Ünye’deki Azınlık Okulları
II. Abdülhamit dönemine ait Yıldız Sarayı Fotoğraf arşivinde, 1880’li yılların panoramik bir Ünye fotoğrafında yer alan gayrimüslimlere ait bir okulun kulesi görünmektedir. 1900’lü yılların başında yine bir Ünye kartpostalında, aynı okulun olduğunu tahmin ettiğimiz bir kule yer almaktadır.
Görsel bir
yanılgıya uğramıyorsak, fotoğrafta görünen azınlık okullarının Ünye’de o
dönemde Rum ve Ermeni nüfusun yoğun olduğu bir mahallede yer alması tesadüf
değildir. 1902 Servet-i Fünun Dergisi ve Osmanlı Salnameleri gibi yazılı
belgelerde yer alan Ünye’nin mevcut eğitim kurumlarının bir kısmı azınlıklara
ait okullardır. Ünye bu yıllarda misyoner okullarına eğitimci (öğretmen)
sağlayan bir uç istasyon durumundadır. (Ayrıntılı bilgi için bkz. geçen
haftaki Ünye Kent Gazetesi; “Misyoner Okulları ve Ünye” başlıklı
yazımız.)
1902 Tarihli Servet-i Fünun Dergisi
22 Temmuz
1320 (1902) tarihli Servet-i Fünun Dergisi'nin kapağında Ünye fotoğrafı
bulunmakta ve iç sayfalarında Ünye’ye ilişkin şu bilgiler yer almaktadır:
“Tekmil-i
kaza dâhilinde 67 cami, 15 mescit, 9 medrese,, 1 tekye, 15 kilise, 1 mekteb-i
rüşdiye ve iptidai derecesinde olan 102 İslâm ve 5 Rum ve 15 Ermeni mektepleri
ve 10.651 hane, 21 han, 158 mağaza, 472 dükkan, 2.236 fırın, 48 kahvehane, 2
gazino, 612 değirmen, 4 hamam, 25 su hızarı, 7 tane kiremithane, 17 taş ocağı,
4 kireç fırını, 1 kütüphane, 1 ecza hane, 3 debbağ hane, 1 selhhane [hayvan
kesilip yüzülen yer, mezbaha; Osmanlıcada yazılışı: “selh-hane”dir ve bu kelime
galat olarak, "salhane" şeklinde kullanılır], 2 meyhane, 2 rakı
fabrikası, 1 hükümet dairesi, 1 depo ve beledi daireleri vardır. Bunlardan 6
cami, 5 mescit, 1 medrese, 1 tekye, 3 kilise, 17 mekteb-i iptidai, 2007 hâne, 2
han, 157 mağaza, 370 dükkan, 21 fırın, 46 kahvehâne, 2 gazino, 3 değirmen, 4
hamam ile kütüphane, eczane, selhhane, kiremithane, debbağ hane, meyhaneler,
rakı fabrikaları, hükümet dairesi ile depo, liman ve belediye daireleri nefs-i
kasabada olup, kusuru kazaya mülhak karyeleri ile Karakuş nahiyesi
dâhilindedir.” (Akt. Osman Doğan, “Tarih Boyunca Ünye”, Ünye Belediyesi Kültür
Yay. 2003, s. 277)
Servet-i
Fünun Dergisi’nin Ünye’ye ayrılan bu özel sayısında, Ünye’nin nüfus dağılımı,
etnik yapısı ve okulları hakkında önemli bilgiler yer almaktadır. Ünye kasabası
ve merkeze bağlı olan yerleşimlerde 5 Rum ve 15 Ermeni mektebinden söz
edilmektedir.
Daha
önceki bir döneme ait bir belgede ise; “Ünye kasabasında 1 bab mekteb-i rüşdiye
olup doksan şakirdanı olduğu, kaza dâhilinde 85 mekatib-i ibtidaiyede 973
öğrenci bulunduğu” kayıtlıdır. (1888 Tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesi, c. 13,
s. 291-292)
Ünye’de Eğitim Kurumları
Ünye kasabası ve bağlı yerleşimlerde (günümüzün Akkuş ilçesi “Karakuş” nahiyesi dâhil) ülke geneline göre oldukça iyi durumdadır. Kasaba genelinde yoğunluk teşkil eden azınlık nüfustan dolayı, Tanzimat sonrası azınlık okullarının atağa kalktığı, nicelik ve nitelik bakımından geliştikleri gözlemlenmektedir. Özellikle 17. Yüzyılda Ünye ve civarında iskân edilen Ermeni nüfusun 18. Yüzyıl sonunda 15 okula sahip olduğu, Rumların ise daha çok kasaba merkezinde yere alan 5 okulu bulunduğu bilinmektedir.
Osmanlı
imparatorluğunda yaşayan gayrimüslimler, Türk-İslâm nüfus gibi kendi dinlerini
ve kültürlerini devlet güvencesi altında gerçekleştirme hukukuna sahiptir.
İstanbul’un
fethiyle beraber Rumlara, Patrik adı verilen bir ruhani reisin başkanlığında
cemaat halinde yaşama hakkı verilmiş, böylece bu cemaate din, dil, gelenek ve
göreneklerinde tamamen serbest hareket etme hakkı tanınmıştır.
Batılılaşmanın
ilk somut adımı kabul edilen, 3 Kasım 1839'da Sultan Abdülmecid döneminde
Hariciye Nazırı Koca Mustafa Reşid Paşa tarafından okunan Tanzimat Fermanı’yla
gayrimüslimlere yeni haklar tanınmıştır. Kendi ibadethanelerini (kilise) inşa
edebilme yanında eğitim kurumlarını da istedikleri gibi oluşturma hakkına sahip
oldular. Kimi ruhban okulları ve dini müfredata dayalı okullar bu dönemde
çoğaldı. Harvard’dan profesör düzeyinde eğitimciler gönderilerek, bu dönemde
Osmanlı toprağının dört bir yanına yayılmış Amerikan okullarında eğitim vermeye
başladılar.
Ünye’deki
azınlık okulları da Merzifon’daki Amerikan okullarıyla bağlantılı “uç istasyon”
durumundaydı.
Çömlekçi Mahallesi’ndeki Kız Hıristiyan Okulu
1880’li yılların Yıldız Sarayı Arşivlerinde yer alan Ünye fotoğrafında ve 1900’lü yılların başında bir Ünye kartpostalında, bir kule silueti görülmektedir. Çömlekçi Mahallesi’ndeki bu kulenin bir Hıristiyan kız okuluna ait olduğunu zannediyoruz. Rum Mahallesi olarak bilinen bu mevkide “Kızlar Manastırı” olduğu biçiminde yorumlar bulunmaktadır.
Kanımızca
bu okul, “kızlar manastırı” değildir. Hıristiyan müfredatının ağırlıkta olduğu
bir kız okuludur. Manastır, belli bir tarikatın çalışma, eğitim ve ibadetlerini
tamamen bağlı oldukları dine özgü, toplumdan ayrı bir şekilde, cemaat halinde
yaşayabilmelerini temin maksadıyla düzenlenmiş olan yapı, ya da yapılar
topluluğudur.
Ayrıca
manastır, keşişlerin hayatlarının tefekkür ve amel boyutlarına hizmet eden bir
fiziksel bir ortamı ifade eder. Dönem ve coğrafî konumunun şartlarını dikkate
almadan tasarımından inşasına bir sürekliliğe sahiptirler. Mimari yapıları,
bağlı oldukları tarikata göre biçimsel farklılıklar gösterir ki, bu yönüyle
daimî bir tecrübeyi de ortaya koyarlar. Doğu Karadeniz’deki Sümela Manastırı,
özgün konumuyla bu konuda önemli bir örnektir.
Keşişlerin
yanı sıra rahibelerin de yer aldığı manastırlar, misyonerlik faaliyetlerinde
önemli bir yer tutar. Yalnızca Meksika’da, 16. yüzyılda yaklaşık 60 manastır
inşa edildiği belirtilmektedir. (Bkz. Manastır Mimarîsi Üzerine - Karen
Kingsley)
Bursa Toplantısı ve Cumhuriyet Eğitimi
Azınlık ve yabancı mektepleri Meşrutiyet Devri’nde de önemli gelişmeler sağlamışlardır. Bu mektepler hükümetlerin kontrolünden uzak oldukları için serbestçe çoğalıyorlar, dini eğitimde yoğunlaşmalarının yanı sıra beşeri ve fenni alanda modern bir eğitime yönelmişlerdi. Rüştiyelere ise 1867’de ilk kez gayrimüslimler alınmaya başlanmıştır. Islahat Fermanı’nda kendilerine tanınan istedikleri her okula girme hakkını, 93 Harbi’nden sonra -ihanet ederek- kötüye kullandıkları için askeri okullar gayrimüslimlere kapatılmıştır. Diğer okullar için böyle bir kısıtlama söz konusu değildir. 1886’da Rum cemaatinden bir paşanın başkanlığında bir “Mekâtib-i gayrimüslime ve ecnebiye müfettişliği” kurulmuştur. Bu müfettişlik kurumu gayrimüslimlerin okullarını denetlemekle görevlidir. (Ünal Taşkın, 1317 (1899-1900) Maarif Salnamesi’ne Göre Trabzon Vilayetinda Eğitim Kurumları, 2009 Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi.)
Her ne kadar azınlık mekteplerindeki
kaliteli eğitimden Osmanlı eğitim kurumları etkilense de, son dönemde Osmanlı mekteplerinin
eğitim kalitesi iyice düşmüş durumdadır. Yabancı okullarla rekabet beşeri ve
müsbet ilimlerde değil, daha çok dini alanda kendini göstermeye başlamıştır.
Cumhuriyet döneminde durum değişti.
Cumhuriyet eğitimi, yeni yönetiminin önem verdiği konuların başında geldi. Eğitim
konusu, 17 Şubat 1923 günü başlayan İzmir İktisat Kongresi’nde tartışılan ekonomik
sorunlar kadar önemliydi. Cumhuriyetin ilanından bir yıl önce Mustafa Kemal’in 27 Ekim 1922’de
gerçekleştirdiği Bursa Toplantısı
eğitim konusuna verilen önemi vurgulamaktaydı.
Mustafa
Kemal, İstanbul’dan gelen kalabalık bir öğretmen topluluğuna hitaben; “Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve
eğitim ordusunun zaferi için yalnızca ortam hazırladı. Gerçek zaferi siz
kazanacak, yaşatacak ve kesinlikle başarıya ulaştıracaksınız. Ben ve bütün
arkadaşlarım sarsılmaz bir inançla sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız
engelleri kıracağız” demiştir. (Yalçın
Kaya, “Bozkırdan Doğan Uygarlık-Köy Enstitüleri” 1.Cilt, Tiglat Matbaacılık
A.Ş., İstanbul-2001, sf.39)
3 Mart 1924’te çıkarılan Öğretim Birliği (tevhid-i tedrisat)
yasası ve ardından başlatılan eğitim seferberliğiyle eğitimde önemli bir
merhale katedildi. Azınlık ve Yabancı okullarının çoğu işlevsiz kaldı;
kapatıldı yahut Maarif Vekaleti’ne (Milli Eğitim Bakanlığı) bağlandı. Ruhban
okulları ise bağlı oldukları dini cemaatin faaliyetiyle sınırlı kaldı.
İzmir Amerikan Koleji, İstanbul
Robert Koleji, İtalyan ve Fransız kolejleri gibi bazı okullar, verdiği laik ve
çağdaş eğitimle halen varlığını sürdürmektedir.
Ünyekent, 02.03.2022
http://www.unyekent.com/yazi/3036-unye-deki-azinlik-okullari.html