4 Ağustos 2021 Çarşamba

Arkeolojik Emperyalizm IV


Arkeolojik Emperyalizm IV

 

 

Gertrude Bell , (1868 - 1926)

Yahut “Çöl Kraliçesi”...

Başka bir deyişle:

Elinde cetvelle Ortadoğu’nun bugünkü haritasını çizen kadın!

 

1870’lerin sonunda, bölgede “arkeolog” olarak bulunan ilk İngiliz istihbaratçı Lawrence değil, onun hocası sayılan ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında Ortadoğu’nun sınırlarını bizzat çizen bir kadın, Gertrude Bell’dir.

Lawrence’ı önceki bölümde anlatmıştık.

Gertrude Bell ile devam edelim.

Tam adıyla söylersek; Gertrude Margaret Lowthian Bell...

14 Temmuz 1868’de İngiltere’de, Washington Hall, Durham’da doğdu.

Doğumundan kısa bir süre sonra annesini kaybetti. Daha sonra üvey annesi olacak Mary S. Bell onun hem en yakın dostu olacak hem de birçok eserini yayınlamasına yardımcı olacaktı. Dadıların ve eğitmenlerin nezaretinde İngiliz geleneklerine göre sıkı bir eğitim alan Gertrude Bell muhafazakar bir aileye mensuptu. O zamanın şartlarında kadınlar üniversiteye gitmiyordu. Gertrude ailesini ikna etti ve Oxford Üniversitesi’ne girdi. Dört yıllık okulu yarı sürede, birincilikle bitirdi.

 Mezun olduktan sonra 1892’de önce İran’da büyükelçi olan amcasının yanına gitti, daha sonra iki kez dünya turuna çıktı.

1899'da, pantolonu olmadığı ve eteğinin çok hantal olduğu için iç çamaşırlarıyla tırmandığı La Meije dağında dağcılığa başladı. Daha sonra İsviçre’de Alplerin en yüksek noktasına tırmandı. 1902’de Alplerde ekip olarak fırtınaya yakalandılar. Bellerindeki halatla birbirine bağlı üç kişi tam 53 saat boyunca bir yamaçta sallandılar. Bell’in dirayeti ve verdiği moralle tüm ekip sağ kurtuldu.

Ailesinin zenginliği Anadolu ve Irak’taki birçok arkeolojik çalışmayı finanse etmesini sağladı. Anadili İngilizce’nin yanı sıra 6 dil daha öğrendi; Türkçe, Arapça, Farsça, Fransızca, Almanca ve İtalyanca... İslam coğrafyasını gezdi, gözlemlerini kitaplaştırdı. Coğrafyadaki bütün aşiretlerle tanışıp dost oldu. Bu yönüyle Gertrude Bell, “Çöl Kraliçesi” olarak ünlendi, İngiliz İstihbaratı’nın en güvenilir elemanı sıfatıyla Ortadoğu’nun kaderini belirledi.

 

Aşkları ve Hayal Kırıklıkları

 

Gertrude, 24 yaşında, Henry Cadogan adlı Tahran Elçiliği'ndeki bir memura aşık oldu ve nişanlandıklarını duyurdular. Ancak Gertrude'nin ailesi, onunla evlenmesine izin vermedi. Cadogan yaklaşık bir yıl sonra zatürreden öldü. Bu, Gertrud’un hayatında yaşadığı ilk hayal kırıklığı oldu.

Bell 1907’de Anadolu’daydı. Kiliselerle ilgili bir araştırma yapıyordu, Konya’ya geldi. Burada İngiltere’nin Konya Askeri Konsülü Binbaşı Dick Doghty-Willie ile karşılaştı. Binbaşı evliydi. Gizli buluşma ve mektuplaşmaların ardından İngiliz Binbaşı 1915’te Çanakkale Savaşı’nda hayatını kaybetti. Gertrude muhtemelen bu olay nedeniyle Türkler’i sevmedi hatta nefret etmeye başladı.

1920'lerin başında, Irak İçişleri Bakanlığı'nın İngiliz danışmanı ve Kral Faysal'ın kişisel danışmanı Ken Cornwallis'le yolları kesişti. O’na da aşık oldu ama hem kendisinden 15 yaş küçüktü hem de evliydi. Gertrude için  Cornwallis tam bir hayal kırıklığı oldu. Ken Cornwallis 1925'te boşandıktan sonra bile Gertrude’la gönül ilişkisine girmedi.

Lawrence ile ilişkisi asla duygusal tonda olmadı. Her ikisi de Oxford'a gitmiş ve Modern Tarih okumuşlardı. Her ikisi de akıcı Arapça konuşmuş ve Arap çöllerinde yoğun seyahatleri olmuştu. I. Dünya Savaşı öncesi yerel kabilelerle bağlar kurmuşlar, arkeolog ve tarihçi Lt. David Hogarth tarafından 1915'te Kahire'deki Ordu İstihbarat Karargahına atanmaları sağlanmıştı. Gertrude, Lawrece’in patronu, güvenilir dostu ve hamisiydi.

