Karadeniz Arkeolojisi – İskitler
MÖ.
birinci binyılda Kimmerler ile aynı
coğrafyada yaşayan ve onlarla akraba olan atlı göçebe kavimdir. İskitler Karadeniz’de ve Anadolu’nun iç
kesimlerine Kimmerler’i önlerine katarak giren ve bölge tarihinde önemli bir
yere sahip savaşçı toplumlardı.
Kültürel
kalıntıları birbirine benzeyen bu atlı göçebe toplulukları birbirinden ayırt
etmek oldukça güçtür. Her iki kavim de Karadeniz’in kuzeyinden hareketle
Anadolu’ya girmişlerdir. Karadeniz’in kıyı kesiminde ve dağlık bölgelerde
yaşayan birçok kavimle savaşmış ve bazı topluluklarla kaynaşmıştır.
Son
dönemde Karadeniz’in kuzey kesiminde yapılan kazılarda ve bazı yazılı belgelerde
İskitlere ait bilgiler elde edilmiştir.
İskitler Kimdir?
İskit
savaşçıları Milattan Önce 8. yüzyılın sonları ile 7. yüzyılın başlarında geniş
Avrasya kıtasının büyük bir bölümünü fethedip birleştirerek Batı, Yakın Doğu,
Hindistan ve Çin’de olmak üzere antik dünyanın neredeyse tamamında felsefe
çağını ve Klasik Çağ’ı doğuracak, yenilikçi bir imparatorluk yarattılar.
Atların
ve bozkırların efendisi olan İskitler, kurdukları şehirler, başkentleri,
çarpıcı şıklıktaki giyim tarzları, devlet yapıları ve Buda, Lao Tzu gibi
düşünürlerin fikirleriyle dünya medeniyetine çarpıcı katkılarda bulundular.
İskitler veya doğu bölgelerindeki isimleri ile Sakalar, Avrupa'nın doğusu (Kırım ve
Pontik Bozkırları) ile Orta Asya'da, Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi'ni de
içine alan bölgelerde yaşamış, Tuva ve (Altay-Sayan) kökenli, Doğu Avrasya-Batı
Avrasya kültür ve genetik bileşenlerini içerdiği varsayılan heterojen göçebe
halktır.
İskitler
için tarih boyunca Grek kaynaklarında Skuthēs (Σκύθης), Asur kaynaklarında
Aşguzai, Fars kaynaklarında Sakā ve Çin kaynaklarında Sai tabirleri kullanılmıştır.
Greklerden
Çinlilere kadim dünyanın tüm halklarının bildiği bu halk ilk bozkır
imparatorluğunu yaratmış ve müteakip Moğol ve Türkî imparatorlukların da
altyapısını hazırlamıştır.
Vatanlarını
yanlarında taşıyan bu halk düşmanlarını at sırtında ok yağmuruna tutar, dehşet
saçardı. Çiftçilik yapmamışlar, hayvancılıkla geçinmişlerdi. MÖ 1. binyıl
boyunca Güney Rusya’da, Yakın Doğu’da ve Tuna’ya kadar uzanan bölgede eşine az
rastlanır bir güç haline gelen ve Hellenistik dönemde tekrar yerlerinden edilen
bu atlı-göçebeler, antik dönemlerden bugüne tarihçilerin ilgisini çekmiş ve
araştırmaların odağı olmuşlardır. Kurganları, seferleri ve sanatlarıyla gerek
yaşadıkları dönemde gerekse de sonrasında tarihçilerin, coğrafyacıların ve
gezginlerin yapıtlarında müstesna bir halk olarak tarihte kendilerine yer
edinmişlerdir.
Herodotos
onlar için: “Onlara saldıran hiç kimse kaçamaz ve bulunmamak isterlerse hiç
kimse onları yakalayamaz.” demiştir. Diğer yandan İskitlerin kökeniyle ilgili
olarak: “Göçebe İskitler bir zamanlar Asya'da
yaşardı ve orada Massagetler ile savaşa girdiler. Savaşta başarısız olduklarından dolayı
evlerini terk ettiler ve Aras'ı geçip,
Kimerya ülkesine girdiler.” demektedir.
Kristiansen’e göre İskitler, Kimmerler gibi,
Karadeniz'den Güney Sibirya ve Orta Asya'ya kadar yayılmış çeşitli grupları
ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Yeni Ahit'in, Koloseliler 3:11 adlı
kitabında, İskitlerden bahsedilmiştir.
Bazı
araştırmacılara ve Türkologlara göre ise İskitler Prototürk-Öntürktür.
İskitler Türk mü?
Türk Tarih Tezi’nden bu yana en çok
tartışılan konulardan biri budur. Ne var ki, bu tezi doğrulatacak yeterli kanıt
mevcut değildir. Osetler, Lehler, Macarlar, Slavlar ve Keltler kendilerinin aslen
İskit kökenli olduklarını ileri, sürerler.
Günümüzde
çoğunlukla İrani bir toplum olduğu kabul edilmesine rağmen (Bkz. Encyclopedia
Britannica, İngilizce, Kasım 2019), genellikle Türk türkolog ve tarihçiler
tarafından desteklenen ve İskitlerin Türk kökenli bir toplum olduğuna dair
iddialar da bulunmaktadır. Son dönem Esik ve Pazırık kazılarını bu iddialara
kanıt olarak kabul etmektedirler.
Esik ve Pazırık Kazıları
Esik
Kurganı, 1969 yılında Kazakistan SSC'nin Salgar alüvyonlu toprağının 20
kilometre doğusunda Kemal Akişev başkanılığındaki Kazakistan Tarih, Etnografya
ve Arkeoloji Enstitüsü'nün arkeolog timi tarafından keşfedilen İskit /Saka kurganıdır.
MÖ 5. yüzyıldan kalma olduğu düşünülen kurgan, Kazakistan'da gün ışığına
çıkarılmıştır. Altın elbiseli adam zırhı
bu kurganda bulunmuştur. Zırhın çıkarıldığı yerde bulunan İskit (saka)
yazıtlarında bu zırhın ait olduğu kişinin 18 yaşlarında bir prens olduğu
yazmaktadır.
Esik
kurganında bulunan diğer buluntular ve bir tasta bulunan yazının proto-Türklere
ait olduğu iddia edilmekte ve Göktürk alfabesiyle benzeştiği savunulmaktadır.
Kazak Türkolog Altay Sersenulı Amanjolov
Eski Türk yazısının tarihi adlı kitabında bu yazının 1971'de Orhun yazısının
kullanılarak çevrildiğini not edip yazının çevirisini ve transliterasyonunu
vermiştir. Türkçe okuma denemesi yapan bilim insanlarının hemen hepsi en
sondaki "azık" kelimesinde hemfikirdir. Yiyecek anlamına gelen bu
kelime, bir yemek kabının üzerine yazılması açısından, bilim insanları
tarafından mantıklı kabul edilmektedir.[ Ahmet Bican Ercilasun-Altın Elbiseli Adam. 10 Temmuz 2019 tarihli
makale.]
Pazırık Kurganı, Altay bölgesinde, MÖ 3. ve 6. yüzyıllara
ait İskit sanatının, özellikle halı ve küçük el sanatlarının, örneklerinin
bulunduğu bölgedir. Bölgede ele geçirilen objeler ve eserlerden dolayı UNESCO
Dünya Mirası Bölgelerinden birisidir.
Altaylar'da
MÖ 3. yüzyıl olarak tarihlenen bu kurganda Arkeolog Sergei Ivanovich Rudenko'nun keşfettiği MÖ 5. yüzyıla ait eserler
İskitlerin İran, Hindistan ve Çin ile güçlü ticaret bağlantıları olduğunu
göstermektedir. Bulunan eserler arasında en değerlilerinden birisi İskit halısıdır. Boyu 200, eni 189 cm,
kalınlığı 2 mm olan bu Pazırık Halısında, her 10 cm2'de 36.000 düğüm
bulunmaktadır. Dünyanın en eski halısı olarak nitelendirilen Pazırık halısı,
Ermitaj Müzesi'nde sergilenmekte ve Türk halı sanatıyla benzerliği üzerinde
durulmaktadır.
İskit Dili
İskit
dilinin Hint-Avrupa dil ailesinde yer alan Kuzeydoğu İran dilleri grubuna ait
olduğu ileri sürülse de Mirfatih Zekiyev'e
göre ise İskitler'in İrani bir dil konuştuklarına dair birinci el kaynak
bulunmamaktadır. Hatta İskitler Hint-Avrupa teorisi ortaya çıkana kadar,
genellikle Türk kabul edilmiştir. İskitlerin
İran dili iddiasındaki yazarlar derledikleri iskitçe kelimelerin ancak üçte
birini İran dili ile açıklayabilmektedirler.[ Kazi Laypanov/ İsmail Miziyev, Türk Halklarının kökeni,
Selenge yayınları, 2008]
Alp Er Tunga (Afrasiyab)
İskitlerin
bilinen en önemli kralları Alp Er Tunga’dır.
Alp Er Tunga, Perslere karşı giriştiği savaşlarda gösterdiği yiğitliğiyle
bilinen bir destan kahramanıdır. Firdevsi’nin Şehname’sinde
Turac hükümdarı Afrasiyab olması muhtemelen olan Alp Er Tunga İran’a girip
Azerbaycan’ı almış, kızını İran tahtına geçen Tahmasp’a vermiştir. Bu evlilikten
doğan torunu Zu daha sonra dedesini yenmiştir. Türkçe Alp ve Tonga kelimeleri
“yiğit” Er ise “erkek” anlamına gelmekte olup, XIX. yüzyılda Rus oryantalist
Vasili Radloff Alp Er Tunga’nın tarihi bir şahsiyet hatta efsanevi karakterin
gerçek adı olup, Kahraman adam anlamında genel bir kelime ve lakap olduğunu
iddia etmiştir. Alp Er Tunga muhtemelen Afrasiyap’a
Türklerce takılan lakaptır. Bir başka iddia, Afrasiyab deyişi Alp Er Tunga’ya Perslerin verdiği isimdir.
