22 Mart 2013 Cuma

Günlerle Gelen


Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı
(22 Mart 2013 Ünyekent'te yayınlandı.)

Çanakkale Şehitleri'nin aziz hatırasına

98 yıl önce; 18 Mart 1915’te kazanılan bir zaferin adıdır Çanakkale… 200 bin şehidin kanıyla yazılan bir destandır. Bu savaşta yitirilen şehitlerin anısıyla bütünleşmiş bir Çanakkale şarkısı vardır; “gençliğim eyvah!” diyen, Çanakkale içinde vurulduğunu söyleyen ve Çanakkale içinde Aynalı Çarşı’dan bahseden…
Aynalı Çarşı, şehrin merkezindedir, en işlek yerinde.
Çanakkale denilince aklımıza Aynalı Çarşı gelir ve 98 yıl önce savaşarak ölen askerlerimiz…

“Çanakkale içinde Aynalı Çarşı
Ana ben gidiyom, düşmana karşı...”

Aynalı Çarşı’yı bu kadar ünlü yapan nedir, ağıtlarımıza ve halk türkülerine kafiye düşürmek amacıyla kullanılan bir nesne midir?
Yoksa özel olarak seçilmiş bir argüman mıdır?
Sorumuza yanıt bulmak amacıyla konuyu biraz irdeleyelim.

Aynalı Çarşı

Aynalı Çarşı Çanakkale’de bulunan bir kapalı çarşıdır. Osmanlı tarzı inşa edilmiş çarşının tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. Giriş kapısının üzerindeki kitabede 1890 tarihinde inşa edildiği yazılıdır.


Kapının üzerindeki kitabede, Osmanlıca ve İbrani harfli Ladino (Yahudi İspanyolcası) iki yazı bulunmaktadır.
Osmanlıca olan yazıda, “Adülhamid Han-ı Sani El Gazi efendimizin saye-i ihsaniye ve riayetperverîlerinde tebaa-yı sadıka-yı Museviyye'sinden Elya Halyo bendeleri" kaydı bulunmaktadır. Yani çarşının II. Abdülhamit Han’ın sadık bendeleri Musevi Elya Halyo tarafından yaptırıldığı yazmaktadır.
Yahudi İspanyolcası olan kitabede, çarşının “Sultan II. Abdülhamit’in saltanatının 14. yılı münasebetiyle Eliyau Hallio tarafından yaptırıldığı” yazmaktadır. Tarih olarak Yahudi takvimine göre 5650 yılının ilk ayı Nisan (Tışri ayı) kaydı bulunmaktadır.
Bir başka iddiaya göre ise, çarşı çok daha evvelden mevcuttur, Yahudi Halyo sadece onarımdan geçirerek, kullanıma açmıştır. 17. Yüzyılın ünlü Osmanlı gezgini Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Çanakkale’de böyle bir çarşıdan bahsetmektedir.
Aynalı Çarşı, Mart 1915’te bombardımana uğramış, yanmış ve kısmen tahrip edilmiş. Tıpkı Çanakkale direnişi gibi hasar görmüş ama yıkılmamış. Aynalı Çarşı’ya düşman girememiş.
1918–1921 yıllarında ise, direnişin üzerinden üç yıl geçmeden İngilizler tek mermi atmadan girmişler Çanakkale’ye. Şehri işgal etmişler. İngiliz atlarına “ahır” olarak Aynalı Çarşı’yı uygun görmüşler.
Belki de o dönemden yakıldı bu ağıt;

“Çanakkale içinde bir kırık testi
Analar, babalar ümidi kesti.”

Türküyü ilk kez Çanakkale gazisi Kastamonulu bir askerin söylediği bilinmektedir. Ağıtlar savaş dönemlerinde ve daha çok yenilgi zamanlarında söylenir. Çanakkale Türküsü de I. Dünya Savaşı yıllarında söylenmiştir.
Anlaşılan o ki, o yıllarda Çanakkale’deki ünlü kapalı çarşı (Halyo Çarşısı) “Aynalı Çarşı” olarak anılmaktaymış.
Aynalı Çarşı’nın İngiliz ordusu atlarına ahır olarak kullanıldığı ve işgal yıllarında (1921’den sonra) harabeye döndüğü, hatta giriş kapısı dışında büyük ölçüde yıkıldığı söylenmektedir. 1934’de Yahudilere yönelik saldırı ve yağmalar sırasında kapının üzerindeki kitabe sıvayla kapatılmıştır. 5 Şubat 1946 tarihli tapu kayıtlarında “bedesten arsası” biçiminde görünen alana daha sonra 14 işyeri inşa edilmiştir.
1967 yılında kitabesi temizlenen Aynalı Çarşı’nın aynı yıl kadastro ölçümü yapılmış ve krokisi çizilmiştir.
Aynalı Çarşı’nın 1994 yılında başlayan restorasyonu 2000’li yıllarda ancak tamamlanabilmiştir. Üstelik ayakta kalmayı başaran giriş kapısı dışında aslına fazla uygun değildir.


Neden “Aynalı” Çarşı?

Çarşıya neden “aynalı” dendiği konusunda farklı yorumlar bulunmaktadır. Eskiden çarşı içinde atlar için koşum ve süs eşyası yapılmaktaymış. “Ayna” denilen at gözlüklerinin çarşıda satılmasından dolayı çarşıya Aynalı Çarşı dendiği ağırlık kazanmaktadır.
Diğer görüş, çarşı girişine yerleştirilen ve bugün de karşılıklı olarak birbirine bakan boy aynalarının eskiden bu yana var olduğu ve bundan dolayı çarşıya “Aynalı Çarşı” denildiği biçimindedir. Ayna dökmenin masraflı ve zor bir zanaat olduğu dönemde çarşıya ismini vermiş olabileceği akla uygun görünse de, uzmanlar çarşının özgün yapısıyla bu şekilde bir bağlantının bulunmadığı kanısındadırlar.  
Çarşıya ilişkin eski kayıtlar incelendiğinde tipik bir arasta özelliği gösterdiği ve İstanbul’daki Mısır Çarşısı’nın küçük bir benzeri olduğu anlaşılmaktadır. 1915 yılındaki bombardıman öncesinde, çatının küçük kubbelerden oluştuğu ve kimi kubbelerde hamamlardakine benzer çokgen köşeli pencerelerle doğal aydınlatmanın sağlandığı belirtilmektedir. Aynalı Çarşı’nın elde edilen en eski fotoğrafı 1960 -1961 tarihini taşımaktadır.  Bu fotoğraflardan anlaşıldığına göre Çarşı’nın üzerinin daha sonra açık hale geldiği ve 1967’deki onarım sırasında bugünkü çatısının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar uyarınca aynaların çarşıya aydınlık amacıyla sonradan yerleştirildiği savlanmaktadır. Bir başka ihtimal, eskiden bu yana çarşıya “Aynalı Çarşı” denmesinden dolayı bu aynalar yerleştirilmiştir.
Her ne sebepten olursa olsun, Çanakkale türküsünde bahsi geçen çarşının “Aynalı Çarşı” olması dikkatimizi ayna üzerine çekmektedir.


Halk Kültüründe “Ayna”   

