7 Şubat 2023 Salı

Anadolu’da Tarım


Anadolu’da Tarım

 

 Tarihin akışını üç önemli devrim şekillendirdi, diyor Harari; “Yaklaşık 70 bin yıl önce başlayan Bilişsel Devrim, 12 bin yıl önce bunu hızlandıran Tarım Devrimi ve tarihi sona erdirip bambaşka bir şeyi başlatabilecek yalnızca 5 bin yıl önce başlayan Bilimsel Devrim.[1]

70 bin yıl önce insan, kendi benzeri olan insansılardan (primatlar) net olarak ayrışmış ve modern insanın atası sayılan homo sapiens, akıllı yaratık olarak ortaya çıkmıştır. Harari bu evreyi Bilişsel Devrim olarak nitelendiriyor. 

12 bin yıl önce yani MÖ. 10 binden sonra Holosen[2] ile artan hava sıcaklığı ve değişen iklim koşulları hızla Önasya’da ve Anadolu’da etkili olmaya başlıyor. İşte bu dönemde insan toprağa yerleşiyor ve tahılları evcilleştiriyor. Bu evreye de Gordon Childe’ın deyimiyle Neolitik Devrim yahut Harari gibi Tarım Devrimi diyoruz.

 

İlk Tarımsal Yapılar

Tarımın geliştiği ilk yer olarak Verimli Hilal adı verilen bölge gösteriliyor. Bu bölge Filistin’den başlayarak Batı ve Kuzey Suriye’yi, Güneydoğu Torosları, Kuzey Mezopotamya’yı ve Dicle Nehri’nin doğusunda kalan Zağros Dağları’nın batı eteklerini kapsar.

İnsanlar ilk kez bu topraklarda yabani tahılları evcilleştiriyor ve günümüzün modern tahıllarına ulaşıyor. Bilimsel araştırmalar tarımın geliştiği ilk yer olarak Filistin topraklarını; Levant Bölgesi, Jeriko yerleşimini gösteriyor.

Ancak son araştırmalar, ilk evcilleştirilen ürünün buğday ve arpa olduğunu, tarıma açılan ilk toprak parçası Urfa ve Diyarbakır arasındaki Karacadağ’da tespit edildiğini ortaya koyuyor.[3]   

Başta buğday, arpa gibi tahıllar ile mercimekgillerin tarımı Güneydoğu Anadolu’da, özellikle Karacadağ çevresinde başlaması bir rastlantı sonucu olmamıştır. Karacadağ’da yeni oluşan bu doğal çevre, avcılıkla geçinen kalabalık insan topluluklarının bir yerden diğerine göç etmeden rahatlıkla geçinebileceği bir ortamı sağlamış olmasındandır.

Ancak insanları bu bölgeye çeken tahıllar değil, av hayvanlarının bolluğu oldu; başka bir deyişle, insanlar çiftçi olmak için özel bir uğraş vermedi, yaşamlarını avcılıkla sürdürürken çevrelerindeki bitkilerden yararlanmaya başlayıp, zaman içinde tahıllara yöneldi. Güneydoğu Anadolu buğday, arpa, çavdar, fiğ gibi birçok tahıl ile mercimek ve baklagillerin yabani atalarının doğal yaşama alanıdır. Bunların bir kısmı, özellikle arpa ve çavdarın yabanıl ataları başka coğrafyalara da yayıldı, ancak buğday ve mercimek bu bölgenin yerli bitkileridir, dolayısı ile buğday tarımı sadece Güneydoğu Anadolu’da başlamış olmalıdır. Buna karşılık tahıl tarımı Yakındoğu’nun farklı kesimlerinde, kısmen birbirinden bağımsız, kısmen bölgedeki toplulukların bilgi ve deneyim paylaşımı ile Filistin ve Zagros’lara kadar olan bölgelerde de gerçekleşti.[4]

Yaklaşık 12.000 yıl önce bu bölgede tahılların evcilleştirilmesi, tarımın ortaya çıkmasına, modern toplumun ve modern ekonomik yapıların oluşmasına yol açmıştır. Neolitik yaşam tarzı yani tarım, Güneydoğu Toroslardan hızla Batı Anadolu’ya taşınmış, yeni çekirdek bölgeler oluşmuştur. Dolayısıyla Batı Medeniyetinin kökeni (Avrupa toplumunun ataları) Anadolu’nun ilk tarım işçileriyle bağlantılıdır. Bulgaristan topraklarındaki en eski toplumlardan biri, MÖ 6.500 yılına uzanan Neolitik Karanovo kültürü ve Yunanistan’ın MÖ. 5.500’lere tarihlenen Sesklo yerleşmesi kazılarından elde edilen genetik yapı sonuçları Anadolu Neolitiği ile birebir örtüşmektedir.

Bununla birlikte, tahıl bitkilerinin ortaya çıktığı tek bölge Anadolu ve Bereketli Hilal Bölgesi değildir. 12.000 yıl öncesinden itibaren meydana gelen modern tahılların eski akrabalarının birçok paralel evriminin olduğu iddia edilmektedir.

Dünyanın başka yerlerinde, örneğin Amerika kıtasında ve Güneydoğu Asya’da tarım birbirinden bağımsız olarak daha sonra başlamıştır. Tarım, Anadolu’da ve Ortadoğu’da yaklaşık günümüzden 12.000 yıl önce, Güneydoğu Asya’da günümüzden 8.000 yıl önce ve Orta Amerika’da ise günümüzden 5.000 yıl önce başlamıştır. Ancak bu bölgelerde tarımı yapılmaya başlanan bitki türleri farklıdır. Anadolu ve Ortadoğu’da arpa, buğday; Güneydoğu Asya’da pirinç ve Orta Amerika’da ise mısır tarıma alınan ilk bitkilerdir. Tarım bu merkezlerde başladıktan sonra hızla diğer bölgelere de yayılmıştır.

Özetle söylersek, genetik kanıtlar tahılların tek bir çekirdek alandan kaynaklanmadığını söylüyor ve birden çok coğrafi kökene işaret ediyor.[5]

Arkeobotanistler, yanlış başlangıçlar ve bazı yerlerde kökeni ve yayılmayı etkileyen hastalıklarla birlikte, tahıl evcilleştirme için birden fazla menşe merkezi olduğunu öne sürüyor. Levant'ın bir bölümünde evcilleştirilen tahıllar, diğer bölgelerde gelişmemiş olabiliyor.

 

Buğdayın Anavatanı Anadolu’dur

Değerli Arkeolog Prof. Dr. Fahri Işık, “Uygarlık Anadolu'dan Doğdu” derken haklıdır. Çünkü "Güneşin doğduğu yer" anlamındaki "anatol", J. Latac'a göre, "Avrupa kültürünün en güçlü köklerinin sürdüğü yerdir"; "Batı Uygarlığı'nın doğduğu yeri" çağrıştırır. Son araştırmaların ışığında Neolitik yaşam tarzının Batı’ya Anadolu üzerinden taşındığı ve ilk Anadolu’da yetiştirilen buğday ve arpanın Avrupa’ya ve diğer bölgelere bizim topraklardan taşındığını söylemek mümkündür.[6]

Güneydoğu Anadolu Bölgesi yabani tahılların ataları bakımından Yakındoğu’da bulunan en zengin alanlardandır. Tahıllar açısından zengin olması ise yüksek yağışlara bağlıdır. Şanlıurfa ve Diyarbakır arasında bazalt ve sönmüş bir volkanik dağ olan Karacadağ’da görülen en eski tahıl, einkorn buğday çeşididir. Einkorn türü buğday, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bilinen yerleşim alanlarında yaşayan insanların besin gereksinimlerinin önemli bir kısmını karşılamıştır.

Buğdayla ilgili ilk tarımsal faaliyetin Urfa Karacadağ civarında başlaması; Diyarbakır, Batman ve Şanlıurfa civarında yapılan Çayönü, Hallan Çemi ve Göbeklitepe kazılarıyla da netlik kazanmıştır.[7]

Akeramik Neolitik Çağ olarak da kabul edilen Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem[8], yerleşik yaşama geçiş ve tarımsal denemelerin başladığı ilk dönemdir ancak toprak kökenli kaplar henüz bilinmemektedir. Tarımsal uygulamaların ilk olarak buğday, arpa, mercimek, bezelye, akdarı, burçak, keten ve kenevir gibi bitkilerle başladığı; ilk evcilleştirilen hayvanların köpek, koyun, keçi ve domuz olduğu arkeobotanik ve arkeozoonik çalışmalarla bilinmektedir.

Einkorn buğday çeşidinin yanı sıra keçi ve koyunun evcilleştirilen ilk örnekleri, Şanlıurfa’da bulunan Nevali Çori yerleşim alanında görülmüştür.[9]

 

Arpa ve Kadim İçki Bira

Buğdayın anavatanı olan Anadolu’da ilk ekimi yapılan diğer tahıl arpadır.

Yabani arpanın botanikteki adı Hordeum spontaneum'dur.  Filistin ve Ürdün'den Türkiye'nin güneyine, Kuzey Irak’a, İran'ın güneybatısından Yunanistan, Mısır, Tacikistan ve Himalayalar'a kadar Bereketli Hilal'de hâlâ yetişmektedir. Yabani arpa, İsrail'in kuzeyindeki Hayonim ve Ürdün'ün kuzeyindeki Wadi Hammeh gibi Natufian dönemi yerleşim yerlerinde (MÖ. 10.500- 9.300) bulunmuştur. Görünüşe göre arpa, Bereketli Hilal'deki farklı bölgelerde ayrı ayrı evrimleşmiş ve paralel evrim yollarında yolculuk etmiştir.[10]

Arpa ( Hordeum vulgare), dünya çapında yetiştirilen başlıca tahıl ürünüdür. Gıda maddesi, hayvan yemi olarak, kavurma ve malt yapımında bira ve viski gibi alkollü içeceklerin yapımında kullanılır.

Urfa Göbeklitepe’deki kazılarda tek parça kireç taşının yontulmasıyla yapılan, maksimum 240 litre sıvı ile doldurulabilen, tekne şeklinde yedi adet büyük kap bulunmuştur. Bu kaplara yapılan kimyasal analizler sonucunda oksalik asit kalıntıları bulunmuştur. Oksalik asit tahıllara uygulanan suda bekletme, ezme ve mayalama işlemlerinin sonucunda oluşmaktır. Bulgular Göbeklitepe’deki insanların mayalanmış tahıldan yapılmış yiyecekleri yaptıklarını göstermektedir. Bulgular çok sayıda havanın varlığını da desteklemektedir. Bu havanların kayalara oyularak yapıldığı bilinmekte ve bira yapımında kullanıldığı düşünülmektedir.[11]

 

Çatalhöyük ve Boncuklu Höyük

İnsanlığın gelişiminde önemli bir evre olan yerleşik toplumsal hayata geçiş ve tarımın başlangıcı gibi önemli sosyal değişim ve gelişmelere tanıklık eden Çatalhöyük, Neolitik Dönemin ilk Anadolu Kenti olarak değerlendirilir. Neolitik yaşamın Yeni Çekirdek Bölgesi sayılan Çatalhöyük Güney Anadolu Platosu’nda yaklaşık 14 hektarlık bir alan üzerinde yer almaktadır. İki höyükten oluşan Çatalhöyük Neolitik Kenti’nin daha uzun olan Doğu Höyüğü, MÖ. 7400 ve 6200 yılları arasına tarihlenen 18 Neolitik yerleşim katmanından oluşmaktadır. UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan

Son dönem kazılarıyla gündeme gelen Boncuklu Höyük’te ise, Anadolu’da tarım ve hayvancılığın ilk izlerine rastlanmıştır. Çatalhöyük'e 9 kilometre mesafedeki bu yerleşimde Neolitik Çağ’a özgü orak biçimli aletler, tahılları işlemede kullanılan öğütme taşları, havanlar, dibekler, yüzeyleri ve kenarları sürtülerek düzeltilmiş ve parlatılmış taş aletler bulunmuştur. Çatalhöyük’ün bu yerleşimi terk edenler tarafından kurulduğu tespit edilmiştir. (Yaklaşık tarih: MÖ. 8.000)

Her iki yerleşimin en önemli bulgusu, arkeolojik kazılarda tespit edilen tohumlardır. Binlerce yıl bozulmadan günümüze kadar ulaşan tahıl tohumlarının öyküsü mucizevidir. Özellikle öğütücü eleklerden geçirilerek açığa çıkarılan tohumlar, Anadolu’da ilk ıslah edilen tahıl ürünlerinin serüvenini betimler. Hayvan dışkıları içinde gizlenen yahut yangın sonucu yapısını kaybetmeyip günümüze kadar ulaşmayı başaran tohumlar, yüzdürme (flotation) işlemi denilen yöntemle elekten geçirilen tohumlar, sulu ortamın yüzeyinde toplanırlar. Böylece insan neslinin binlerce yıl önce ekimini yaptığı ilk ürünlere erişim sağlanmış olur.    

 Devam edecek: Türkiye'de Buğdayın Öyküsü

 

6 Şubat günü ülkemizde meydana gelen deprem

 yüzyılın en büyük felaketlerinden biridir.

Tüm varlığımızla deprem mağdurlarının yanındayız.

Başın sağ olsun mahzun ve güzel ülkem.

 

08.02.2023, Ünyekent

https://www.unyekent.com/kose-yazilari/anadoluda_tarim-3724.html


[1] Yuval Noah Harari, Hayvanlardan Tanrılara SAPIENS, (İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi),  Kolektif Yay. s. 17

[2] Holosen, Kuvaterner devri içerisinde yer alan Pleistosen devrinin bitmesinden günümüze kadar sürmekte olan jeolojik devredir. Dönem Genç Buzul çağının bitmesiyle başlayan buzul durgun dönemine karşılık gelir. Adını Yunanca kelimeler olan ὅλος ve καινός sözcüklerinden alır ve "tamamen yeni" anlamına gelir.

[3] M. Özdoğan, “Neolitik Dönem: Günümüz Uygarlığının Temel Taşları”, 12.000 Yıl Önce “Uygarlığın Anadolu’dan Avrupa’ya Yolculuğunun Başlangıcı”, YKY Yay., İstanbul-2007, 9-20.

[4] M. Özdoğan, “Tarım nerede, neden, nasıl başladı? Yaşamda neleri değiştirdi?”Arkeoduvar, sayı 10, s. 10 Eylül-Ekim 2022

[5] Devereux, EJ; Antik Tahıllar: Modern mahsullerin evcilleştirilmesi, Akt. Eco Food Dev, Şubat 2021

[6] Devereux, EJ. (2021) Tarım Nasıl Başladı: 12.000 Yıllık Mahsul Yetiştirme,  EcoFoodDev

[7] Ahmet Uhri, Anadolu Mutfak Kültürünün Kökenleri, Arkeolojik, Arkeometrik, Dilsel, Tarihsel ve Etnolojik Veriler, Ege Yay. 2015

[8] ÇÇN-Çanak Çömleksiz Neolitik, PPN-“Pre Pottery Neolithic” olarak adlandırılan dönemdir.

[9] Nazmiye Mutluay, Anadolu Neolitik Çağ Uygarlığı. Alter Yay, 2010

[10] Devereux, EJ.(2021), "Arpa: Crop Evolutionary History & Future Food Sustainability", EcoFoodDev

[11] Karl Schmidt, (2007). Taş Çağı Avcılarının Gizemli Kutsal Alanı Göbekli Tepe. Arkeoloji ve Sanat Yayınları.

08.02.2023, Ünyekent