Kaldığımız Yerden Devam
Geçtiğimiz ay sormuştuk:
“Nerede kalmıştık?” diye…
Hatta gelip çatan güzel günlere değinemediğimizi…
Baharın kendini iyice hissettirmeye başladığını...
Pandemi günlerini “sanki” geride bıraktığımızı…
Üç yıl önce kaldığımız yerden devam etmemiz gerektiğini…
Çünkü bahar ayları gibi kıpır kırıp hayat…
Bir yerden başlamak gerek, demiştik.
(Kaldı ki bahar aylarını geride bıraktık.
Yaza girdik.
Delikanlılarımız(!) Ünye’de deniz sezonunu açtı bile…)
Kazıkları çakılıp terk edilen Kültür Sarayı’ndan…
Çevreyle uyumu bozmayan Asarkaya
Panorama Cafe-Restoran’dan…
Ünye sahiline dökülen betondan…
Magnefest Gençlik ve Bahar
Festivali’nden söz
etmiştik.
Yapılan olumlu işlerden dolayı Başkan Tavlı ve ekibini kutlamıştık.
Olumsuz bulduğumuz durumları dile getirip:
“SAHİLİME DOKUNMA!” demiştik.
Ayinesi İştir Kişinin
Bizde duruma uyan atasözü çok.
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."
Ziya Paşa’nın Terkîb-i bend’inde şiire dönüşür ata sözleri:
"İnsanın aynası iştir, lafa bakılmaz.” der.
Kumsala beton döküleceği iddialarının tamamen yanlış ve
yalan bilgilendirme olduğuna işaret eden Büyükşehir Belediyesi Başkanı Danışmanı,
“Buradaki çalışmada bir çay kaşığı beton
dökülmesinin söz konusu olmadığını” söylüyor.
Yapılan iş ortada.
Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir.
“Çocuk oyun alanı”, “yürüyüş parkuru” yapıyoruz diyerek Eksi
İskele kumsalına beton döktünüz.
Defalarca yazdık bu sahilin Ünye için ne anlama geldiğini.
Sahiller Ünye’nin kimliğidir, dedik.
Bir sahil kenti olarak Ünye’nin en özgün tarafı sahilidir.
Sahili çıkarıp atarsanız Ünye’nin gerdanından, sıradan bir
Anadolu kasabasından farkı kalmaz.
Yani gözümüz gibi korumamız gerekir.
Sahille örtüşen en doğal aksesuar, kıyıya çekilmiş
kayıklardır.
Onlar sahilin süsüdür, onlara dokunmayın.
Kıyılarındaki kuma gelince…
Ünye kumu olarak bilinen ince kum, güneşe tutulduğunda
parıldar.
Magnetik özelliği olan kumun sağlık mucizelerini sevgili Orhan Yiğit’ten önce de biliyorduk.
Ama O’nun sayesinde güncellendi, yenilendi, tüm dünyaya ilan
edildi...
Elle tutulur bir nesne haline geldi.
Ne yazık ki, bu güzel sahili tahrip ediyoruz.
Atatürk Parkı dolgusuyla başlayan kıyı tahribatı, yeni
betonlaştırma projeleriyle sürüyor.
Kıyıları güzelleştiriyoruz diyerek, yürüyüş parkuru adına
kumsala beton döküyoruz.
Deniz geri çekildikçe, açılan alanı taş, toprak ve betonla
dolduruyoruz.
Yapmayalım…
Kumsala Kum Havuzu
Boççe ve çocuk kum havuzundan bahsediliyor.
Doğal kumsala, fazladan bir kum havuzu hangi akla, mantığa
sığar.
Ya boççe parkuru?
Milli bir spor, denmiş ya...
Dünyanın bir çok yöresinde oynanan bir oyundur.
Kökeni Romalılara dayanan bu sporun bowlinge benzediğini ve demir
bilyelerle oynandığını biliyoruz.
