27 Temmuz 2022 Çarşamba

Bir Zamanlar Ünye Vilayetinde [Geçmiş geleceğin aynasıdır...] Bölüm III (son)


Bir Zamanlar Ünye Vilayetinde

[Geçmiş geleceğin aynasıdır...]

Bölüm III (son)

 

İnanması zor ama bir buçuk asır önce Ünye vilayet statüsündeydi. Eyalet sisteminden vazgeçen Osmanlı yönetimi “Ayanlar” dönemini kapatmış, merkezden atanan kaymakamlar aracılığıyla yönetimi illere taşımıştı. Aralarında Ünye’nin de bulunduğu sancaklar vasıtasıyla yeni bir döneme girilmişti.

Bunca yerleşim arasından sancak olarak Orta Karadeniz’de Ünye’nin seçilmesi tesadüf müydü?

Elbet de değildi. Bu seçimin gerçekleşmesinde coğrafi, ekonomik ve demografik etkenler yanında “siyasi” bir tercihin varlığı da kaçınılmazdı.

Ünye, Anadolu’dan geçen kervan yollarının Orta Karadeniz bağlantısıydı. Ticari misyonu yanında askeri öneme haiz Tersane-i Amire’nin “Ocaklığı” durumundaydı. İmparatorluk tersanesinin bir uzantısı olan Ünye Ocaklığı, Ünye’de önemli bir tersane bulunmasına ve imparatorluğun ip ihtiyaçlarını karşılayan önemli bir üretim kolunun oluşmasına neden olmuştu.

 

156 Yıl Önce Neler Yapıldı?


Bir önceki bölümde Ünye’nin sancak olmasının getirdiklerini yazdık.

Sancak yani vilayet olması Ünye’ye neler sağladı?

Ünye Niksar Karayolu,

Ünye'nin Yeniden İmarı ve Ünye Limanı,

Ünye’de Su Sorunu,

Ünye’de Asayişin Sağlanması,

 

Ünyelilerin yabancısı olmadığı gelişmeler, değil mi?

 

Bu faaliyetler o tarihte Ünye için yeterli ve zorunlu gelişmelerdi.

Bir buçuk asır sonra, sorunlarımız yine aynı…

Çünkü geçmişte yapılanlar dünde kaldı.

Nüfus arttı, koşullar değişti.

Geçmiş unutuldu, geleceğimizi göremedik.

Sorunlar bugün de aynı…

 

Ünye İl Olmalı mı?


Öncelikle kendimize şu soruyu sormalıyız:

Ünye il olmalı mı?

Olacak da, ne olacak?

Karadeniz’de il olup ta yıllardan bu yana bir adım ileri gidemeyen örnekler var; Bayburt, Sinop, Gümüşhane gibi…

Kentsel gelişimdeki disiplin, düzen bazı kesimleri rahatsız edebilir.

“İl olma” tutkusunun önüne “ama”, “fakat” gibi engeller konabilir.

Alt yapımız yetersiz, insanımız hazır değil gibi “öz güven” eksikliği ileri sürülebilir.

Öncelikle il olma konusunu Ünye halkı kendi kafasında netleştirmelidir.

 

Kanımızca Ünye…

Tarihsel misyonuyla…

Taşıdığı potansiyelle…

Güncel konumuyla …

Her yönüyle…

İl olmaya layıktır, hazırdır.

 

Geçmişi Öğrenmek Geleceği Bilmektir


Öncelikle ne olduğumuzu bilelim.

Bir asra yakın Ünye önemli siyaset insanları çıkardı.

Bu durum Ünye’yi büyütmeye ve layık olduğu statüye getirmeye yetmedi.

Hep kendi dışımızdaki güçlerden medet bekledik.

En son, Büyükşehir Yasası’yla iç dinamiklerimiz elimizden alındı.

Şimdi yeni bir oluşumla karşı karşıyayız.

Artık eski yönelim ve yönetim biçimleri Ünye’ye yetmiyor.

Ünye ölçeğinde yeni ve daha fazla sayıda il oluşumundan bahsediliyor.

Ülkemizde 100’ü aşkın vilayetle yeni bir yönetim biçimi öneriliyor...

Bazı siyasi partiler Ünye’nin “il olma” meselesini yeniden gündeme getiriyor.

Bir devlet kurumu olan TÜİK, Ünye’yi de il olma potansiyeli taşıyan yerleşimler arasına koyuyor.    

 

Seçimler ve “İl Olma“ Vaatleri

 

Her seçim arifesinde alışık olduğumuz bir vaat vardır:

 “Ünye’yi il yapacağız!”

Seçim teranesi olarak görülen bu vaat, inandırıcı olmaktan uzaktır.

Ne yazık ki, “seçim” sözcüğünün sıkça telaffuz edildiği şu günlerde Ünye’nin il yapılma talebi yeniden gündemdedir.

Doğal olarak oy avcılığı yapan çevrelerce “suistimal” edilebilir.

Bu nedenle Ünye’nin il yapılma talebi seçim yatırımı gibi algılanabilir.

Bu konudaki sübjektif tavırların (niyetlerin) ne olduğunu bilmiyoruz.

Ünyeliler için önemli olduğunu da sanmıyoruz.

Ünye’nin il olma talebi doğru bir talepse…

Ünye il olmayı hak ediyorsa…

Sorun yok!

Kim, hangi niyetle olursa olsun, Ünye’nin il olma talebini dillendiriyorsa…

Bazı çevreler istismar da etse, talep doğru olduğu sürece bundan gocunmamak gerekir.

Ancak bu konudaki girişimlerin ciddi ve inandırıcı olması şart.

Kurulan “İl Platformu”nun siyaset üstü bir arenada temsil edilmesi ve her kesimden insanı kucaklaması gerekir.

Baştan itibaren il talebinin takipçisi olunmalı, konuya ilişkin argümanların ortaya konulması zorunludur.

İktidarın gündeminde “il yapma” projesi olmasa bile, bu talep gündeme taşınabilmelidir.

Şimdi…

Ünye il olmalı diyen çevrelerden gerekli olanın yapılması istenmelidir.

Talep ısrarla ortaya konulmalı, komşu ilçelerin onayı ve desteği alınmalıdır.

 

ÜNYE TARİH ARAŞTIRMA GRUBU

AHMET KABAYEL - AHMET DERYA VARİLCİ




 
 

27.07.2022, Ünyekent

https://www.unyekent.com/kose-yazilari/bir_zamanlar_unye_vilayetinde_gecmis_gelecegin_aynasidir_bolum_iii_son-3371.html

6 Temmuz 2022 Çarşamba

Arkeoloji


Arkeoloji

 

 

Bölüm birincisi olacağım hiç aklıma gelmezdi.

Mezuniyet töreninde kürsüye çağrıldığımda, o bilindik fıkrayı hatırladım…

Adam atını pazarda satmaya çalışıyormuş:

- Bu at yarışta birinci geldi!

- Nasıl olur, bu at yaşlı, ayakta zor duruyor, üstelik kör ve topal.

- Yarışa katılan tek at buydu.

 

****

45 yıl sora yeniden başladığım Üniversite serüveninin sonuna geldik.

1 Temmuz 2022 günü Mezuniyet Törenimiz vardı…

Eşimin teşviki, kızımın desteğiyle üniversite eğitimine dönmüştüm.

49 yıl önceki gibi ÖSYM’ye hazırlandım.

Amacım, bir dönem hobi gibi başlayan yerel tarih ve arkeoloji öğrenme çabalarıma akademik bir düzey kazandırmaktı.

Doğru ve bilimsel bilgiye ancak bu şekide ulaşabilirdim.

Sıralamadaki ilk tercihim 19 Mayıs Üniversitesi Arkeoloji bölümü oldu.

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, ”Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” şiarını benimseyerek, dört yıl önce 19 Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nin Arkeoloji bölümüne kaydoldum.

Arkeoloji bölümünü seçmemde en büyük etken, birlikte Ünye Kent Gazetesi’nde yazdığımız değerli hocam Osman İrfan Işık oldu.

Arkeoloji İrfan hocamın idealiydi, benim için ulaşmak istediğim bir evre…

- Dört yıl sonra mezun olup yanına geleceğim dedim, değerli hocama…

Maalesef sekiz ay önce İrfan hocamızı 89 yaşındayken kaybettik.

Arkeoloji Bölümünü bitirmeme ömrü vefa etmedi…

Mezuniyetimi bekleyen başka değerli insanlar da vardı.

Öncelikle her sınav çıkışında nasıl geçtiğini soran, eşimin ablası, Şaheser ablam…

O olmasaydı, bu dört yılın bu kadar kolay üstesinden gelemezdim.

Ve tabi, değerli eşi, geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Kemal hocam…

Burada sevgiyle, saygıyla, rahmetle anıyorum. Bana evini açarak, her gelişimde “Talebemiz nasıl?” diyerek, hatırımı soran emekli öğretmen Kemal Dalgıç…

Nur içinde yat, mekanın cennet olsun.

 

Yeni Bir Başlangıç

 

Üniversitede arkeoloji eğitimine başladığım güne kadar, esasen bu konuda her şeyi bildiğimi zannederdim.

2006 yılında Ünye ve çevresinde yüzey araştırması (survay) yapan değerli Arkeolog Mehmet Özsait’e mihmandarlık yaparken, bazı konularda “eksik” olduğumu hissettim.

Fakültede dersler başlayınca, arkeoloji konusunda neredeyse hiçbir şey bilmediğimi anladım.

Mezuniyet gününde ise, öğrenecek bi dünya konu vardı önümde.

Yani işin başındaydım.

49 yıl önce olsaydı bu durum, elbet de her şey başka olurdu.

Bizden öncekiler 68 kuşağıydı… Onlar bir dönemin kahramanlarıydı.

Biz ise 78 kuşağıyız, yani “kayıp kuşak”.

Kimimiz amacına ulaştı, kimimiz o çalkantılı yıllarda kaybolup gitti.

Yaşadıklarımızdan dolayı asla pişmanlık duymadım…

Fransız şair Aragon’un dediği gibi:

“Yeni baştan da olsa, yine geçerdim o yoldan.”

Selam olsun Ege Eczacılık ’77 Mezunları’na…

 

 

Yıllar Sonra Yeniden Üniversite

 

Neden diye soracak olursanız, bu defa bizden bir şairin dizeleriyle cevap vereyim:

 

“yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

           hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

                                          yaşamak yanı ağır bastığından.”

 

Bu çatı altında 45 yıl önceki hayatımı gördüm, yıllar öncesini yaşadım yeniden…

Can dostlarım oldu, genç arkadaşlarım…

Birlikte ders çalıştık, yemekhanede yemek yedik…

Kampusta aynı havayı soluduk, sınavlarda ter döktük.

(Şayet “yarışa” katılmış olsalardı, kaplumbağa adımlarıyla ilerlerken ben, hepsi de beni geride bırakabilirdi.)

Başarılar diliyorum, sevgili genç kardeşlerime …

 

Arkeoloji Bölümü

 

Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Vedat Keleş, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nün bu günlere gelmesinde önemli görevler üstlendi. Bölüm başkanımızın hocası Cevat Başaran bizim kuşaktandı, öğrencisine sadece bir kariyer değil, önemli bir misyon devretti. Bu zorlu görev, tüm öğretim görevlilerini bekleyen üstün bir çaba gerektiriyordu.

Kazı yapacaksın, bilimsel araştırmalar, makaleler yazacaksın, kitap ve benzeri çalışmalara imza atacaksın, üstelik öğrenci yetiştireceksin…

(Mezuniyet gününde Vedat hoca, Parion’da kazı ekibinin başındaydı; Propontis’in tarihini yazıyordu.)

Davut Yiğitpaşa Bafra İkiztepe kazılarına yeniden başlayabilseydi, ne yapıp eder ekibine katılırdım… Kızılırmak Deltası’nda olduğunu tahmin ettiğimiz, Hitit yazıtlarında geçen kayıp Zalpa kentini  bulurduk belki de, kim bilir?

Davut Kaplan hocamı çalışma disipliniyle, dersi derste öğretmeye çalışan tutumuyla, okulun ilk günü işlemeye başladığı derslerini yıl sonuna kadar aksatmadan sürdürmesiyle hatırlayacağım. Coşkun hocadan devraldığı Smintheion kazısında görüşmek umuduyla…

Akın Temür okula başladığım ilk gün çat kapı karşılaştığım ilk hocamdı. Müfredata sıkı sıkıya bağlı, çalışacağımız kaynağı bize eksiksiz sunan ve sınavda da eksiksiz isteyen hocamdı.

Kasım Oyarçin, okulun ilk günü karşılaştığım diğer hocamdı. En sevilen hocalarımızdan biri olduğunu daha o gün ilk anda anlamam gerekiyordu. Bölüm O’ndan sorulur, her gelişmenin arkasındaki isimdir.

Atila Türker, prehistorya gibi, antropoloji gibi, ilgimi çeken konuların öğretmeni. Derslere başladığımız günden bu yana, bu alanda taramadığım eser kalmadı. Şu an elimde Roller’in kitabı var: “Ana Tanrıça’nın İzinde”,  bitirdiğimde görüşmek üzere…  

Ayla Baş hocamız sadece derslerin değil, okulla ilgili dertlerimizin da danışmanı. Ne zaman başımız sıkışsa, baş vuracağımız ilk adres. Çok kahrımızı çekti desem yeridir.

Melis Uzdurum, arkeolojinin multidisipliner uzmanı.

Michael Deniz Yılmaz, Alper Yılmaz ve Soner Özmen bölümün omurgası.

Hepsine başarı ve kolaylıklar diliyorum.

Yolları açık olsun.

 

 

Ünyekent, 06.07ç2022

https://www.unyekent.com/kose-yazilari/arkeoloji-3337.html

 

Ünyekent, 06.07.2022

ÖMÜ Mezuniyeti Kep Atma

Bölüm Birincisi olarak Başarı Belgemi 
Doç. Dr. Akın Temür'den alırken.

OMÜ Arkeoloji 2022 Mezunu

Yemekhanede bir grup genç arkadaşımla.

Ordu Kurul Kalesi İrfan hocayla birlikte. 
24.09.2010