27 Mayıs 2020 Çarşamba

Garip Şöhretler




Garip Şöhretler


Tarih MÖ. 356, Temmuz’un 21. günü…
Efes’te genç bir adam...
Tek amacı var…
Tarihe geçmek!
Adı: Herostratus.
(2.376 yıl sonra adını andığımıza göre, bu işi başarmış olmalı.)

Ne mi yaptı?
Dünyanın yedi harikasından biri olan Efes antik kentindeki Artemis Tapınağını yaktı!
MÖ. 356, Temmuz’un 21. günü…
Tarihe geçti, adamın adı belli, tarih belli, yaktığı eser belli:
Dünyanın yedi harikasından biri…
Artemis Tapınağı!


****
Tarihe geçmek sanıldığı kadar zor değil, başka şöhretler de var, benzer bir eylemle tarihe geçmiş…
(Tarihin en büyük imparatorluğunu kuran Moğol hükümdarı Cengiz Han, önüne ne gelirse yakmış yıkmış ama ününü sırf yakıp yıkmaya borçlu değil. Dünyayı yıkan Hülagü Han’ın da şöhreti yıkıcılığından gelse de, garip şöhret sayılmazlar. Yeteneğiyle ün kazanmış kişilerden de söz etmiyoruz. Sıradan olup ta şöhreti “garip” biçimde yakalayan ve tarihe geçen insanları aldık gündemimize, sayıları öyle çok değil.)

****
Evet, fazla örneği yok…
Böylesine saçma sapan bir işin kahramanı kabul edilen garip şöhretler tarihte karşımıza pek fazla çıkmıyor.
Bu şekilde tarihe geçen bir başka kişi daha var ki, adam tutmuş, zemzem kuyusuna işemiş.
O’nun için Osmanlıca’da “Zemzem Kuyusu’na işeyen kişi” demek olan ‘Bevvál-i çeh-i Zemzem’, yahut Arapça’da ‘işeyenlerin babası’ anlamına gelen ‘Ebu Bevvál’ deniyor.
Bu adamın da meşhur olmasının tek sebebi Zemzem kuyusuna işemek…
İşeyenin adı ise pek hatırlanmıyor, akıbeti de.

****
Herostratus’un tarihe geçişi, yaptığı eylemin anlamsızlığı ve boyutu ile ilgilidir.
Ancak bu boyutta cürüm işleyen sıradan insanların, cezalandırıldıktan sonra esamisinin okunmadığını bilmekteyiz.
Biz bu olayı yani Herostratus’un tarihe geçişini, daha çok Rus yazar Grigory Gorin'in "Forget Herostratus" adıyla yazdığı bir tiyatro oyunundan biliyoruz.
Midas’ı, onunla ilgili yazılan “Midas’ın Kulakları” adlı Güngör Dilmen’in yazdığı oyundan bildiğimiz gibi.
Troia Savaşı’nı, Homeros destanlarından.
Herakles’i, Yason ve Argonotları mitolojik eserden öğreniyoruz.
Bizde kaynak, daha çok Azra Erhat’ tır…
Tarihi de tarih kitaplarından öğreniyoruz.
Tüm bu olayların bir taşıyıcısı olmasa, bu kadar kalıcı olamazlardı.
Tarih denen olgu, mitolojiye göre çok daha elle tutulur belgeler gerektiriyor.
Bir yere kayıt düşülmemiş olsaydı, hiç biri kalıcı olamazdı.

****
Günümüze gelirsek…
Bugün de sıradan olup, garip bir biçimde üne kavuşan şöhretlerimiz mevcut.
İsim isim saymamız gerekmiyor.
Çoğu unutulacak, gelecekte yaptıklarıyla anılmayacaktır.
Kimler geldi, kimler geçti?
Ama b irileri yaptıklarıyla tarihe geçebilir.
Nasıl anılacaklar?
Mutlaka taşıyıcılarının biçtiği misyonla anılacaklardır.
Umarız hiç kimse, örneğini verdiğimiz “garip şöhretler” gibi anılmaz!


27.05.2020, Ünyekent