17 Kasım 2021 Çarşamba

Monte Cristo Kontu


Monte Cristo Kontu

 

 

Aslında kont falan değildi.

Marsilyalı genç bir denizciydi.

“Kont” denilince, ilk aklımıza gelen kişi hep Monte Cristo Kontu olmuştur.

Monte Kristo Kontu (Fransızca özgün adı: Le Comte de Monte-Cristo), Fransız yazar Alexandre Dumas’ın 1844'te yazımını tamamladığı romanın adıdır.

İlkgençlik yıllarımda hatta çocuk denilecek yaştayken okumuştum.

Belleğimde öyle yer etmiş ki, aynı yazarın “Üç Silahşorlar” romanıyla birlikte en sevilenler arasında yerini almıştı.

Bunda, her iki eserin defalarca sinemaya uyarlanmasının etkisi de olmalı.

 

Monte Cristo Kontu’nun Konusu

 

Romanın baş kahramanı denizci Edmond Dantes sefer sırasında ölen geminin kaptanının vasiyeti üzerine kaptanlık görevini üstlenir ve gemiyi başarılı bir biçimde Marsilya’ya ulaştırır. Ancak bu başarısını çekemeyenler tarafından iftiraya uğrar. Mahkum edilir. Yaşlı babası ve nişanlısı Mercedes’i geride bırakarak on dört yıl süren zindan hayatı başlamıştır. Nişanlısını kurtarmak için elinden geleni yapan Mercedes’in çabaları boşunadır. Edmon’a tezgah kuranlar arasında olan kuzeni Fernand’la evlenmeye mecbur kalır.

Edmond Dantes’le zindanda birlikte yatan Abbe Farya bilge bir kişidir, Dantes’e yapılan ihaneti fark eder ve O’nu uyarır. Zindan hayatı boyunca onu eğitir ve Monte Cristo Adası’ndaki hazineyi bulmasını ister. Yaşlı bilge ölünce cesedin koyulduğu çuvala Dantes girer ve denize atılmasını sağlar. Bu şekilde esaretten kurtulur.

Monte Cristo adasına giderek bulduğu hazineyle birlikte yeni hayatına kont olarak başlayan Dantès, Monte Cristo Kontu adını alır. Kendisine tezgah kuran insanları yakından takip eder ve zaaflarına kadar bütün sırlarını öğrenir. Monte Cristo Kontu hepsinin hayatına tek tek sızıp on dört yılın hesabını sorar.

 

Neden Monte Cristo Kontu?

 

Klasik romanlar içinde önemli yeri vardır. Emily Bronte’nin Uğultulu Tepeler’i bu eserden esintiler taşır. Konusu itibariyle asla eskimemiştir. Bu nedenle “klasik” olmayı hak eden eserler arasında baş sıradadır.

Monte Cristo Kontu ilk kez 1844 yılında Journal des Débats’da tefrika edilmiştir. O yıllarda yazımı tamamlandığı yıl basılan ender eserler arasındadır. Böylece Batılı kültür dünyası tarafından dünyaya tüketilmesi imkânsız bir arketip armağan edilmiş olur.

Romanın yazıldığı ve tefrika edildiği dönem de ilginçtir.

1844 yılı Avrupa’da ve özellikle Fransa’da çalkantılı yıllardır.

Üç yüzden fazla eser yazan Alexandre Dumas, daha çok on altıncı ve on yedinci yüzyılın tarihi olaylarını konu etmiştir. Monte Cristo Kontu ise, tarihsel olarak Fransa’da, Kral ve taraftarlarının Napoléon’un dönmesinden endişelendiği Restorasyon Dönemi’nde yazılmış ve tefrika edilmiştir.

Haliyle yayımlandığı dönemde de hayli ses getirmiştir.

Ülkemizde de defalarca baskısı yapılmış, Yeşilçam filmlerine esin kaynağı olmuştur.

Eser 2019 tarihinde İş Bankası Yayınları tarafından iki cilt halinde yeniden basıldı.

Daha önce okuduğumuz kısaltılmış baskılarına göre çok daha ayrıntılı, akıcı ve anlaşılması kolay hale gelmiş.

Yeniden okunmasında sayısız fayda var.

 

(Monte Cristo Kontu , Yazar: Alexandre Dumas, Orijinal Adı: Le Conte De Monte-Cristo, Çevirmen: Volkan Yalçıntoklu, Yayın Tarihi: 24.05.2019, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Sayfa Sayısı: 1.cilt 760, 2. Cilt 765,)

 

Niçin Gerekti?

 

Monte Cristo Kontu’nun Edmond Dantes’ini, Moby Dick’in Kaptan Ahab’ını ve Jack London’ın Martin Eden’ini her düşündüğümde, karşıma uçsuz bucaksız denizler çıkar. Geçtiğimiz gün kalbine yenik düşen sınıf arkadaşım, sevgili dostum Neşet Özden’i de uzayıp giden denizlerle birlikte anacağız. Seni çok özleyeceğiz Neşet. Işıklar içinde uyu.

 

 

17.11.2011, Ünyekent

http://www.unyekent.com/yazi/2768-monte-cristo-kontu.html