Ülkemizin Tarihi
Zenginliği - 3
Gazi
Mustafa Kemal'in henüz Kurtuluş
Savaşı'na başladığı dönemde ülkemizin tarihi zenginliklerinin farkına vardığını
ve ülkenin kurtuluş meselesi kadar önemli gördüğünü söylemek mümkündür.
***
Konuya ilişkin son günlerde satış rekorları
kıran Yılmaz Özdil'in Mustafa
Kemal adlı kitabından bir bölüm aktarmak istiyorum:
"TBMM'yi kurdu.
Sadece 16 gün sonra...
Asar-ı Atika Müdürlüğü kurulması
talimatı verdi.
Daha memleketin ne olacağı belli
değilken, kültür varlıkları müdürlüğü tarafından 'envanter' çalışmasına
başlanmasını, ören yerlerinin tespit edilmesini, korunmasını istedi.
Topkapı Sarayı'nı müzeye dönüştürdü.
1921-1936 yılları arasında
Topkapı'nın yanı sıra...
Efes antik kentinin,
Bergama antik kentinin,
Ankara arkeoloji müzesinin,
Ankara etnografya müzesinin,
Konya Mevlana müzesinin,
İzmir, Diyarbakır, Antalya, Sivas,
Adana, Edirne, Kayseri, Tokat, Kütahya, Samsun, Van, Alanya, İznik, Silifke,
Manisa, Amasya, Bursa, Afyon, Denizli, Isparta, Niğde, Kırşehir, Sinop ve Çanakkale
müzelerinin açılmasını sağladı. 15 yılda 30 müze açtırdı.
'Melhame-i kübra, kan deryası'
olarak nitelendirdiği Sakarya Savaşı
olanca şiddetiyle devam ederken, işgal kuvvetleri Ankara'nın burnunun dibine
kadar yaklaşmışken, top sesleri şehirden duyulurken, Meclis'in Kayseri'ye
taşınma ihtimali varken, akıbetimiz belirsizken... 'Eti müzesi' kurulması için
talimat vermişti!
Memleketi 'kültür' üzerine inşa etmek
istiyordu.
Kültür yoksa, kültür
kökleştirilmezse, savaşı kazansak bile ayakta kalabilmenin mümkün olmadığını düşünüyordu.
Eti müzesi fikri, Anadolu Medeniyetleri Müzesi olarak hayata geçirildi.
Hitit ve Asianik Araştırmalar Derneği
tarafından Fransa'da yayınlanan Hitit Dergisi'nin sponsoruydu. Fransız tarih ve
arkeoloji profesörleri tarafından yayına hazırlanan derginin künyesinde 'Gazi
Mustafa Kemal'in himayesinde yayınlanmaktadır' ibaresi yer alıyordu.
Yıkık dökük durumda bulunan ve avlusu
kahvehane olarak işletilen Ayasofya'nın müze olmasını sağladı.
Arkeolojik kazıları başlattı.
Alacahöyük, Mustafa Kemal'in
talimatıyla 'ilk milli arkeolojik kazı' oldu. Defalarca uğradı, kazı alanını
gezdi, buluntuları inceledi.
Ankara'nın simgesi olan güneş kursu
1935'te bulundu, duyar duymaz derhal Alacahöyük'e geldi, heyecanı ve mutluluğu
gözlerinden okunuyordu.
1924'te sırf bu iş için İzmir'e
gitti, Efes'i gezdi.
Bergama antik kentini gezdi.
Vahdettin'le Almanya seyahatinde Zeus
Sunağı'nı incelemişti, o günkü hislerini, üzüntüsünü Bergama'da anlattı.
1930'da Antalya'ya gitti, Aspendos'u
gezdi.
Hasankeyf'in yüzey araştırması 1932
yılında Mustafa Kemal'in talimatıyla başlatıldı. 1933'te ilk kazması vurulan Truva
kazılarını, elde edilen bulguların korunmasını titizlikle takip ediyordu.
9 Eylül 1922'de işgalciler denize
dökülürken, İzmir cayır cayır yanarken, Sardes antik kentine ait bulgular
çalınmıştı.
Çünkü... Manisa Salihli'deki Sardes
antik kenti Osmanlı döneminde Amerikalılar tarafından kazılıyordu.
Buluntular İzmir'e taşınmış, bugünkü
İzmir Atatürk Lisesi'nin depolarına yerleştirilmişti.
İzmir cayır cayır yanarken Amerikan
konsolosluğu fırsat bu fırsat diye düşünmüştü. Sardes buluntuları 56 sandığa
yerleştirilerek, New York'a gönderilmiş, Metropolitan müzesi'ne teslim
edilmişti.
Kelimenin tam manasıyla yangından mal
kaçırılmıştı!
Mustafa Kemal bunu asla unutmadı.
Cumhuriyet ilan edilir edilmez son
derece sert bir dille diplomasi başlattı. 53 sandık dolusu eser 1924 yılında
geri alındı. Üç sandık hakkında 'biz de bulamıyoruz, kayıp' filan demişlerdi
ama, hiç olmazsa gerisi kurtulmuştu.
1933 yılında Üniversite yasası
hazırlanıyordu.
Taslakta yer almıyordu, 'arkeoloji
enstitüsü'nü monte ettirdi.
2Tbiatın esrar dolu sinesine her gün
daha çok girmekte olan insan zekası, realiteye kavuşmak için, insanlık tarihini
aydınlatacak ilimler bulmuştur. Arkeoloji işte o ilimlerin başında gelir.
Tarih, bu ilimlerin bulduğu belgelere dayandıkça temelli olur. Bizim
topraklarımızdaki tarih belgelerimizin her bir parçası, bizim kültürümüzün bir
aynasıdır' diyordu.
'Ne Mutlu Türküm Diyene' kavramının
kökeniydi...
Irk, din, dil, hatta zaman farkı
gözetmeden, bu topraklarda varolan, bizden'di."
(Yılmaz
Özdil, Mustafa Kemal, Kırmızı Kedi
Yay. 2018, s. 418-422)
****
2019 yılının bu ilk yazısında yeni yılın tüm
dünyaya barış, huzur, sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum...
(Devam Edecek.)
Fotoğraf:
Mustafa Kemal Atatürk'ün
Efes antik kentini ziyaretleri
02 Ocak 2019, Ünyekent
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder