ANLATAMIYORUM
(Ülkemde
eski kocası tarafından kızının gözü önünde boğazından hunharca kesilerek
öldürülen Emine Bulutların dehşet dolu anısına!)
Ortaokul'da
"Yurttaşlık Bilgisi" adı
altında bir dersimiz vardı. Son sınıftayken. Trakyalı genç bir öğretmen geldi,
ilk görev yeriydi Ünye....
Yolda
epey düşünmüş, ben ne yapacağım bu yaban ellerde diye. Doğu Karadeniz'e ilk kez
geliyor ve bölge halkını tamamıyla "Laz" biliyordu.
İlk
derste "Gördüm ki, herkes benden daha düzgün konuşuyor ve kelle kulak
düzgün" dedi.
Oysa
oldukça yakışıklı bir delikanlıydı.
İlk
yazılıya nasıl olduysa, hazırlanamamıştım. Oldukça düşük bir not aldım. İçime
sinmedi. Bir sonraki Yurttaşlık dersine hazırlanarak geldim. Bir an cesaretimi
toplayıp, öğretmenimiz derse başlamadan parmak kaldırdım:
"Öğretmenim,
sınav günü mazeretim vardı hazırlanamamıştım. Aldığım notu düzeltmek
istiyorum" dedim.
Üç
soru sordu. Üçünü de doğru cevaplamıştım.
95
verdi.
***
Yurttaşlık
dersi öğretmenimi "yakışıklı" bir genç olduğu dışında, hayal meyal
hatırlıyorum. Süpermen'in gazeteci kimliğindeki Clark Kent haline benziyordu. Ünye'de
uzun süre kalmadı, adını bile unutmuşum... (Değerli öğretmenim Mehmet Zeki Gündüz belki O'nu
hatırlar.)
Neyse,
biz konumuza dönelim. Orta öğrenim döneminde medeni cesaret sahibi, özgüveni
tavan yapan biri değildim.
Peki o derste bu cesareti kendimde nasıl
bulmuştum?
Çocukluk
yıllarımdan kalma bu anı hep kafamı kurcalamıştır.
Belki
de içimdeki cesaret duygusunun ateşlendiği en erken evreydi.
Sonraki
yıllarda nereden geldiğini kestiremediğim, "deli" cesaretimi kimileri
"Karadenizli" olmama yoruyordu. Malum mısır tüketicisi olarak, bolca
"zein" alıyorduk ama ben hiç mısır yemezdim.
İlk
gençlik yılarıma rastlayan 1972'nin 30
Mart'ı ve 6 Mayıs'ı olmasaydı, belki de bizimki gibi uçkun bir kuşak hiç doğmayacaktı bu ülkede...
Gelelim,
bendeki cesaretin "en erken"
evresine...
Bir Orhan Veli Şiiri
Geçtiğimiz
ayın ortasında, NTV Haber'de geçen bir haber spotu:
"Orhan
Veli Kanık'ın şiiri dünyanın en çok okunan ikinci şiiri seçildi."
Dünyanın
en çok okunan şairleri ve şiirleri açıklandı. Sıralamaya göre Orhan Veli
Kanık'ın 'Anlatamıyorum' şiiri dünyanın en çok okunan ikinci şiiri oldu.
Uluslararası
şiirleri, her şair için bibliyografya ve biyografileri içeren internet
platformu Lyrikline, dünyanın
en çok okunan şairleri ve şiirleri listesini açıkladı. Buna göre Türk
edebiyatının usta şairi Orhan Veli
Kanık'ın Anlatamıyorum şiiri
listede ikinci sırada yer aldı.
Lyrikline İstatistikleri
Her
yıl Haziran ayında gerçekleşen Berlin
Şiir Festivali kapsamında Lyrikline editörleri
ile toplanarak yıllık istatistikleri açıklıyor.
Dünyanın En Çok Okunan Şiiri
Lyrikline’ın
verilerine göre geçen yıl site üzerinden en çok Hermann Hesse’nin “Stufen” adlı
şiiri okundu. Orhan Veli Kanık'ın "Anlatamıyorum" şiiri ise dünyanın en çok okunan 2. şiiri
olma unvanına sahip oldu.
60'lı yılların ikinci yarısında, Ünye
Ortaokulu'nda Yurttaşlık Bilgisi dersinde öğretmenimizin bize okuduğu şiirdi,
O. Veli'nin şiiri...
Bendeki
cesareti ona yordum; şiirden gelen güçtü bu...
Belki
de "Bu şiiri okuyan kişiden bana zarar gelmez!" cesaretiydi...
Ünye
Ortaokulu öğrencilerine yönlendirilen sıcacık bir "merhaba" ile gelen cesaret!
Adını
hatırlayamadığım sevgili öğretmenim, merhaba!
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum. / Orhan Veli Kanık
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum. / Orhan Veli Kanık
28.08.2019,
Ünyekent