 

Yurtdışı Gezileri ve Ortadoğu Çalışmaları

 

Gertrude Bell 1893-1899 yılları arasında Almanya, İtalya, İsviçre ve Fransa’da seyahatler yaptıktan sonra 1899’da Kudüs’e gitti. Buradan 1900’ün Haziran ayında yola çıkarak Suriye’yi dolaştı ve Cebelidürûz’a gitti. 1902-1903’te Hindistan, Cava, Burma, Çin, Japonya ve Amerika’yı dolaştıktan sonra Ortadoğu gezisini 1905’te tekrarlayarak aynı yerlerden bir daha geçti ve bu gezilerde gördüklerini bir seyahatnâme biçiminde değil, daha çok çöl insanlarının yaşantı ve duygularını dile getiren bir üslûpla The Desert and the Sown başlığı altında bir kitap halinde yayımladı (London 1907; Almanca’sı: Durch die Wüsten und Kulturstätten Syriens, Leipzig 1908).

1905 yılında Filistin ve Suriye’ye yaptığı gezide Antakya-İskenderun üzerinden Anadolu’ya geçti ve Konya’da Binbirkilise denilen bölgede incelemeler yaptı. Bizans kiliselerini inceledi. Bu seyahatlerde çadır kurup at üstünde güç erişilir yerleri dolaştı. Bu sayede dağılmakta olan Osmanlı Devleti’nin durumunu yakından görüp inceledi.

1907’nin Nisan’ında İzmir, Manisa, Miletos, Isparta üzerinden İç Anadolu’ya ulaştı. Sir W. M. Ramsay ile buluşarak birlikte kazılar yaptılar. Bu çalışmalar sonunda her ikisinin imzası ile The Thousand and One Churches (Binbirkilise) adlı hacimli ve bol resimli kitap yayımlanmıştır (London 1909).

1909 başlarında Halep’ten yola çıkarak güneye iner ve çölü geçip Fırat’ın batısında olan Ühaydır Sarayı harabesine ulaşır. Daha sonra birkaç defa daha gittiği bu çok önemli kale ve saray kalıntısına dair The Palace and Mosque of Ukheidir adıyla büyük bir kitap yayımlamıştır (Oxford 1913). Bu saray üzerindeki çalışmalarından önce Bağdat, Musul, Cizre, Diyarbakır, Harput, Malatya, Darende, Tomarza, Kayseri, Ereğli’den Konya’ya kadar yolculuğunu ve yolda gördüklerini Amurath to Amurath (London 1911, 1924) adlı kitabında anlatmıştır. 1911’de yine Ühaydır’da çalışmalar yaptıktan sonra Bağdat’tan kuzeye çıkarak Nusaybin ve Mardin üzerinden Silvan’a giden Gertrude Bell yolu üstündeki Nestûrî kiliselerini inceler; Silvan’da da çalıştıktan sonra Diyarbakır üzerinden Viranşehir’e, oradan Re’sül‘ayn’a ve Harran’a geçer. Buradan sonra uğradığı Kargamış’ta  T. E. Lawrence ile tanışır.

1913 yılı sonunda Şam’dan ayrılarak Necid çölüne girdi. Kızıldeniz ile Basra körfezi arasındaki araziyi geçerek kırk günde Hâil’e vardı. Buradaki aşiretin başındakilerle tanışarak I. Dünya Savaşı’nın başlamasından beş ay önce Bağdat’a ulaştı.

 

I. Dünya Savaşı ve Gertrude Bell

 

I. Dünya Savaşı’nda Lawrence ile birlikte, Osmanlı idaresine karşı Arap ayaklanmasını hazırlayanlar arasında bulunmak üzere Kahire’ye gönderildi. Kargamış’ta kazı yapan İngiliz arkeologlarından L. Wooley ile Osmanlı Devleti’nin çeşitli yerlerinde (Girit, Tesalya, Anadolu) yıllardır dolaşan arkeolog D. Hogarth da aynı serviste idi. Ayrıca burada savaştan önce Anadolu’yu baştan başa gezen Anadolu arkeolojisi uzmanı Sykes de bulunuyordu. Miss Bell 1916’da bir süre Kahire’deki bu istihbarat bürosunda çalıştıktan sonra Mezopotamya’daki İngiliz başkumandanlığı emrine verilerek General Sir Percy Lake’in yanına gönderilip Basra’da görevlendirildi.

Gertrude Bell’e doğrudan resmi bir görev verilmemiş olsa da Ortadoğu’da Osmanlı’ya karşı İngiliz saflarında çalışabilecek Arap kabilelerini tek tek raporlamıştı. Bu raporlar askeri eylemlerde kullanıldı. İngilizler bu sayede Şam ve Halep’i ele geçirdi. Musul’a girmek üzerelerken Osmanlı teslim oldu ve 1918’de Mondros Ateşkesi imzalandı. Birkaç ay sonra İngiltere Gertrude Bell’e “Üstün Başarı Nişanı” verdi...

 

 

(Devam Edecek; I. Dünya Savaşı Sonrası ve Gertrude Bell’in hazin sonu!)

 

 

Ünyekent, 04.07.2021

http://www.unyekent.com/yazi/2537-arkeolojik-emperyalizm-iv.html


Gertrude Bell , (1868 - 1926)
Gertrude Lowthian Bell Arabistan’daki kıyafetiyle çadırı önünde-1902

Kral Faysal, şürekâsı ve Bell piknik yaparken.

1913 yılı sonunda Şam’dan ayrılarak Necid çölüne girdi. 
Kızıldeniz ile Basra körfezi arasındaki araziyi geçerek kırk günde Hâil’e vardı.


Akademi ödüllü Nicole Kidman'ın Gertrude Bell'i canlandırdığı 
"Çöl Kraliçesi" filmini ünlü Alman Yönetmen Werner Herzog yönetti.