Tarihi kayıtlara göre "Türk Hakanı" Alp Er Tunga
M.Ö. 7. yüzyılda yaşadı. Saka Türklerinin lideriydi. Perslerle mücadele etti.
Hakkındaki efsanelere göre Türkistan, İran'ın bir bölümü ve Azerbaycan'ı
kapsayan bölgede 'Turan İmparatorluğu' kurdu. Türk tarihinin en eski edebi ve
siyasi metinlerinden kabul edilen Divan-ı
Lügat-it Türk'te de Kutadgu Bilig'de
de adil bir hükümdar ve kahraman bir savaşçı olarak adı geçiyor.
Alp Er Tunga Destanı
Göktürk kitabelerine göre, Alp Er Tunga’nın adına uzun süre
yuğ törenleri düzenlenmiştir. Firdevsî, Şehnamesinde Alp Er Tunga-İran
mücadelesini işlemiştir. Bu destanın son parçalarından biri olduğu sanılan bir sagu
(mersiye) Divan ü Lügat-it-Türk’tedir. Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig adlı
eserinde «Bu kahramanın asıl Türk adı, Tunga Alp Er’dir. Ancak Tacikler
(hanlılar) ona Afrasiyab demişlerdir» diye bahseder. Turfan yakınlarında
Bezeklik tapınağında Alp Er Tunga’nın kanlı bir resmi bulunmuştur. Mesudî’ye
güre Göktürkler, Alp Er Tunga’mn soyundandır. Birçok Türk kavmi, özellikle
Uygurlar ve Karahanlılar onun soyundan geldiklerine inanırlardı. [Özhan Öztürk Makaleleri, Mitoloji,
Gezi, Tarih]
Alp Er Tunga Destanı, Saka / İskit hakanı Alp Er Tunga’nın
İranlılarla yaptığı savaşları anlatır. Bu konudaki bilgiler, Firdevsi’nin Şehnamesine
dayanmaktadır. Yusuf Has Hacip’in Kutadgu
Bilig adlı yapıtında bu kahramanla ilgili beyitler bulunmaktadır. Kaşgarlı Mahmut‘un Divan-ı Lügatit Türk adlı yapıtında da kahramanla ilgili sagu vardır. Alp Er Tunga Destanı’nın
tümü elimizde yoktur. Turan savaşları sırasında Zaloğlu Rüstem ile giriştiği mücadele sırasında pusuya düşürülüp
öldürüldüğü rivayet edilir.
Alp Er Tunga öldi mü?
Isız ajun kaldı mu?
Ödlek öçin aldı mu?
Emdi yürek yırtılur.
Tomris Hatun
MÖ 6. yüzyılda yaşadığı sanılan, Antik Doğu İran dillerini
konuşan Massaget konfederasyonu
üzerinde hüküm sürmüş Türk tarihinin
ilk kadın hükümdarı kabul edilen efsanevi kişiliktir. Pers ve Med toplumu
üzerinde hüküm süren Ahameniş
İmparatorluğu ile büyük bir mücadeleye girişmiştir. MÖ. 529’da Pers hükümdarı
Kiros’la efsanevi savaşı konu edilir.
Heredotos’un bahsettiği kadın savaşçı Amazon tiplemesi esasen Saka / İskit
kadın askerlerine dayanır. Bu savaşçı kabilelerin kadınları da iyi savaşçıdır.
Çok iyi ata binerler, kılıç kullanırlar. Sol memeleri ok atmalarına engel
olmaması için kesiktir. Antik dünyanın önemli kadın figürü olarak Amazon
kadınlarının yaşadığı yerlerden biri olarak günümüz Samsun/Terme topraklarında
bulunan Thermedon Irmağı havzası
gösterilmektedir.
Heredotos’un Tarih’inde
yer alan bu ayrıntılar bugün arkeolojik kazılarla doğrulabilmiş değildir. Buna
karşın antik tarihçilerin ve coğrafyacıların Grek Kolonileri konusu arkeolojik kazılara yön vermektedir.
Kaynaklar:
Herodotus, Herodot Tarihi (nşr. M. Özmen), İstanbul 1991
Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi, TÜBİTAK Yay. Ankara
2005.
Christopher I. Beckwith: İskitler - Tarihleri, Kültürleri ve
Dünyaya Etkileri - Kronik Kitap, 2024
Hermann Parzinger, İskitler, Kökenleri, Kültürleri ve
Mirasları, Runik Kitap, 2023
Kristian Kristiansen, Europe Before History. Cambridge
University Press. 1998
İlhami Durmuş, İskitler, Akçağ Yayınları, 2012 Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder