24 Temmuz 2019 Çarşamba

2019 Yazı, Antalya İzlenimleri



2019 Yazı, Antalya İzlenimleri

Yaz tatilini bu yıl da Antalya'da karşılamak nasip oldu. Nasip diyorum, çünkü koşullar gereği kendimizi Antalya'da bulduk.
Geçtiğimiz Şubat tatilinde Karain Mağarasını ve Pisidia'nın Antiokhia antik şehrini gezmiştik.
Bu defa Antalya merkeze en yakın antik kent Perge'yi ziyaret ettik.
Tabi geçen seferki gibi, Antalya Müzesi vardı programımızda.
Antalya Müzesi'ndeki heykellerin yarıdan fazlası Perge'de ele geçirilen Roma Dönemi eserleri.
İlerleyen günlerde Perge'den ayrıca söz edeceğim.
Şimdilik Antalya izlenimlerimi aktarmakla yetineceğim.

****
Deniz Baykal'ın memleketi Antalya, CHP'nin mevcut iktidarlarla belediyeyi paylaştıkları bir şehir. Geçtiğimiz dönem AKP'li Menderes Türel başkandı. Son yerel seçimleri CHP'li Muhittin Böcek aldı. Anavatan Partisi'nden CHP'ye geçen Sn. Böcek, Konyaaltı Belediyesi'nde üst üste seçim kazanmasıyla isim yaptı.
Menderes Türel'in ardından henüz Antalya'da önemli bir değişiklik göze çarpmıyor.
Festivaller kaldığı yerden devam ediyor.
Belediyenin sitesi bile yenilenmemiş ama Konyaaltı Plajları'ndan malum isimlere el çektirilmiş.
Ekonomik krizden mi nedir, önceki yıllarda gördüğümüz hareketlilik bu yıl plajlarda pek yok.
Ardı ardına sahilden gelen "Bella Ciao" (çav bella) şarkıları çarpıyor kulağımıza...
Değişimin habercisi diye yorumluyoruz.

Ünye'den Uzaktayken...

Biz Ünye'den uzaktayken, yüreğimiz memleketle birlikte çarpıyordu.
Gelen haberler iyi değildi.
Bol yağışlı geçen havalar, Ünye'den sel haberleri...
Ve tanıdık ölümleri peş peşe geldi.  
Oğuz Güven arkadaşımızın ardından iki yakın akrabamızı aynı gün toprağa verdik. Teyzemoğlu Yusuf Yirmibeş'e ve Recai Tokaç dayıya uzaktan veda ettik.
Her biri dolu hatırayla geçip gitti bu dünyadan.
Mekanları cennet olsun.

Çöp Sorunu, Ünye ve Tarih

Ünye Belediyesi'nin resmi sitesinden aktarıyorum:
"Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ve Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı’nın yaptığı yoğun istişareleri sonucu Ünye’nin 40 yıllık çöp sorunu tarih oluyor. Yapılan istişarelerin ardından Ordu-Samsun sınırı Akçay Mevkii'nde bulunan çöp alanında tahkimat ve topraklandırma çalışmalarına başlandı."
Defalarca yazdık; "Akçay'daki çöplük Ünye'nin ayıbıdır!" diye...
Nihayet...
Akçay vahşi çöp depolama alanı temizleniyor!
Belediyemizin resmi site haberi yüreğimize su serpti...
Serpti serpmesine de...
Ünye'nin çöpü ne olacak?
Çöpler nerede toplanacak?
Çöp sorunu nasıl halledilecek?

Öte yandan Ünye'de toplanıp, dönüştürülecek olan Ordu'nun tonlarca çöpünden hiç söz edilmiyor.
Cevizdere'deki tesisten haber veren yok...
Sn. Tavlı faaliyete geçmişken işin bir de bu yanına değinse.
Çöp sorunu tarihe mi karışıyor...
Ünye'nin makus talihi mi oluyor?
Öğrensek.


24 Tem. 2019, Ünyekent

17 Temmuz 2019 Çarşamba

Kıyılar Halkındır



Kıyılar Halkındır

08 Temmuz 2019.
Ulusal bir gazeteden okuyoruz...
İHA kaynaklı bu haber, yerelden ulusala tüm basın organlarında yer alıyor.
Sözün sahibi Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Hilmi Güler.
"Kıyılar halkındır" diyor, Sn. Güler...
Anayasa'nın 43. maddesine dayanarak, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu hatırlatıyor.
Denizlerden ve sahil şeridinden öncelikle halkın yararlanacağının Anayasa'da "açıkça" belirtildiğine dikkat çekiyor.
Kıyı kesimlerinde mimari kirliliğe izin vermeyeceklerini ve halkın yararlanacağı şekilde her türlü tedbiri alacaklarını söyleyen Başkan Güler, kararlı konuşuyor...
"Kıyılarımızı ve sahil şeridimizi halkın yararına sunacağız!" diyor.

****
Sn. Başkan'a katılmamak mümkün değil.
Ordu BŞB Başkanı Dr. Hilmi Güler, bu açıklamaların akabinde Ünye'ye gelip, incelemelerde bulunuyor.
İlk incelemeyi Çamlık'ta yapıyor.
Oradan Ayanikola'ya kadar yürüyor, ilgililerden bilgi alıyor.
Ertesi gün Çınarsuyu'na geçiyor ve Ünye gezisini Akçay Çöplüğü'nde sonlandırıyor.
Aslında saydığımız bu noktalar, Ünye'nin geçmişten bun yana kullandığı "çöp dökme" alanları yahut daha moda bir deyişle "vahşi depolama" çöp yerleri...
Hatırladığım kadarıyla, Çamlık'ın önce doğu, sonra batı kıyısına ve daha sonra Ayanikola'ya yakın bir yere çöp dökülüyordu.
Ünye Radar Üssü, sözünü ettiğimiz yeri kamp ve plaj alanı olarak kullanmaya karar verince çöpler daha uzak bir yere taşındı, Çınarsuyu'na...
Bir süre Çınarsuyu'na dökülen çöpler, buranın Orman Bakanlığı tarafından ağaçlandırılmasına karar verilmesiyle de Akçay sahiline taşındı.
Ordu BŞB Başkanı Ünye'de yaptığı gezide Akçay’da tam anlamıyla bir çevre felaketinin yaşandığını söylüyor.
Sn. Güler, bu sahanın tez zamanda arındırılması talimatını veriyor.
Ünye'de deniz kenarına çöp dökülmesini yasaklıyor.

****
Örnek bir davranış, kutluyoruz.
Ülkemizde "yasaklar" çözüm olmasa da...
Bu bakış açısı çöp sorununa kalıcı bir çözüm getirmesi açısından önemli bir adımdır...
En azından nasıl hareket edileceği konusunda olumlu bir yol çizilmesini sağlar.
Bir önceki Başkan'dan miras kalan, Ünye'yi Ordu'nun çöplüğü yapma projesine daha akılcı bir yaklaşım sunar.
Umarız, Ordu'nun "Çöp Sorunu"nu çözmeye matuf bir yermiş gibi düşünülen Ünye'ye yakışır bir çözüm getirilir.       

****
Öte yandan Çamlık için düşünülen bir projeden söz ediyor Sn. Güler...
Çöp alanına dönen Çamlık'a bir önceki Başkan'dan kötü bir miras kaldı.
Bir önceki Başkan'ın projesi Ünyelilerin tepkisini çekmişti.
Çamlık'ın her parçasını parselleyerek imara açan eski Başkan, buraların işyerleri biçiminde "halka hizmet" vereceğini ileri sürmüştü. 
Halkın ücret ödemeden yararlandığı bu alan, ancak belli bedeller ödenerek hizmet alınabilen işyerlerine dönüşecekti...
Bu defa nasıl bir projeden söz ediliyor?
"Kıyılar halkındır!" diyen yeni başkan, acaba eski başkandan farklı mı düşünüyor?
Ünye halkı bunu kabul etmedi.
Kendine ait olana sahip çıkmasını bildi.
Bu defa doğru olanı takdir edebileceği gibi, yanlış olanı da tenkit etmeyi bilecektir.
Selam ve saygılarımla.  

Ünyekent, 17.07.2019



3 Temmuz 2019 Çarşamba

Kültürel Miras Bilinci ve Restorasyon


Kültürel Miras Bilinci ve Restorasyon

Ortayılmazlar Mahallesi'ndeki son tarihi ev yangınıyla birlikte, önemli bir kültürel mirasımızı daha kaybetmiş olduk.
Kaybettiğimiz, sadece çocukluk yıllarımıza ait anılar değildir...
Gençlik döneminin heyecanı yahut geçmişe duyduğumuz özlemler de değildir.
Maalesef yanıp kül olan sadece bizimle sınırlı olmayıp, bizim dışımızda ama bizi de kapsayan bir değerler bütünüdür...

****
Geçtiğimiz hafta yangında kül olup giden bir Eski Ünye Evi'dir.
Kısaca, biz ona Kültürel miras diyoruz...
Kültürel miras veya "kültür mirası" daha önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş ve evrensel bir değer ifade eden eserlerdir.
Bu anlamda sadece bize ait bir değer olmayıp, tüm insanlığa mal edilir.
Dünya çapında "Kültürel ve Doğal Mirasın" korunmasından söz edilir ki, uluslararası bir sözleşmeye dayanır.
Bu sözleşmeye göre kültür mirasını üç sınıfta gruplandırmak mümkündür:
1- Anıtlar. Bu gruba mimari yapılar, heykeller, resimler, arkeolojik eserler, kitabeler, mağaralar ve eleman birleşimleri girmektedir. Bu grupta yer alan eserler tarihi veya sanatsal veya bilimsel olarak evrensel değerlere sahiptirler.
2- Yapı toplulukları: Bu gruba giren yapı toplulukları bulundukları konum nedeniyle tarihi, sanatsal ve/veya bilimsel olarak evrensel değerlere sahiptirler. Geçtiğimiz hafta yanan tarihi ev, bu konumda bir tarihi yapıydı.
3- Sitler: Bu gruba giren sit alanları ya insan ürünüdür, ya doğal bir şekilde oluşmuştur, ya da her ikisinin kombinasyonudur. Bu gruba giren sit alanları ya estetik, ya etnolojik ya da antropolojik bakımdan evrensel değerlere sahiptirler.

****
Yangından kısa bir süre önce, yine bir yangın tehlikesi geçirdiği söylenen tarihi ev birilerinin kalmasına müsait değildir, tinercilerin mekanı konumundadır.
Haliyle her türlü tehlikeye açık durumdadır.
Ünye'de buna benzer onlarca tarihi ev bulunmaktadır. Bir çoğu kendiliğinden yıkılıp gitmektedir. Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi, restorasyonu masraflı olduğundan sahipleri tarafından ihmal edilmektedir. Restorasyon dışında inşaat izni olmayan bu gibi tarihi evlerin çoğunun rölevesi yapılmamıştır. Yıkılıp gitmeleri yahut yanmaları halinde ne yapılacağı bilinmemektedir.
Kültürel Miras Varlıklarını Koruma Kanunu gereği, yerlerine farklı bir yapının inşa edilmesi mümkün değildir.
Restorasyon teşviklerini yeterli bulmayan ev sahipleri, bu konuda herhangi bir girişimde bulunmamaktadır.
Kaderine terk edilen tarihi evlerimiz birer bire yok olmaktadır.
Ne yapılmalıdır?

****
Öncelikle bu tür restorasyonların yapılabilmesi için, tarihi ev sahiplerine sağlanan yardımların daha cazip hale getirilmesi gerekir. Destek konusunda ulusal ve uluslararası bazda bir çok kurumun teşviki söz konusudur ama yeterli değildir.
Konu bireysel olmaktan öte, kurumsaldır...
Çeşitli kurum ve kuruluşlara bu konuda ciddi görevler düşmektedir.
Restorasyonlara destek sağlanması yanında, ilgili kamu kuruluşlarına daha aktif görevler düşmektedir.
Örneğin, tarihi yapıların bazılarının mülkiyet haklarının satın alarak, bizzat bu kurumlar tarafından restore edilmesi sağlanmalıdır.
Kültürel miras bilincinin gereği budur...
Binaların giydirilmesi, örnek yapılar oluşturulması değil, eldeki tarihi yapıların kurtarılması öncelikli olmalıdır.
Ünye'de restorasyon faaliyetlerinin yoğunlaşmasından anladığımız budur.
               

03.07.2019 Ünyekent