12 Temmuz 2023 Çarşamba

Göçmen Sorunu II



 

Göçmen Sorunu II


Resmî kayıtlara göre, Türkiye'de 24 Mart 2022 tarihi itibarıyla toplam 3 milyon 754 bin 591 Suriyeli bulunmaktadır. Mülteciler Derneği’nin 24.05.2023 tarihli bülteninde yer alan bu bilgi, ülkemizde kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısıdır.

Bu sayı sadece kayıtlı Suriyelileri yansıtıyor, kayıt dışı kaç Suriyeli olduğu bilinmiyor. Türkiye'de ayrıca, Afgan, Irak, İran dâhil çok sayıda ülkeden göçmen bulunuyor.

Türkiye'de bugün toplamda 10 milyondan fazla mülteci olduğunu ileri sürülüyor. Bu sayıyı “abartılı” bulanlar olsa da, şu gerçeği vurgulamakta yarar var:

Ülkemiz dünyada bugün en fazla göçmen nüfusu barındıran ülkeler sıralamasında ilk sıradadır.  

Neden sığınmacı nüfusun en fazla olduğu ülke Türkiye?

Aslında sığınmacılar Batı ülkelerini tercih ediyor.

Ama zengin Avrupa ülkeleri kendilerinin belirledikleri çok az sayıda göçmeni, özellikle de Suriyelileri ülkelerine kabul ediyor.

“Göçmenler Türkiye’de kalsın, bize gönderilmesin” diyerek, ülkemizi parasal yönden destekleyeceklerini taahhüt ediyorlar.

Böylece ülkemiz son yıllarda sayıları milyonlarla ifade edilen sığınmacı akınına uğruyor.   

 

Lübnan Örneğinden Pakistan’a

 

Bir önceki yazımızda Lübnan’ın nasıl göçmen akınına uğradığını anlattık.

Lübnan’ın bozulan demografik yapısına ve Lübnan iç savaşına değindik…

Görünen o ki, Lübnan’ın karşı karşıya kaldığı demografik işgal bizde de çoktan başlamış… Uluslararası sermayenin tahakkümü altındaki Türkiye’de (buna emperyalizmin yeni sömürgecilik sistemi de diyebiliriz), hassas olan dengelerin hızla bozulduğuna tanık oluyoruz. Ülkemizdeki demografik yapının değişimine paralel olarak, siyasi ve ekonomik buhran derinleşiyor.

Halkımızın bir kısmı “din kardeşi” olarak gördüğü sığınmacıları destekliyormuş gibi görünürken, onları istemeyen kesim “milliyetçilik” bayrağı altında tepki gösteriyor.

Türkiye bugün dünyanın en sorunlu göçmen nüfusuna sahip bir ülkedir.

6 milyonluk Lübnan, 10 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle bir iç savaş yaşadı, iflas etti ve çok büyük yaralar aldı.

Yakın tarihte Lübnan gibi mülteci akınına uğrayan bir başka ülke Pakistan’dır.

 

Pakistan’da Neler Oldu?

 

Etnik ve dini mülahazalarla koptuğu Hindistan’la yıllarca sınır savaşı sürdüren Pakistan, Endonezya’dan sonra en fazla Müslüman nüfusa sahip ülkedir. Birleşik Krallık’tan bağımsızlığını ilan ettiği 1947 yılından da önce, 1919’da Türk Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen Pakistanlılar olmuştu. Muhammed İkbal önderliğinde ordumuza para yardımı yapmışlar ve bu para Büyük Taarruz’da hem de Sakarya ve çevresinin yeniden kalkınmasında kullanılmış, kalan miktar ise İş Bankası’nın kuruluş sermayesi olmuştu. Abdurrahman Peşaveri, Milli Mücadeleye şahsen katılıp birçok "diplomatik" temasta görev almış, o dönemde kurulan Anadolu Ajansı’na muhabir olmuştu.

1947’de Pakistan’ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra diplomatik ilişkinin kurulduğu ülkeler arasında ilk sıra Türkiye Cumhuriyeti’ne verilmişti…

Bir zamanlar uzay yarışıyla gündeme gelen Pakistan, 1979'da Sovyetlerin Afganistan’a müdahalesinin ardından tüm dinamizmini yitirdi. Sebep Afgan hükümetinin çağrısı üzerine, Pakistan’ın 4,5 milyona yakın Afgan sığınmacıyı kabul etmesiydi...

Bu kararın alınmasında ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA)’nın, Pakistan üzerinden yaklaşık üç milyar dolarlık "eğit-donat" programı etkili oldu. Sovyet işgaline karşı İslami savaşçılar, Pakistan ordusu ve İstihbarat Teşkilatı (ISI) tarafından eğitildi.

Böylece Pakistan sınırı kolaylıkla geçen binlerce teröristin yuvalandığı komşu ülke durumuna geldi. Pakistan, radikal savaşçılar için bir eğitim ve lojistik destek üssü oldu, silah ve para kaynağı, ABD ve bazı Arap ülkeleriydi.

1989'da Sovyetler Afganistan’dan çekilince, Pakistan’ın eğittiği El Kaide başta olmak üzere ülkedeki tüm terörist unsurlar dünyanın başına bela oldu. Pakistan’ın beslediği ve komşusu Afganistan’a gönderdiği terör şebekeleri, kendisini ve ABD’ni vuran bir canavara dönüştü.

Sığınmacılar Pakistan’da etkili bir güce ulaştı ve ülkede şeriat istemeye başladı. Afganistan’da savaşmak üzere eğittiği bu unsurlar; Pakistan’ı, etnik ve mezhep çatışmalarının süreklilik kazandığı, toplumda derin bölünmelerin yaşandığı bir ülke konumuna getirdi. Pakistan toplumu ve medyası radikalleşti. Siyasi İslamcılık, Pakistan ordusunda ve diğer devlet kurumlarında yaygınlaştı. 1980''lerde Hindistan'la yarışan ve nükleer güç sahibi Pakistan, bir daha istikrar yüzü göremedi.

Sığınmacılar için, Birleşmiş Milletler (BM) ve bazı İslam ülkeleri tarafından Pakistan'a önemli bir ekonomik destek sağlandı. Pakistanlı mülteci uzmanı Cavit Sıddıki, ülkedeki mülteciler tarafından organize edilen suçlar ve terör faaliyetleri nedeniyle sosyal hayatın tehdit altına girdiğini belirtti. Sıddıki, mültecilerin Pakistan’da sosyal hayatı zedelediğinin tam olarak farkına varılmasının 30 yıl sürdüğünü söyledi. (Sözcü Gazetesi, 17 Nisan 2022)

Ama artık iş işten geçmişti.




 

Suriye’de Sona Doğru

 

Yakındoğu’da sığınmacılar eliyle bölüp parçalan son ülke Suriye oldu. Suriye'de terör örgütleri eliyle adeta bir terör devletçiği yaratıldı. “Arap Baharı” söylemiyle dalga dalga derinleştirilen karmaşa Tunus, Libya ve Mısır üzerinden Suriye’ye gelip dayandı. Rusya’nın desteğiyle ayakta kalmayı başaran Suriye, bu arbededen derin yara aldı. Nüfusun önemli bir kısmı ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Sığınmacıların önemli bir bölümü Türkiye’ye geldi.     

Quantum Fonu Grubu'nun baş yatırım danışmanı George Soros: “Göçmenler Avrupa ülkelerine gelmesin, çünkü demografik yapıyı bozar ama Türkiye'de kalırlarsa demografik yapıyı bozmazlar, finans desteği sağlanır.” demektedir.

Avrupa Birliği ülkeleri seçerek çok az sayıda Suriyeli aldı, fazla Suriyeli sığınmacı istemiyor. Körfez ülkeleri, Suriyeli sığınmacı kabul etmiyor. Yaklaşık olarak Almanya 532 bin, İsveç 114 bin, Avusturya 53 bin, Kanada 54 bin, Yunanistan 36 bin, ABD 33 bin, Hollanda 33 bin, Danimarka 20 bin, İsviçre 20 bin, İngiltere 20 bin, Fransa 19 bin, Bulgaristan 18 bin Suriyeli sığınmacı kabul etti.

 

Göçmen Sorununun Öteki Yüzü

 


Bodrum'da 14 kişinin bulunduğu fiber teknenin 2 Eylül 2015'te batması sonucu Suriyeli Alan bebeğin de arasında olduğu 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayda, minik Alan'ın cansız bedeni Akyarlar Mahallesi'ndeki Fenerburnu Sahili'ne vurdu.

Kıyıya vuran cansız bedeniyle dünyayı derinden sarsan Alan bebeğin ölümünün üzerinden yıllar geçse de acısı yüreklerdeki tazeliğini koruyor.

Üzücü olayın ardından basına ve kamuoyuna adı "Aylan bebek" olarak yansıyan Alan bebek, her yıl 2 Eylül'de Fenerburnu Sahili'nde anılıyor.

Alan bebeğin sahile vuran cansız bedeninin görüntüleri, Suriye'deki savaşın korkunç yüzünü bir kez daha ortaya koymuş, uluslararası toplumun da mülteci sorununa dikkatini çekmişti.


 

Sonuç

 

Türkiye, dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan bir ülke durumundadır... Göç İdaresi Başkanlığı’nın açıkladığı resmi verilere göre Türkiye'deki kayıtlı yabancı sayısı toplam 4 milyon 990 bin 663. Aslında ülkemiz göçmenlerin geçici iskân ettiği bir ara konak konumundadır. Esas hedefleri Avrupa’ya göç etmektir. Ancak Batı ülkeleri kendi belirlediği, sınırlı sayıda göçmene izin vermektedir.

Türkiye’nin ise belirlenmiş bir göçmen politikası yoktur. Gelenleri düzenli biçimde iskân etmesi, beklentilerini karşılaması olası değildir.

Bazı çevrelere göre ülkemizde 10 ya da 13 milyon sığınmacı bulunmaktadır. Sınırlarımız kevgire dönmüş, ipini koparan soluğu Türkiye’de almaktadır. Ülkemizde demografik yapı hızla bozulmaya başlamış, Lübnan’da, Pakistan’da yaşanan sürece benzer bir durum yaşanmaktadır.

Kimilerine göre artık Türkiye’nin işgaline dur deme zamanıdır.

Yeni İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “düzensiz göçle mücadele” ettikleri beyanı, konunun vahametini ortaya koymaktadır.  



 

 

Yararlanılan Kaynaklar:

 

Mülteciler Derneği: https://multeciler.org.tr

Anadolu Ajansı: Gündem, Ali Ballı, 02.09.2021, Göçmen Dramı

Naim Babüroğlu, Göçmen sorunu Türkiye'yi nereye götürür? 15 Mart 2023, Yeniçağ

Atilla D. Yerlikaya, Cive Pakistan, Kırmızı Kedi Yay. 2019

Sahib Ramazanov, Afganistan’da Taliban Yönetimi ve Bölgeye Etkileri (Pakistan Ülke Örneği İncelemesi) (Derleme Çalışması), Son Çağ Yay. 2022

Habbab Çetin Akdeniz, Guantanamo Pakistan, Ark Kitap, 2012

 

 

12.07.2023, Ünyekent