2 Ocak 2019 Çarşamba

Ülkemizin Tarihi Zenginliği - 3


Ülkemizin Tarihi Zenginliği - 3


Gazi Mustafa Kemal'in henüz Kurtuluş Savaşı'na başladığı dönemde ülkemizin tarihi zenginliklerinin farkına vardığını ve ülkenin kurtuluş meselesi kadar önemli gördüğünü söylemek mümkündür.

***
Konuya ilişkin son günlerde satış rekorları kıran  Yılmaz Özdil'in Mustafa Kemal adlı kitabından bir bölüm aktarmak istiyorum:

"TBMM'yi kurdu.
Sadece 16 gün sonra...
Asar-ı Atika Müdürlüğü kurulması talimatı verdi.
Daha memleketin ne olacağı belli değilken, kültür varlıkları müdürlüğü tarafından 'envanter' çalışmasına başlanmasını, ören yerlerinin tespit edilmesini, korunmasını istedi.
Topkapı Sarayı'nı müzeye dönüştürdü.
1921-1936 yılları arasında Topkapı'nın yanı sıra...
Efes antik kentinin,
Bergama antik kentinin,
Ankara arkeoloji müzesinin,
Ankara etnografya müzesinin,
Konya Mevlana müzesinin,
İzmir, Diyarbakır, Antalya, Sivas, Adana, Edirne, Kayseri, Tokat, Kütahya, Samsun, Van, Alanya, İznik, Silifke, Manisa, Amasya, Bursa, Afyon, Denizli, Isparta, Niğde, Kırşehir, Sinop ve Çanakkale müzelerinin açılmasını sağladı. 15 yılda 30 müze açtırdı.
'Melhame-i kübra, kan deryası'
olarak nitelendirdiği Sakarya Savaşı olanca şiddetiyle devam ederken, işgal kuvvetleri Ankara'nın burnunun dibine kadar yaklaşmışken, top sesleri şehirden duyulurken, Meclis'in Kayseri'ye taşınma ihtimali varken, akıbetimiz belirsizken... 'Eti müzesi' kurulması için talimat vermişti!
Memleketi 'kültür' üzerine inşa etmek istiyordu.
Kültür yoksa, kültür kökleştirilmezse, savaşı kazansak bile ayakta kalabilmenin mümkün olmadığını düşünüyordu. Eti müzesi fikri, Anadolu Medeniyetleri Müzesi olarak hayata geçirildi.
Hitit ve Asianik Araştırmalar Derneği tarafından Fransa'da yayınlanan Hitit Dergisi'nin sponsoruydu. Fransız tarih ve arkeoloji profesörleri tarafından yayına hazırlanan derginin künyesinde 'Gazi Mustafa Kemal'in himayesinde yayınlanmaktadır' ibaresi yer alıyordu.
Yıkık dökük durumda bulunan ve avlusu kahvehane olarak işletilen Ayasofya'nın müze olmasını sağladı.
Arkeolojik kazıları başlattı.
Alacahöyük, Mustafa Kemal'in talimatıyla 'ilk milli arkeolojik kazı' oldu. Defalarca uğradı, kazı alanını gezdi, buluntuları inceledi.
Ankara'nın simgesi olan güneş kursu 1935'te bulundu, duyar duymaz derhal Alacahöyük'e geldi, heyecanı ve mutluluğu gözlerinden okunuyordu.
1924'te sırf bu iş için İzmir'e gitti, Efes'i gezdi.
Bergama antik kentini gezdi.
Vahdettin'le Almanya seyahatinde Zeus Sunağı'nı incelemişti, o günkü hislerini, üzüntüsünü Bergama'da anlattı.
1930'da Antalya'ya gitti, Aspendos'u gezdi.
Hasankeyf'in yüzey araştırması 1932 yılında Mustafa Kemal'in talimatıyla başlatıldı. 1933'te ilk kazması vurulan Truva kazılarını, elde edilen bulguların korunmasını titizlikle takip ediyordu.
9 Eylül 1922'de işgalciler denize dökülürken, İzmir cayır cayır yanarken, Sardes antik kentine ait bulgular çalınmıştı.
Çünkü... Manisa Salihli'deki Sardes antik kenti Osmanlı döneminde Amerikalılar tarafından kazılıyordu. Buluntular  İzmir'e taşınmış, bugünkü İzmir Atatürk Lisesi'nin depolarına yerleştirilmişti.
İzmir cayır cayır yanarken Amerikan konsolosluğu fırsat bu fırsat diye düşünmüştü. Sardes buluntuları 56 sandığa yerleştirilerek, New York'a gönderilmiş, Metropolitan müzesi'ne teslim edilmişti.
Kelimenin tam manasıyla yangından mal kaçırılmıştı!
Mustafa Kemal bunu asla unutmadı.
Cumhuriyet ilan edilir edilmez son derece sert bir dille diplomasi başlattı. 53 sandık dolusu eser 1924 yılında geri alındı. Üç sandık hakkında 'biz de bulamıyoruz, kayıp' filan demişlerdi ama, hiç olmazsa gerisi kurtulmuştu.
1933 yılında Üniversite yasası hazırlanıyordu.
Taslakta yer almıyordu, 'arkeoloji enstitüsü'nü monte ettirdi.
2Tbiatın esrar dolu sinesine her gün daha çok girmekte olan insan zekası, realiteye kavuşmak için, insanlık tarihini aydınlatacak ilimler bulmuştur. Arkeoloji işte o ilimlerin başında gelir. Tarih, bu ilimlerin bulduğu belgelere dayandıkça temelli olur. Bizim topraklarımızdaki tarih belgelerimizin her bir parçası, bizim kültürümüzün bir aynasıdır' diyordu.
'Ne Mutlu Türküm Diyene' kavramının kökeniydi...
Irk, din, dil, hatta zaman farkı gözetmeden, bu topraklarda varolan, bizden'di."


(Yılmaz Özdil, Mustafa Kemal, Kırmızı Kedi Yay. 2018, s. 418-422)

****

2019 yılının bu ilk yazısında yeni yılın tüm dünyaya barış, huzur, sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum...

(Devam Edecek.)
      
Fotoğraf:
Mustafa Kemal Atatürk'ün Efes antik kentini ziyaretleri

02 Ocak 2019, Ünyekent