13 Kasım 2013 Çarşamba

Kim Olduğunu Bilmediğin Sürece...


Kim Olduğunu Bilmediğin Sürece...

Ünyekent'te Yerel Seçim gündemine ilişkin güncel bir köşe yazısı:


“Kim olduğunu bilmediğin sürece, nereye gittiğinin önemi yoktur.”

(Afrika Atasözü)

Quo Vadis hakkında notlar:
Latince'de "Nereye gidiyorsun?" anlamına gelen Quo Vadis
aslen İncil'de geçmektedir.
"Şimdiyse beni gönderenin yanına gidiyorum. 
Ne var ki, içinizden hiçbiri bana, 'Nereye gidiyorsun?' diye
 sormuyor."(Yuhanna 16:5)




"Quo vadis, Domini?"
Yakalanacağını anlayınca Roma'dan kaçan havarî Petrus'un yolda giderken kendisiyle karşılaştığı Efendisi İsa'ya merak ve heyecan içinde sorduğu sorudur bu!
— "Efendim, nereye gidiyorsunuz?"
Hz. İsa'nın bakışlarında incinmişlik, sesindeyse sitem dolu bir hüzün vardır:
— "Roma'ya!"
Gözleri faltaşı gibi açılmış bir hâlde "Niçin?" diye sorar Petrus, şaşkın şaşkın...
İsa, o mağrur, o mazlum bakışlarını vakarla yere indirir 
ve dudağının kenarına ilişen acı bir tebessümün eşliğinde şöyle der:
— "İkinci kez çarmıha gerilmek için!"
DÜCANE CÜNDİOĞLU - Yeni Şafak

Yukarıdaki resim: Annibale Carracci - 1602 



Quo Vadis, aynı zamanda Henryk Sienkiewick (1846 Polonya - 1916 İsviçre) adlı Polonyalı bir yazarın 1896'da yazdığı romanının adıdır.
Roman 1951'de filme alınmıştır.


Neron'un Roma'yı yakması, Hristiyanların vahşi hayvanlara yem edilmesi gibi atraksiyonlara yer veren yapıtta güç, ihtişam, kibir, zulüm ve delilik konu edilir. 
Genç bir Hristiyan kızıyla (Lygia) Romalı bir subayın (Marcus Vinicius) aşkını anlatan roman, dıştan şatafatlı görünmesine rağmen yozlaşmış, kokuşmaya ve zulme açılmış bir toplumu tasvir etmektedir. 




Seçim atmosferi içerisinde yaşananlara bakarak "Türkiye nereye gidiyor?" sorusunu sorduğumuz bu makalede, romanda anlatılan Roma ile günümüz Türkiye'sini mukayese ediyoruz. 
Tesadüfen, aynı gün Erdal Atabek, 11 Kasım 2013 tarihli Cumhuriyet'te şöyle demektedir:

“Türkiye nereye gidiyor?” diyenler yanılıyor. 
Türkiye oraya gitti. 
Orası, işte burasıdır. 
“Yaşananlar seçimler için yapılıyor” avuntusu çok gerilerde
 kalmıştır. 
Seçimler, politik çalışmalar takvimi benzeri vitrin düzenlemeleri oyalanmaktır. "


Dr. Erdal Atabek'le aynı düşünmüyoruz. Değerli yazarın yazısını, yazımızın yayınlanmasından sonra okuduk ama düşüncemiz değişmedi.
Türkiye henüz oraya gitmedi. Orası daha karanlık ve karmaşa dolu.
İmparator Neron'un (37 - 68) yönettiği (!) ülke, şimdilik sadece bir olasılık...

İşte Erdal Atabek'in o yazısı:

Mustafa Kemal Atatürk’ü Kimler Sevmez?

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/7961/Mustafa_Kemal_Ataturk_u_Kimler_Sevmez_...html