4 Şubat 2009 Çarşamba

ÜNYE’DE SİNEMA YILLARI-I

“Gerçek, bazen yalnızca düştür.”
Istvan Szabo (Macar yönetmen)


Sinema Günlükleri 1:
Tarih: 25/12/2008, Perşembe.

Ünye’den üç arkadaş Cem Yılmaz’ın Arog filmini izlemek için Fatsa’ya gitmiştir. 20 gün önce vizyona giren film, ilk gün açılışıyla gişe rekorunu zorladığı için, üç arkadaş telefonla yerlerini ayırtmış, saatinde sinemada yerlerini almış, arkalarına yaslanarak keyifle filmin başlamasını beklemiştir.
Üç arkadaş, “Beş kişiden az seyirciye film oynatılmaz!” kuralı gereği, filmi izleyemeden Ünye’ye dönmek zorunda kalmıştır.
Filme kendilerinden başka gelen olmamış, bilet paraları iade edilmiştir.

Sinema Günlükleri 2:
Tarih: 1948, Ünye’nin sinema ile tanışıklığı:
Ünye’de modern anlamda ilk sinema Tan Sineması adıyla 1948’de açılır. Samsun’dan gelen Yusuf Bulut, karakolun yanına (şimdiki Akbank’ın olduğu yer), Ünye’nin ilk sinemasını açar. (Fotoğrafları günümüze aktaranlar, Nazlı Şenalp, Eren Tokgöz)
Daha önceki yıllarda, modern anlamda bir sinema salonu yoktur. Ancak Batılı toplumlarda olduğu gibi, gezici ekiplerin, bir kaç seans için kiraladıkları mekânlar, portatif makinelerle gösterilen filmlerden söz etmek mümkündür.
Sinema, radyolu yılların adından yaşanan büyük bir değişikliktir. Ünyelinin dünyaya açılan penceresidir. Afrika’nın balta girmemiş ormanlarıyla tanışır, fillerle, aslanlarla arkadaş olur. Tarzan’la birlikte macera yaşar. Yahut “Vahşi Batı” da at koşturan bir kovboydur, Kızılderilidir, yahut tarihi dekorlar içinde bir gladyatör olur.
Tan Sineması açıldıktan birkaç ay sonra, bu defa Ünyelilerin kendisi Yalıkahvesi’nde Belediye’nin depo olarak kullandığı binayı sinema olarak kullanıma açarlar. Zaten bu bina geçmiş yıllarda, bando ve musiki kuruluşlarının konser verdiği, zaman zaman sinema gösteriminin yapıldığı eski bir binadır. Bir tarafıyla denizin içinde kalan, yalı kazıklarıyla desteklenen binada çok eski zamanlarda sinema izlendiği söylenmektedir. Eski radyoculardan Fatalis Ahmet (Akbulut) ve tüccar Mustafa Kalemen ortaklığında modernize edilen ve hizmete açılan bu sinemanın adı Yeni Sinema olur.
Tan Sineması, yeni açılan sinema ile rekabete dayanamaz, kapanır. Yusuf Bulut Samsun’a döner. Tan’dan boşalan yere, Yalıkahvesi’ndeki Yeni Sinema taşınır. Yıl: 1950
Bir sonraki yılın yazında, Yeni Sinema’yı kuranlar, Cumhuriyet Meydanı sahilinde yazlık Park Sineması’nı açar. 1951 – 1954 Yılları arasında hizmet veren bu sinema, yerini Paşabahçe Melek sinemasına bırakır.
Uzun yıllar hizmet veren yazlık Paşabahçe Melek Sineması (1954 – 1972), Ünye’de uzun yaz gecelerinin vazgeçilmez mekânlarından biridir. Çoluk çocuk, neredeyse Ünye’nin bütün aileleri akın akın sinema sandalyelerini doldurur.
Eski bir sinema emekçisi Ömer Ataş (Ünye 1938 doğumlu, 13 yaşından itibaren sinemada çalışmış), bize sinema günlüklerimizde yardımcı olurken, sinemayla ilgili anılarını aktardı. Adı, hala Sinemacı Ömer olarak anılan Ömer Ağabey, 1950 – 60 arasını “sinemanın altın yılları” olarak nitelendirdi. (Biz, bu sıfatı 60’lı yıllara daha uygun gördük.)

Sinema Günlükleri 3:
Tarih: 1954, Ünye’de Paşabahçe Melek Sineması’nın açılışı.
Sinemacı Ömer’in anlattığıdır.
(Karakin Usta ve arkadaşı, Paşabahçe Melek Sineması’nda filmin başlamasını bekliyorlar. )
Meydandaki Park Sineması karayolu ihalesi alanına girince, yeni bir yazlık sinema projesine girişilir. Nahit Heper, Aptullah Haznedar, Mahir Kocoğlu ve Ahmet Akbulut’un katılımıyla Saray Hamamı yanında, Paşabahçe’de yazlık Melek Sineması kurulur. Gösterime ilk giren film, İtalyan yapımı Merhamet’tir. Filmi 10 günde 7.500 kişi izler. 1954 Yazında Ünye nüfusu 10.000 kişi civarındadır. (Demek ki, filmi üst üste birkaç defa izleyenler olmuş. Çevre ilçelerden ve köylerden gelenler de izlemiş.)

Yazlık yahut kışlık, sinemalar sadece film gösterilen mekânlar değil, aynı zamanda tiyatro, konser, düğün salonudur. Siyasi parti yahut dernek toplantılarının yapıldığı yerlerdir.

Sinema Günlükleri 4:
Tarih: 1960’lı yıllar, Ünye’de sinemanın altın yılları.
Sinema bir şölendir:
Çocukluk ve ilkgençlik yıllarımıza damgasını vuran 60’lı yıllarda sinemanın çok özel bir yeri vardı. Topluca izlenen bir gösteri olmaktan öte, her birimiz için sinema bir şölendi. Birlikte koşup oynadığımız, Teksas-Tommiks çizgi romanları takas ettiğimiz, “makinist ışık!” yahut “Makinist ses!” nidaları atığımız, heyecandan titrediğimiz, hüzünlendiğimiz, kahkaha attığımız yerlerdi. Topluca bir ayini gerçekleştirir gibi, perdedeki görüntüyle bütünleşir, Sinemacı Ömer Ağabeyin uyaran sert sesiyle kendimize gelirdik.
Sinemalı yıllar, “Beş dakika ara”larda yenen fındıklı kurabiye, simit, içine nohut doldurulmuş gazoz demekti.
Cumartesi günleri yapılan çocuk matineleriyle yetinmeyip, henüz çocuk sayıldığımız dönemde Pazar günleri kadınlar matinesine giderdik. Tanıdık bir ablanın eteğine yapışarak filmi bedavaya getirme şansımız vardı. Kadın matinelerinde daha çok yerli melodramlar oynatılırdı. Önceleri Cahide Sonku, Belgin Doruk gibi isimlerin filmleri varken, daha sonra Fatma Girik, Filiz Akın, Türkan Şoray ve Hülya Koçyiğit’in filmleri afişlerdeki yerini aldı. Cüneyt Arkın, Ediz Hun, Kartal Tibet’i, Kadir İnanır ve Tarık akan takip etti.
Spartaküs, Benhur gibi dev yapımları bu dönemde izledik. (Yıllar sonra aynı filmleri izlediğimizde, aynı dehşetli duygulardan bir hayli uzakta olduğumuzu gördük.)
Televizyon, bilgisayar, atari gibi daha çok bireysel kullanıma açık araçların olmadığı dönemde sinema, çocuklar için vazgeçilmez bir etkinlikti. Sadece çocuklar için değil, Ünye’nin ileri gelen tüm bireyleri, maaile sinemaları doldururdu. Hatta her film değiştiğinde, sinemanın daimi müşterileri vardı. Abone sistemiyle çalışıldığı bu dönemde, bazı koltuklar, bazı isimlere tahsis edilmişti. ( Örneğin, bu metni yazanlardan Varilci’nin dayısı rahmetli Yaşar Kemal Tokaç, Konak Sineması abonesi idi.)


Haftaya diğer sinema günlükleri:
Efsane sinema: Konak Sineması.
Ünye’deki diğer sinemalar.
Sinemanın Çöküşü.
Elveda Sinema.


Ünye Tarih Araştırma Grubu
Ahmet Derya VARİLCİ
Ahmet KABAYEL

2 yorum:

  1. bu siteyi ilk defa gördüm. iyi ki böyle güzel bir site kurmuşsunuz. Mehmet akif ersoy üniversitesinde halkla ilişkiler bölümünde okuyorum 2. sınıf ögrencisiyim. hocalarımız ödev vermese böyle güzel bilgilerden mahrum kalacakmışım. kuruculara teşşekkür ederim.
    Elif Şenoğlu

    YanıtlaSil
  2. Biz teşekkür ederiz Elif, başarı dileklerimizle...

    YanıtlaSil