler
bir süre sonra yeniden Lidya'ya saldırdı, başkentleri Sardis'i yakıp yıktı.
Daha sonra Edremit yakınlarına yerleştikleri, Antandros Kenti'nde yurt
kurdukları tespit edildi.
Barbar Conan
Çizgi
Roman karakteri Barbar Conan bir
Kimmer savaşçısıdır. Sinemada Arnold Schwarzenegger ve Jason Momoa’nın canlandırdığı bu
karakterden hareketle Kimmerler oldukça tanınmış bir figürdür.
Çizgi
roman kahramanı Conan'ın kavmi olan
barbar Kimmerler'in izine Anadolu’da ulaşılmaya çalışılıyor. Ege Üniversitesi
Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürcan
Polat, Antandros Antik Kenti kazılarında, antik dönem yazarlarından
Stefanos Bizantios'un eserinde adı geçen ve hiçbir yerde yerleşik olarak
yaşadıkları kanıtlanamayan Kimmerler'e ait bulgulara ulaşılmayı hedefliyor.
Kimmer Toplumsal Düzeni
Kimmerler’i
Kimmerya olarak bilinen İdil Nehri'inden Karadeniz'in kuzeyine doğru uzanan
geniş topraklardan güneye inmeyen zorlayan en önemli faktör İskit (Saka)
saldırılarıydı. İskitler gibi savaşçı ve atlı göçer bir topluluk olmalarına
rağmen at üzerinde savaşmayı İskitler kadar bilmiyorlardı. İskitlerle kapışmak
yerine toprağı işleyen, düzenli ürün yetiştiren toplulukları yağmalamayı tercih
ediyorlardı. Tıpkı kendilerinden önce Orta karadeniz’de yaşayan Kaşka toplukları gibi düzensiz kabile yaşamı
sürdüren Kimmerler, Anadolu’ya geldiklerinde kabile yaşamları daha örgütlü bir
hal aldı.
Kimmerler
kralları Teuşpa zamanında Asur ve
onun kontrolündeki Que Devleti’ne karşı Tabal kralı İşagallu ile ittifak yapmış
ancak Asur kralı Asarhaddon onlar üzerine sefer yaparak Kimmer kralını da
öldürmüştür. Bu bilgiler bize Kimmerler’in bölgede bir kral önderliğinde
teşkilatlandığı ve diğer komşu devletlerle ittifak antlaşmaları yaptığı, bunun
da ancak teşkilatlı bir devlet örgütlenmesi ile olabileceği, dolayısıyla
Kimmerler’in Kapadokya bölgesine yerleşerek bozkır göçebe geleneklerini devam
ettiren bir devlet kurdukları tezinin doğruluğunu göstermektedir. [Hacı Çoban,
s. 128]
Ünye’de Bulunan Kimmer Tası
Ünye’de
bulunan Gümüş Tas Kimmerlerin
Karadeniz bölgesindeki varlığını gösteren arkeolojik kanıttır. Ünye'de bulunan
bu gümüş kap (Phiale) Ekrem Akurgal
tarafından M.Ö. VI. yüzyılın sonuna tarihlendirilmekte ve Kimmer sanatının son eserlerinden biri olarak nitelendirilmektedir.
[Kaynak: Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, Lev. 59, s. 570]
Orta
Karadeniz’deki Kimmer varlığı MÖ. 8. Yüzyıl’a tekabül eder. İskit baskısı nedeniyle
göç etmek zorunda kalan Kimmerler, Karadeniz’e ulaştıklarında buradan bugünkü
Gürcistan üzerinden Doğu Anadolu’ya gelmiş, Urartu ve Asur devletlerine büyük
darbeler vurduktan sonra İç Anadolu’ya yönelmişti. İç Anadolu’daki Frig
devletini yıkan Kimmerler, bölgede, bozkır-göçebe geleneklerinin Anadolu’daki
ilk örneği sayılan bir hâkimiyet tesis etmişlerdir. Bu arada bazı Kimmer
boyları kuzeye yönelerek Karadeniz
sahiline yayılmaya başlamıştır.
Yaklaşık
bir asır boyunca devam eden Anadolu ve Orta Karadeniz’deki Kimmer
hâkimiyetinden bölgede bir arkeolojik delil kaldığını söylemek en azından
şimdilik mümkün değildir. Amasya/Gümüşhacıköy ve Ordu/Ünye’de
yüzey araştırmaları sırasında ele geçen buluntular Orta Karadeniz’de Kimmerler’e
ait tek arkeolojik delil olarak envantere geçmiştir. [M. Taner Tarhan, “Eski Anadolu Tarihinde Kimmerler”, Ankara 1984,
s. 111-118.]
Bölgedeki
Kimmer hakimiyeti İskitlerin güneye inmeleriyle sona erer. Orta Asya’dan
Kimmerler’i takip ederek aynı güzergâh üzerinden Anadolu’ya ulaşan İskitler, Orta
Karadeniz’deki Kimmerleri tekrar kuzeye, Kırım bölgesine sürmüşlerdir. [Herodot
Tarihi, 1991, s. 196.]
Bu
yer değişiminden sonra Orta Karadeniz’de ve Anadolu’da İskit iskânı ortaya çıkmıştır.
Kaynaklar:
Herodotus, Herodot Tarihi (nşr. M. Özmen), İstanbul 1991
Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi, TÜBİTAK Yay. Ankara
2005.
Prof. Dr. M. Taner Tarhan, “Eski Anadolu Tarihinde Kimmerler”, I. Araştırma
Sonuçları Toplantısı Bildirileri, Ankara 1984.
Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, İlk Çağdan Osmanlılara Samsun, Samsun
2012.
Doç. Dr. Hacı ÇOBAN, Kapadokya’da Kimmerler, Bozok Üni.
Yozgat, Makale
Doç. Dr. Hacı ÇOBAN, Anadolu’da Kimmer-İskitler ve Orta
Anadolu’daki İzleri, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal bilimler Ens. Doktora
Tezi, Afyonkarahisar 2013.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder