Suriyeli Sığınmacılar ve Müjde Filmi
“Suriyeli Sığınmacılar” meselesine girmişken, son günlerde sıkça konuşulan “Müjde” adlı bir filmden söz edeceğim.
Alphan Eşeli'nin yönettiği ve senaryosuna da katıldığı
Müjde adlı film, birkaç hafta önce bir internet platformunda yayına girdi.
Başrollerinde Lale
Mansur ve Salim Kechiouche'un
yer alıyor.
Filmdeki rolü yüzünden Lale Mansur sosyal medyada linç
edildi.
Müjde (Lale Mansur), evini taşıttığı Suriyeli bir gence aşık
oluyor ve birlikte yaşamaya başlıyorlar.
Linç edilme sebebi bu…
Filmde Türklerin kötü, Suriyelilerin iyi gösterildiği iddia
ediliyor.
Öte yandan bu film, Türk toplumunun demografik ve sosyal
yapısının “tümden değiştirilmek” istendiği bir aşamada, “bilinçli” bir tasarım
olarak yayına girdiği ileri sürülüyor. Filmdeki çoğu detay, Suriyeli göçmenleri
Türk toplumuna kabul ettirme çabası olarak yorumlanıyor.
Müjde Filminin Detayları
Taşınma işlemi sırasında Suriyelilerle İngilizce iletişim
kurmaya çalışan Müjde, İngilizce bilen Suriyeli sığınmacı Sayyid’le
karşılaşıyor. Bu sahneden hareketle Suriye’den gelenler dil bilen, üniversite
mezunu gibi gösterilmeye çalışılıyor. Sayyid müşfik, çalışkan ve evde yemek
pişiren bir erkek...
Buradan Suriyelilerin hepsi böyledir sonucuna varılabilir
mi?
Said bir istisna olamaz mı?
Aynı sahnede yer alan kavga ve karmaşa durumu, Said’in bir
sonraki gün yara bere içinde gelmesi; Suriyelilerin kendi içindeki çatışmasını
göstermiyor mu?
Said gibi, filmdeki Müjde tiplemesi de toplumumuzda yer alan
kültürlü ama yalnız bir kadın profili olarak fazla rastlanan bir durum
değildir.
Bu ikilinin ilişkisinden hareketle, Suriyelilerin Türklerle
entegrasyonundan bahsetmek ve buradan yeni bir toplum mühendisliğine soyunmak
filmin mantalitesiyle örtüşüyor mu?
Sonuç olarak film umutsuz bir aşk hikayesi…
İyi Suriyeliler ve anlayışsız (linççi) Türkler parametresi
filmin odağına yerleştirilmiş olsa da…
Said tek başına Suriyelileri, linççi Türkler de toplumun
tamamını temsil etmiyor.
45 dakikalık bir filmden hareketle “sığınmacılar” sorununu
yorumlamaya çalışmak, Suriyeli sığınmacılara ait bir haberi tüm sığınmacılara
mal etmek yahut onlara karşı bir hareketi toplumun genel hissiyatıymış gibi
yansıtmak ne derece doğrudur?
Öte yandan sığınmacılar konusu bugün sosyal medyada büyük
bir öfke fırtınası oluşmaktadır ve bu öfkenin sokağa taşması yakındır. Belki bu
gerçekliğe temas ettiği için, filmin “gerçekçi” boyutu olduğunu söylemek
mümkündür.
Sorunun özünde iktidar tarafından belirlenmiş net bir
politikanın olmaması yatmaktadır. Batı’dan alınan teşvik ve yönlendirmeyle bu
işin yürümediğini gören iktidar, bu konuda tam bir açmazın (dilemma) içindedir.[1]
Sanat Eseri Olarak “Müjde”
Yönetmenliğini Alphan
Eşeli’nin yaptığı filmin senaryosu yine Alphan Eşeli, Berkay Öztürk ve
Salih Bozcu tarafından yazılömıştır. Müjde’nin görüntü yönetmenliğini Florent
Herry, kurgusunu Bilal Çakay üstleniyor. Filmin müzik ve ses tasarımı ise Akın
Sevgör’e ait. Filmde ayrıca Burial ve Liana İsmail’e ait olan müzikler de yer
alıyor. Ali Ömer Atay ve Demet Müftüoğlu Eşeli’nin yapımcılığında çekilen
filmin süresi 45 dakika.
Daha önce, 2013’te 1 saat 52 dakikalık “Eve
Dönüş Sarıkamış 1915”adlı filmle ilk uzun metrajlı filmini çeken Eşeli, bu
defa “orta metraj” denen 45 dakikalık filmle çıkıyor seyircinin
karşısına. (Orta metraj, film dünyasında alışık olduğumuz bir uzunluk birimi
değil.)
Yönetmen Eşeli 2015 yılında “Kıyıdakiler” adında bir projede yer aldığını söylüyor. Beş farklı
yönetmenin çektiği kısa filmlerden oluşan bu projede savaştan kaçan Suriyeli
bir anne ile kızının dramını anlatıyor. Bu film için İstanbul’da yaşayan,
savaştan kaçan Suriyelilerle konuşan yönetmen, aralarında kadınlar ve çocukların
da olduğu sığınmacılardan çok etkileniyor. 14 dakikalık kısa film “Küçük Kurşunlar” bu şekilde ortaya
çıkıyor.[2] Bu kadar kapsamlı bir
konuyu o kadar sürede anlatması oldukça zor. Aklının bir yerinde hep Suriye
Savaşı’nı daha geniş anlatan bir film yapmak varmış. 2018 yılında Müjde’yi
yazmaya başlamış.
Müjde filmi aslında Suriye Savaşı’nı anlatan bir dörtlemenin
üçüncü filmi olacakmış. Projenin yalnızca Türkiye’de geçen bölümü Müjde’dir. Prodüksiyon
şartları ve imkânlar neticesinde dörtlemede ilk bu film çekiliyor.
Filmin IMDB puanı da ilginç; 10 üzerinden 1,1.
İnternet üzerinden kayıtlı katılımcıların puan verdiği IMDB
(İnternet Movie Database) dünyanın en büyük film bilgi bankası bilinir.
Yönetmenin önceki filmi “Eve Dönüş Sarıkamış 1915” ise, 7.1 puanla epey olumlu
bir puan almışken,[3]
Müjde’nin dibe vurması anlaşılır gibi değil.
Eleştirinin Eleştirisi
Sosyal medyada bu yapımın bu kadar hırpalanması, belki de Lale Mansur gibi bir ismim başrole
seçilmesinin sonucudur.
2010 yılında “yetmez ama evet”i savunan, Atatürkçüleri
tutucu olarak tanımlayan biri olduğu hatırlanıyor.
Film için: “Tamamen Türk düşmanlığı üzerine kurulmuş”,
“Bütün olumlu özellikler Suriyelilerde toplanırken, Türklerle ilgili bir tane
bile olumlu yönden bahsetmiyor.” deniyor.
Türk bayrağının ortaya çıktığı sahneyi izlerken, Lale Mansur’un
bayrak açıklaması akıllara geliyor:
“İç çamaşırı gibi balkonlara, camlara neden bayrak asılır.”[4]
Ve sair, ve sair...
Suriyeli sığınmacılar konusunda bunca haklı argüman varken,
“Suriyelilerin ‘Müjde’si Lale Mansur” başlığıyla yapılan eleştiriler maalesef
ölçüyü kaçırıyor. Bir film eleştirisi olmaktan çıkıp, ırkçılık temelinde
şekillenen komplocu bir parodiye dönüşüyor.
Sonuçta 40 dakikalık Müjde filmiyle Türkün olmadığı,
laikliğin olmadığı bir ülke yaratılmak istendiği sonucuna varılıyor.
18.05.2022,
Ünyekent
http://www.unyekent.com/yazi/3226-suriyeli-siginmacilar-ve-mujde-filmi.html
[1] Gelinen
noktada iktidarın tavrı; Erdoğan’ın MÜSİAD toplantısında belirttiği gibi iki
ana başlık altında toplanıyor: 1- Ucuz iş gücü olarak “işe yarayan” kesim
gönderilmeyecek, 2- Arta kalan kesimden bir milyon kadarı “gönüllü” olarak ülkesine
gönderilecek.
[2] Küçük Kurşunlar, Srebrenica katliamında
vurulan dört yaşında bir çocuğun ölmeden önce annesine sorduğu sorudur: “Çocukları
küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?”