8 Kasım 2022 Salı

Sakıp

 


Sakıp

 

 

Gidenlerimizi toprağa veririz ya…

Bazen her birini gökyüzüne gönderdiğimize sayarım.

Eski Çağ İnsanları gibi…

Orada yıldızlar yoldaşı olsun, ışığı hiç eksilmesin diye...

 

İşte öyle bir insandı Sakıp.

Can dostum, kardeşimdi…

Arkadaşlığımız son nefesine kadar sürdü.

Uzun yol arkadaşım, yoldaşımdı.

Bildiği doğrulardan hiç şaşmadı.

 

****

Ali Sakıp Yaşar

1955 yılında Urfa-Birecik’te doğmuştu.

Babasının memuriyeti nedeniyle İzmir’deydi.

İkimiz de Bornova’da ikamet ediyorduk.

O’nu üniversiteye başladığımız ilk günlerde tanımıştım.

Okuldaki demokratik mücadeleye birlikte başladık.

O günden sonra dostluğumuz eksilmeden sürdü.

İlk eylemimiz “fakülte” mücadelesiydi. 70’li yılların başında “Yüksek Okul” adıyla kurulan “paralı özel okullar” kaldırıldı, devlet okulu haline getirildi. Bizim okulumuz da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlı, Eczacılık Yüksek Okulu olmuştu. Geçiş süreci sancılıydı. Bir türlü fakülte statüsüne geçilmiyordu. Kolları sıvadık… Özlük haklarımızı elde etmek amacıyla bir araya geldik. Dernek çatısı altında örgütlendik Çok sürmeden “fakülte” hakkını elde ettik. Kantinimiz ve yemekhanemiz özeldi, lükstü… O eylemden sonra devlet eliyle işletilmeye başladı. Eğitim kadrosu “taşımalı” sistemden kurtuldu… “Kürsü” oluşturma aşamasına geçildi.

 

****

 

Okulda, günlük hayatımızda Sakıp’la omuz omuza verdik.

Yol arkadaşlığımız diğer demokratik eylemlerle sürdü...

Boykotların, direnişlerin ve çağdaş Üniversite kavgasının ortasındaydık.

Bizden önceki kuşağın, 68 gençliğinin misyonunu üstlenmiştik.  

Denizler, Mahirler gelip geçmişti bu ülkeden…

Tam bağımsız ve sosyalist bir Türkiye istiyorlardı.

ABD emperyalizmi ve işbirlikçilerine savaş açmışlardı.

“Biz ülkemizin kurtuluşu ve halkın mutluluğu için ölümü severek kucaklarız” diyen insanlardı… Bizim için de daha ötesi yoktu!

 

****

 

70’li yılların ikinci yarısında siyasi karmaşa yükselişe geçti. İzmir’de dikiş tutturamayan “Ülkücü” kesim, üniversitelerde tutunamayınca Bornova’da toplanmaya başladı. Hatta Bornova kampusunu topluca basmaya kalktılar. Güvenlik görevlilerinin gayretiyle silahlı baskın toplu kıyıma dönüşmeden engellendi. İşte o günlerden birinde, okul dönüşü Bornova otobüsündeydik. İnmemiz gereken durakta inemedik. Ülkücü bir grup ikimizi kuşatmış, adeta rehin almıştı. Kaç kişi olduklarını bilemedik, kalabalık görünüyorlardı. Ensemizde sakız patlatıp, “silah” gibi patladığını ima ediyorlardı. Hep birlikte son durağa kadar geldik. İnerken kalabalığa karışıp, ani bir hareketle aralarından sıyrıldık. Sakıp’a arkadan bir iki darbe vurmuşlardı. Bağrış çağrış Semih’in dernek binasına attık kendimizi. Orada dernek olduğunu bildiklerinden, peşimizi bırakmışlardı. Karakola gidip şikâyetçi olduk, onlar da şikâyetçi olmuşlardı... Baba bir komiser bizi karşısına alıp nasihatlerde bulundu. Onlarla birlikte karakoldan çıkıp olay yerine yakın bir pastaneye gittik. Liderleri Kemal Sandık’tı, oturup lafladık ama anlaşamadık. Sanki ayrı dillerden konuşuyorduk. Daha buna benzer birçok anımız oldu Sakıp’la… 12 Eylül’ün karanlık günlerinde biz zaten mahpustuk. Sakıp da bir badire atlattı, sonra baba ocağı Birecik’e yerleşti kardeşi Cahit’le... En son Gaziantep’teydi.

 

****

 

 Ünye-Antep arası, uzun bir mesafe vardı aramızda.

“Yolun buralara da düşsün, mutlaka gel, uğra” diyordum, olmadı.

İki sefer O’na uğrama imkânım oldu.

İlki 26 yıl önceydi, sanıyorum…

İşim gereği Gaziantep’e gittiğimde, uğramıştım.

O tarihte Birecik’teydi.

Mirkelam tesislerinde oturup yılların hasretini gidermiştik.

En son 2007’de gördüm Sakıp’ı, oturup halleştik.

Çok az bir araya geldik ama iletişimimiz hiç kopmadı.

Telefonla da olsa, görüşmelerimiz sürdü.      

Son görüşmemizde eski günlerden konuştuk yine.

Yitip giden arkadaşlardan, kaybettiklerimizden…

Hiçbir arkadaşla bağını koparmak istemediğinden söz etti, uzun uzun…

Israrla hepsini aramıştı, karşılık bulamadıklarını aramaktan vaz geçmişti.

Yüreği, gönlü güzel bir arkadaşımızdı.

O’nu da yitip gidenler listesine ekledik.

Işıklar içinde yatsın.

 

 

05.11.2022, 13.00

 

 

09.11.2022, Ünyekent

https://www.unyekent.com/kose-yazilari/sakip-3567.html

 


Bafa Gölü-İlk Okul Gezimiz-
Atilla İskit ve Ali Sakıp Yaşar-
İkisi de şimdi aramızda değil

Denizli-Pamukkale Okul Gezisinde

Denizli-Pamukkale Okul Gezisinde

Denizli-Pamukkale Okul Gezisinde

Eczacık Fakültesi Kantini-1976

09.11.2022, Ünyekent