15 Şubat 2023 Çarşamba

Ünye’de Deprem Riski

 

Ünye’de Deprem Riski

 

Ünye, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde deprem kuşağında bulunan ve deprem riski bulunan yerleşimler arasında yer almaktadır. Bu nedenle, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın devamı niteliğinde olan ve Doğu Anadolu-Güneydoğu Anadolu Hattı’nda gerçekleşen şiddetli depremle doğrudan ilintilidir.

Ünye, Orta Karadeniz’in diğer sahil kentleri Samsun, Sinop ve Ordu gibi Kuzey Anadolu Fay (KAF) hattı bölgesinde, 2-3. deprem bölgesi kuşağında yer almaktadır.

Ünye’nin Kuzey Anadolu Fay hattı üzerinde olması nedeniyle birinci derecede deprem kuşağı içerisinde yer aldığını söylemek mümkündür. Ancak Fay Hattı ile sahil kesini arasında güçlü bir set oluşturan Canik Dağları, hat üzerindeki hareketleri nispeten etkisiz kılmakta, dağın güney kesimi kadar depremlerden etkilenmemektedir.

Bu durum sahil şeridinde büyük bir depremin gerçekleşme ihtimalini zayıflatmakta, ancak ortadan kaldırmamaktadır.


Fay Hattı üzerindeki bağımsız depremlerden sahil kesiminin her zaman risk taşıdığını söylemek mümkündür. Örneğin 27 Kasım 1943, 00.20’de meydana gelen Tosya-Lâdik Depremi 7,2 büyüklüğündedir. Resmi rakamlara göre 4.000 kişinin öldüğü depremden Kastamonu, Sinop ve Samsun il sınırları içinde kalan yerleşimler etkilenmiştir.  


Aynı şekilde Richter ölçeğine göre 7,2 (Moment magnitüd ölçeğine göre 7,9 şiddetindeki 1939 Erzincan depreminde 33.000 kişi öldü. Ünye’de bina yıkımına varan sonuçları oldu.  


20 Aralık 1942’de 17.05'te meydana gelen 7,0 şiddetindeki Niksar-Erbaa depreminde ise 3.000 kişi ölmüştür. Ünye’nin yakın tarihinde hissettiği en şiddetli deprem olması hasebiyle ilçe sınırları içinde mal ve can kaybı meydana gelmiştir. Ünye ile depremin merkez üssü Niksar-Erbaa arası kuş uçumu 85 km’dir.


2023’ün Şubatı’nda yaşanan Gaziantep-Kahramanmaraş Depremi ise, kuş uçumu 500 Km. mesafede olmasına rağmen Ünye’den hissedilmiştir.  

 

6 Şubat 2023 Gaziantep-Kahramanmaraş Depremi

 

6 Şubat gününün ilk saatleri…

Deprem bölgesindekiler gibi kan uykudaydık.

Saatler 04.17’yi gösterdiğinde yatağımdan hafifçe doğrulduğumu hatırlıyorum.

Midemde belli belirsiz bir bulantı…

Kalkıp lavaboya gittim, yüzüme su serptim.

Birkaç yudum su içme gereği duydum.

Mutfaktan oturma odasına geçtim.

Pencereden dışarı baktım.

Deniz, sahil yolu sakindi, her şey yolunda görünüyordu.

Pencere kenarındaki kanepeye oturdum.

Bir müddet sonra kalktım, yeniden yatmayı düşündüm.

Tam o sırada kızım yanıma geldi, “Duydun mu?” dedi…

Doğu’da deprem olmuş...

Kayseri’deki kuzeni paylaşmış bir sosyal medya hesabından…

Televizyonu açınca vahim durumu öğrendik.

O saatten sonra haberlere kitlendik.

Zaman geçtikçe durumun vahameti çığ gibi büyüyordu.

Deprem altında insanlar ne yapıyordu?

Ne yapılmalı, ne yapabiliriz?

Saatler ilerledikçe kayıp haberleri geliyor.

13.24’te bir yandan haberleri izliyoruz ve bir şeyler yemek için mutfaktaydık.

Evin ağır ağır sallanmakta olduğunu hissettik.

Hemen bir hayat üçgeni oluşturup, oracığa çömeldik.

Birbirimize kenetlendik.

500 Km. gibi uzak bir mesafeden hissettiğimiz sallantı bile korkunçtu.

Çaresizdik…

Hepimize korku ve panik hâkimdi.




 

Depremin Merkez Üssü ve Şiddeti

 

AFAD'ın verilerine göre saat 04.17’de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7,7; saat 13.24'te Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.

Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu'nun (USGS) verilerine göre, 9 saat arayla gerçekleşen bu iki deprem ve merkez üsleri sırasıyla Gaziantep'in Şehitkâmil ilçesi 7,8; Kahramanmaraş'ın Ekinözü ilçesi 7,5 büyüklüğündedir.

Sonuçta her iki depremin şiddeti o kadar büyüktü ki, Ünye sallandı…

Sarsıntıyı fark edince, depremin merkez üssünde yaşananları bire bir hissedebiliyorduk.

Neden ilk günden gönüllülerin deprem bölgesine koştuğunu ve yakınlarını enkazdan elleriyle nasıl çıkarmaya çalıştıklarını çok iyi anlıyorduk.

Keşke aynı duyarlığı resmi kurumlar da gösterebilseydi…

Görevliler ilk elden harekete geçip, ilk günden organize olabilselerdi.    

Neyse…

Deprem uzmanlarının “500 yılın birikimi olan bir gerilimin boşalması” dediği bu felakette yaşananları tarih yazacaktır.

Yüzyılın bu büyük felaketinde sözler tükendi…

Ama…

Çare tükenmedi.

Yaralar sarılacak!

Türkiye bu badireyi de atlatacaktır.

Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.

Ülkemiz bu enkazdan çok daha güçlü bir biçimde çıkacak; basiretsiz, liyakatsiz, beceriksiz unsurlardan arınarak yoluna devam edecektir.

 


 15.02.2023, Ünyekent

https://www.unyekent.com/kose-yazilari/unyede_deprem_riski_-3732.html