Bir Zamanlar Ünye Vilayetinde
[Sancak Oluşunun Ünye’ye Getirdikleri.]
Bölüm II
1864 yılında Sivas, Canik ve Bucak sancaklarından ayrılarak Ünye sancağına bağlanan kazalarla Ünye sancağı teşkil edilmiştir. Ünye sancağı; Merkez Ünye kazası ile Fatsa, Niksar, Erbaa, Bolaman ve Karakuş kazalarından müteşekkildi. Ünye Sancak olduğu günden itibaren müthiş bir hareketlenmeye sahne olmuştur. Ünye sancağına bağlı kazalar birer birer imar edilip, yollar, köprüler, çarşılar inşa edilmiş, dağlarda bulunan eşkıyalar ve asker firarileri de yakalanarak asayiş temin edilmiştir.[1]
Ünye
Niksar Karayolu
Ünye Sancağı'nın ilk ve en önemli imar faaliyeti Ünye Niksar Yolu'nun yapımıdır. Konuyu içeren çok sayıda resmi yazışma mevcuttur.
Ünye Sancağı Meclisi’nin Müfettişlik Makamı’nda
bulunan es-Seyyid Ali Rıza Efendi’ye gönderdiği 6 Rebiulevvel 1281[9 Ağustos
1864] tarihli yazıda; Ünye-Niksar yolunun tesviye edilip, genişletilmesi
hakkında bilgi verilmektedir.[2]
1 Ağustos 1864'te Niksar yol yapımı dolayısıyla Ünye bitişinde bulunan
Kapaklıpınar adlı yerde toplanan âlimler, meşayıh, ileri gelenler, imamlar,
muhtarlar, mektep hocaları ile mevcut çocuk ve ahali ile gayrimüslimlerin
reisleri, papasları ve çocukları hep birlikte el açarak dua etmiş ve padişaha
şükranlarını bildirmişlerdir. Yol inşaatının müteahhitliğini maaşsız bir
biçimde Hazinedarzade Süleyman Bey üstlenmiştir. Yolun daha hızlı bitmesini
sağlamak için Niksar tarafında da çalışmalara başlanmış ve diğer imar işlerinde
olduğu gibi yol inşaatında da bölge halkı çalışmıştır. Yetmiş yaş üzeri ahali
mensuplarının yolda çalışma yükümlüğü olmamasına rağmen gönüllü çalıştıkları
müşahede edilmiştir.
Yola ilk kazma 1 Ağustos 1864 tarihinde Ünye'nin
başlangıcında Kabaklıpınar mevkiinde vurulmuş ve Ünye, Niksar, Fatsa, Erbaa, Karakuş
ve Bolaman halkı ve yöneticileri hiç durmadan ve ücret almadan genciyle ve
yaşlısıyla çalışarak bir imkânsızı başarmışlardır. . Yolda 4.000 amele
çalışması Samsunluları hayrete düşürmüştür. Bu yolda her gün 16.500'den az
olmamak üzere amele çalışmaktadır. Hatta bu gayret o kadar fazladır ki bazı yaşlı
adamların yol çalışmasından muaf oldukları halde gelip çalıştıkları
görülmüştür. Ünye-Niksar yolu 1 Ağustos 1864 tarihinde Kapaklıpınar mevkiinde
vurulan ilk kazma ile başlamış, 15 Eylül'de yani 1,5 ay gibi kısa bir sürede
tamamlanmıştır. Yol üzerinde ilk zahire arabaları 22 Eylül'de Niksar'dan yola
çıkmış ve zahire arabalarına "Pirinçlik" mevkiinde muhteşem bir
karşılama töreni yapılmıştır. Ünye'ye gelen araba bir çeşit boya ile süslenmiş
ve herkes askılara çeşitli kumaşlardan asarak arabaları süslemiş ve topluluk
çarşı içinden hükümet konağı çevresine gelerek, burada da arabalara çeşitli
askılar asılarak seyr ü temaşa edilmiştir.
