6 Kasım 2019 Çarşamba

Her Şeyi Öğrenmek Mümkün


Her Şeyi Öğrenmek Mümkün


Çocukluk anılarım yeniden netlik kazanmaya başladı… İlerleyen yaşlarda olurmuş bu… Bir nevi “demans” başlangıcı gibi yahut beyin eskimesi de diyebiliriz.
O anılardan birini aktarmak istiyorum. Ortaokul yıllarındayız. Yaz tatilinde köyde anneanneme yardım ediyorum. Otlaktan dönen büyükbaş hayvanları suluyorum, kimsenin yapmasına fırsat vermeden.
Ben yaparım, demiştim bir kere ama beceremediğim ortadaydı.
Anneannem bilge bir insandı, arada bir özdeyişlerde bulunurdu. Bana o gün:
- Çok bilen çok yanılır, dedi...
Bu sözü duymuştum ama O’nun ağzından işitince daha bir anlam kazandı. Çünkü akabinde:
- Her şeyi bilemezsin ama öğrenmek mümkün, deyip, hayvanların  nasıl sulanması gerektiğini göstermişti.
Her işin bir inceliği vardı.
Her sözün ayrı bir anlamı….
“Her şeyi bilemezsin ama öğrenmek mümkün!”
Bu sözün felsefi anlamını yıllar sonra anladım.
- Ya sen demiştim, Anneanne, senin de öğreneceğin şeyler var mı?
- Var tabi, olmaz mı?
O yaşlarda ben anneannemi neredeyse 150 yaşında falan zannederdim. Sanki öğreneceği bir şey kalmamıştı, bilmediği bir şeyi de bu yaştaki bir kişiye anlatmak imkânsız görünüyordu.
Oysa sadece 68 yaşındaydı ve aşırı yaşlı (belki de “bilge” demeliyim) gibiydi.
Anneannemden aldığım ilhamla başlayan öğrencilik yaşamım, sanıyorum O’nun kadar yaşlanıncaya dek sürecek.
Dünyanın bilinebilir olduğuna iman etmem ise, bildikçe bilmediklerimin çoğalmasındandır.

“Dekolte” Üzerine


Açık giyim anlamına gelen “dekolte” sözcüğünün sınırları nedir?
Dekolteyi bir nevi teşhircilik olarak görenler olduğu kadar, bayanların saçlarını örtmemesini dekolte olarak görenler de vardır. Hatta kimileri saçı açık birini görünce “tahrik” olabilir…
İtidal (ılımlılık) ortadan kalktıkça, değerler kutuplara doğru yol alır. Saçını örtmeyenlere “orospu”, saçını örtenlere ticani (gerici) yaftası vurulur.
Zaten bizim gibi toplumlara önerilen model de budur. “Alın siz bunlarla, şekil ve şemalle uğraşın” denmektedir. (Kim mi diyor? Birilerinin illa demesi gerekmiyor ki, istenen model budur…)
Saç baş giyimle uğraşmazsak, neyle uğraşacağız?
Sorunun odağına bunları koyarız, sonra da tecavüz için “dinimizde böyle bir ceza yok. Bu, siyasi otoritenin kararı ile uygulanan bir ceza yöntemidir” deyip, hukuk tartışmasına gireriz.
Medeni hukuk, şerri hukuk tartışması…  
Din ile ilgili yazanların bir kısmı doğru söylüyor; İslam’da tecavüz yoktur.
Zaten birinin haremine yan bakılmışsa, her kim bakmışsa katli vaciptir. (Gücü yeterse/yeterliyse tabi.)
Kendi haremiyle ilişkisinde ise,  erkek egemen toplumun kuralları gereği, kula hesap verme zorunluluğu yoktur. 

Saçmalama Hakkı


Demokrasilerde hoşgörü bazen birilerinin “saçmalama hakkı”na karşılık, “susma hakkı”nı kullanmasıdır.   
Tavuğun neresi tövbe tutmaz? Diye başlık atmıştı yazarın biri köşe yazısında… Yahu, senin neren tövbe tutar? Diyesim gelmişti o vakit…
Üstelik o “tövbe” değil, abdesttir, “yazar” kardeşim.
Öğren de yaz!
Saçmalama hakkımı bir anıyla kullanmak istiyorum.
Hep yanlış ateistlerle (özetle “Allahsız” kişiler) arkadaşlık kurmuşum. Hatta bir tanesini gizli gizli namaz kılarken yakaladım.
-          N’apıyon lan burada, dedim.
-          Yav, kimseye sööleme. Namaz kılıyorum ama kimse bilmesin.
-          Olum, manyak mısın, niye gizli kılıyon?
-          Gizlisi makbul bu işin, hem komünist arkadaşların kulağına giderse, beni yanlış anlarlar.
-          Hadi len! Neysen o ol.
-          Bak böyle diyeceğini biliyordum.
-          Bi de utanmadan diyalektik, materyalizm falan diyorsun.
-          Gördün mü, işte sen de başladın.
-          De olum o zaman, açık açık söyle.
-          Sen de yanlış anlıyorsun işte. Annem namazın yeri başka derdi.
-          Borcunu öde, ne düşünürsen düşün, ne eylersen eyle derdi. Benimkisi o hesap!

Mevzu din-iman olunca hep arkadaşımın bu hesabı gelir aklıma. Şimdi kendisi Anadolu’nun büyük şehirlerden birinde eczane işletiyor. Geçen yıl buluştuk kendisiyle, Hacı olmuş, felsefeyi bırakmamış, namazı da… İngiltere’ye de gitmiş. Marks’ın mezarı başında çektirdiği fotoğrafı yanından hiç ayırmıyor.

06.11.2019, Ünyekent