2 Mart 2022 Çarşamba

Ünye’deki Azınlık Okulları


Ünye’deki Azınlık Okulları

 

 II. Abdülhamit dönemine ait Yıldız Sarayı Fotoğraf arşivinde, 1880’li yılların panoramik bir Ünye fotoğrafında yer alan gayrimüslimlere ait bir okulun kulesi görünmektedir. 1900’lü yılların başında yine bir Ünye kartpostalında, aynı okulun olduğunu tahmin ettiğimiz bir kule yer almaktadır.

Görsel bir yanılgıya uğramıyorsak, fotoğrafta görünen azınlık okullarının Ünye’de o dönemde Rum ve Ermeni nüfusun yoğun olduğu bir mahallede yer alması tesadüf değildir. 1902 Servet-i Fünun Dergisi ve Osmanlı Salnameleri gibi yazılı belgelerde yer alan Ünye’nin mevcut eğitim kurumlarının bir kısmı azınlıklara ait okullardır. Ünye bu yıllarda misyoner okullarına eğitimci (öğretmen) sağlayan bir uç istasyon durumundadır. (Ayrıntılı bilgi için bkz. geçen haftaki Ünye Kent Gazetesi; “Misyoner Okulları ve Ünye” başlıklı yazımız.)


 1902 Tarihli Servet-i Fünun Dergisi

 

22 Temmuz 1320 (1902) tarihli Servet-i Fünun Dergisi'nin kapağında Ünye fotoğrafı bulunmakta ve iç sayfalarında Ünye’ye ilişkin şu bilgiler yer almaktadır:

“Tekmil-i kaza dâhilinde 67 cami, 15 mescit, 9 medrese,, 1 tekye, 15 kilise, 1 mekteb-i rüşdiye ve iptidai derecesinde olan 102 İslâm ve 5 Rum ve 15 Ermeni mektepleri ve 10.651 hane, 21 han, 158 mağaza, 472 dükkan, 2.236 fırın, 48 kahvehane, 2 gazino, 612 değirmen, 4 hamam, 25 su hızarı, 7 tane kiremithane, 17 taş ocağı, 4 kireç fırını, 1 kütüphane, 1 ecza hane, 3 debbağ hane, 1 selhhane [hayvan kesilip yüzülen yer, mezbaha; Osmanlıcada yazılışı: “selh-hane”dir ve bu kelime galat olarak, "salhane" şeklinde kullanılır], 2 meyhane, 2 rakı fabrikası, 1 hükümet dairesi, 1 depo ve beledi daireleri vardır. Bunlardan 6 cami, 5 mescit, 1 medrese, 1 tekye, 3 kilise, 17 mekteb-i iptidai, 2007 hâne, 2 han, 157 mağaza, 370 dükkan, 21 fırın, 46 kahvehâne, 2 gazino, 3 değirmen, 4 hamam ile kütüphane, eczane, selhhane, kiremithane, debbağ hane, meyhaneler, rakı fabrikaları, hükümet dairesi ile depo, liman ve belediye daireleri nefs-i kasabada olup, kusuru kazaya mülhak karyeleri ile Karakuş nahiyesi dâhilindedir.” (Akt. Osman Doğan, “Tarih Boyunca Ünye”, Ünye Belediyesi Kültür Yay. 2003, s. 277)

Servet-i Fünun Dergisi’nin Ünye’ye ayrılan bu özel sayısında, Ünye’nin nüfus dağılımı, etnik yapısı ve okulları hakkında önemli bilgiler yer almaktadır. Ünye kasabası ve merkeze bağlı olan yerleşimlerde 5 Rum ve 15 Ermeni mektebinden söz edilmektedir.

Daha önceki bir döneme ait bir belgede ise; “Ünye kasabasında 1 bab mekteb-i rüşdiye olup doksan şakirdanı olduğu, kaza dâhilinde 85 mekatib-i ibtidaiyede 973 öğrenci bulunduğu” kayıtlıdır. (1888 Tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesi, c. 13, s. 291-292)

 

Ünye’de Eğitim Kurumları

 Ünye kasabası ve bağlı yerleşimlerde (günümüzün Akkuş ilçesi “Karakuş” nahiyesi dâhil) ülke geneline göre oldukça iyi durumdadır. Kasaba genelinde yoğunluk teşkil eden azınlık nüfustan dolayı, Tanzimat sonrası azınlık okullarının atağa kalktığı, nicelik ve nitelik bakımından geliştikleri gözlemlenmektedir. Özellikle 17. Yüzyılda Ünye ve civarında iskân edilen Ermeni nüfusun 18. Yüzyıl sonunda 15 okula sahip olduğu, Rumların ise daha çok kasaba merkezinde yere alan 5 okulu bulunduğu bilinmektedir.

Osmanlı imparatorluğunda yaşayan gayrimüslimler, Türk-İslâm nüfus gibi kendi dinlerini ve kültürlerini devlet güvencesi altında gerçekleştirme hukukuna sahiptir.

İstanbul’un fethiyle beraber Rumlara, Patrik adı verilen bir ruhani reisin başkanlığında cemaat halinde yaşama hakkı verilmiş, böylece bu cemaate din, dil, gelenek ve göreneklerinde tamamen serbest hareket etme hakkı tanınmıştır.

Batılılaşmanın ilk somut adımı kabul edilen, 3 Kasım 1839'da Sultan Abdülmecid döneminde Hariciye Nazırı Koca Mustafa Reşid Paşa tarafından okunan Tanzimat Fermanı’yla gayrimüslimlere yeni haklar tanınmıştır. Kendi ibadethanelerini (kilise) inşa edebilme yanında eğitim kurumlarını da istedikleri gibi oluşturma hakkına sahip oldular. Kimi ruhban okulları ve dini müfredata dayalı okullar bu dönemde çoğaldı. Harvard’dan profesör düzeyinde eğitimciler gönderilerek, bu dönemde Osmanlı toprağının dört bir yanına yayılmış Amerikan okullarında eğitim vermeye başladılar.

Ünye’deki azınlık okulları da Merzifon’daki Amerikan okullarıyla bağlantılı “uç istasyon” durumundaydı.

 

Çömlekçi Mahallesi’ndeki Kız Hıristiyan Okulu     

 1880’li yılların Yıldız Sarayı Arşivlerinde yer alan Ünye fotoğrafında ve 1900’lü yılların başında bir Ünye kartpostalında, bir kule silueti görülmektedir. Çömlekçi Mahallesi’ndeki bu kulenin bir Hıristiyan kız okuluna ait olduğunu zannediyoruz. Rum Mahallesi olarak bilinen bu mevkide “Kızlar Manastırı” olduğu biçiminde yorumlar bulunmaktadır.

Kanımızca bu okul, “kızlar manastırı” değildir. Hıristiyan müfredatının ağırlıkta olduğu bir kız okuludur. Manastır, belli bir tarikatın çalışma, eğitim ve ibadetlerini tamamen bağlı oldukları dine özgü, toplumdan ayrı bir şekilde, cemaat halinde yaşayabilmelerini temin maksadıyla düzenlenmiş olan yapı, ya da yapılar topluluğudur.  

Ayrıca manastır, keşişlerin hayatlarının tefekkür ve amel boyutlarına hizmet eden bir fiziksel bir ortamı ifade eder. Dönem ve coğrafî konumunun şartlarını dikkate almadan tasarımından inşasına bir sürekliliğe sahiptirler. Mimari yapıları, bağlı oldukları tarikata göre biçimsel farklılıklar gösterir ki, bu yönüyle daimî bir tecrübeyi de ortaya koyarlar. Doğu Karadeniz’deki Sümela Manastırı, özgün konumuyla bu konuda önemli bir örnektir.

Keşişlerin yanı sıra rahibelerin de yer aldığı manastırlar, misyonerlik faaliyetlerinde önemli bir yer tutar. Yalnızca Meksika’da, 16. yüzyılda yaklaşık 60 manastır inşa edildiği belirtilmektedir. (Bkz. Manastır Mimarîsi Üzerine - Karen Kingsley)

 

Bursa Toplantısı ve Cumhuriyet Eğitimi

Azınlık ve yabancı mektepleri Meşrutiyet Devri’nde de önemli gelişmeler sağlamışlardır. Bu mektepler hükümetlerin kontrolünden uzak oldukları için serbestçe çoğalıyorlar, dini eğitimde yoğunlaşmalarının yanı sıra beşeri ve fenni alanda modern bir eğitime yönelmişlerdi. Rüştiyelere ise 1867’de ilk kez gayrimüslimler alınmaya başlanmıştır. Islahat Fermanı’nda kendilerine tanınan istedikleri her okula girme hakkını, 93 Harbi’nden sonra -ihanet ederek- kötüye kullandıkları için askeri okullar gayrimüslimlere kapatılmıştır. Diğer okullar için böyle bir kısıtlama söz konusu değildir. 1886’da Rum cemaatinden bir paşanın başkanlığında bir “Mekâtib-i gayrimüslime ve ecnebiye müfettişliği” kurulmuştur. Bu müfettişlik kurumu gayrimüslimlerin okullarını denetlemekle görevlidir. (Ünal Taşkın, 1317 (1899-1900) Maarif Salnamesi’ne Göre Trabzon Vilayetinda Eğitim Kurumları, 2009 Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi.)

Her ne kadar azınlık mekteplerindeki kaliteli eğitimden Osmanlı eğitim kurumları etkilense de, son dönemde Osmanlı mekteplerinin eğitim kalitesi iyice düşmüş durumdadır. Yabancı okullarla rekabet beşeri ve müsbet ilimlerde değil, daha çok dini alanda kendini göstermeye başlamıştır. 

Cumhuriyet döneminde durum değişti. Cumhuriyet eğitimi, yeni yönetiminin önem verdiği konuların başında geldi. Eğitim konusu, 17 Şubat 1923 günü başlayan İzmir İktisat Kongresi’nde tartışılan ekonomik sorunlar kadar önemliydi. Cumhuriyetin ilanından bir yıl önce Mustafa Kemal’in 27 Ekim 1922’de gerçekleştirdiği Bursa Toplantısı eğitim konusuna verilen önemi vurgulamaktaydı.

Mustafa Kemal, İstanbul’dan gelen kalabalık bir öğretmen topluluğuna hitaben; “Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve eğitim ordusunun zaferi için yalnızca ortam hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacak, yaşatacak ve kesinlikle başarıya ulaştıracaksınız. Ben ve bütün arkadaşlarım sarsılmaz bir inançla sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız” demiştir. (Yalçın Kaya, “Bozkırdan Doğan Uygarlık-Köy Enstitüleri” 1.Cilt, Tiglat Matbaacılık A.Ş., İstanbul-2001, sf.39)

3 Mart 1924’te çıkarılan Öğretim Birliği (tevhid-i tedrisat) yasası ve ardından başlatılan eğitim seferberliğiyle eğitimde önemli bir merhale katedildi. Azınlık ve Yabancı okullarının çoğu işlevsiz kaldı; kapatıldı yahut Maarif Vekaleti’ne (Milli Eğitim Bakanlığı) bağlandı. Ruhban okulları ise bağlı oldukları dini cemaatin faaliyetiyle sınırlı kaldı.

İzmir Amerikan Koleji, İstanbul Robert Koleji, İtalyan ve Fransız kolejleri gibi bazı okullar, verdiği laik ve çağdaş eğitimle halen varlığını sürdürmektedir.

 

Ünyekent, 02.03.2022

http://www.unyekent.com/yazi/3036-unye-deki-azinlik-okullari.html