26 Eylül 2018 Çarşamba

Adem Kardeşimin Anısına



Adem Kardeşimin Anısına

Ben bu dünyadan giderken ne yalanlarla kurgulanan insan kahkahasının eksik olduğu, insan umudunun tüketildiği, yeşilli şırıl şırıl suların aktığı daha ilk anında asık suratlı sorgucuların olduğu cennet yada cehenneminize gitmek istemiyorum... Benim gitmek istediğim yer, insanın düşlerinde yarattığı çocukların gülüp koştuğu, şımardığı, yaramazlık yaptığı toplumsal kahkahaların evreni tuttuğu, her türlü insanlık düşmanı değerlerin yerle bir sayıldığı, insan olma aşkının her değerin üzerinde tutulduğu, insan yüreğinin melodik yaratılıcılığıyla yaratılmış musikisinin eksik olmadığı bir sonsuzluğa gitmek istiyorum.
Böyle bir yere gitmeyi istediğim için geride kalanlarımdan da ne yas, ne tasa, ne de üzüntü yaratmalarını istemiyorum.
O an geldiğinde sevenlerimden beklediğim; en güzel elbiselerini giyip, en umutlu şiirlerini kuşanıp çocukları en komik elbiselerini giydirip umutlu anılarını yüksek sesle anlatarak göndermelerini, doğanın en güzel meyvelerinden elde edilmiş şaraplarının yudumlanmasıyla birlikte yolcu edilmemi istiyorum...
Artik insanlık ölüm gidişini de değiştirmeye girişmeli, değil mi?

****
Son paylaşımlarından birinde böyle diyordu Adem Sucu kardeşim...
Onu kasvetli bir 12 Eylül duruşmasında tanımıştım.
Aynı davanın sanığı olmaktan gurur duyduğum bir dava arkadaşımdı.
Mahkeme salonundaki tanışıklığımız, 12 Eylül zindanlarında sürdü.
Zor anlarımız oldu, sırt sırta verip direndiğimiz...
Tecritte, hücrede, koğuşta...
Güzel sohbetlerimiz de oldu...
Ama her defasında...
Yüzündeki o kocaman gülümseme...
Hiç eksilmedi!

Son yolculuğuna çıkarken de...
"Ölüme gidişin" değiştiğine tanık olduk seninle. 
Işıklar içinde yat...

24.09.2018

26 Eylül 2018, Ünyekent

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder