26 Mayıs 2021 Çarşamba

Kudüs, Gazze ve Filistin


 

Kudüs, Gazze ve Filistin

 

İsrail askerleri son saldırısında çoğu çocuk yüzlerce Filistinliyi katletti…

Bu kaçıncı saldırı, kaçıncı katliam!

Filistinlilerin geri dönüş ve bağımsızlık gibi ulusal hedefleri, son yıllarda amansız bir saldırıyla karşı karşıya bulunuyor.

Müslüman Arap dünyasının İsrail ile yakınlaşması ve “normalleşme” süreci, Filistinlilerin iç bölünmüşlüğü, uluslararası tarafların zayıf kalması ve ABD ile İsrail'in hukuk dışı yaklaşımları sonucu oluşan şartlar Filistin davasını zora sokuyor.

Filistin tarafında en ciddi yapılanma Hamas (İslami Direniş Hareketi) adı verilen örgüttür.  Filistin Ulusal Yönetimi'nde seçimle belirlenmiş, Filistin Parlamentosunda çoğunluğu elinde tutan Filistinli bu örgüt, paramiliter ve Sünni İslamcı bir siyasi parti olarak biliniyor...

İsrail’in saldırına karşılık, Hamas’ın da sivil yerleşim yerlerine saldırılar düzenlediği iddia ediliyor.

 

****

Filistin’deki duruma sadece Filistinliler tepki göstermiyor. Yahudi Cemaatinden ve İsrail vatandaşlarından da tepkiler var.

Örneğin Yosef Garfinkel, İsrail’den bir arkeolog.

Kudüs İbrani Üniversitesi’nde (The Hebrew University of Jerusalem) profesör, bir öğretim üyesi…

Yakın Doğu'da dans ve sanat sahnelerinin başlangıcı üzerinde yaptığı çalışmalarıyla tanınıyor.

Yani bildiğimiz bir bilim insanı.

İsrail vatandaşı olduğuna bakmayın.

Irk, milliyet, dini inanç ve her türlü ayrımcılıktan uzak...

Kendini bilime adamış bir bilim insanı.

Araştırmaları tüm dünyada kabul görüyor.

 

****

Bu bilim adamını biraz daha yakından tanıyalım.

Yosef (Yossi) Garfinkel, 1956'da İsrail'in Hayfa kentinde doğdu.

Kibbutz Sha'ar HaGolan'daki Yarmuk Kültürü Müzesinin küratörüdür. Garfinkel, dünyanın en eski köy topluluklarının kurulduğu ve tarımın başlangıcının gerçekleştiği dönem olan Yakın Doğu Prehistoryası üzerine uzmanlaşmıştır.

Gesher, Yiftahel, Neolithic Ashkelon, Sha'ar HaGolan, Tel'Ali ve Tel Tsaf olmak üzere pek çok yerde  Neolitik ve Kalkolitik kazılar yaptı.

Garfinkel, antik mimari, çiftçilik, su kaynakları, çömlekçilik, sanat, din ve dans üzerine 12 kitap ve 100'den fazla makalenin yazarıdır.

 

****

Garfinkel “Yakın Doğu'da Dans ve Sanat Sahnelerinin Başlangıcı” adlı çalışmasında şöyle diyor:

 

İnsanların en eski yaşam tarzına sahip olduğu tarihöncesinde tasvir edilen dans sahneleri, topluluğun tüm üyeleri arasında bir eşitlik ideolojisini ifade eder. Ancak bu durum değişti, belli bir aşamadan sonra topluluğun sosyal düzeninde farklılaşmalar meydana geldi. Artan tabakalaşma ile toplumlar farklı insan gruplarına ayrıldı. Bu süreçlerin sonucu, resmi krallık, aristokrasi, rahiplik ile devletler ortaya çıktı. Yazının icadı sonrası bürokrasi, ordu ve polis gibi sofistike dokümantasyon sistemi ortaya çıktı. Avcı-toplayıcı toplumlar dönemindeki eşitlikçi, anlayış terk edildi. Kentsel toplumların göreceli olarak farklı segmentler arasındaki statik ilişkiyi sürdüren aracı kurumları ortaya çıktı. Sosyal yapı bu çağda eşitlikçi konumunu terk ederek devlete doğru geliştirildi.

 

Bu savları ileri sürerken, Garfinkel bilindik sosyal teorilere dayanmıyor.

Savlarının kaynağı, tamamen kendi çalışmaları, öznel araştırmalarıdır.

Etnografik gözlemlerde bulunuyor.

Yakındoğu’nun tarihöncesine bakıyor.

Devlet öncesi toplumlarda dansın genellikle daire şeklinde yapıldığını tespit ediyor.

“Bu tür toplumlarda dans ‘çember’ biçiminde dizilerek oluşturulur,” diyor.

Topluluk düzeyi insanların dans ederken bulunduğu yerdeki dizilişiyle belli ediliyor. 

Aynı zamanda, aynı yerde ve aynı yönde hareket ediliyor.

Çember doğrudan topluluğu sembolize ediyor.

Dans tasvirlerinde ortaya çıkan bu semboller daire biçimindedir ve topluluğun tümünü ifade ediyor.

Böylece dans sahneleri, bir ideolojisinin dışa vurumu olarak topluluğun tüm üyeleri arasında eşitliği gösteriyor.

 

Garfinkel’e göre bu durum, toplumun gerçek erdemidir. Muazzam enerjinin bir araya gelmesidir. Birlik ve etnik kimliğin yaratılması için bir araçtır ve belki de Filistin’de özlemi duyulan toplumsal kaynaşmanın tek aracıdır.

 

 

26.05.2021, Ünyekent

http://www.unyekent.com/yazi/2401-kudus-gazze-ve-filistin-2.html


 

19 Mayıs 2021 Çarşamba

Kirlenme, Arınma ve İktidar Meselesi


Kirlenme, Arınma ve İktidar Meselesi

 

 

Ünlü sosyolog ve siyaset bilimci Foucault, iktidarlardan söz ederken siyasi erki elinde bulunduranların bir süre sonra bu erkin (gücün) çekim alanına kapılarak yozlaşacağını öne sürer.

Bu kuramı 2 bin küsur yıl önce Antik Çağ düşünürü Platon ortaya atmıştır.

İktidar öyle bir güç ki, elinde bulunduranları yok edebiliyor.

Kimi zaman hızlı biçimde, kimi zaman yavaş bir süreçte…

 

****

3 Kasım 1996’da Susurluk’ta bir kamyona çarpan otomobilden devlet-mafya- siyaset ilişkisi ortaya çıkmıştı…

“Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” dendi.

“Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemi yapıldı.

Olay bir süre gündemde kaldı, birkaç operasyon yapıldı.

Çok geçmeden Sincan’da tanklar yürüdü.

28 Şubat süreciyle birlikte Susurluk unutuldu gitti.

 

****

Bugün herkes Sedat Peker videolarını konuşuyor.

Ağar’ın Yalıkavak Marina’sını, Yelda Kaharman’ı, uyuşturucu trafiğini falan…

Bir de Bakan Soylu ile sorunları varmış.

Herkes öğrendi, üzerinde günlerdir tartışıldı ve hala tartışılıyor!

“Sezon finali”ne kadar şimdilik reytingi en yüksek izlence bu…

Peker’in açıklamaları karşısında en tepede sessizlik sürerken, doğrudan muhataplarını bir telaş sardı ki, sormayın. Oysa açıklananlar, kimsenin bilmediği şeyler değil. Bilinen  ama üstüne şimdiye değin gidilmeyen olaylardı.

İktidar, muhalefet sekanslarıyla işi götürüyordu.

Ne oldu, nereden çıktı bı organize suç örgütü liderinin açıklamaları?

Neyi paylaşamadılar?

Ne istedi de, vermediler?

 

****

Düne kadar, bu iktidar için ahkâm keserken iyiydi.

Akademisyenleri kanlarında boğarken, sesleri çıkmadı da, iki yıl önce ne oldu?

Peker, neden soluğu yurt dışında aldı?

Niyeyse, bu kısma girmiyorlar.

Ortaklığın bozulduğu nokta, sanıyorum sezon finalinde açıklanacak.

Bekliyoruz.

Biri yurt dışına çıkarken, bir başkası cezaevinden tahliye ediliyordu.

Nöbet değişimi, görev devri miydi, bilmiyoruz.

Peker’in oyuna getirildiği açık.

Boşuna “racon” kesmiyor.

Keserken de bazı tutarsızlıklar yapıyor.

Kendisine yapılan haksızlık karşısında sosyal medyayı kullanıyor.

“Bir tripoda, bir kameraya yenileceksiniz!” diyor.

Elinden fazlası da gelmiyor.

(Mafya hesaplaşmasının günümüzdeki hali…)

Kanını dökmeye kalktığı akademisyenlerden özür diliyor.

Kendisine prim vermeyen “Sol” kesimi “çakma” ilan edip, genelde Solculara barış çubuğu uzatıyor.

“Ben sağcı-solcu değilim” diyerek, masasının üzerine Troçki’nin kitabını koyuyor.

Belki de kendini onunla özdeşleştiriyor.

Öte yandan “Turancılık” kısmını bir kenara bırakamıyor.

 

****

Neyse, görünen o ki, iktidar oligarşisinden Peker’i şutlamışlar.

Ağabeyi, akıl veriyor; “Gel, sen de yargılan benim gibi” diyor.

(Mafyanın bu “delikanlı” versiyonunu, eski eşini paralı adamlarına öldürtmesiyle hatırlıyoruz. Ama Peker, bu dala şimdilik basmıyor.)

Artık iktidar ilişkilerinin yeniden hangi noktada olduğunu Peker videolarından anlıyoruz.  

Foucault haklı…

İktidarlar, er ya da geç…

Gücü elinde bulunduranı bir vesileyle yok etmeye namzet.

Bizde sorun, yerini alacak alternatifte.

 

 

19.05.2021, Ünyekent

http://www.unyekent.com/yazi/2386-kirlenme-arinma-ve-iktidar-meselesi.html

 


 

8 Mayıs 2021 Cumartesi

Bu Nasıl Kapanma

 

Bu Nasıl Kapanma

 

“Tam Kapanma”dan bahsediliyordu.

Detaylar henüz belli değildi.

Geçen yazımızın başlığı da “Tam Kapanma” idi.

43 Maddelik genelge henüz yayınlanmamıştı.

Açıklandığında anladık…

“Tam” değil…

“Yarım” bile değil.

Bazıları için değişen bir şey yok, her şey eskisi gibi devam.

Mağdurlar yine mağdur!

 

****

Tüm dünya açılırken…

Biz neden kapanıyoruz?

Hindistan ve Brezilya dışında neredeyse tüm ülkeler artık normalleşme sürecine girdi. Ülkemizde ise günlük ölüm sayısında rekor üstüne rekor kırıyoruz.

Salgın vakaları azalmıyor, aynen devam ediyor.

Umutları bu sözde kapanmaya bağladık.

İçişleri Bakanı da kafayı “alkollü içki” satışlarına taktı.

 

****

Eğitim kurumları dışında tüm kamu kuruluşları açık.

Fabrika ve işyerlerinin neredeyse tamamı açık…

İnşaatların ve üretim yapan tesislerin çoğu, bankaların ve birçok şirketin açık olduğu ve haliyle tüm toplu taşımanın işler halde olduğu bir durumu nasıl “tam kapanma” olarak tanımlayabiliyoruz.

Otellerin tamamı açık, marketler açık, taksiler vızır vızır geçiyor penceremin önünden...

Sokaklar, caddeler boşalmış değil.

Paket servis yapabilen lokantalar, restoranlar açık!

Sadece biz mi evdeyiz?

 

****

Sadece biz mi çıkmıyoruz sokağa?

Evden “online “ eğitime devem etmeye çalışıyoruz.

İki de bir “internet” gidiyor.

Arızayı arıyoruz, kayıt düşülüyor.

Arıza gider gibi oluyor.

“Giderildi” diye kısa mesaj göndermemiz isteniyor.

Gönderiyoruz.

Ertesi gün tekrar bozuluyor.

 

****

Hastan var, gidip göremiyorsun,

Yardımcı olamıyorsun.

Hastalanıyorsun doktora, hastaneye gidemiyorsun.

Tüm servisler aralarında anlaşmışlar gibi Bayram sonrasına randevu veriyor.

Anlayacağınız…

Mağdurları iyice mağdur etmek için gerekli son hamle...

Son vuruş!

 

****

Mağdur olmayanlar için hava hoş…

Onların tuzu zaten kuru.

Günlük geçim dertleri yok.

Akşam evime ne götürebileceğim diyen, günü birlik yaşayıp yiyen kesim düşünsün!

17 gün boyunca beş yıldızlı otellerde rezervasyon yapamayacak…

Arkadaş grubuyla birlikte tekne kiralayıp denize açılamayacaklar!

Pandemi tatili onlar için “aç kalma” tehditi olacak.

 

Son malumu ilanla bitiriyorum:

 

İçişleri Bakanı Soylu; alkol satış yasağının kalktığı yönündeki iddiaları yalanlayarak, "Doğru değil, tam kapanma boyunca devam edecek. Kısıtlamalar başladığında (14 nisan) 63 bin olan vaka sayısını bugün 31 binlere getirdik. Demek ki aldığımız kararlar doğru-“dedi.

Hoşça kalın, sağlıklı kalın.

 

 

08.05.2021, Ünyekent

http://www.unyekent.com/yazi/2378-bu-nasil-kapanma.html