Osmanlı Belgelerinde Ünye Sancağı Sergisinde çok
sayıda Ünye Niksar Karayolu yapımı belgeleri içeren levhalar mevcuttur.[3]
Ünye'nin
Yeniden İmarı ve Ünye Limanı
Ünye’nin imarına ilişkin ilk olarak şehrin resmi yapıları, cadde ve sokaklar, cami ve mezarlıklar onarılır. Yeni çarşı yerleri düzenlenir, şehre tatlı su bağlanır, akmayan çeşmeler onarılır ve yeni çeşmeler tesis edilir..
Hükümet konağı yakınında bulunan kütüphane ve
fetvahane onarılarak, çarşıya 7-8 kadar fevkani ve tahtani (altlı üstlü) kagir
mağazalar inşa edilmiştir.
Gavraz'da (Tekkiraz) bulunan kaplıcanın da tamamlanması
için gerekli olan işler Süleyman Bey tarafından tedarik edilir.
İmar faaliyetlerinin en önemli kısmı Ünye Limanı konusudur.
Yolcu vapurları Ünye'nin yakınından gelip
geçmekteydi. Fransız ve Osmanlı vapurları Ünye'ye haftada bir iki defa
işletilmiş olursa yük ve yolcu talep edildiği kadar olacaktı. Ünye limanının
keşfi görevi Trabzon'da bulunan Feyzi Paşa'ya verilmiş, Fransız vapurlarının
Ünye'ye işletilmesi için Trabzon Fransız konsolosluğuna, Osmanlı vapurlarının
işletilmesi için de Dersaadet'e resmi yazılar yazılmıştır. 1 Ekim 1864 tarihli
yazıda; Ünye limanının tamir edilerek Fransız ve Osmanlı vapurlarının Ünye’ye
uğraması talep edilmiştir.[4]
Ünye’de
Su Sorunu Çözüme Kavuşuyor
1864 yılında yapılan en önemli gelişmelerden biri su sorunun çözüme kavuşturulmasıdır. Ünye çarşısına gelen leziz su, köprü üzerinden terazi ile getirilmekteydi. Ancak her sene yağmurların sebebiyet verdiği seller yüzünden terazi yıkıldığından dolayı, ahali beş vakit namaz için abdest alacak suyu bulamıyordu..
Ünye şehrine akan tatlı su yetersiz kaldığından
üç misli arttırılarak köprü üzerinden akıtılıp bütün mahalle ve evlere
dağıtılmasının uygun olacağı düşünüldü. Bunun için Ünye suyu üzerine iki gözlü
köprü inşa edilmesi ahali tarafından da desteklendiğinden, Bolaman kazasından
köprü ilminde mahir bir taşçı ustasına keşif yaptırılmıştır. Üzerinde
korkuluklar bulunacak iki gözlü kagir köprünün 60 arşın uzunluğunda ve 6 arşın
genişliğinde; kemerlerinin çapının 12’şer zira ve yukarısının 6’şar arşın
yüksekliğinde inşası kararlaştırılmıştır. Bu inşaat için Ünye Sancağı genel
meclis üyeleri kırk bin kuruşa yakın yardımda bulunmuşlar ve bu meblağı deftere
kendi elleriyle yazmışlardır. Ünye ırmağı üzerinde padişah Sultan Abdülaziz
adına yapımına başlanan köprünün ihalesine Kiryako Usta, Usta Yani, Banko Usta,
Vasil Usta, Samsun’dan gelen Yani Usta, mahzen müdürü Mehmed Efendi kefaletiyle
Vasil ve Karabaş gibi Ünyeliler katılmıştır. İhale keşif masrafları olan 76800
kuruş, 49300 kuruşa inerek Andon oğlu Kiryako kalfa üzerine karar kılmış ve bu
meblağın 40000 kuruşa yakın miktarı, hayırsever Ünyelilerden toplanmıştır.
Rebiülahirin yedinci Perşembe [9 Eylül 1864]
günü bütün ulema, suleha, meşâyih ve ahali, yeniden inşa olunacak köprünün
başına toplanmış, hayır dualarla kurbanlar kesilerek köprünün temeli
atılmıştır. [Köprü'nün yeri, bugün hala "Köprübaşı" olarak anılan
Tabakhane Deresi üzerinde bir yerde olduğu kanaatindeyiz.]
Ünye Sancağı’na Sultan Abdülaziz’in ayrı bir alaka göstermesi, Ünye Sancağı
ahalisini fazlasıyla memnun etmiş ve Ünyeliler yol, köprü ve suya padişahın
adını vermeyi uygun görmüşlerdir. Yola, Aziziye
Yolu ve yol üzerinde yapılan köprüye Aziziye
Köprüsü, suya da Aziziye Suyu
adı verilmiştir. Köprünün başına üstü tuğralı ve Sultan Abdülaziz Han’ın adıyla
süslü bir taş sütunun ihsan edilip gönderilmesi ve köprünün başına dikilmesi
Ünye Sancağı genel meclisi tarafından talep edilmiştir. Sadrazam konuyu
padişaha iletmiş ve Sultan Abdülaziz tarafından 1864 tarihli irade-i seniyye
ile Aziziye Köprüsü, Aziziye Yolu ve Aziziye Suyu için müsaade verilmiştir.[5]
Belgelerde açıkça ifade edildiği gibi Ünye
ahalisinin önemli bir kısmını teşkil eden gayrimüslimler bu döneme hiç bir
ayrımcılığa maruz bırakılmamış hatta becerileri sayesinde imar işlerinin önde
gelen isimleri arasında yer almışlardır.
Hakeza gayrimüslim din önderlerinin coşkulu
törenlerde bizzat yer alışı bir çok belgede mevzuu edilmektedir.
Ünye’de
Asayişin Sağlanması
Ünye'nin Sancak olduğu yıllarda asayişe çok büyük önem verilmişti. Niksar, Karakuş ve Erbaa kazası dağlarındaki asker kaçakları ile eşkıya ve haydut takımlarının yakalanması, ileride ora ahalisini istedikleri asayişe ve refaha kavuşturmuş olacaktır. Sivas sancağından ayrılıp, Ünye kaymakamlığına bağlanan kazalarda bulunan asker firarileriyle eşkıya ve haydutların yakalanmaları hususu şifahen tenbih olunmuşsa da bununla kanaat olunmayarak, bu yolda bütün kazalara tafsilatlı yazı yazdırılıp hususi memur ile gönderilmiştir. Ünye kaymakamı Mustafa Bey, 1864 yılında Niksar, Erbaa ve Karakuş kazalarında bulunduğu sırada maiyetinde bulunan zabtiyeler ile adı geçen kazalar civarına yerleşmiş 18 asker firarisini yakalamıştır. Bunlardan 4 tanesi taburlarına sevk olunmak üzere Niksar'dan Sivas valiliğine gönderilmiştir. Ünye, Fatsa ve Bolaman asker firarilerinden olan 6 kişi Ünye ve Fatsa'da kendir yüklenen mahzenlere, 8 kişi Tersane-i Amire'ye göndermiştir. Bu asker kaçakları ile beraber yaklaşık 15 eşkıya ve hayduttan bazıları edeplenmesi için Canik mutasarrıflığına gönderilmiş, diğerleri ise düşmanları ile muhakemeleri görülmek üzere Ünye mahbeshanesinde tevkif kılınmıştır. Bir taraftan da asker kaçakları yakalanarak mahallerine gönderilmiş ve haydutlar da suç derecelerine göre cezalandırılmışlardır. Ünye Sancağının hiçbir tarafında eşkıyadan eser kalmamıştır. Erbaa, Niksar ve Karakuş kazaları firari ve eşkıya takımına sığınak olmuşken, Ünye sancağının teşkilinden sonra yaptıkları uygunsuzluklar tamamen bitmiştir.
