Gündem
6 Şubat depremi artık ikinci planda bile değil…
Gündemde “siyaset” var.
Seçim var.
On gün sonra halk sandıkta irade beyanında bulunacak.
Ya yirmi iki yıllık Erdoğan
Dönemi sona erecek…
Yahut bu halk mevcut yönetime “devam!” diyecek ki…
Her iki durumda da kolay bir gelecek beklemiyor bizi.
****
Durumu biraz yumuşatmak amacıyla bir fıkrayla devam edelim.
Nasrettin Hoca’nın iki oğlu varmış.
İkisi de mesleğini ele alıp, baba ocağını terk etmişler.
Karısı “Hoca, git şu oğlanlara bak, n’apıyorlar?” demiş.
Hoca önce büyük oğlanı ziyarete gitmiş.
Bahçıvan olan oğlu; “Baba bu yıl bol yağış olursa işimiz iş”
demiş.
Diğer oğlu çömlekçilik yapıyormuş.
“Havalar izin verirse, işimiz iyi olacak!” demiş diğer oğlan.
Hoca eve geldiğinde karısı sorar:
“Bey, oğlanlar bu yıl yüzümüzü güldürecek mi?”
Nasrettin Hoca gayet endişeli:
“Her halükarda hanım” demiş.
“Anaları ağlayacak!”
İşimizi yağan yağmura, esen rüzgâra havale edersek…
Yüzümüz biraz zor güler.
Her durumda anamız ağlar!
Bir kesim malı götürürken…
Diğerleri açlığa ve yoksulluğa mahkûm olur.
Yerli ve Milli
Gündemde siyaset var dermiştik, seçime günler kala…
En çok sözü edilen doğalgaz,
TCG Anadolu, İHA-SİHA, Togg, İMECE
uydusu, Akkuyu Nükleer Santralı, hastaneler, köprüler, yollar…
İktidara göre “yerli ve
milli” icraatlar önemli, çok önemli!
Örneğin yerli üretim dedikleri Togg var sıkça değindikleri…
Ancak Savunma Sanayi
hepsinden önde geliyor.
Neden Savunma Sanayi?
Çünkü ulus olarak varoluşumuzu savunma sanayine borçluyuz.
Yahut öyle olduğunu sanıyoruz, algı bu şekilde...
Nedense Avrupa’nın göbeğinde küçük bir ülke olan Lüksemburg’un
bizimkine benzer bir endişesi yok.
Ama Yunanistan’ın var.
Öte yandan Savunma Sanayi yatırımları bizim gibi ülkelerde çok
önemi!
Gıda sektöründen sonra başlıca ithalat ve ihracat alanımız…
Üstelik risk taşımıyor, en kârlı alan…
Ülkemizdeki siyasi istikrarın yahut istikrarsızlığın da temel
sebeplerinden biri...
Şöyle ki, savunma araçları ülkedeki zorunlu giderin başında
yer alır.
Elde kalma endişesi yoktur, üretim fazlası olmaz.
Çünkü siparişten önce, yani daha üretilmeden emtianın bedeli
hazırdır.
Meblağı yüksek, kâr oranı iyidir.
Tek riskli yanı…
Sadece ülke siyasetini değil uluslararası siyaseti de ilgilendirir.
2016 yılı öncesi örneğin…
Balyoz ve Ergenekon
tutuklamaları…
Bağırsaklarını temizleyen ülke…
“İyi ki bu orduyla savaşa girmemişiz” deniyordu.
15 Temmuz 2016’da malum darbe
girişimi yaşandı.
İktidar yandaşı Hoca
Efendi’nin cübbesinden Fetö çıkmıştı.
Harp Okulları ve GATA
dâhil, birçok askeri kuruluş feshedildi.
Aselsan’lara, Havelsan’lara,
Tusaş’lara dokunulmadı Allah’tan…
Şimdi o birikimin çok daha yukarılara taşındığı söyleniyor.
Adeta bir devrim oldu savunma sanayisinde.
Büyük bir devrim…
Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (Teknofest) yapıldı geçtiğimiz hafta…
Görkemli gösterilere sahne oldu.
“Savunma Sanayi”ndeki yerlilik oranının yüzde 20’lerden yüzde 80’lere
çıkarıldığı açıklandı.
Yeni ürünler tanıtıma çıktı.
Uçaklar, gemiler, tanklar, İHA’lar, SİHA’lar...
Epeydir gündemde olan dünür Bayraktar, bu büyük ilerlemenin paydaşlarından biri olarak sunuldu…
Savunma Sanayi’nin Son Gözdesi: TCG
Anadolu
27 Bin ton ağırlığıyla Türkiye Cumhuriyeti Donanmasının en büyük savaş gemisi olan TCG Anadolu, İstanbul-Tuzla Sedef Tersanesinde inşa edildi.
10 Nisan 2023'te Türk Deniz Kuvvetleri envanterine Donanma’nın
Amiral Gemisi olarak katıldı.
Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi deniyor ama “Uçak Gemisi” muamelesi görüyor!
Kendi sınıfının ve dünyanın en iyisi olarak gösterilen gemi,
en büyük sanayi ürünü, yapımı olarak kabul ediliyor.
Aslında LHD
sınıfı (L-400); havuzlu helikopter gemisi olarak geçiyor.
Uzunluğu 231 metre, genişliği 32 metre ve pistinin
deniz seviyesinden yüksekliği 58 metre.
Geminin tasarımında İspanyol donanmasının Juan
Carlos I (L61) gemisinin tasarımı örnek alınmış.
Projede İspanyol gemi
yapım firması Navantia’nın yanı sıra toplam 131 Türk
şirketi yer alıyor ve %70 oranda yerli
üretimle inşa edildiği söyleniyor.
TCG Anadolu'nun tam yüklü deplasmanı 27.436 ton, tam
yükle en az 20,5 knot azami sürat, 16 knot ekonomik süratle seyir edebilir, ayrıca
ekonomik süratle 9.000 deniz mili yol kat edebiliyor.
Kıtalar arası görevlere çıkabilecek elverişliliğe
sahip olan geminin aktif olarak Karadeniz, Ege ve Akdeniz'de görevini
sürdürmesi bekleniyor.
Tam da seçim arifesine yetişmesi, savaş sanayinin bu
denli seçim malzemesi yapılması ve tamamlanmamış araçların geminin pistine yerleştirilmesi
bakalım nasıl sonuç verecek?
Ek bilgi: Dünyada bu ölçekte gemiye sahip yalnızca 12 ülke olduğu söyleniyor. TCG Anadolu’nun üzerine iniş kalkış yapacak SİHA’larla birlikte önemli bir kabiliyete erişeceği iddia ediliyor ve bunun için de Baykar firması tarafından kanatları katlanabilen Bayraktar TB3 SİHA’lar geliştirildiği gelen haberler arasında. Ayrıca gemiye yine Baykar tarafından geliştirilen KIZILELMA Muharip İnsansız Savaş Uçağı ve TUSAŞ tarafından geliştirilen HÜRJET Hafif Taarruz Uçağının da iniş kalkış yapabilmesi için çeşitli çalışmalar devam ediyor.
Not: Milli Savunma Bakanlığı, İstanbul
Sarayburnu'nda demirleyen TCG Anadolu'yu 140 binden fazla vatandaşın ziyaret
ettiğini duyurdu. Geminin pistinde sergilenen SİHA’ların oraya nasıl taşındığı
henüz açıklanmadı.