27 Kasım 2018 Salı


Eski İskele


Birkaç hafta önce Ünye körfezindeki çekilme nedeniyle Eski Ünye İskelesi'nin "kurtarılması" gündeme geldi.
Kent Konseyi'nin  önerisine Ünye Kaymakamının duyarlı yaklaşımını okuduk yerel basınımızdan...
Kıyılarımızı koruma açısından olumlu bulduğumuz bu yaklaşımlara en son, hemşehrimiz Türkiye Teknikerler Birliği Ordu İl Başkanı Musa Kıranlı da katıldı.
Olayın "meteorolojik" yönüne değinen Sn. Kıranlı, bir yönüyle denizin çekilmesinin "doğal atmosferik" olay olduğunu, bunun dışında çekilme nedenlerinin "bilimsel yöntemlerle araştırılmasını" ve "açıklama yapılmasını" öneriyor.
Aklın yolu birdir.
Dolunay ve lodos gibi atmosferik olaylara "müdahale" imkanımız yok.
Kaldı ki, Hollanda gibi ülkeler, doğal tehditlere rağmen ayakta kalabiliyor.
Biz de ise kıyılarımıza olumsuz bir müdahale, doğrudan bir "kıyım" söz konusu...
Asıl engellenmesi gereken budur.

****
Diğer yandan...
Ünye Eski İskelesi'ni "kurtarma" önerisi var ki, bu nasıl olacak?
Körfeze yapılan dolgular mı kaldırılacak...
Körfez, iş makineleriyle İstanbul'daki Haliç gibi bir işleme mi tabi tutulacak?
Tam anlayamadık!

Bir de, iskeleden geriye az bir kısım kaldı...
Son kalıntının da tümüyle yok olmasının önüne nasıl geçeceğiz?
(Bir dönem dört tarafına renkli ışıklar falan konulmuştu, en "esaslı" müdahale buydu... Diğer öneriler Allah'tan uygulama imkanı bulamadı. Örneğin iskele üzerine "kafe" benzeri bir şey kondurularak, iskelenin "yaşatılması"... Sağına soluna ilaveler yaparak, sahilde gelin-damat hatıra fotoğrafı stüdyosu...  Üzerinde çiçekli, zafer takı bulunan park uzantısı gibi öneriler... Denizin içindeki bu kalıntıyı "çirkin" bulanlar ve temizlenmesi gerektiğini düşünenler de vardı. Ünye bağlantılı yönetmenimiz Mustafa Altıoklar ise, Çakırtepe'den bakarak, terkedilmiş bu iskele üzerine "bir sinema filmi" yapılabilir demişti.)  

****
Belediye Başkan Adayları

Artık son durağa gelindi. Ordu Büyükşehir Belediyesi Başkanlığında belirlenen ilk isim Eski Enerji Bakanı Hilmi Güler... Diğer adaylar da bu hafta belirlenmiş olacak.
Ünye'de iktidar partisinin belediye başkanı adayı henüz belirlenmedi.
Onca isim arasından kimin çıkacağına nasıl karar verilecek?
Sn. Güler gibi, "yukarıdan" bir belirleme mi olacak...
Delegeler aracılığıyla "temayül" yoklaması mı yapılacak...
Yoksa anketlere bakılarak kamuoyunda adı en çok geçen mi aday olacak?
Muhtemelen bu hafta belirlenecek.
(Tuhaftır, Ünye'de iki dönemdir rekabet Belediye Başkan adayları arasında değil de, iktidarın aday adayları arasında cereyan ediyor!)

****
Eski Enerji Bakanı Hilmi Güler'in böyle bir göreve getirilmesi "3 Dönem" kuralı gereği "eski" unsurlara mı dönülüyor, sorusunu akla getiriyor.
Yeni ve istekli olanlarla, eski ve sadakatli olanlar arasındaki rekabet.
Uzun dönemli iktidarlarda "sil baştan" uygulaması kaçınılmazlığı...
Ve Ünye'de iktidarın aday adayları çokluğuna bakarak, siyasetin de ekonomi kadar enflasyonize olduğu sonucuna varıyorsunuz.
(Eski Başkan Çamyar'dan boşalan yere vekaleten gelen M. Yaşar Sezgül'e yeni görevinde başarılar diliyoruz. Bir dönem öncesini hatırlatan düzenlemeleri ilgiyle izliyoruz. Dört aylık süre, kısa ama etkili bir dönem olacağa benziyor.)