Halk deyişlerinde sıkça kullanılan “ayna” kavramı değişik anlamlarda kullanılmaktadır.
Ayna tutmak…
Karakolda ayna var.
Aynasız.
Ünye de Fatsa arasında Hekimoğlu’nun aynalı martini…
Ziya Paşa’nın “Ayinesi iştir kişinin” düsturu.
Salim Dündar’ın Aynalar’ı.
Doğu Karadeniz’in “Ayna ayna ellere” şarkısı...
Gelin adaylarının aynası,
Delikanlıların arkası horozlu cep aynaları.
Ayna üzerinden söylenmiş daha birçok deyim, türkü ve deyiş vardır. Hepsinin ortak özelliği, insanın kendi suretini yansıtmasıdır. İzdüşümsel biçimde de olsa, insanı en iyi aynalar yansıtır. Ayna dökmek için önce yüzeyi iyice perdahlanmış bir cam tabakası tercih edilir. Yüzey ne kadar düzgün olursa, görüntü o kadar net elde edilir. Sonra camın üzerine gümüş çözeltisi dökülür. Eskiden altın, kalay alaşımı kullanılırmış. Eskiden fırçayla yapılan işlem bugün boya tabancalarıyla yapılmaktadır. Bu işleme “sırlama” denir. Bazı aynalarda gümüş kaplama boşlukta buharlaştırma yöntemiyle yapılır. Yüksek sıcaklığa kadar ısıtılan maden buharlaşarak ince damlacıklar halinde yayılır ve perdahlanmış yüzeye düzgün olarak yapışır.
Bazen “yansıtma” işlemi arkası sırlı camdan imal edilen aynalar tarafından yapılmaz. Yaşanan olaylar, tarihsel durumlar insana ayna işlevi görür.
Örneğin Çanakkale Savaşlarını tarihin aynası olarak görmek mümkündür.

Tarihin Aynasında 18 Mart    

Aslında Çanakkale savaşları, emperyalist devletlerin dünyayı kendi aralarında yeniden paylaşmaları için giriştikleri bir savaşın Türkiye cephesidir. 3 Kasım 1914 ile 9 Ocak 1916 tarihleri arasında cereyan eden Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı olarak adlandırılan savaşın bir parçasıdır.
İnsanlık tarihinin ilk ve en büyük savaşıdır.
En kanlı savaşlardan biridir, yüz binlerce insan bu savaşta hayatını kaybetmiştir.
Ancak Çanakkale savaşlarının önemi, insan kaybının çokluğundan kaynaklanmamaktadır.
Bir takım hurafeler ve uydurma öykülerle açıklanmaya çalışılan durumlardan hiç değildir.
Şüphesiz Çanakkale’de eşi benzeri görülmemiş bir kahramanlık destanı yazılmıştır. Ama tarihin aynası bize sadece bunları göstermiyor.
 Çünkü Osmanlı devleti, müttefiki Almanya ile birlikte Birinci Dünya Savaşı’ndan Çanakkale zaferine rağmen yenik çıkmış; İngiliz, Yunan, Fransız ve İtalyan askerlerince ülkemiz işgal edilmiştir.
Çanakkale’nin Aynalı Çarşısı, Mart 1915’te İngiliz bombardımanına direnmiş ama işgalcilerin atları için ahır olmaktan kurtulamamıştır.
Mucize, işte bu sırada gerçekleşmiştir. Çanakkale’de destan yazan güç, yeniden ayağa kalkmış, Anadolu ihtilaline girişerek bu defa Kurtuluş Savaşı destanı yazmıştır.
Çanakkale Savaşlarının önemi buradadır…
Çanakkale bir ulusun, yeniden doğuşunun işaretidir.
Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı’nın öncülüdür.
Arı burnu, Conk Bayırı ve Anafartalar komutanı Mustafa Kemal’in, beraberindeki komutanlara söylediği şu sözleri bu bağlamda ele almak gerekir:

“Size ben taarruz etmeyi emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölene kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir.”

Aynaya baktığımızda bu gerçekliği göremiyorsak, Çanakkale içindeki Aynalı Çarşı’yı unutalım gitsin!


Kaynakça:

Tarih Vakfı Aynalı Çarşının Restorasyonu için gerekli bulguları sağlamak  üzere kısa araştırma –1997
Çanakkale Belediyesi arşiv bilgileri.
İsmail Bilgin, Çanakkale İçinde Vurdular Beni, 2005 Erdem Yay.
Yavuz Bahadıroğlu, Çanakkale Kıyameti, 2012, Paradoks Yay.
Turgut Özakman, Diriliş, Çanakkale 1915, Bilgi Yay, 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder