EYLÜL
Nihayet
aylardan Eylül'ü de gördük. Yaz bitti. "Bu yıl yazdan bi şey
anlamadık!" diyenler, yağmurdan selden şikayet edenler çoğunlukta...
Ve
Eylül'ü gördük.
"Eylül" denince aklıma Mehmet Rauf''un malum eseri geldi.
Edebiyatımızın
ilk "psikolojik" romanı...
Mart
1900'de İstanbul-Boğaziçi'nde tamamlamış Mehmet Rauf "ilk
eserim" dediği bu romanı...
"Son Üstadım" dediği Halid
Ziya'ya (Uşaklıgil) atfetmiş.
(Eserin
girişinde "Halid Ziya'ya… İlk eserim son üstadıma …" yazısı yer
alıyor.)
****
Romantik
duyguları, hayalleri ve yasak aşkları işleyen Eylül romanı sade bir dille yazılmış. Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilen roman, Türk Edebiyatı'nın
ilk başarılı "ruh çözümlemesi"
romanı olma özelliğini taşıyor.
(Romanda:
"Eylül, esef ve özlem ayıdır. İnsan yazın artık geçtiğini anlayıp üzülür,
özlem çeker." deniyor ama ayrılık bir köşk yangınıyla geliyor. Her ikisi
de evli olan Suad Hanım ve Necib Bey'in yasak aşkları romanın
sonunda ölümle bitiyor.)
Belki
bu nedenle Eylül denince aklımıza
aşk-hüzün, ayrılık ve ölüm geliyor.
****
"En
sevdiğim mevsime geldik.
Yapraklar
sararacak.
Sonbahar,
hüzündür;
Hüzün
ise, ben demektir." diyor, Özdemir
Asaf...
"Yalnızın
Durumları"nda ise:
"Sen her şeyi
süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin."
der.
****
Bir başka şair Cemal
Süreya...
“Dedim
ya…
Eylül'dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimin…” diyor,
"Eylül'dü isimli şiirinde...
Bir başka yerde Cemal Süreya:
"Bir
gün aklına gelecek olursam, bana şiir ısmarla.
Eylül’ü
konuşalım." demektedir.
****
Eylül'e tabi şairlerden biri de Ahmet Telli'dir. "Ayrılık Ayracı" adlı şiirinin bir
yerinde:.
"Ve
ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi
Eylül
diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık" diyor.
****
"İnsana
şiir yakışır,
Yeryüzüne
yağmur,
Gökyüzüne
mavi." der.
****
Turgut Uyar ise umarsızdır Eylül konusunda:
"Eylül
toparlandı gitti işte,
Ekim
falan da gider bu gidişle." deyişi bundandır.
****
Eylül'ü
sevmek için bir çok nedenimiz var aslında. Bağ bozumu, üzüm toplayan eller ve
incir yiyenleriyle birlikte gelir Eylül... Bolluk ayıdır bir yanıyla.
Yine
de hüzünlenmek için en uygun aydır Eylül...
Sararıp
düşen yapraklar, doğanın ölümü...
Ölüm
tanrısı Hades'in güzel Persephone'u kaçırarak yeraltı dünyasına hapsettiği aydır. (Bkz. Yunan
Mitolojisinde mevsim döngüsü.*)
Sonuç
olarak hepimizin içinde engellenemez bir sonbahar vardır. Bu yüzdendir Eylül'e
düşkünlüğümüz.
(*)Yunan
mitolojine göre yeraltı tanrısı Hades,
bir gün yeryüzüne çıkar ve Demeter
ile Zeus’un kızları Persephone’yi kaçırarak yeraltı
ülkesine götürür. Kızını kaybeden tanrıça, tanrılara ve insanlara küserek
yeryüzünden bereketini çeker. Çiçekler açmaz, toprak ekin vermez... Bunun
üzerine Zeus, Hades’ten Persephone'yi geri vermesini ister; ancak Hades eşi
olarak seçtiği Persephone’yi temelli geri vermeyecektir. Aralarında yaptıkları
anlaşmaya göre Persephone yılın yalnızca üçte ikisini yeryüzünde annesinin
yanında, kalan üçte birini ise yeraltında Hades’in ölüler ülkesinde
geçirecektir. Persephone’nin yeryüzüne çıktığı dönem bahar ve yaz aylarını,
ölüler ülkesine döndüğü dönem ise kış mevsimini simgeler. (Kaynak: Aktüel
Arkeoloji; Yunan Mitolojisinde Mevsim Döngüsü)
04.09.2019,
Ünyekent
Tekkiraz Dizdar yolu, Ünye'de sonbahar.
Hades ve Persephone
Heykeltıraş: Gian Lorenzo Bernini-
Galleria Borghese-İtalya