Açık hava sinemasından, voleybol sahasına, kum havuzundan
oturma alanlarına ve kayıkhaneye kadar çok sayıda birimi Yalı kumsalına
sığdırmak…
Kumluk alanın en verimli şekilde kullanılması olarak
değerlendiriliyor.
Proje Mayıs sonunda ilgili alana konulan bir tabelayla halka
sunuluyor.
Sonra dönüp dolaşıp, “bu öneriler kabul görürse yapılır,
görmezse yapılmaz” deniyor...
Bilgilendirme mi,
Lütuf mu?
Bilgilenmek isteniyordu, öyle yaptık deniyor.
Çamlık konusundaki tepkilerden haberli olsalardı, Eski
İskele kumsalına beton dökmeden önce de bir “bilgilendirme” yaparlardı.
Ne yaptılar?
Önce beton döktüler, sonra tabelasını astılar.
Şimdi de diyorlar ki:
“Israrla yanlış bilgiler ifade ediliyor, eleştiri
sınırlarını aşabiliyorlar.”
Yapmayın lütfen.
Yani bu işe karşı olanlara “haddinizi aşmayın!” mı,
diyorsunuz...
Oraya dökülen her kuruş, bu halkın ödediği paralarla
karşılanıyor.
Sizin cebinizden çıkmıyor.
Doğru bir şey yapmak istiyorsanız, sahile akan dere
bakslarını temizleyin.
Yapılan hiçbir şey Yalı’nın, Yalıkahvemizin doğal yapısına uygun
değil, yasalara da uygun değil.
Sahillerimiz 3-5 Kişinin değil, Halkındır
Evet “Kıyılar Halkındır!” diyor, Büyükşehir Belediye Başkanı
Sayın Hilmi Güler.
Bu minval üzere “Ünye sahiline işgal edilmiş kıyılarımıza
nasıl sahip çıkıldı, nasıl kaçak yapılar ve barakalar yıkıldı, nasıl sahil ve
kumsal alanlar temizlendi halka açıldı, bir bakalım.”
Denilmiş.
Baktık.
Sn. Eski Başkan Enver
Yılmaz’dan bu yana sahilimizde öyle denildiği gibi bir temizliğe
rastlamadık. İş makineleriyle “kumsalın temizlemesi”ne eyvallah, ama işgal
edilen kıyıların kurtarıldığını görmedik. Aksine var olan aykırılıklar daha da genişlemiş.
(Ünye kenti sahilinde durum böyle maalesef. Ordu kent
merkezinde ise denizi usulsüz doldurdukları için mahkeme kararıyla belediye
dolgusunun durdurulduğunu biliyoruz.)
Ünye’de gözümüzden kaçan bir sahil temizleme operasyonu varsa,
biri bizi bilgilendirsin; “aha da şurası” desin ki, bilelim…
Gidip Başkan Güler’den
özür dileyelim.
Geri Dönüşümde Farkındalık
Ünye Belediyesi’nin güzel bir uygulamasıydı.
Çöp toplama alanlarına bir de “Geri Dönüşüm” ünitesi
konulmuştu.
Yalı ve Yüzüncü yıl mevkiine konulan “dönüşüm” konteynırı
birkaç ay önce alınıp götürüldü. Sorduk, “gelecek” dendi, onarılıyormuş…
Gözümüz yolda kaldı, kaç ay oldu, gelmedi.
Yazıktır; kâğıt, metal, cam, plastik…
Çok sayıda dönüşüm materyalinin çöpe gittiğine tanık
oluyoruz.
Toplama işini ihale alan kişi yahut firma ilgilenmiyor
anlaşılan.
Şu işe belediye el atsa da, yeniden kavuşsak dönüşüm
kutumuza.
08.06.2022,
Ünyekent
http://www.unyekent.com/kose-yazilari/kaldigimiz_yerden_devam-3274.html