****
Dr. Ali Coşkun'un Karikatür Kitabı

Ünye Devlet Hastanesi Klinik Biyokimya Uzmanı Dr. Ali Coşkun, ikinci karikatür albümü "Kızıl Elma" okuyucularıyla buluştu. Türk Tarihi'nin önemli olaylarını karikatürle vermeye çalışan Sn. Coşkun'u kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum. Tanıdığımız isimlerden Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu'ndan sonra aynı camiada bir başka isme rastlamak kıvanç verici...

****
Kadına Şiddete "Ha-yır!" 

Ünye'de "Kadına Şiddet" konusu çeşitli kuruluşların değişik etkinlikleriyle ele alındı. Sosyal Hizmet Müdürlüğü'nden, Ünye Kent Konseyi kadınlar Kolu'na kadar bir çok kuruluşun bu konudaki duyarlı davranışı, umarız toplumuzda beklenen etkiyi yaratır.

***
Saadet'te Özgür Şahin'in 3. Dönemi

 Saadet Partisi Ünye İlçe Teşkilatı 6. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda mevcut başkan Özgür Şahin, 3. defa ilçe başkanı seçildi. Toplantıya davetlerinden dolayı .teşekkür ediyor, Sn. Şahin'e yeni çalışma döneminde başarılar diliyoruz. .


28.11.2018, Ünyekent

20 Kasım 2018 Salı

Kirli Süreç


Kirli Süreç


Yerel seçime az bir zaman kala Ünye Belediye Başkanı'nı görevinden aldılar.
İçişleri Bakanlığı talimatıyla görevinden (makamdan) uzaklaştırıldı.
Oysa ortada hukuki bir "soruşturma" falan yok...
Öyle olsaydı İçişleri yerine Adalet Bakanlığı'nın savcıları devrede olurdu...
Ki, doğrusu da budur.
"Soruşturmanın selameti açısından" makamdan el çektirirlerdi...
Ama öyle olmadı...
Bir süre önce müfettişler geldiğini duymuştuk.
Normal bir durum.
Ünye Belediyesi'ni incelemeye aldılar.
(Özellikle muhalif belediyelerin başına gelen bir uygulama!)
Ünye'dekinin normal olmayan yanı şu:
Seçimlere az bir zaman kala, teftiş sürerken Başkan görevden alındı!
(Üstelik görevi başındaki başkan "hizmete devam etme" niyetiyle, önümüzdeki seçimlerde başkanlığa yeniden talipti, yani "aday adayı" idi.)
Adaylık başvuruların sonuçlanmasına günler kala...
"Hayır" arkadaş, denildi:
"Sen bu görevi bırakacaksın!"

****
Üzüldüm sadece...
Ünye bu muameleye layık değil.
Böyle olmamalıydı.
Daha önceki dönemde de Belediye'ye müfettişler gelmişti.
Teftişlerini yaptılar, raporlarını yazıp ilgili mercilere ilettiler...
Kimse görevden alınmadı.
Adli yahut idari bir işlem de yaşanmadı.
Şimdi neden böyle oldu...
Henüz teftiş sona ermeden Başkan niye görevinden alındı?
Kim bilir...
Belki Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı gibi istifası istendi de...
İstifa etmedi mi?

****
Bir ay önce, "Başkan İstifa Etmeli mi?" diye yazmıştık...
Hatırlarsınız...
O yazıda "Başkan'ın görevden azledildiği söyleniyor!"demiştik.

Keşke doğru çıkmasaydı.
"Söylenti" olarak kalsaydı.
"Çirkin bir dedikodu" deyip geçseydik.
Şimdi çok daha çirkin bir durumla karşı karşıyayız.

****
Görevden uzaklaştırılan Başkan, "kirli bir süreç" dediği bu durumu şöyle açıklıyor:
"Parti içerisindeki bazı kesimlerin bizimle alakalı yürüttükleri işlem ve eylemlerin sonucudur."
Evet, gerçekten de "kirli" bir süreç bu...
Merak ediyoruz, kim bu kirli sürecin mimarları?
Kendisi gibi iktidar partisinden biri yahut birileri mi...
Belediye başkan adayı olmasını istemeyenler mi?
Zira bu kirli süreci kurgulayanlar...
Başkan'a göre kendisinin adaylığı konusunda çaresiz kalanlar!
Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kişiler.

Anlaşılan kimsenin "Parti" ile sorunu yok...
Sorun, Ünye'deki aday adaylarıyla ilgili...
Bakanlık kararıyla görevden uzaklaştırılmış olunsa da...
Henüz  zirve'nin bundan haberi yok.

Kirlenen  sadece yaşanan süreç değil.
Yaşanacak olanlar da nasibini alıyor vesselam!
Ünye'de siyaset hiç bu kadar ayağa düşmemişti. 


21.11.2018. Ünyekent

14 Kasım 2018 Çarşamba

Ünye Körfezi


Ünye Körfezi


Kasım ayının ikinci haftasında, nispeten yağışlı havaların ardından Ünye Körfezi'nde bir şey dikkatimi çekti. Her kış olduğu gibi, bu kışa girerken de denizde belirgin bir gerileme göze çarpıyordu. Her yıl ilk baharla birlikte deniz bir miktar kabarıyor ve körfez her zamanki halini alıyordu. Ama baktım bu defa biraz farklı...
Körfez iyice sığlaşmıştı.
Yalı sahiline çekilmiş sandallar körfezden çıkarken her zamanki rotalarını terk etmişlerdi. Kıyıya paralel iskeleye doğru gidiyor ve iskele yanından açığa yöneliyorlardı.
Dalgalar sığlaşan körfezin orta yerinde kırılmaya başladı. Çok yakında körfez iyice dolacak ve güzelim körfez bataklığa dönüşecekti.

****
Bu satırları dört yıl önce yazmıştım, 19 Kasım 2014'te...
Tabi başka yazdıklarım da var Ünye Körfezi üzerine.
İşte Ünyekent'te gözüme ilişen bazıları...

Ünye Körfezi Ölüyor mu? (19 Kasım 2014)
Yeniden Ünye Körfezi Üzerine (25 Kasım 2015)
Sahilime Dokunma (27 Nisan 2016)
Kıyı İhlalleri ve Turizm (13 Eylül 2017)
Ünye'ye Kıymayın Efendiler (22 Şubat 2017)
Ve daha onlarcası...
Az çok yerel basınımızı takip ederim, çevreye duyarlıdır ama ısrarla bu konuyu gündeme getirdiklerine pek tanık olmamıştım.
Yanılmışım.
Bu hafta başında şaşırtıcı bir haberle karşılaştım.

****
Haber şöyle...

"Ünye Kaymakamı Ümit Hüseyin Güney, Ünye’deki doğal liman görüntüsünün yok olmaya yüz tuttuğunun ifade edilmesinin çok ürkütücü bir durum olduğunu belirterek, şöyle konuştu:  “Ünye’de Atatürk Parkı’nın olduğu yerin doldurulması neticesinde sahilin dolmaya başladığı ve Ünye’nin doğal liman görüntüsün yok olmaya yüz tuttuğu dile getiriliyor. Bu çok ürkütücü bir durum. Atatürk Parkı’nın olduğu bölgedeki o dolgunun belki de kaldırılarak ya da önünü tıkayan kısmın açılarak buradaki sirkülâsyonun kum doluyorsa da boşalabileceği çökertme sisteminden kurtulması gerekiyor. Bu talebinizi gerekli yerlere ileteceğiz. Önemli olan sahili kurtarmak. Zaten sahili kurtardığımızda iskele de kurtulur. Bütün halk adına kent konseyi olarak siz sorunları bize dile getiriyorsunuz. Biz de ne yapılması gerekiyorsa o adımları atacağız.”
Ünye Kent Konseyi'nin talebi üzerine Kaymakam Güney tarafından böyle bir tespit yapılıyor ve "önlem" alınacağı ifade ediliyor.
Ne güzel...
Böyle bir "çevre duyarlığı" karşısında "Bunca zamandır boşuna yazmamışız!" diye düşünmem gerekirdi.
Lakin, "Neden şimdi?"  diye de soruyorum.

****
Madem konu gündeme geldi...
Yıllar önce körfezin ölmesine neden olan amilleri şöyle sıralamışız:
"Öncelikle denize yapılan dolgular, sonra dere baksları, kanalizasyonlar ve nihayet akarsuların erozyonla taşıdığı maddeler..."
Şu şekilde de sonlandırmışız:
"Ünye’nin en karakteristik özelliği, bir sahil kenti olması ve bir “körfez”e sahip bulunmasıdır. Ünye’nin zamana yenik düşen tarafı, Ünye körfezidir. Önlem alınmazsa, bataklığa dönüşecektir... Ne yazık ki en karakteristik özelliği olan sahilini Ünye hoyratça kullanmaktadır. Başta belirttiğimiz gibi şayet önlem alınmazsa Ünye körfezi kentsel dönüşümü göremeden bataklığa dönüşecektir."
("Ünye Körfezi Ölüyor mu?" Ünyekent, 19 Kasım 2014)

Görüldüğü gibi, meseleyi "Atatürk Parkı dolgusu" ile sınırlı tutamayız.
Önceki yazılarımızda değindiğimiz gibi...
Kıyı Kenar Çizgisi İhlallerini...
Sahil yağmasını...
Beton dökülerek gasp edilen kumsallarımızı...
Halka ait kamu arazilerini...
Ve Belediye binalarının bugünkü durumunu da sorgulamak gerekir.

Meseleyi sadece "Atatürk Parkı dolgusu" ile sınırlandırmak, yerel seçimlere çeyrek kala başka hesaplara yelken açmak demektir.

14 Kasım 2018, Ünyekent

6 Kasım 2018 Salı

Göbekli Tepe


Göbekli Tepe


Kim derdi ki 2015 yılının Nisan'ında, Ünye'den bir grup arkadaşla kalkıp görmeye gittiğimiz Göbekli Tepe bir gün karşıma ders konusu olarak çıkacaktı...
(Cevap: Yıllar sonra yeniden üniversiteye başlarsan, başına her şey gelebilir!)

****
Göbekli Tepe'yi ziyaret ettiğimizde, Kazı Başkanı Prof. Dr. Klaus Schmidt erken denecek bir yaşta hayata veda etmişti. Ortaya çıkardığı eserleri devralan kişi yahut kuruluşlar bölgede apar topar düzenlemelere gitmiş, kazı alanını ziyaretçilere açmıştı. Dünyanın bu en eski tapınağını yakından görebilmemiz için tahta iskeleler kurulmuş, tapınağın üstü tümüyle örtülmüştü.
Tepe'de bulunan bir yatır nedeniyle "Göbekli Tepe" diye anılan bu plato hakkında son yıllarda onlarca makale yazıldı, her geçen gün yeni bir kitap yazılıyor...
Göbekli Tepe konusunda biz de boş durmadık, ziyaretimizden birkaç ay sonra Ünyekent'te Göbekli Tepe hakkında şunları yazdık:

**** 
"Yaklaşık 12.000 yıl önce, Fırat ve Dicle Nehirleri arasında kalan bölgede, insanlık tarihinin en önemli değişimlerden biri yaşanmaktaydı." diyor Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt...   
Dünyanın ilk mabedi kabul edilen Urfa - Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarına başkanlık yapan Schmidt ömrünün son yıllarını bu değişimi keşfetmeye adamıştı:
"İnsanoğlu avcı - toplayıcı bir yaşam tarzından, yerleşik hayata, çiftçi - üretici düzene geçmek üzereydi. Binlerce yıl öncesinin avcı toplayıcılarının bu geçiş döneminde, sandığımız gibi mütevazı ve basit bir yaşam tarzıyla yetinmemiş olduklarını, aksine görkemli bir evre yaşadıklarını, Göbeklitepe'de bize bıraktıkları izlerde görebiliyoruz."[ Klaus Schmidt, Taş Çağı Avcılarının Gizemli Kutsal Alanı GÖBEKLİ TEPE / En Eski Tapınağı Yapanlar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, s. 11, İstanbul 2014] 
1995'te başlayan Göbeklitepe kazıları, 2007 yılında Schmidt sayesinde tüm dünyanın dikkatini bu bölgeye çekti...
Klaus Schmidt, geçirdiği kalp krizi nedeniyle 20 Temmuz 2014’te (60 yaşında) hayata gözlerini yumarken insanlık tarihi yeniden ele alınıyordu.
Aslında Göbekli Tepe'deki buluntular, bölgedeki kazıların başladığı yıldan çok daha önce bulunmuş ve Urfa Müzesi'ne konulmuştu. Ancak Göbeklitepe'nin etkileyici anıtsal buluntularının dünyanın bilinen en eski tapınağına ait olduğu Schmidt tarafından keşfedildi.
2010 Yılına gelindiğinde, bilinen tarih öncesi dönemde önemli değişiklikler yaşandı. Anadolu'nun Taş Devri insanının avcı -toplayıcı yaşam tarzı yeniden ele alındı ve Üst Paleolitik kültürel buluntular yeniden değerlendirilmeye başlandı.
[29.12.2015, Ünyekent; Karadeniz Arkeolojisi ve Ünye Kalesi]   

****
Söz konusu yazıyı "Neden Ünye Kalesi?" sorusuna bağlayarak, Tıpkı Urfa Göbeklitepe gibi, Ünye Kalesi de kendini keşfedecek bir Klaus Schmidt beklemektedir." diyerek sonlandırmışız.
Anadolu Arkeolojisinin duayen isimlerinden Herald Hauptmann ile birlikte uzun yıllar başta Lidar Höyük ve Nevalı Çöri olmak üzere çeşitli prehistorik merkezlerde çalışan Klaus Schmidt, 1995 yılından itibaren Göbekli Tepe kazı ve araştırma projesinin alan yöneticiliğini sürdürmüş, Prof. Hauptmann'ın emekli olmasından sonra  Göbekli Tepe'nin kazı başkanlığını üstlenmiştir.
Klaus Schmidt Göbekli Tepe'yi sadece bilim dünyasında değil, kamuoyunda da tanınmasını sağlamıştır.  UNESCO tarafından 2011'de Dünya Mirası Geçici Listesine alınan Göbekli Tepe, 2018'de kalıcı listeye girmiştir.
"T" şeklinde antropomorfik anıtsal dikili taşın ilk örneğini, günümüzde baraj suları altında kalan Nevalı Çori'de gören Schmidt, 1994'te Göbekli Tepe'ye yaptığı ilk ziyaretinde yüzeyde görülebilen benzer eserlerin bir köy mezarlığına değil, Neolitik dönem "T" biçimli dikilitaşlarının üst kısımları olduğunu anlamış ve bölgede günümüze kadar devam eden araştırma projesinin ve kazıların başlamasını sağlanmıştır.
Klaus Schmidt Neolitik Devrim'in arifesinde avcı-toplayıcı topluluklarının sanıldığı kadar basit standartlarda yaşamadığını, bir kült merkezi olarak Göbekli Tepe'nin anıtsal boyutlarda mimari yapıya sahip olduğunu, büyük taş yontular, sembolik motifler ve stilize edilmiş canlandırmalarla en azından bu bölgedeki toplulukların oldukça gelişkin ve çok yönlü bir sosyal yapının temsilcileri olduğunu ortaya koymuştur.
Mısır Piramitleri ve İngiltere'deki Stonehenge'den  yaklaşık 7 bin 500 yıl daha eski olan Göbekli Tepe'de birbirine benzeyen 20 adet tapınak olduğu tespit edilmiş olup, şimdiye kadar altı tanesi kazılabilmiştir.
Son günlerde sadece "ders konusu" olarak değil, yeni mekan düzenlemesiyle de Göbekli Tepe yeniden gündemde...
Üstelik bu defa ziyaretçi akınlarını kucaklayabilecek düzeyde bir yapılaşmaya gidildiği anlaşılıyor.
Anlayacağınız, gidip görülesi yerler arasında!
Aynı duyarlığı "arkeolojik kazı" konusunda görmek temennisiyle...     

07 Kasım 2018, Ünyekent