Ünye’nin
Sancak Olduğu Yıllara Dair Diğer Gelişmeler
Ünye'de imar faaliyetlerinden olarak 6 adet taş ve bir adet ahşap minareden, çarşı cami-i şerifinin taş minaresi temeline kadar yıkılıp yeniden inşa edildiği gibi diğer beş adet taş minarenin de kurşun altında olan ahşap kısımları düzenlenerek badana edilirken, ahşap minare de tamir olunmuştur. Hükümet konağı ve çarşı camii bitişiğinde bulunan büyük kabristanların dört tarafındaki muhafaza taş duvarları tamir edilerek badanalanırken, kendir mahzeni civarında gureba ve muhacirlerin defnedildiği kabristanın etrafına da araları dörder parmak olmak üzere iki zira boyunda kalın direkler diktirilip, üzerlerine küpeşte örtülmüş ve boya ile süslenmiştir. Kaledere mahallesinde bulunan büyük kabristanın etrafı duvarsız olduğundan etrafına taş duvarlar inşa edilmiş ve ayrıca Ünye ile Fatsa arasında deniz kenarında bulunan Coraki kahvesi bitişiğindeki kabristan duvarlarının tamir ve inşası Nuri Bey tarafından Fatsa meclisine taahhüd ettirilmiştir.
Ünye çarşısının geçişe en elverişli, işlek
yerinde ve mal gümrüğü önünde bir süre akan tatlı su çeşmesi hayli zamandan
beri harap ve suyu kesik olduğundan tamir edilip, boya ile süslenerek
canlandırılmış ve eskisi gibi çeşmeden tatlı su akıtılmaya baş-lanmıştır. Ünye
ile Fatsa arasında ve deniz kenarında bulunan Coraki kahvesi bitişiğindeki
çeşme de tamir edilirken, Fatsa ırmağından çarşı içine tatlı su akıtılması için
büyük bir çeşme ya-pılması Nuri Bey tarafından Fatsa meclisine taahhüd
ettirilmiştir. Hükümet konağı civarında bulunan kütüphane ve fetvahanenin
gerekli görülen yerleri boya ile tezyin edilmiş. Ünye çarşısına 7-8 kadar
fevkani ve tahtanı kargir mağazalar inşa edilmiştir.
Gavraz'da bulunan kaplıcanın da tamamlanması
için gerekli olan işler Süleyman Bey tarafından tedarik edilmiştir.
1867 yılında Ünye Sancağı sanat ve kültür
alanında hareketli günler yaşadı. 1283 yılının Muharrem ayının girişi sebebiyle
yazdıkları şiirler ve düşürdükleri tarihler dolayısıyla şair, vakanüvis ve sair
bazı zevata atıyye-i seniyye ihsan edilmiştir. Ünye'den tahrirat kâtibi Naim Efendi,
bu yarışmaya katılarak atıyye-i seniyye almaya hak kazanmıştır.
18 Şubat 1868 tarihinde Ünye Sancağı’na
gönderilen yazıda Çırağan sarayı masrafları için sancak emvalinden 477.000
guruş paranın geciktiği ve havalatın bir an önce gönderilmesi istenmektedir.[6]
ÜNYE TARİH ARAŞTIRMA
GRUBU
AHMET KABAYEL - AHMET DERYA VARİLCİ
29.06.2022,
Ünyekent
[1] Osman DOĞAN, Tarih Boyunca Ünye, Ünye Beld. Kültür Yay. 2003, s. 206
[2] Osmanlı Belgelerinde Ünye
Sancağı: Levha 10
[3] Osmanlı Belgelerinde Ünye
Sancağı: 10, 11, 12, 13, 15, 16 ve 17. Levhalar Ünye Niksar Karayolu yapımına
ilişkindir.
[4] Levha 14, BOA. A.MKT. MHM
317/7
[5] Levha 19, T.C. Başbakanlık
Osmanlı Arşivi BOA.İ.DH 529-36655